EKONOMİ - 18 Nisan 2025 Cuma 16:58

Don afetinden zarar gören üreticilerin yaptıkları masraflar karşılanacak

A
A
A
Don afetinden zarar gören üreticilerin yaptıkları masraflar karşılanacak

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, don afetinden zarar gören üzüm bağlarında incelemelerde bulunarak, "Zirai don sigortası olmayan yani Tarsim kapsamında olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranı nispetinde karşılanmasını, devletimiz taahhüt etti. Şu anda zararı yerinde görmek amacıyla Anadolu’nun dört bir tarafına dağıldık. Çiftçimiz ne harcadıysa şu ana kadar sigortalı olmayanlar için söylüyorum, bunu devletimiz ‘Evet ben senin yanındayım‘ diyorum" dedi.


Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, 10-11 Nisan tarihlerinde meydana gelen zirai don afetinin zararını yerinde incelemek üzere Manisa’ya geldi. Bu çerçevede Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde üzüm bağlarına giren Bakan Yardımcısı Gizligider, üreticilerden don afetiyle ilgili yaşadıkları sıkıntıları dinledi. Afetle ilgili alınan kararları basın açıklaması ile duyuran Bakan Yardımcısı Gizligider, "Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanımızın geçmiş olsun dileklerini sunmak istiyorum. Son yılların en büyük afetini yaşadık. Bu don olayının Manisa’mızda en yoğun yaşandığı ilçemizdeyiz. 10 Nisan 2025 gece yarısı itibariyle Manisa ile birlikte 34 ilimizde bu afeti yaşadık. Manisa, tarım sektöründe bizim için lokomotif illerden biri. 877 bin 598 dekarı aşan bir bağ alanımız var. Sadece Türkiye’de değil Dünya’da da bağcılık konusunda marka illerden bir tanesi. Tabii sadece üzüm değil, meyvecilik yapan üreticilerimiz de Manisa’da dondan etkilenmiş durumda. 10 Nisan tarihinde gece 01 ile sabah 08 arasında bazı bölgelerde eksi 3 dereceye kadar düşen bir hava sıcaklığı yaşadık. 17 ilçemiz de bundan etkilendi. Türkiye’de diğer illerde eksi 17’ye kadar sıcaklıklar vardı. Saruhanlı ise en yoğun zararın yaşandığı ilçemiz. Genellikle taban arazilerde bu sıkıntıyı yaşadık. Gediz Nehri’ne yakın, çukur ve soğuk hava akımının biriktiği bölgelerde daha yoğun bir raporlama mevcut. Olayın yaşandığı andan itibaren Manisa Valimiz, milletvekillerimiz ve tarım orman il müdürlüğü ekiplerimiz vatandaşın yanında oldular. Olayın yaşanmasından önce de 8 Nisan tarihi itibariyle Meteorolojiden aldığımız verileri üreticilerimizle mesaj yoluyla paylaşmıştık. Bir yandan da sosyal medya vasıtasıyla bu bilgilendirmeler devam etti. Manisa’da tahmin ve erken uyarı sistemlerimiz var. Bunlar da devreye girdi. Olabilecek zararların en aza indirilmesi için topyekun bir çalışma yapıldı. Nihai sonucu önümüzdeki hafta itibariyle daha yakından göreceğiz. Çünkü donun çözülmesi gerekiyor. Don var dediğiniz yerde olmayabiliyor ‘don yok’ dediğiniz yerde de bir süre sonra zararın tespiti söz konusu olabiliyor. