POLİTİKA - 20 Ekim 2024 Pazar 11:32

CHP Lideri Özel Meclis’e seslendi: "Gelsinler bu işe kim karıştıysa bunların bütün hastanelerini ve bütün mal varlıklarına kamu adına el koyalım"

A
A
A
CHP Lideri Özel Meclis’e seslendi: "Gelsinler bu işe kim karıştıysa bunların bütün hastanelerini ve bütün mal varlıklarına kamu adına el koyalım"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’da katıldığı Vestel Yarı Maratonu’nda gündeme dair açıklamalarda bulundu. "Yenidoğan Çetesi" ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Lideri Özel, "Bugün Kanun Hükmünde Kararnameye gerek yok. Gelsinler bu işe kim karıştıysa bunların bütün hastanelerini ve bütün mal varlıklarına kamu adına el koyalım" dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da düzenlenen Vestel Manisa Yarı Maratonu’na katıldı. Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Vestel iş birliğinde düzenlenen maratonun başlangıç düdüğünü Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ve ilçe belediye başkanlarıyla birlikte çalan Özel, maraton sporcularını ilgiyle izledi.


Genel Başkan Özel, maratonda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Soruşturmayı yürüten savcıyı makamında tehdit eden ve 12 bebeği öldürdükleri belirlenen ’Yenidoğan Çetesi’yle ilgili açıklama yapan Özel, "Bugün memleketim Manisa’dayız. Manisa’da maraton düzenleniyor. Türkiye’nin bütün ağır gündemi ortadayken bugün Manisa’da Manisalılar siyah eşofmanlarıyla kadın cinayetlerine tepkilerini dile getirerek ve Türkiye’de yaşanan her türlü hukuksuzluğa, haksızlığa karşı özellikle de son günlerde yeni doğanlara yönelik olarak yaşanan utanç verici ve hiçbirimizin artık onlarla aynı ülkede yaşamaya bile tahammül etmediği bir çeteyle karşı karşıyayız. Buna karşı da bugün bir kez daha memleketim Manisa’dan bir çağrıda bulunuyorum ve diyorum ki ülkeyi yönetenler sorumluluktan kaçamazlar. Bu rezalete bulaşan kim varsa görevleri icabı kusur işlediler gibi görev suçundan falan yargılamak değil, bunları bilerek, kasten tasarlayarak ve örgüt kurarak ölüme sebebiyet verme suçundan yargılamak ve bir daha gün ışığına çıkarmamak lazım. Ayrıca bu işe karışan ne kadar hastane varsa öyle ’ruhsatlarını askıya aldık iptal ettik’ değil bu hastanelerin kamulaştırılması, hastanenin bütün varlığına, binalarına, hastanenin tüm ekipmanlarına kamu adına el konup, Sağlık Bakanlığına kaydedilmesi lazım. Olağanüstü hal ilan edip, meclisin yetkililerini kullanarak 15 Temmuz darbesine karışan cemaatin tüm varlıklarına, tüm hastanelerine, okullarına, dershanelerine, arsalarına el konuldu. Bugün Kanun Hükmünde Kararnameye gerek yok. Meclis yerine görev yapıyor OHAL sırasında. Şu anda ben ana muhalefet partisi olarak teklifte bulunuyorum. Gelsinler bu işe kim karıştıysa bunların bütün hastanelerini ve bütün mal varlıklarına kamu adına el koyalım. İbreti alem olsun. Bir daha bir hastane sahibi ’böyle bir şey benim hastanede yaşanırsa hastane elden gider’, bunu bilsin. En ağır tedbiri almamız gerekiyor. Bunu bir kez daha ifade ediyorum" dedi.


Özel sözlerine şöyle devam etti: "Mevcut bakanın sorumlu olduğu konu şu. O günlerde İstanbul İl Sağlık Müdürü kendisi ve haberdar oldukları konudan biz 19 ay sonra haberdar oluyoruz. Demek ki burada çok ciddi bir ihmal var. O günün il sağlık müdürü bugünün bakanı. Onun sorumluluğu bu yönde. Ama o günlerin Sağlık Bakanı da Sağlık Bakanlığı konunun üzerine yeterince gitmediyse o da sorumlu. Ama bir tane gerçek sorumlu var. Hani hep diyor ya, ’benim ben’ diye kendini işaret eden iki bakanı da atayan kalemin sahibi aynı kişi. Gerçek sorumlu Recep Tayyip Erdoğan. Onun dışında bütün sorumluların üzerine gidilmeli. Ama onlar tali sorumluluklar. Bu ülkede sağlığı bu kadar metalaştıran, sağlık alanında verilen hizmeti ticarileştiren, hastanelerin performansa dayalı bir sistemle çalışmasını sağlayan ve bu çocukların sevk edilip kaldığı o özel hastanelerde özel hastanelere yenidoğan yoğun bakımın çok olması, devlet hastanelerinin az olmasına sebebiyet veren sistem ortada. Bu sistemin kurucusu ve bu Cumhuriyet Meydanı’nda insanlardan oy isterken bu sistemi kurmakla övünen kişi Recep Tayyip Erdoğan, gerçek sorumlu o."



