YEREL HABERLER - 24 Mart 2012 Cumartesi 18:11

HAMARAT ELLER EN GÜZEL YEMEK İÇİN YARIŞTI

A
A
A
HAMARAT ELLER EN GÜZEL YEMEK İÇİN YARIŞTI

Manisa Lokantacılar, Kebapçılar, Tatlıcılar ve Yoğurtçular Odası`nın 472. Uluslararası Mesir Festivali kapsamında düzenlediği yemek yarışmasında jüri 200 şişe soda tüketti.
Öğretmenevi Düğün Salonu`nda gerçekleştirilen yarışmayı Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz, Belediye Başkanı Cengiz Ergün, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, İl Emniyet Müdürü Yunus Çetin, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Hasan Geriter, Manisa`yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, lokantacılar odası başkanları ile yarışmacıların yakınları katıldı. Yarışmaya "Zeytinyağlılar", "Etliler", "Hamur işi" ve "Tatlılar" kategorilerinde toplam 120 yarışmacı katıldı. 104 ev
hanımının katıldığı yarışmada ayrıca ABD, Meksika, Kanada ve Brezilya olmak üzere 5 ülkeden 16 yabancı genç kız hünerlerini sergiledi. Yarışmaya katılan yabancı kızlara Manisa Rotary Kulübü yetkilileri eşlik etti.
Yarışmanın açılış konuşmasını yapan Oda Başkanı Mehmet Akgül, yarışmadaki amaçlarının yöresel yemekleri yaşatmak olduğunu ifade ederek, "Geçtiğimiz yıl 80 yarışmacı katılırken, bu yıl 120 yarışmacı katıldı. Her geçen yıl yarışmacı kitlemiz artıyor. Bu yıl ayrıca yabancı ülkelerdeki genç kızlarımızın da yarışmaya katılması bizi çok mutlu etti. Yöresel yemek kültürümüz ile çeşitli ülkelerin yemek kültürü bu yarışmada bir araya gelmiş oldu" diye konuştu.
Vali Daşöz ise, Osmanlı yemek kültürünün tüm ülkelerde beğeni topladığını belirterek, "Elimizden geldiği kadar bu kültürümüzü yaşatalım" dedi. Belediye Başkanı Cengiz Ergün de, "Günümüzde yiyeceklerimizin içerisinde hepsi yapay, hormonlu ürünler kullanılıyor. Bunlarda sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Bu sebeple kendi geleneklerimiz noktasında Osmanlı kültürünün yemekleri ,insanımız için çok önem arz ediyor. Bu yemeklere sağlığımız açısından değer vermeliyiz" diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Manisa ve Osmanlı`da yemek kültürünün çok zengin olduğunu kaydederek, emeği geçenlere başarılar diledi.
Konuşmaların ardından toplam 12 jüri üyesi; zeytinyağlıları, etlileri, hamur işlerini ve tatlıları ayrı ayrı tattı. Jüri üyeleri yemeklerin tatlarını birbirlerine karıştırmamak için bol bol soda içti. Yarışma sonunda jüri üyeleri toplam 200 şişe soda tüketti. Jüri üyelerinin değerlendirmesi sonunda tatlılar kategorisinin birincisi Kadayıf tatlısı ile Ülger Özdemir, ikinci Midya tatlısıyla Gülay Keder, üçüncü ise Minik köstebekler tatlısıyla Güzin Önal oldu. Tatlılar kategorisinde yarışmaya katılan
Brezilyalı Amanda Dubiel Germano ise üçüncülüğü kura çekimi sonrasında Güzin Önal`a kaptırdı.
Zeytinyağlılar kategorisinde ise soğan dolmasıyla Ayşenur Atilla birinci, pilav salatasıyla Reyhan Kurnaz ikinci, kalem yaprak sarmayla ise Fadik Zengin üçüncü oldu. Hamur işi kategorisinde, kiraz güzeli ile Gamze Atilla birinci, Manisa mantısıyla Nerihan Keder ikinci, gelin tatlısıyla Şaziye Dayan üçüncü oldu. En son kategori olan etlilerde ise çekme kebabı ile Süheyla Ülker birinci, patates püreli bonfileyle Özlem İfer ikinci ve ali nazik kebabı ile Halenur Özgürler üçüncü oldu.