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görevli 184 teknik personelimiz var. Hepsi alana indi ve sabahın ilk saatleri itibariyle hasar tespit çalışmalarına başladı. 140 TARSİM eksperimiz de hemen sabahına sahaya indi. Biz de geçici de olsa Manisa ile ilgili bir veri elde ettik. İlk tespitimize göre üzüm ağırlıklı olmak üzere, kiraz, şeftali, kayısı, ayva, armut, badem, ceviz, erik, zeytin gibi ürün gruplarında, 812 bin 681 dekar alanda 36 bin 738 üreticimiz don zararına uğradı. Manisa’mızda 12 bin 820 çiftçimiz 276 bin 589 dekar alanda don sigortası yaptırdı. Bu en önemli tedbirimizdi belki. Bu anlamda Manisa’nın bilinci çok yüksek. Manisa’da bağlarda sigortalılık oranımız yüzde 54. Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Saruhanlı da ise bu oran yüzde 75 olmuş, bir yönüyle en yoğun şekilde zararı yaşadığımız ilçedeyiz. Diğer taraftan da bu zarara karşı en büyük tedbiri almış ilimizde ve ilçemizdeyiz. 11 bin 946 üreticimizin 259 bin 181 dekarlık arazide zirai dondan etkilenmesi söz konusu. Bu kapsamda TARSİM’in hasar tespit süreci, geçici ekspertiz aşamasında. Geçici ekspertiz, hasarın hemen ardından yapılan ilk değerlendirme demek. Kesin ekspertizle ürünlerin gelişim süreci tamamlandıktan sonra Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşecek ve inşallah bu ödemeler de geçmiş 2 ay önce Çukurova’da nasıl ödemeler yaptıysak yine bu ödemeler gerçekleşecek. Yani bu yaşadığımız süreçle ilgili ilk ve kesin tazmin meselesinde cevabımız TARSİM. Buradan yine şu çağrıyı yapmak istiyorum. Artık iklimler değişti, hepimiz birlikte yaşıyoruz. Bir küresel ısınma söz konusu. Yaz aylarının ortasında da donla karşılaşma ya da kış aylarının ortasında fahiş sıcaklıklarla karşılaşma ihtimalimiz var. Ne yazık ki böyle bir sürece başta Akdeniz çanağı olmak üzere tüm dünyada girildi. Buna karşı alabileceğimiz en büyük tedbir sigorta. ‘Don kaç yılda bir oluyor?’ demeyin. Nasıl şu araçlara biniyorsak, zorunlu trafik sigortası yaptırıyorsak milyonlarımızı bağladığımız, bu vasıtalarımıza gözümüz gibi bakıyorsak bu bağlar bizim çocuklarımızın ekmeği. Ne olacağını bilmediğimiz afetlerin nihai çözümü, tedbir almakla başlar. Üzüm üreticilerine dolu sigortasının olduğu paketi, Devlet sigorta primlerinin yarısına ya da yaklaşık yüzde 70’ine kadar prim desteği sağlıyor zaten. Yeter ki siz gelin. Gerisiyle ilgili Ziraat Bankasının faizsiz, iki yıl geri ödemesiz, 5 yıl kredilendirmesi söz konusu. Dolayısıyla devlet aslında her kapıyı açmış durumda. Bu tür afetlerin bundan sonra olmayacağının garantisi yok. Bir diğer ek destek de şu: Sisleme, pervane ve gölgeleme ekipmanlarına da destek sağlıyoruz, yüzde 25-35 oranında prim desteği veriyoruz. Kırsal kalkınma destekleri yüzde 50’ye kadar devlet karşılıyor. Yeter ki siz gelin, devletin bu imkanlarından faydalanmak isteyin" dedi.