Sığınmacılar konusuna değindi


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Alman Şansölyesi Olaf Scholz ile görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özel, "Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Alman Şansölyesi Olaf Scholz’u yolcu ederken basın toplantısında söylediği bir cümleye dikkat çekmek istiyorum. O da ’Lübnan’dan yeni sığınmacılar gelirse kapımız açık’ diyor. Bunu bir soralım bakalım; bu ülkedeki Recep Tayyip Erdoğan dışında kim böyle düşünüyor? Hangi işsizimiz, hangi yoksulumuz böyle düşünüyor? AK Parti’ye MHP’ye oy verenler Tayyip Erdoğan’a bunun için mi oy verdiler? Diyor ki ’Suriye’den yeni sığınmacılar gelirdi. Lübnan’dan sığınmacılar gelirse kapımız yine açık’ diyor. Ya bu memlekette biz Suriyelilerin Esad geçtiğimiz hafta genel laf çıkardı. Genel affa göre ülkelerine dönüyorlar. Artık korkmalarına gerek yok. Hızla teşvik edilip yollanmalarını beklerken bahsediyor. Gidip Esad’la konuşması ve bu işi çözmesi beklenirken yeni sığınmacılardan bahsediyor. Çıldırmamak elde değil. Kendisine oy veren herkese kendisini şikayet ediyorum. Ve şöyle bir şey var. Almanya’dan her gün bir uçak sığınmacı gelecek. O konuda anlaşmış. Ben Almanya siyasetini çok yakından takip eden Olaf Scholz’la defalarca görüşen, Almanya’da Olaf Sholz’un partisinin eş genel başkanını daha geçen hafta 10 gün önce Ankara’da ağırlayan birisiyim. Ve çok mutlular. Diyorlar ki ’Erdoğan Almanya’daki sığınmacıları da alıyor. Anlaştık.’ Lübnan’dan gelenleri Türkiye’de tutacak şimdi dün de onu söylüyor. Buradaki temel mesele örneğin Eurofighter uçak almak karşılığında Almanya’dan sığınmacı alıyor. Daha önce F35 projesindeydik. F35 projesinden Türkiye çıkartıldı. Doğru, yeterli tepkiyi veremedi. F16 için yalvar yakar olduk, olmadı. Eurofighter için şimdi Almanya’daki sığınmacıları getirecek. Ayrıca Lübnan’dan gelene de kapımız açık diyor. Birkaç milyon Lübnan’dan gelse ne yapacağız, bunlar ne yapıyorlar? Tayyip Erdoğan’ın ekmeğini mi yiyorlar? Bu ülkenin, yoksulların ekmeğini yiyorlar. İşsizlerin yerine çalışıyorlar. Canımıza tak etmişken bıçak kemiğe dayanmışken çıldırmamak elde değil. Yeni sığınmacılardan bahsediyor. Ben kendisinin Olaf Scholz’la oturup yeni sığınmacılar getirmesini değil Esad’la oturup mevcut sığınmacıları ülkelerine yollamasını bekliyorum. Bu çağrımı bir kez daha yapıyorum. Kendisine oy veren her seçmene bu tutumunu şikayet ediyorum. Bundan hemen 3-5 sene önce de bu tip işler yaptı. Bugün halimiz ortada. O yüzden lütfen bu yalan yanlış tutumundan bir an önce vazgeçsin" şeklinde konuştu.


Maratona amatör kümede mücadele eden Manisaspor eşofmanlarıyla katılan Özel, "Biz doğuştan Manisasporluyuz. Benim bulunduğum yerden 250 metre aşağıdaki Manisa Doğuymevinde doğdum ben. 150 metre ileride de nüfusuna kayıtlı olduğum mahalle. Bizim kundağımız Manisaspor" diye konuştu.


Maratonla ilgili konuşan Özel, "Manisa Maratonu Manisa Büyükşehir Belediyesi ve sponsorları tarafından düzenlenen ve Manisa’ya güç veren güç katan, Manisa’yı hak ettiği yerlere ulaşmak için hem yurt içi hem yurt dışında tanınmasını sağlayan çok önemli bir etkinlik. Ona da kendi memleketim ve seçim bölgem olduğu için başkanların daveti üzerine geldik belediye başkanlarınızla birlikte biraz önce yarı maratonun açılışını yaptık. Birazdan da halk aşısının açılışını yapmak üzere buradayız" ifadelerini kullandı.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşmaların ardından eşi Dilek Özel, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, CHP İl Başkanı İlksen Özalper ile birlikte yürüyüş yaptıktan sonra İstanbul’a hareket etmek üzere Manisa’dan ayrıldı.



