GÜNDEM - 05 Kasım 2024 Salı 18:20

Kula Emniyeti’ne 12 yeni araç

A
A
A
Kula Emniyeti’ne 12 yeni araç

İçişleri Bakanlığı tarafından Manisa’nın Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Kula Bölge Trafik İstasyon Amirliğine tahsis edilen 12 yeni araç, düzenlenen törenin ardından hizmet vermeye başladı.


Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen programda konuşan İlçe Emniyet Müdürü Ali Rıza Gökmen, “Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, İçişleri Bakanlığımızın koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğümüzce tüm ülkede gerçekleştirilen ve İstanbul’da Cumhurbaşkanımızın katılımıyla 7 bin 204 aracın devir teslim töreni tamamlanmış, bu araçlardan 178 tanesi ilimize tahsisi yapılmıştır. O araçlardan 7 tanesi ilçe emniyet müdürlüğümüze 5 tanesi de Bölge Trafik İstasyon Amirliğimize gönderildi. Kula İlçe Emniyet Müdürlüğümüze katılan araçlarla, sunduğumuz hizmet daha hızlı ve daha güvenli olacaktır. Yeni araçlarımız ilçemize hayırlı olsun" dedi.


Hizmete alınan araçların Kula İlçe Emniyet Müdürlüğüne ve Bölge Trafik İstasyon Amirliğine hayırlı olmasını dileyen Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, “Bakanlığımız bütçesi ve hayırseverlerin katkıları ile hizmete alınan araçlarla emniyetimiz daha hızlı ve daha etkili görev yapacak. Emniyetimizi de daha güçlü hale getirecek. Polis ve jandarmamızın ayağına taş değmesin. Yeni araçlarımız Kula’ya hayırlı olsun" dedi.


Kula İlçe Emniyet Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen programa Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, İlçe Emniyet Müdürü Ali Rıza Gökmen, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Bayram Yüksel, AK Parti Kula İlçe Başkanı Nejdat Gülmez ve davetliler katıldı.