Kategorilerde birinci gelen yarışmacılara tam, ikincilere yarım, üçüncülere ise çeyrek altın verilirken, diğer yarışmacılara ise çeşitli hediyeler verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sınıf öğretmeninin meslek aşkı: Emekli olmasına rağmen gönüllü olarak çalışmaya devam ediyor Sivas’ta emekli olmasına rağmen öğrencilerinden kopamayan sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, gönüllü her gün okula giderek okulun tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Sivas’ta 40 yıllık meslek hayatının ardından emekliye ayrılan 70 yaşındaki sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, öğretmenlik sevgisini emeklilikte de sürdürüyor. 17 yıl görev yaptığı Mimar Sinan İlkokulunda öğrencilerinden ve okulundan kopamayan Uzundağ, her gün okula giderek tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Uzun yıllar hizmet verdiği okulun çatısından duvarlarına, sınıf mobilyalarından bahçe düzenlemesine kadar birçok işi gönüllü olarak üstlenen Ömer Uzundağ, çalışmalarıyla hem okul yönetiminin hem de velilerin takdirini kazanıyor. Sadece öğrencilerine emek vermediğini vurgulayan Uzundağ, “Okulun ihtiyacı oldukça hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor” dedi. “Okul bana huzur veriyor” Torunlarının sesine tahammül edemeyip okuldaki çocukların cıvıltısıyla huzur bulduğunu belirten Uzundağ, “2 yıl önce Mimar Sinan İlkokulundan emekli oldum. Emekli olmama rağmen okulumdan ayrılamadım. Bu okulda yaklaşık 17 yıla yakın görev yaptım. Ben sadece öğrencilerime emek vermedim. Öğrencilerim dışında okulun her türlü tadilat ve tamirat işleriyle uğraştım. Burada görünen malzemelerin neredeyse tümü bana aittir. Tek çivi tanesini bile atmadım. Bulduğum çivileri getirdim burada bir malzeme dolabı oluşturdum. Okulun ihtiyacı oldukça da hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var benim. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor. Çoğu zaman okulu ben açarım. Öğretmen arkadaşlarım bana eksikleri söyler. Kapı kolları olsun, sıraların çıkan vidası olsun ne olursa gelir söylerler. Öğleden sonra çocukların dersi bitip gittiğinde benim mesaim o zaman başlar. Çocuklar gidince tamir görmesi gereken her şeyi yaparım. Gece 1’e kadar çalıştığımı bile biliyorum. Merdiven boşluğunu sınıf yaptım” ifadelerine yer verdi.
Antalya Dünyanın en iyi turizm köyü eşsiz güzellikleriyle misafirlerini bekliyor "Birleşmiş Milletler Turizm Teşkilatı tarafından düzenlenen En İyi Turizm Köyü Programı’nda, 2024 yılı değerlendirmelerinde Antalya’nın İbradı ilçesinde bulunan Ormana köyü ’en iyi turizm köyü’ unvanını kazandı. Tarihi dokusu, eşsiz doğal güzellikleri ile Ormana’nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınmaya yaptığı katkı uluslararası düzeyde tescillenmiş oldu. Antalya’nın İbradı ilçesine bağlı, Torosların zirvesinde bulunan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan, Son yıllarda alternatif turizmde Antalya’nın önemli bir yer alan ve Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıllık üzüm festivali geleneğiyle Dünya Turizm Örgütü tarafından ’2024 Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ seçildi Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) kültür ve gelenekleri koruyan, çeşitliliği kutlayan ve biyolojik çeşitliliği güvence altına alan dünya