CHP Lideri Özel Meclis’e seslendi: "Gelsinler bu işe kim karıştıysa bunların bütün hastanelerini ve bütün mal varlıklarına kamu adına el koyalım"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul UEFA Avrupa Ligi: Beşiktaş: 1 - Maccabi Tel Aviv: 3 (Maç sonucu) UEFA Avrupa Ligi’nin 5. haftasında Beşiktaş, Macaristan’ın Debrecen şehrindeki Nagyerdei Stadı’nda İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv’e 3-1 mağlup oldu. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 53. dakikada ceza yayı üzerinden Weslley Patati’nin yerden şutunda kaleci Mert topu kornere çeldi. 55. dakikada ceza yayına yakın bir noktadan Salih’in sert şutunda top üstten dışarı çıktı. 70. dakikada Semih’in şutunda Lamkin topa elle müdahale edince hakem Sozza penaltı noktasını gösterdi. 71. dakikada beyaz noktanın başına geçen Immobile’nin şutunda kaleci Mishpati gole izin vermedi. 80. dakikada ceza sahası sol çaprazdan Turgeman’ın şutunda kaleci Mert’ten dönen topu Weslley Patati ağlara gönderdi. 1-3 Hakemler: Simone Sozza, Alberto Tegoni, Giovanni Baccini Beşiktaş: Mert, Svensson, Paulista (Emirhan Topçu dk. 20), Uduokhai (Tayyip Talha Sanuç dk. 46), Masuaku (Mustafa Hekimoğlu dk. 83), Gedson, Joao Mario (Salih Uçan dk. 46), Rashica (Cher Ndour dk. 46), Rafa Silva, Semih, Immobile Yedekler: Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Emrecan Terzi, Al-Musrati, Bakhtiyor Zaynutdinov, Jean Onana, Can Keleş Teknik Direktör: Giovanni van Bronckhorst Maccabi Tel Aviv: Mishpati, Lemkin, Stojic, Shlomo (Asante dk. 90+2), Jehezkel (Nachmias dk. 67), Peretz (Sissokho dk. 67), Overeem, Kanichowsky, Davida, Weslley Patati (Henry Addo dk. 86), Turgeman (Elad Madmon dk. 86) Yedekler: Simon Sluga, Roy Revivo, Eran Zahavi, Yonas Malede, Ido Shahar, Avishay Cohen, Hisham Layous Teknik Direktör: Zarko Lazetic Goller: Rafa Silva (dk. 38) (Beşiktaş), Kanichowsky (dk. 23), Dor Peretz (dk. 45+3), Weslley Patati (dk. 80) (Maccabi Tel Aviv) Sarı kart: Masuaku, Fernandes, Mustafa Hekimoğlu (Beşiktaş), Stojic, Overeem (Maccabi Tel Aviv)
Düzce Öğretmenlerin geleceği şekillendiren rolü Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü anısına düzenlenen İnsan Ruhunda İz Bırakanlar: Öğretmenlerin Geleceği Şekillendiren Rolü başlıklı panel Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele; Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Koç, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Aslıhan Kuyumcu Vardar ve Dr. Öğretim Üyesi Hakan Sarıtiken, öğretim üyeleri ile çok sayıda öğrenci katılım sağladı. Dekan Mustafa Koç; eğitimin, toplumların gelişmesinde ve bireylerin geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesinde en temel yapı taşı olduğunu belirterek öğretmenlik mesleğinin geleceği şekillendiren rolüne dair yapılacak olan konuşma ve tartışmaların yol gösterici olacağını ve eğitim anlayışının geliştirilmesine katkı sağlayacağını söyledi. Prof. Dr. Süleyman Göksoy, Öğretmenlik Mesleğinin Geleceği başlıklı konuşmasında öğretmenliğin, tarihi kökenlerinin oldukça derin ve mühim olduğu bir meslek olduğunu dile getirerek toplumların kalkınması, bireylerin gelişimi ve ülkemizin geleceğini şekillendirmede en büyük paya sahip öğretmenlik mesleğinin eğitim kalitesi, öğretmenlerin toplumsal rolü ve eğitim sisteminin dönüşümüyle doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Teknoloji kullanımının artışıyla birlikte; yapay zeka, uzaktan eğitim ve dijital araçların kullanımının da yaygınlaştığına işaret eden Göksoy, öğretmenlerin yalnızca derse girerek bilgi vermenin yanı sıra bu bilgiyi analiz etme ve üretime dönüştürülmesi hususunda rehberlik etmesi gerektiğinin altını çizdi. Cumhuriyetten Günümüze Öğretmenlik Mesleği başlığında panelin diğer konuşmasını gerçekleştiren Doç. Dr. Taner Atmaca, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana öğretmenlik mesleğinin nasıl bir evrim geçirdiğini, toplumsal rolünün değişimini ve geleceğe dair sorumluklarını detaylandırdı. Cumhuriyetten bu yana her dönemde öğretmenlerin toplumsal sorumluluğu ve insanlık değerlerine olan