ÇEVRE - 29 Temmuz 2023 Cumartesi 17:20

Malatya’da yerinde dönüşümde ilk kazma vuruldu

A
A
A
Malatya’da yerinde dönüşümde ilk kazma vuruldu

Asrın felaketinde büyük yıkımın yaşandığı illerden biri olan Malatya’da ‘Yerinde Dönüşüm’ projesi ile Malatya’nın kalbi tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda ilk kazmayı vuruldu. Törene katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki fay kırıklarının geçtiği yerlerde asla inşaat izni vermeyeceklerini söyledi.

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük hasarın meydana geldiği illerden biri olan Malatya’da yerinde dönüşüm projesi ile ilk kazma vuruldu. Yıkımların büyük olduğu kent merkezinde bulunan tarihi bakırcılar çarşısının yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ilk etapta 7 bin 600 metre alanda 293 dükkan ve 165 araçlık kapalı otopark inşa edilecek.

Malatya’nın kent hafızasının korunması adına yerinde dönüşüm projesi ile hayata geçirilecek olan çarşının temel atma törenine katılan Bakan Mehmet Özhaseki, “Burası Malatya’nın kalbi. Şehrin kalbinin attığı bu bölgede biran önce işte başlamalıyız diye düşündük. Daha önce rezerv alanlarda elbette ki bir takım inşaatlara başladık ama şehir merkezlerinde yerinde dönüşüm meydan projelerini ilk Malatya’dan başlatıyoruz. Daha sonra inşallah devamında Kahramanmaraş’ta da, Adıyaman’da da Hatay’da da şehir merkezleri bu şekilde İnşa ederek devam etmek istiyoruz” dedi.

“18 il etkilendi, 14 milyon nüfus etkilendi”

6 Şubat günü büyük bir felaketle karşı karşıya kalındığını hatırlatan Bakan Özhaseki, “Bu felaket gerçekten bizim bin yıllık Anadolu medeniyetimizi kurduğumuz, yaşamaya çalıştığımız bu topraklarda karşımıza çıkan herhalde en büyük felaketti. Bundan daha büyük bir felaketle karşılaşmadık. 11 il deniyor ama 18 il etkilendi, 14 milyon nüfus etkilendi, 680 bin konut 170 bin de iş yeri yıkıldı. Dile kolay arkadaşlar söylemesi de çok kolay bir çırpıda söyleniyor 850 bin bağımsız birim. Böyle büyük bir hasar vardı” şeklinde konuştu.

 

Biran önce yaraların sarılması ve zararların giderilmesi için el birliği ile çalışacaklarını ifade eden Özhaseki, “Bundan emin olun ki, bütün evler yapılıncaya kadar, dükkanları yapıp esnaf kardeşlerimizi yerlerine yerleştirinceye kadar içimiz rahat etmeyecek. Gece gündüz demeyeceğiz, uyumayacağız çalışacağız gayret edeceğiz ama sizlerin duasını almaya gayret edeceğiz.” dedi.

“Bir taraftan hafriyatları kaldıracağız, bir taraftan da sağlam zeminler üzerinde çarşılarımızı yeniden inşa edeceğiz”

Malatya’da 100 binden fazla bağımsız bölümün yıkıldığını da belirten Bakan Özhaseki, “4’te 3’ü ev 4’te 1’de iş yeri. Şu anda 25 bin civarında inşaata başladık, devam ediyoruz. Bütün bunlar yapılırken işlerimizin yerinde de görülmesi lazım. Bizim rezerv alanlarda başlattığımız inşaatları sizler göremezsiniz ve buralarda böyle beklediği sürece hepimizin psikolojisi de bozulur. Böyle olunca bir taraftan hafriyatları kaldıracağız, bir taraftan da zemin etütlerini yapıp sağlam zeminler üzerinde çarşılarımızı yeniden inşa edeceğiz. Onun içindeki buradayız, onun içindir ki gayret ediyoruz. Ama şuna herkes yemin olsun ki böyle bir felaket bir başka milletin başına gelse kimse bunun altından kalkamaz.” ifadelerine yer verdi.

Deprem sonrası tüm Türkiye’nin birlik ve beraberlik içerisinde deprem bölgesindeki yaraların sarılması adına mücadele ettiğini de belirten Özhaseki, yeniden inşa süreci ile ilgili de çalışmaların hızla sürdüğünü söyledi. Bir taraftan rezerv alanlarda kalıcı konut inşaatlarının sürdüğünü belirten Özhaseki, “Rezerv alanların tamamında hasarları gideremeyiz, Çünkü o kadar elimizde geniş boş hazine arazileri yok. Bir taraftan da sizler bu bölgelerde yaşayanlar kimse hatıralarından, geçmişinden uzaklaşmak istemiyor. İş yeri olarak da konut olarak da herkes yerinde yeniden daha sağlam daha güvenli bir şekilde yapılar yapılsın biz işlerimize bakalım ve devam edelim istiyorlar” şeklinde konuştu.