köylerini öne çıkarmak için 2021 yılında başlattığı Dünya Turizm Köyü Listesi’nin, 2024 sonuçları açıklandı. Dünyanın dört bir yanından 55 köyün yer aldığı listede Türkiye’den de bir köy seçildi. Listeye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan Ormana girmeyi başardı. Antalya’nın İbradı ilçesindeki eski bir Yörük köyü olan Ormana, Torosların zirvesinde, Manavgat Çayı’nı besleyen derelerin arasında yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından başvurusu yapılan Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıldır düzenlenen üzüm festivalinin yanı sıra doğal, kültürel ve kırsal turizm faaliyetleriyle dikkat çekiyor. "2024 yılında Türkiye’den seçilen tek köy" Ormana’da tarihi düğmeli evlerin restorasyonunu ve turizme açılmasını sağlayan Özgüven Vakfı başkanı turizmci Tolga Özgüven, Ormana için ilk olarak 2021’de muhtarlık olarak Dünya Turizm Örgütü’ne bulunduklarını fakat o yıl üçüncü seçildiklerini söyledi. Bu yıl Dünya Turizm Örgütü nezdinde Dünya Turizm köyü seçildiklerinden dolayı bölge halkı olarak çok sevinçli olduklarını anlatan Özgüven, “Bu aslında 2021 yılından itibaren süre gelen bir çalışmanın eseridir. 2021 yılında TGA aracılığı ile Muhtarlığımız üzerinden bu başvuruyu yapmıştık. 2021 yılından sonra da çalışmalarımızı bırakmadık. 3 senenin vermiş olduğu tecrübe ve form iyileştirmesiyle dosyamızı daha da iyi bir şekle getirip eksikliklerimizi tamamlayıp bu unvana sahip olmuş olduk ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye’den seçilen tek köy oldu. Bu kapsamda Başta TGA çalışanları olmak üzere Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde burada emeği geçen tüm STK’ları güzel bir başarı hikayesine imza atmış oldular. Bu ekibin içerisinde de yer almaktan mutlu olduğum gibi böyle bir başarıyı taçlandırmış olduk” diye konuştu. Düğmeli evler restore edilerek butik otele dönüştürüldü Köyde 80 oda ve 170 yatak kapasiteli düğmeli evlerden oluşan 7 butik otel ve ev pansiyonların bulunduğunu da anlatan Tolga Özgüven, Dünya Turizm Örgütü’nün Dünyanın En İyi Turizm Köyleri Listesi’ne girmekten dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Özgüven, bu kararın hem Antalya hem İbradı ve bölgedeki turizm için çok önemli ve değerli bir ünvan olduğunu dile getirdi. Özgüven, "Çok sevinçliyiz, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un destekleri ve tüm köylümüzle senelerdir verdiğimiz emeklerin bir neticesi" dedi. “En eski düğmeli ev 400 yıllık” Özgüven Vakfı olarak bu bölgeyi kalkındırmak için Son on yıldır bu bölgeyi turizm destinasyonu haline getirdiklerini ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiğini söyleyen Özgüven, “Bölgemiz düğmeli evleri ile meşhurdur. Baktığımız zaman düğmeli evler Yörük kültüründen gelen harçsız, tamamen yığma taştan yapılmış ve sedir ağacından oluşma bir iskelet yapısına, kitleme mekanizmasına sahip evlerdir. Bu kitleme mekanizmasından dolayı bunlara düğmeli evler denmiş. Köyümüzde bu evlerden 300 civarındadır. Bu kültür 850 yıllık bir tarihe sahiptir. Ormana’da en eski ev 400 yıllıktır. Ormanada ortalama evler ise 300 yıllıktır. Ayrıca kökleri Osmanlı Sipahi ocağına uzanan Eynif Ovasında yılkı atları, tarihi İpek Yolu güzergahında olmamız gibi tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerimiz ile doludur” diye konuştu.