katkısının önemini vurgulayan Taner Atmaca, Ülkemizin çağdaş bir toplum olma yolundaki en önemli yapı taşının öğretmenlik mesleği olacağını dile getirdi. Panelin bir diğer konuşmacısı Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Aktan ise; “Bireysel Farklılıklarda Öğretmenin Tutumu ve Rolü” başlığı altında her öğrencinin farklı bir birey olarak görülmesi ve onun özel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekerek konuşmasına başladı. Bireysel farkındalığın yalnızca akademik başarıda değil, duygusal ve sosyal anlamda da gelişmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Osman Aktan; öğretmenlerin, öğrencilerinin duygusal zekalarını ve özgüvenlerini geliştirirken onları sadece bilgiyi öğrenmeye değil, aynı zamanda kendilerini tanımaya ve başkalarıyla da sağlıklı ilişkiler kurmaya da teşvik etmesi gerektiğini söyledi. Panelin son konuşmasını gerçekleştiren Doç. Dr. Abdi Güngör; öğretmenlerin öğrencilerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlattığı konuşmasında, öğrencilerin ruhsal sağlıklarının korunmasında öğretmenlere çok büyük pay düştüğünü söyledi. Öğretmenlerin sadece bilginin aktarılmasında değil, öğrencilerin duygusal gelişimine de rehberlik etmesi, onları güçlü, sağlıklı ve güvenli bireyler olarak yetiştirmesi gerektiğini açıkladı.
Ankara Bakan Tunç: "(Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkması) Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkmasına ilişkin "Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçe kesin hesap görüşmeleri yapıldı. Milletvekillerinin sorularını cevaplayan Bakan Tunç, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakim karşısına çıkmasına ilişkin, "Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Muhalefet parti vekillerinin ‘Saraylar yapıyorsunuz içinde adalet yok’ tepkisine Tunç, "Saraylar yapıyorsunuz içinde adalet yok diyorsunuz. Teknoloji ve içindeki insanlarda önemli. Bugün 25 bine yakın hakim ve savcımız var. Artan iş yüküne oranla bu sayının artması gerekiyor. Biz daha Avrupa Konseyi’nde ortalamayı yakalayamadık. Anayasa Mahkemesi hak ihlalleri kararlarından sadece 101’i icra edilememiş” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Esenyurt Belediye Başkanını ziyaret etmesine onay çıkmamasına ilişkin Tunç, "Özgür Özel’in Esenyurt Belediye Başkanının ziyaretleriyle ilgili izin söz konusu oldu. Görüşmenin nasıl olacağı yönetmelikle belli. Adalet Bakanı’nın onay vermesi şartı yok. Ret yanıtı vermedik ama son yaptığı son konuşmasında, ’İzin vermeyen Adalet Bakanı’nın alnını karışlarım’ dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı hakkında ’Bakanın imamı’ dedi. Gazetecilere de sözlerini hatırlattım, adam gibi izin istenir dedim. Bakanın izin verme şartı yok" diye konuştu. “Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil” Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 57. Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkmasına ilişkin Bakan Tunç, “Sözün yarısını alıyorsunuz. Gazeteciler sordu, ben de geçmişte olan dosyaları söyledim ve Cumhurbaşkanımıza hakareti nedeniyle talimat ifadesi dedim. Temiz dille siyaset yapmaya davet ettim. Cumhurbaşkanımıza karşı bu ifadelerini kabul etmemiz mümkün değil. Ama bir Adalet Bakanı sıfatıyla, ’Mahkemeler bağımsızdır. Suç olup olmadığını mahkeme karar vereceğiz’ dedim” diye konuştu. Bakan Tunç’un yanıtlarına karşı CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, "Bakan olarak hata ettim deyin, sayın Bakan bir kere de hata yaptım deyin" dedi. Bakan Tunç ise, "İBB Başkanı’nın ahmak davasına bakan hakim neden sürüldü diyorsunuz. Yok böyle bir şey” cevabını verdi. Komisyon Başkanı Muş şunları dedi: "Bakanlar aynı zamanda siyasi parti üyesi olabiliyor ve Sayın Bakan da parti üyesi. Hukukçu olarak yorumunu yapıyor zaten. Politik yorumunu da yapıyor. Ben hakkaniyetten yanayım.” CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, "Yani siyaset yapıyor diyorsunuz. Biz de HSK’nin başındaki siyaset yapamaz diyoruz" diye konuştu. Önergeler reddedilirken, bütçe onaylanarak komisyon tamamlandı.