Don afetinden zarar gören üreticilerin yaptıkları masraflar karşılanacak


İlk andan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili bilgilendirildiğini belirten Gizligider, sözlerine şöyle devam etti: "Meclis, tüm partilerinin katılımıyla bir komisyon kurdu, bundan sonra alınması gereken tedbirler burada alınacak. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından salı günü kabine sonrası millete sesleniş şekliyle açıklandı. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı, bizim için bu gerekli. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı değilse hukuken söylüyorum çiftçi değil. Zirai don sigortası olmayan yani Tarsim kapsamında olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranı nispetinde karşılanmasını devletimiz taahhüt etti. Şu anda hem sayın bakan hem de bizler hem de genel müdürlüklerimiz Anadolu’nun dört bir tarafına dağıldık. Çiftçimiz ne harcadıysa şu ana kadar sigortalı olmayanları söylüyorum bunu devletimiz ‘Evet ben senin yanındayım’ diyorum. Ama bu devletimiz şöyle de anlaşılmasın. Nasılsa devlet karşılıyor. Böyle algılanmasın. Nihai tedbir sigortadır. Devam eden tedbir olarak tarım kredi kooperatifleri ve Ziraat Bankasıyla koordinasyonumuz neticesinde don felaketinden etkilenen üreticilerimizin tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi yönünde gerekli adımlar atıldı. O, süreç olarak devam ediyordu. Halen tespitlerimiz olabilir. Artık güneş açtı. Son iki gündür bir bahar havası var. Dolayısıyla daha önce tespitini yapmadığımız don vakaları olabilir. Bunula ilgili olarak da özellikle Tarsimliler için ‘Alo Tarsim’ 172 hattına başvuruda bulunulabilir. ‘Geldiğinizde yoktu ama böyle bir durum daha var’ diyebilirsiniz. Sigortası olmayan Tarsim dahilinde olmayan üreticilerimiz de ilçe ve il tarım müdürlüklerimize giderek ‘geldiğinizde belki yoktu şu an böyle bir tespitimiz var. Bizim bu tespitimizi yerinde siz de tespit edin’ diyebilirsiniz. Tespitler tamamlanana kadar il ve ilçe müdürlüklerimizin görevli personellerin yönlendirmelerine uyunuz. Daha sonra bir zarar görülmemesiyle ilgili hukuken ya da tazmin noktasında bir noksan olmaması amacıyla bu uyarımızı da dikkate alınmasını isteriz. Sadece tespit, sadece bu zararın tazmini değil biz önümüze bakmakla mükellefiz. En önemli şey. Üretimin devamlılığını sağlamak için buradayız. Bundan sonra da bununla ilgili yeni tedbirler alacağız. Meclisimizle birlikte yeni mevzuatlara imza atacağız. Bundan sonra ne olacaksa hazırlıklı olmak zorundayız. Artık yeni bir düzen ve iklimle karşı karşıyayız. Allah beterinden korusun"


Bakan Yardımcısı Gizlgider’e inceleme ziyaretinde, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Manisa Milletvekilleri Murat Baybatur, Ahmet Mücahit Arınç, Tamer Akkal, Saruhanlı Belediye Başkanı Ekrem Cıllı, Demirci Belediye Başkanı Erkan Kara, AK Parti Manisa İl Başkanı Süleyman Turgut, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, ziraat odası başkanları eşlik etti.



Don afetinden zarar gören üreticilerin yaptıkları masraflar karşılanacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ÜÇEL Kauçuk, GES yatırımıyla karbon ayak izini azaltıyor Şirket, Ürgüp’teki güneş enerjisi yatırımı ve yenilenebilir enerji sertifikalarıyla emisyonlarını düşürürken, Ar-Ge ve üretim süreçlerini de sürdürülebilirlik ilkelerine göre yeniden şekillendiriyor. Bursa merkezli ÜÇEL Kauçuk, otomotiv yan sanayide artan enerji maliyetleri ve karbon regülasyonlarına uyum sağlamak için sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü hızlandırdı. Şirketin çalışmaları arasında Ürgüp’te devreye alınan 2 MWp kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali (GES), yenilenebilir enerji