Tokat Kampçılar ve çiftçilere uzmanından ’sonbaharda kene tehlikesi’ uyarısı Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Biyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Adem Keskin, sonbaharda hayvanlarını ahıra alan çiftçileri ve kamp yapan vatandaşları kene tehlikesine karşı uyardı. Yaz mevsiminde büyük tehlike oluşturan kene riski sonbahar aylarında da artıyor. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin, kene kaynaklı hastalıklar konusunda dikkatli olmaları gerekiyor. Ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek hastalıkların bulaşmasına neden olan keneler, sonbaharla birlikte ahıra konulan hayvanların doğru ilaçlanmadığı takdirde diğer yılki kene popülasyonunda artmasına neden oluyor. Ayrıca uzmanlar, sonbaharda kamp ve piknik yapan vatandaşların da keneye karşı daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor. “Bu aylarda çiftçi, kamp yapanlar ve mezbaha çalışanları dikkat” Kene kaynaklı hastalıklarda özellikle çiftçiler, kampçılar ve mezbaha çalışanlarının risk altında olduğunu belirten Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Adem Keskin, “Kene kaynaklı hastalıklara karşı belli başlı risk gruplarımız var. Özellikle bunlar sahada olan insanlar. Mesela çiftçiler, tarımla uğraşanlar, kamp ve piknik yapanlar, özellikle mezbaha çalışanları, yine özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların yani yoğun hayvancılık faaliyetiyle ilgilenenler risk altındalar. Mücadele açısından da aslında kene kaynaklı hastalıklar ve kenelerle mücadele için bizim özellikle çiftçilerimize çok büyük iş düşüyor. Sahada çok yoğun miktarda gördüğümüz kenenin ana hedefi ana konakları bizim çiftlik hayvanlarımızdır. Sonbahar aylarındayız. Çiftçiler özellikle hayvanlarını sonbahar aylarında ahırlarına alıyorlar. Hayvanları ahırlarını almadan önce hayvanlarını çok güçlü ve dikkatli bir şekilde ilaçlamaları gerekiyor. Önümüzdeki dönem sahada yine o koyunların, ineklerin ve Çiftlik hayvanlarının üzerinde bulunan keneler yumurtlayacaklar. Sahaya dökülecek ve sahaya çıkmış olacaklar. Bunlar hayvanlar üzerinden gelecekler. Ya da ahırlarımız üzerinden gelecekler. Bu noktada çiftçilerimize çok büyük iş düşüyor. Hayvanlarını dikkatli bir şekilde Tarım ve Orman Bakanlığının uyguladığı ya da takip edilmesini istediği prosedüre uygun bir şekilde ilaçlamaları gerekiyor. Kene popülasyonu azaltmak için bu çok önemli” dedi.
Adana Öğretmenler voleybol turnuvasında kıyasıya mücadele etti Adana’nın Kozan ilçesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenler arası voleybol turnuvası düzenlendi. Final maçında öğretmenler kıyasıya mücadele ederken öğrenciler tezahüratlar ile öğretmenlerini destekledi. Kozan’da 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenler arasında düzenlenen ve 3 hafta süren turnuvaya 14 takım katıldı. Final müsabakasında İsmet İnönü Ortaokulu, Şehit Mehmet Oflaz Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’nu 3-2’lik skorla yenerek şampiyonluğunu ilan etti. Büyük bir çekişmeye sahne olan final mücadelesi, öğrenci taraftarların yoğun desteğiyle unutulmaz anlara sahne oldu. İlçe protokolü öğrencilerin heyecanına ortak olmak adına maçı öğrencilerin arasında izledi. Turnuva sonunda düzenlenen ödül töreninde, dereceye giren takımlara kupa ve ödülleri takdim edildi. Törende konuşan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Kozan Şube Başkanı Murat Mercan, organizasyona katkı sunanlara teşekkür ederek, öğretmenlerin toplum için önemine vurgu yaptı. Mercan, “Öğretmenler, yalnızca bilgi veren kişiler değil, gençliğin rehberi ve geleceğin mimarlarıdır. Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in de dediği gibi, ‘Öğretmen, milli eğitimin olduğu kadar milletin geleceğini de tayin eder.’ Bu turnuva ile öğretmenlerimize olan minnetimizi bir kez daha ifade etme şansı bulduk. Bu turnuvada farklı olan öğrencilerin öğretmenlerini bir an olsun yalnız bırakmadı ve maç boyunca tezahüratlar ile destekledi. Eğitim hayatı botunca öğretmenlerin desteğini alan öğrencilerin bu kez öğretmenlerine olan desteği bizleri de gururlandırdı” diye konuştu. Öğrencilerden Elif Şimşek ise, öğretmenlerinin bu başarısı ile gurur duyduklarını söyleyerek, "Az bir taraftar grubu olsalar da hiç sesimiz kısılmadan maç boyunca destekledik ve öğretmenlerimiz şampiyon oldu. Çok mutluyuz” diye konuştu. Turnuva sonrası dereceye giren okullara kupaları protokol üyeleri tarafından takdim edildi.