Kula Emniyeti’ne 12 yeni araç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İnat uğruna ayrılmışlardı, 2’nci nikahları hastanede kıyıldı, 65 yaşındaki gelin çiçek atma hayalini de gerçekleştirdi Uzun yıllar evli kalan 76 yaşındaki Ali Gezer ve 65 yaşındaki Meryem Gezer inat uğruna boşanmalarının ardından hastane odasında yeniden dünya evine girdi. İlk evliliği sırasında çiçeği olmadığını söyleyen Gezer’in hastane odasında çiçeğini sağlık çalışanlarına attığı anlar renkli görüntüler oluşturdu. Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım’ dedi, çocuklar burada gitmem dedim, küstük, ayrıldık. Eşim 1997’de kalp ameliyatı olunca doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim, o kadar çok sevdim. Ayrılıkta çok kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Çiçek atmamıştım şimdi o eksiklik gitti” dedi. 76 yaşındaki Ali Gezer, yıllar önce evlendiği 65 yaşındaki Meryem Gezer ile edinilen bilgiye göre zaman içinde çocuklarının yaşadığı İstanbul’da mı yoksa Sivas’ta mı yaşayacakları üzerine sürekli sorun yaşadı, inatlaşan çiftten geri adım atan olmayınca çift 2019 yılında boşandı. Çiftin hikayesi ise akıllara turşunun limonla mı yoksa sirke ile mi yapıldığı konusunda tartışan, sonrasında boşanan çift ve çocuklarının yaşamını anlatan başrollerinde usta oyuncular Münir Özkul ve Adile Naşit’in olduğu Neşeli Günler filmini getirdi. Yaşlı çift, ayrı geçirdikleri zaman içerisinde yeniden evlenmeyi düşünseler de bir türlü bir araya gelemedi. Geçtiğimiz aylarda ise evlenmeye karar vererek 25 Kasım’a nikah günü aldılar ancak Ali Gezer, akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yatışı yapılan Gezer’in nikah günü de hastanede olacağı anlaşılınca aile nikah memuru ve hastane yönetimiyle irtibata geçti. Başhekim Prof. Dr. Nurettin Yiyit ve ekibi memnuniyetle nikaha ev sahipliği yapacaklarını iletince çiftin nikahı hastanede planlandı. Yıllar önce atamadığı çiçeği hastanede odasında sağlık çalışanlarına attı Beyaz eşarbını takıp, krem rengi yeleğini giyerek hastaneye gelen Meryem Gezer’in uzun yıllar hayat arkadaşlığı yaptığı Ali Gezer ile nikahı tedavi gördüğü hastane odasında kıyıldı. Meryem Gezer, ‘Ölüm ayırıncaya kadar evet’ derken Başhekim Prof. Dr. Yiyit’in ve aile yakınının şahitliğinde yeniden evlenen çift, hastalıkta sağlıkta sözünü de yeniden yaşattı. Hastane odasında kıyılan nikah ise renkli görüntüler oluşturdu. Yıllar önce nikahında çiçek atmadığını söyleyen Gezer’in nikah sonrası rengarenk çiçeğini sağlık çalışanlarına fırlattığı anlardaki mutluluğu ise kameraya yansıdı. “Ayrılıkta çok kızdım ama bu hali ciğerimi parçaladı” Geçmişte yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle ayrıldıklarını anlatan 65 yaşındaki Meryem Gezer, “Memlekette yaşayacağım, İstanbul kalabalık’ dedi, korona da vardı. Ben de çocuklar burada çalışıyor, torunlar, oraya gitmem dedim. Küstük, o istedi, ayrıldık. Ben ayrılmayı istemedim, yalvardım ama şimdi de kendi istedi. Yıllarımı geçirdim, onun bu hali beni çok yıprattı, çok üzülüyorum. 1997 yılında kalp ameliyatı olunca eşim, doktora ‘Benim kalbimi verin’ dedim. Ben o kadar çok sevdim. Gözümü açtım onu gördüm, küçük yaşta evlendim, bunları bir kalemde silip atamıyorsun. Evet, ayrılıkta çok kırıldım, kırgındım, kızdım ama bu halini görünce ciğerim parçalandı. Daha yakından ilgileneceğim için mutlu oldum. Gelinlik giydim, davullu zurnalı düğünüm oldu ama çiçek atmamıştım, o zaman çiçek yoktu ki gelinlerin eline veriyorlardı, kendileri alıp vitrine koyuyorlardı. Benim elimde çiçeğim de yoktu, köy yerine gelin giden ne olur o kadar, şimdi o eksiklik gitti” dedi. “Böyle beklemiyordum, çok mükemmel oldu" Hastanedeki nikahın beklediğinin çok daha güzel olduğunu söyleyen çiftin 47 yaşındaki kızı Düriye Gezer anne ve babasının yeniden bir araya gelmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Gün almıştık fakat nasıl olur dedik. Babam hastaneye geldi, acile aldıklarında nikah günleri vardı. Devlet memurları gelebiliriz dedi sonra rica ettik, başhemşiremiz sağ olsun ‘Tabi ki olabilir, neden olmasın’ dedi, çok sevindik ve babama çok büyük moral oldu. Şu an annemle evlendiler ve çok değişik bir şey oldu, hiç böyle beklemiyordum. Çok mükemmel oldu, hastane çalışanlarına çok teşekkür ederim özellikle başhekimimiz gerçekten harikaydı. Benim için çok güzel bir şey oldu, kaç yaşında olursanız olun anne baba ayrılınca çok sıkıntılı dönemler yaşıyorsunuz. Babamın mutlu olmasına gerçekten çok sevindim zaten annemden ayrıldıktan sonra düştü. 