sertifikaları ve çevre temelli üretim standartları öne çıkıyor. ÜÇEL Kauçuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Hüseyin Oruç, "Nevşehir Ürgüp’te kurulan 2 MWp’lik GES sayesinde yıllık yaklaşık 2 bin ton CO emisyonunun dengelenmesi hedefleniyor. Bu miktar yaklaşık 91 bin ağacın yıllık karbon emilimine denk geliyor. GES’i yalnızca enerji projesi olarak değil, sanayide temiz enerji kullanımına örnek oluşturan bir adım olarak görüyoruz. ÜÇEL Kauçuk ayrıca, Bursa’daki tesisinde tüketilen elektriğe karşılık 2 bin 164 MWh yenilenebilir kaynaklı enerji için I-REC sertifikası aldı. Sertifikaların hidroelektrik üretiminden sağlanması, şirketin fosil kaynak kullanımını düşürme hedefini destekliyor. Bu çalışma, 2024 yılı için belirlenen Kapsam 2 emisyonlarını yenilenebilir elektrikle dengeleme hedefinin tamamlayıcı bir parçası oldu" dedi. Şirket, su tüketimi, karbon salımı ve ürün yaşam döngüsündeki çevresel etkileri ISO 14064, ISO 14067 ve ISO 14046 standartlarına uygun şekilde takip etiğini belirten Oruç, "Yönetim, sürdürülebilirliği ekonomik istikrar ve toplumsal sorumlulukla birlikte ele alıyor. Motor ve şanzıman takozları, süspansiyon bileşenleri ve kauçuk-metal birleşimi ürünlerde çalışan Ar-Ge birimi, yeni tasarımları ileri mühendislik araçlarıyla kurguluyor. Bu yaklaşım hem dayanıklılığı artırıyor hem de daha uzun ömürlü ürünlerle kaynak kullanımını azaltıyor. Ar-Ge’nin yalnızca ürün geliştirmede değil, üretimin çevresel etkisini azaltmada da stratejik rol taşıyor" ifadelerini kullandı. Hüseyin Oruç, otomotiv sanayinde rekabetin artık karbon ayak izi ve enerji verimliliği gibi kriterler üzerinden şekillendiğini belirterek, "GES yatırımımız, yenilenebilir enerji sertifikalarımız ve Ar-Ge odaklı üretim anlayışımız sürdürülebilir büyüme yaklaşımımızın somut karşılıklarıdır. ÜÇEL Kauçuk, önümüzdeki dönemde daha çevreci teknolojilere odaklanarak global pazarlardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor" dedi.
Gaziantep MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Özdurdu’dan 25 Aralık mesajı MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, 25 Aralık Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Özdurdu, mesajında, Gaziantep’in 11 ay boyunca süren destansı direnişinin, milletin inançla yoğrulmuş azminin, sabrının ve bağımsızlık iradesinin en güçlü örneklerinden biri olduğunu ifade etti. 25 Aralık’ın yalnızca bir kurtuluş tarihi olmadığını vurgulayan Özdurdu, bu günün yokluklar içinde verilen büyük bir mücadelenin, fedakârlığın ve vatan sevgisinin simgesi olduğunu belirtti. Gaziantep’in işgal yıllarında hiçbir yerden yardım almadan, Şahinbeylerin, Karayılanların ve ismi bilinmeyen nice kahramanın öncülüğünde topyekûn bir direniş ortaya koyduğunu hatırlatan Özdurdu, bu mücadelenin bir şehir iradesiyle kazanıldığını kaydetti. Verilen bu büyük mücadelenin, gelecek nesillere bırakılmış en kıymetli emanetlerden biri olduğunu dile getirdi. Kurtuluş ruhunun sadece geçmişte yaşanmış bir hatıra olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Özdurdu, bu ruhun bugün çalışmakta, üretmekte ve şehre değer katmakta hayat bulduğunu ifade etti. Alın teriyle kazanılan her başarının, geçmişte verilen mücadelenin bugüne yansıması olduğunu vurguladı. Gaziantep’in sahip olduğu üretim gücü, istihdam kapasitesi ve girişimci yapısıyla ülkemize katkı sunmaya devam ettiğini belirten Özdurdu, bu kadim şehrin geçmişinden aldığı güçle bugün de birlik ve beraberlik içerisinde yoluna kararlılıkla devam ettiğini ifade etti. Başkan Özdurdu, "Bu vesileyle, Gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümünü kutluyor; vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum" diye konuştu.
