SAĞLIK - 18 Ekim 2024 Cuma 08:55

Laboratuvar teknikeri annesinin yanına doktor olarak atandı

A
A
A
Laboratuvar teknikeri annesinin yanına doktor olarak atandı

Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesinde laboratuvar teknikeri olarak görev yapan anne Nimet Aydın, aynı hastaneye doktor olarak atanan oğlu Erdem Aydın ile birlikte görev yapmanın gururunu yaşıyor.


Manisa’da 1991 yılından bu yana laboratuvar teknikeri olarak görev yapan ve son olarak Merkez Efendi Devlet Hastanesi’de görev yapan Nimet Aydın, eğitim hayatında desteğini esirgemediği Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu oğlu Erdem Aydın’ın aynı hastaneye atanmasıyla gurur ve sevinci bir arada yaşadı. Aynı birimlerde görev yapmasalar da Acil Servis Hekimi oğlu Erdem Aydın’ın hastalardan tahlil istemesiyle adını laboratuvar bilgisayarlarında gören anne Nimet Aydın, bu mutluluğu çevresiyle paylaşmayı ihmal etmiyor.


Oğluyla aynı hastanede görev yapmanın çok güzel bir duygu olduğunu ifade eden anne Nimet Aydın, “1991 yılında Manisa Doğumevi’nde laboratuvar teknisyeni olarak göreve başladım. Oğlum da bu sene buraya atandı. Acil bölümünü pratisyen hekim olarak atandı. Çok güzel bir duygu, beraber çalışmak. Herkese nasip olmasını dilerim. Burada acilde çalıştığı için pek yanına gitmiyorum. Görev başındayken pek rahatsız etmek istemiyorum. Ama bilgisayarda tahlil falan istediğinde ismini görüyorum. Güzel bir hastane oğluma da nasip olduğu için çok mutluyum” dedi.


Annesinin hastane işleyişi hakkında kendisini bilgilendirdiğini ve her konuda yardımcı olduğunu söyleyen Pratisyen Hekimi Erdem Aydın, “2024 yılının Haziran ayında Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. İlk görev yerim burası. 10 Eylül’de başladım. 1 Ekim’den bu yana burada nöbet tutuyorum. Annem de olduğu için burayı yazdım. Hem ailem burada. Alışma sürecinde annem bana yardımcı oldu. Hastanenin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmamı sağladı. Bazen tahlil istiyorum. Annem de benim ismimi görüyor. Mutluyum, beraber çalışmak güzel” dedi.


Merkezefendi Devlet Hastanesi olarak bir aile ortamında çalıştıklarını söyleyen Başhekim Yardımcısı Dr. Özlem Susur, “Biz bir aileyiz. Zaten hastane olarak da hastanemizde bir aile ortamı var. Aynı zamanda böyle bir aileye sahip olmakta çok güzel. Onlarla çalışmak büyük bir keyif. Her konuda çok iyiler, inşallah bundan sonra da yolları açık olur. Birlikte çalışmaya devam ederiz. Nice ailelere ev sahipliği yaparız” diye konuştu.