2019’da boşandılar, annem çok heyecanlıydı belki de ilk evliliğinde bu kadar heyecanlanmamıştı, gerçekten çok güzel oldu” “32 senedir burayım, bizim için de çok ilginç oldu" Hastasının durumuna ilişkin bilgi veren ve hastanedeki nikahın kendileri için de hoş olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Atilla Uysal, “Kasım ayı, göğüs hastalıkları açısından bir farkındalık ayı, tütünün her türlüsü zarar, o nedenle tütün ürünlerini kullanmamamız gerekiyor. Başta ölümcül olduğu için söylüyorum; akciğer kanseri, süreğen olduğu için ve hastalarımızın yaşam kalitesini son derece bozduğu için KOAH hastalığı, zatürre için de risk faktörü olduğu için tütün, tütün ürünleri son derece zararlı. Klasik kullanımı dışında elektronik versiyonları çok popüler olmaya başladı. Dumansız tütün ürünleri diye daha az zararlı olduğu söyleniyor ama hepsi zararlı. Bu hastamız 76 yaşında, bize hızlı gelişen bir solunum yetmezliğiyle yattı, daha önce bilinen bir hastalığı da vardı, yatırmak zorunda kaldık. Bizim için de çok ilginç oldu, 32 senedir burayım, heyecan, mutluluk verici de bir olay. Tatlı telaşlar derler ya böyle bir telaş da kliniğimizde olmuş oldu. Hastamız uzun bir evlilikten sonra çok da kısa sayılmayacak bir ayrılık sonrası tekrar evlenmeye karar vermiş, onun için de bir program yapmışlar. Kliniğimizde buna şahit olmak bizim açımızdan da mutluluk verici bir durum oluşturdu. Sağ olsun Başhekim Nurettin Yiyit Hocamız da buna izin verdiler” şeklinde konuştu.
İstanbul Ümraniye’de otomobil takla attı: 1 yaralı Ümraniye’de emniyet şeridinde duraklama yapan otomobil, bir anda yola atlayınca solundan gelen araca çarptı, ardından takla atarak refüje doğru devrildi. Kazada, araç içerisinde sıkışan sürücü itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kurtarılarak hastaneye kaldırıldı. Olay, geçtiğimiz gün saat 17.30 sıralarında İstanbul Çevreyolu Ümraniye Kavşağında gerçekleşti. İddiaya göre, 34 FJC 149 plakalı Volkswagen marka araç emniyet şeridinde durdu. Emniyet şeridinden bir anda normal şeride geçiş yapmaya çalışınca soldaki araca çarparak takla attı, ardından refüje doğru devrildi. Kazada G.E. isimli araç sürücüsü bulunduğu yerde sıkıştı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine ambulans, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, yaralı sürücüyü sıkıştığı yerden kurtardı. Sürücü G.E. olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Kazayı gören Muhammet Kuyumcu, “Araç sağda, emniyet şeridinde bekliyordu. Birden hareket etti, oradan bir araca çarptı, sekti. Ben hemen arkasındaydım, nöbet geçirdiğini fark ettim” dedi. Zafer Bulut isimli bir vatandaş ise, “Araç sağ tarafta durmuştu önce, bir problem olduğu belliydi. Bir anda yola fırladı. Yola fırlayınca bir arabaya çarptı, bariyerlere çarptı, sonra kendini tekrar sağ tarafa attı, vura vura en son elektrik direğine çarptı. Araba ters devrilince biz de yangın tüplerini aldık ne olur, ne olmaz diye. Kendisi şeker hastası ve doktormuş” ifadelerini kullandı. Kaza nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanırken, devrilen aracın çekici yardımıyla kaldırılmasıyla trafik normale döndü. Polis, kazaya ilişkin çalışma başlattı.
Erzurum Erzurum’un Uzundere ilçesinde doğalgaz krizi Erzurum’un Uzundere ilçesinde gece saat 02.00 sularında herhangi bir bildirim yapılmadan yaşanan doğalgaz kesintisine vatandaşlar tepki gösterdi. İlçede taşıma usulüyle sağlanan doğalgazın, depolama alanındaki gazın tükenmesi, soğuk kış gecesinde ilçe halkını zor durumda bıraktı. Özellikle yaşlılar ve çocuklu aileler, evlerini ısıtamadıkları için yakınlarının soba ile ısınan evlerine sığınmak zorunda kaldı. İlçe sakinlerinden Aytekin Er, bir gün önce sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, doğalgaz deposunun yanlış bir noktaya inşa edildiğini ve kış aylarında tırların bu bölgeye ulaşmakta zorluk çekeceğini ifade etmişti. Haklı çıkan Aytekin Er, iş insanı Adem Çavaş’tan kepçe talep ederek doğalgaz tırını depolama alanına ulaştırmaya çalışmıştı. Ancak bu çabalar da sorunun çözülmesinde yetmedi. İlçede kar