İzmir Aliağa, ihracatta Türkiye’nin ikinci büyük gümrüğü oldu İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını belirterek, Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi, 2025 yılının değerlendirildiği ve gelecek döneme ilişkin hedeflerin ele alındığı yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayı meclis toplantısında oda faaliyetleri, Aliağa limanlarına ilişkin istatistikler ve bölgenin ekonomik performansı değerlendirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılı Ocak–Kasım dönemine ilişkin değerlendirmesinde Aliağa limanlarının Türkiye deniz ticaretindeki stratejik ve istikrarlı konumunu sürdürdüğünü belirtti. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını ve Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Ege Bölgesi gemi trafiğine de değinen Şimşek, aynı dönemde İzmir Limanı’na bin 221, Dikili Limanı’na ise 295 geminin uğrak yaptığını, Dikili Limanı’nda yüzde 68 artış yaşanırken İzmir Limanı’nda yüzde 13,58 oranında düşüş gerçekleştiğini kaydetti. Aliağa elleçlemede liderliğini sürdürüyor Yük elleçleme verilerine ilişkin bilgi veren Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 80 milyon 573 bin 424 ton net yük elleçlendiğini, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 77 milyon 992 bin 685 ton olduğunu ve yüzde 3,31’lik artışla net ton bazında liderliğin korunduğunu söyledi. Son 20 yılda Aliağa limanlarında net ton elleçleme miktarının yaklaşık üç kat artarak 2024 yılında 85,5 milyon tona ulaştığını belirten Şimşek, pandemi sonrası dönemde ise yaklaşık yüzde 30’luk büyüme yaşandığını ifade etti. Aynı dönemde 32 milyon 938 bin 440 ton yükleme gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu alanda yüzde 4,45’lik artışla Aliağa’nın lider konumda bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında 47 milyon 634 bin 984 ton boşaltma yapıldığını, bunun geçen yıla göre yüzde 2,53 artış anlamına geldiğini ve Aliağa’nın Türkiye genelinde en çok boşaltma elleçlemesi yapan ikinci liman konumunda olduğunu söyledi. Konteyner verilerine de değinen Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 1 milyon 577 bin 208 TEU konteyner elleçlendiğini, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,43’lük azalış yaşanmasına rağmen Aliağa’nın Türkiye genelinde 5’inci sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Toplam groston bazında ise 106 milyon 234 bin 292 ton elleçleme yapıldığını ve Aliağa’nın bu alanda Kocaeli’nin ardından ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. "Gümrük verileri Aliağa’nın stratejik gücünü ortaya koyuyor" Gümrüklere göre ihracat rakamlarını da değerlendiren Şimşek, Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde ihracat hacmi bakımından ikinci en büyük gümrük noktası olma konumunu sürdürdüğünü belirtti. Aliağa’nın 2020 yılında 12,6 milyar dolar olan ihracat hacminin, 2025 yıl sonu tahminiyle 22 milyar dolar seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şimşek, bu artışın beş yılda yaklaşık yüzde 74’lük bir büyümeye karşılık geldiğini söyledi. 2024 verilerine göre Aliağa limanlarında 34,2 milyon ton ihracat ve 51,2 milyon ton ithalat gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu tablonun Aliağa’nın ham maddeyi işleyerek katma değerli ürüne dönüştüren güçlü ve entegre bir endüstriyel yapıya sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Şimşek, Aliağa’nın Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 8 bandında istikrarlı bir paya sahip olduğunu belirterek, 2025 yıl sonu itibarıyla Aliağa’nın yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 8,2’sini karşılamasının beklendiğini ifade etti. Aynı dönemde Aliağa’nın ithalattaki payının ise yüzde 3,8 seviyesinde olacağının öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu verilerin Aliağa’nın ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç eden, dış ticaret fazlası veren ve Türkiye ekonomisine pozitif katkı sağlayan net bir ihracat merkezi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Meclis Başkanı İsmail Önal başkanlığında düzenlenen toplantıya; İMEAK DTO Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Aliağa Bölge Liman Başkanı Günhur Şanlı, Aliağa Deniz Liman Şube Müdürü Kadir Sonocak, İMEAK Deniz Ticaret Odası Eğitim Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, Genel Sekreter Yardımcısı Alper Keçeli, Meclis Üyeleri Burak Atasoy ,Teoman Mustafa Akyol ile Eğitim Müdürü Bahadır Küçük, Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Orbay Şimşek ile şube meclis üyeleri katıldı.