Laboratuvar teknikeri annesinin yanına doktor olarak atandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum Teknik Üniversitesi, eş zamanlı ICBES ve ICHER sempozyumlarına ev sahipliği yaptı Erzurum Teknik Üniversitesi, 17-19 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen 9. Uluslararası İşletme ve Ekonomi Çalışmaları Konferansı (ICBES) ile 9. Uluslararası Beşerî Bilimler ve Eğitim Araştırmaları Konferansı’na (ICHER) ev sahipliği yaptı. Sempozyumlar, çevrimiçi ve yüz yüze formatlarda eş zamanlı olarak düzenlenmiş olup, açılış töreni ETÜ Muammer Yaylalı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, teknoloji dünyasındaki hızlı değişimlerin sosyal bilimler üzerindeki etkilerini vurgulayarak disiplinler arası iş birliğinin önemine değindi. ICHER’in açılış konuşması, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Kacıroğlu tarafından "İlkelliğin İhtişamı" başlıklı sunumla yapılırken, ICBES’in açılış konuşmasını İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yılmaz Kaplan, “Endüstriyel Toplumdan Ekolojik Topluma Geçişte Döngüsel Ekonominin Önemi” başlıklı konuşmasıyla gerçekleştirdi. Sempozyumlar boyunca, İİBF ve Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen oturumlarda ekonomi, işletme, sosyoloji, edebiyat, tarih ve eğitim bilimleri gibi farklı disiplinlerden 119 bilim insanı 85 bildiri sundu. Toplamda 20 oturum gerçekleştirilmiş olup, etkinlikler çevrimiçi platformlar üzerinden de takip edildi.
Ordu Hasadı biten fındıkta kırma ve kavurma dönemi Ordu’da fındık sezonunun bitmesinin ardından üreticiler mahsullerinin büyük kısmını satarken, çerezlik fındıklarını ise kurulan tesislerde kırma, kavurma ve paketleme yaptırarak çerezlik ihtiyaçları için hazırlıyor. Teknolojinin gelişmesi ile fındıklar artık geleneksel yöntem olan sobalarda değil, fındık kavurma makinelerinde kavruluyor, sonrasında ise bozulmaması için vakumlanarak saklanıyor. Fındık üretiminde yerel işletmelerin artmasıyla, Karadenizli fındık üreticileri artık ürünlerini yerel işletmelerde işleyerek katma değer sağlıyor. Farklı illerde yaşayan vatandaşlar bulundukları yerde fındık kırma ve kavurmaya uygun ortam bulunmadığı için Ordu’nun birçok ilçesinde bulunan fındık kırma, kavurma ve vakumlama tesislerini tercih ediyor. Altınordu ilçesinde bulunan tesis sahipleri, randevu sistemi ile çalıştıklarını ve talebin çok fazla olduğunu belirtiyor. “Randevulara yetişemiyoruz” Tesis sahibi Murat Şen, eşi ile birlikte özel sektörü bırakarak böyle bir tesis kurduklarını söyledi. İnsanların getirdikleri kabuklu fındıkları kırıp, kavurup paketli bir şekilde kendilerine teslim ettiklerini söyleyen Şen, “İnsanlar için kolay oluyor. Markette kavrulmuş fındığı pahalı fiyata satın almak yerine kendi taze fındıklarını daha uyguna yemiş oluyorlar. Onlar için de güzel bir hizmet. Talep şu anda çok fazla, randevu sistemi ile çalışıyoruz. Ordu genelinde 2-3 tane tesis vardı, şu anda 100 civarında tesis var. Randevulara yetişemiyoruz, 2-3 hafta sonrasına gün verebiliyoruz” dedi. Ev kadınlarına iş kapısı Eşi ile birlikte tesisi çalıştıran Cemre Şen ise ev kadınlarına da istihdam sağladıklarını, insanların kendi fındıklarını yedikleri için mutlu olduklarını kaydetti. “İnsanlar kendi fındıklarını kolay bir şekilde kuruyemiş haline getiriyor” Tesiste çalışan Serap Bordanacı, hem hane ekonomisine katkı sağladıklarını hem de insanların kendi fındıklarını kolay bir şekilde kuruyemiş haline getirdiklerini söyledi. Vakumlanan fındıkların bir yıl kadar saklanabildiğine dikkat çeken Bordanacı, dileyen müşterilerin fındık ezmesi yaptırabildiklerini de sözlerine ekledi. “Hazır paketlenmiş fındığa göre maliyeti düşük” Rabia Bordanacı isimli tesis çalışanı da bu şekilde hazırlanan fındıkların fabrikalarda paketlenen ve kavrulmuş olarak satılan fındıklara göre daha az maliyetli olduğunu kaydetti.
Ankara AYM Başkanı Özkaya: "HDP kapatma davasında raportörün incelemesi sürüyor" Anayasa Mahkemesi (AYM) Ankara’da bir otelde "Basın Bilgilendirme Toplantısı" düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını cevaplayan AYM Başkanı Kadir Özkaya, "HDP kapatma davasında raportörün esas incelemesi sürüyor" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, "Basın Bilgilendirme Toplantısı" kapsamında gazetecilerle bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başkan Özkaya, HDP’nin kapatılması çerçevesinde görülen davanın uzamasına ilişkin, dosyaların inceleme aşamasında olduğunu belirtti. Özkaya, "HDP kapatma davasında raportörün esas incelemesi sürüyor. HDP davasının bugüne kadarki davalardan iddianamenin niteliği itibarıyla önemli bir farkı var. İddianamede 3 binden fazla kovuşturma ve soruşturma dosyası delil olarak gösteriliyor. Bu adli dosyaların bazıları da hala devam ediyor. Raportör gerekli güncellemeleri yapıyor. 