kalınlığının 50 santimetreyi aştığını belirten Aytekin Er, durumun vahametini dile getirerek yetkililere çağrıda bulundu: "Vatandaşlar mağdur durumda. Acilen bir kriz masası oluşturulmalı ve ilçenin doğalgaz tedariki yeniden sağlanmalı." Hava sıcaklığının -2 dereceye kadar düştüğü ilçede doğalgazın kesilmesiyle birlikte yalnızca ısınma değil, yemek pişirme konusunda da büyük sorunlar yaşanıyor. Bu yıl doğalgaza kavuşan ilçe halkı, büyük ölçüde ocaklarını doğalgazlı sisteme çevirmişti. Ancak gece saatlerinden bu yana ilçenin tamamında ve doğalgaz verilen köylerde gaz bulunmuyor. Vatandaşlar yaşanan bu krizle ilgili tepkilerini dile getirirken, yetkililerin acil bir çözüm üretmesi bekleniyor. İlçede kar yağışı da halen devam ediyor.
Edirne Son yağışlar umut oldu: Kuru toprağa ekilen buğday çimlenmeye başladı Edirne’de Ekim ve Kasım ayında etkili olan son yağışlar, kuru toprağa ekilen buğday tohumlarının filizlenmesine yetti. Bir önceki yıl son 70 yılın en kurak kışının yaşandığını söyleyen Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, son yağışların buğdaya iyi geldiğini belirterek, çıkışlarına yetecek ve toprağı baskılayacak kadar yağış olduğunu vurguladı. İklim değişikliği ve kuraklığın etkisiyle son yıllarda buğday ekim dönemi Kasım ayına sarktı. Türkiye’nin önemli hububat üretim merkezlerinden birisi olan Edirne’de üreticiler, kuraklık nedeniyle buğday tohumlarının büyük bölümünü kuru toprağa ekti. Tarlalarını hazırlayıp yağmurun yağmasını bekleyen buğday üreticilerinin bazıları kuru toprağa ekim yapmak zorunda kaldı, bazıları ise az da olsa yağmurun yağmasını bekledi. Edirne’de etkili olan son yağışlar üreticinin yüreğine su serpti ve rahat bir nefes almasını sağladı. Yağışların etkisiyle buğday tohumlarının çıkışları sağlıklı şekilde gerçekleşti. "Dört gözle beklediğimiz bir yağıştı" Yağmur yağışını dört gözle beklediklerini söyleyen Prof. Dr. Kaya, son 2-3 yıldır kuraklıktan dolayı küresel ısınmaya bağlı büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. Geçen yıl da kuraklık yaşandığını belirten Prof. Dr. Kaya, bu yıl da aynı şekilde kuraklık yaşandığını ancak Ekim ayında gelen yağışların ilaç olduğunu söyledi. Yağmur yağdığı için üreticilerin tarlalarını hazırlama imkanı bulduğunu ve bu açıdan bunun çok önemli olduğunu aktaran Prof. Dr. Kaya, kurak bir sezon olması sebebiyle çiftçilere buğday ekimini Kasım başı ve ortalarına doğru yapmalarını tavsiye ettiklerini hatırlattı. "Son yağışlar buğdaya iyi geldi" Çiftçilerin kurak toprağa ekim yaptığını ve buğdayların yüzde 95’ine yakın bir kısmının ekildiğini ifade eden Prof. Dr. Kaya, son yağışların buğdaya iyi geldiğini belirterek çıkışlarına yetecek ve toprağı baskılayacak kadar yağış olduğunu vurguladı. Buğdayda önemli olan bir diğer noktanın ise Kasım ayı içerisinde bu çıkışların tamamlanması ve arkasından gelen bu havalarla da kışa 3-4 yapraklı devrede girmesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kaya, "Daha küçük kalırsa karsız olan donlarda bu kökleri ve zayıf gelişmiş bitkiler zarar görebilir. Daha önce ekilip çıksaydı kışa çok gelişmiş bir halde gireceği için karsız donlarda yine donma ihtimali yüksek olacaktı. Bizim istediğimiz bitkinin 3-4 yapraklı devreden fazla ya da aşağı olmamasıdır" dedi. "Son 70 yılın en kurak kışını yaşadık" Bir önceki yıl son 70 yılın en kurak kışının yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Kaya, geçen yıl da az yağışlı ve en sıcak kışlardan birisi olduğunu aktardı. Bu yıl yağışların güzel olduğuna değinen Prof. Dr. Kaya, yağışların bu şekilde devam etmesi ile güçlü bir sezon olabileceğini belirtti. Eskiden Balkanlardan gelen soğuk havanın Edirne’den girip Kars’tan çıktığını belirten Prof. Dr. Kaya, "Ama maalesef sonbahar yağışları olsun, kış yağışları olsun yaz yağışları gibi oldu. Edirne’ye yağıyor, Lüleburgaz’a yağmıyor, Kırklareli’ne yağıyor, Tekirdağ’a yağmıyor. Bu açıdan yağışlarda bir dengesizlik var. Aynı yere aynı yağış düşmedi. Yeteri kadar yağış düşmeyen yerlerde dalgalı bir çıkış söz konusu oldu. 15-20 milimetre kadar bir yağış arka arkaya geldi inşallah her yere yeteri kadar yağış düşmüştür. Bu yağışlar çıkışlar için yeterli olacaktır. Bu da bitkileri kışa iyi bir gelişmiş devre olarak gireceğini düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.