1 yıl 6 aydır raportör incelemesi sürüyor. HDP kapatma davasında esas inceleme raporunun henüz tamamlanmamış olmasının esas sebebi bu" dedi. Özkaya, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin AYM’ye karşı söylemlerine ilişkin ise, "Anayasa Mahkemesi kararları ile yoluna devam ediyor. Bu tür tartışmalarla ilgili yorum yapmayacağım" ifadesini kullandı. Yargıtay ile AYM arasında yaşanan gerginliğe değinen Özkaya, "İki yüksek yargı kurumunun bu tür tartışmalar hakkında konuşmasını doğru bulmuyorum. AYM’nin bireysel başvurularda ihlal kararı oranı yüzde 3 seviyelerinde. Bu da AYM’nin iddia edildiğinin temyiz işlemi yapmadığının önemli bir göstergesi. AYM, vereceği bir kararda Yargıtay’da içtihat değişikliğine neden olacaksa o dosyada artık Yargıtay ile görüşme yapıyor. Arada yeni dönemde böyle bir mekanizma kuruldu. Yargıtay’ın ön dosya ile ilgili görüşü de alınıyor" şeklinde konuştu. Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay’a ilişkin yargı kararına uyulmaması üzerine yapılan 3. başvuru ile Gezi davasında yapılan bireysel başvuruların ne zaman gündeme alınacağı sorusuna Özkaya, "Dosyalar hazır olduğunda incelenir hale geldiğinde değerlendirilecek. Takvim veremiyorum ama çok uzamaz" cevabını verdi. ’Sokak Hayvanları’ yasasına da değinen Başkan Özkaya, "Konu ile ilgili raportöre talimat verdik. ’Elindeki dosyaları bir kenara bırak bu dosyaya yoğunlaş’ dedik. Rapor tamamlandığında bekletmeksizin gündeme alınacak. Bu konunun kamuoyu gündeminden çıkarılması gerekiyor" diye konuştu.
Sakarya Film sanatının kalbi yine Sakarya’da attı Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla bu yıl 10’uncusu düzenlenen Sakarya Uluslararası Kısa Film Festivali, yine film sanatının kalbinin attığı yer oldu. 44 farklı ülkede 2 bin 533 yapımın başvurduğu ve finalist 20 filmin yarıştığı, Türk sinemasının duayen isimlerinin katıldığı festivalde şölen tadında bir final yapıldı ve ödüller sahiplerini buldu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 10’ncusu düzenlenen Uluslararası Kısa Film Festivali kapanış programıyla son buldu. Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen kapanış programına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, sinema sanatçıları, yönetmenler, akademisyenler, öğretim üyeleri, öğrenciler ve sinemaseverler katıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle organize edilen uluslararası festival, bu yıl Türk sinemasına yıllarca hizmet etmiş; Canan Perver, Temel Gürsu, Ayfer Özcan, Suna Selen, Yavuz Karakaş, Ali Yılmaz, Kaya Ererez, Şermin Hürmeriç, Mahmut Cevher, İncilay Özdemir, Mustafa Uzunyılmaz, Ali Düşenkalkar, Engin Şenkan, Pelin Akil, Necdet Kökeş ve A. Selim Tuncer’e onur ödüllerini takdim etti. 44 farklı ülkeden 2 bin 533 yapımın başvurduğu festivalde sinemanın duayenlerinin bulunduğu ana jürinin seçimleriyle kurmaca ve belgesel kategorilerinde ödüller sahiplerini buldu. Kurmaca kategorisinde yönetmenliğini Yaşar Güney Yurdakul’un yaptığı ‘Kötü Bir Gün’ adlı kısa film birincilik ödülüne layık görülürken, belgesel kategorisinde ise yönetmenliğini Mert Kartal’ın yaptığı ‘Kırmızı Çanta’ adlı kısa film birinciliği kazandı. Gençleri kültür ve sanatla buluşturmak için çalıştıklarını söyleyen Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, “Sanat toplumların ve şehirlerinin gelişmişlik seviyesinin en önemli göstergesidir. Biz bu anlamda şehrimizde yapılan faaliyetlerin devamını, kültür ve sanattaki eksiklerimiz gidermek için çalışıyoruz. Gençlerimizi kültür ve sanatla buluşturmaya çalışıyoruz. Hatıralarımızla dolu olan AKM’yi yeniden düzenliyoruz. Önümüzdeki ay şehrimizde devlet tiyatrolarını ve sanatçılarını ağırlayacağız” dedi. Başkan Alemdar ayrıca, “Biz kadim kültürümüze uygun, onları besleyecek, geleceğimize ışık tutacak yapımları hızlandırmamız gerekiyor. Sanatın ve kültürün toplumun birleştirici gücü olduğunu önemle söylüyorum. Bu anlamda bu yıl 10’uncusunu gerçekleştirdiğimiz festivalde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Belki küçük bir hedefle başlayan bu çalışma bugün uluslararası olarak düzenleniyor olması bizim bu alanda en iyisini yapacağımızı gösteriyor” diye konuştu. Festivale ve sinema tarihine ilişkin bilgiler paylaşan RTS Bölüm Başkanı Doç. Dr Mustafa Aslan’ın ardından söz alan Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Film çekmek için bilgiye ve derde ihtiyacınız var. Derdi olmayanın filmi olamaz. Kısa film için ise dijital uygarlık çağına uygun hikaye anlatım biçimidir. Kısa filmcinin parası yoktur, hikayesi vardır. Kısa film uzun metraj filmden çok daha zordur. O nedenle bugün burada festivale katılan tüm genç arkadaşlarımızı kutluyorum. Festivalin hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.