Deprem bölgesinde 23 iletişim ofisi kuruldu

Depremin yoğun yaşandığı illerde 23 iletişim ofisinin kurulduğunu da belirten Bakan Özhaseki, ayrıca buralarda imar yetkisinin ise bir süreliğine kendilerine geçtiğini söyledi. Şehir merkezlerinin yeniden eski canlılığına kavuşması adına çalışmalara başladıklarını belirten Özhaseki, “5 binden fazla esnafın işyerinin olduğu bu bölgede bakanlık olarak işe kendimiz başlıyoruz. Sizden de istediğimiz şu, eğer dışarıda veya bu çevrede kendi iş yerlerinizi, evlerinizi yapmak istiyorsanız açıkladığımız bu kredi ve hibeden istifade edin işe başlayın, hiç durmayın. Planlar belli, nerede yapabileceğinizi de söyleyebiliriz. Konutlar için ortalama 500 bin lira hibe 500 bin lira da kredi vereceğiz. Yani 100 m’lik bir ev için bir milyon liraya kadar iş yaptıkça para vermeye devam edeceğiz. Eğer ev 150 metreden fazlaysa bir milyon 350 bin liraya kadar para vereceğiz. İş bittikten sonra da 2 sene aradan geçecek 10 seneye bölerek hiç faiz koymadan yavaş yavaş paramızın bir kısmını isteyeceğiz. Yani 500 bin lira için 3 bin lira gibi 3 bin 500 lira gibi aylık aidatlarla geri almaya çalışacağız. Ve 8 sene sonra 3 bin liranın ne olacağını herhalde siz de en az benim kadar hesaplarsınız” diye konuştu.

“Sıfır toleransla, mimarlık ve mühendislik hesaplarını yapıp işimize bakacağız ki bir daha ağlamayalım”

Yerinde dönüşüm noktasında da kırmızıçizgilerinin olduğunu hatırlatan Bakan Özhaseki, “Bu konuda da belki yerel yönetimlerdeki, merkezdeki, sizlerin bildiği, seçtiğiniz arkadaşlar dayanamazlar diye imar yetkisini bir müddet üstümüzde tutacağız. Niye? Arkadaşlar, fay kırıklarının geçtiği yerler var. Buralara biz inşaat izni vermeyeceğiz. Üzerine eğer inşaat izni verirsek yarın bir gün en ufacık sarsıntıda çelikten bile yapsanız aşağıdan gelen enerji üstteki yapıyı kesinlikle yıkar. Eğer gördüyseniz televizyonlara da, gazetelere de yansıdı. Sosyal medyada var. TCDD’nin, demiryollarının, çelik hattını, yani insanların ezemeyeceği, bükemeyeceği o çeliği bile deprem eziyor. Aşağıdan öyle bir güçlü enerji geliyor. O yüzden kimse bu konuda ısrar etmesin. Fay kırıklarına bir daha asla yapılaşma yaptırmayacağız. Zeminde sıvılaşma varsa oraya yapı yapılamayacak. Eğer sel yatağı gibi dere ağzı gibi yerler varsa oralara da yaptırmayacağız. Ve bundan sonra inşaatlar yapılırken, “Ya bir şey olmaz, devam et gitsin” gibi bir mantıkla da olmayacak bu iş. Sıfır toleransla, mimarlık ve mühendislik hesaplarını yapıp işimize bakacağız ki bir daha ağlamayalım” ifadelerini kaydetti.

“Sağlam, güvenilir konutlar yapacağız. Bu konuda taviz vermeyeceğiz

Japonya’dan bir deprem anısını da konuklarla paylaşan Bakan Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sağlam, güvenilir konutlar yapacağız. Bu konuda taviz vermeyeceğiz. Sekiz dokuz şiddetinde bile olsa deprem evimizden çıkmayacağız. Yok efendim alelacele yap, gel şuraya. Ne olacak? Sen buna da göz yum. Yok arkadaşlar. Göz yummadan, tavizsiz şekilde gideceğiz. Bunu yapacağız. Şimdi vatandaşlarımızı rahatlatmak için söylüyorum. Beş katlı bir apartmanda oturan on tane vatandaşımız. Anlaştılar. Beşinin altısının, yedisinin anlaşması yeterli. Ola ki bazıları takılır, mahkemeyi çok sever diye söyleyeyim. Yüzde yüz anlaşma sağlayamayabiliriz. Olsun önemli değil. Altı kişinin yedi kişinin anlaşması yeterli. Ortak hesap açacağız. Orada işe başlandığında biz para vermeye devam edeceğiz. Sonuna kadar. Velev ki iş yaptırdığınız insan yarıda bıraktı, kaçtı. Arkadaşlar TOKİ olarak devreye gireceğiz, biz endişeniz olmasın. Bir an önce anlaşın ve işe başlayın.

Sizin müteahhitlerle yapacağınız tip protokol de hazırladık. O bizim protokolümüzü kiminle yaptırıyorsanız, kime yaptırıyorsanız imzalayarak verin anlaşın ve işe başlayın. İş yapıldıkça para vermeye devam edeceğiz. Ve burada hiçbir şekilde harç ödemeyeceksiniz. Belediyeye gittiğimizde karşımıza çıkan birtakım masraflar var ya onun ardından da muafsınız. Yapı denetim firmalarının masrafını da biz vereceğiz. Yani işi kolaylaştırmak adına ne lazımsa yapıyoruz ama ruhsattan, mesken aşamasına kadar her bir aşamada denetleyeceğiz. Taviz vermeyeceğiz, sağlam bir şekilde evler yaptırıp ondan sonra da yerimizde oturmaya devam edeceğiz inşallah sağlıkla. Burada biz başlıyoruz. Yapabildiğimiz kadar biz yapacağız. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum bu inşaatların. Ama çevrede de sizlerden destek bekliyoruz. Lütfen bir an önce çevredeki binalarda siz başlayın arkadaşlar.”

Yerinde dönüşüm ile bölge esnafının da ekonomik olarak kalkınacağına değinen Özhaseki, kentlerin eski canlılığına kavuşması ile verilen göçlerinde tekrardan geri döneceğini söyledi.

Yerinde dönüşüm için 134 bin başvuru

Yerinde Dönüşüm projesini başlattıklarında epeyce itirazın olduğunu ancak aradan geçen süre zarfından şuana kadar 134 bin civarında müracaat olduğunu da belirten Özhaseki, “Demek ki insanlar diyorlar ki evet siz başlayın. Başlatın bu işi. Biz geliyoruz. Size güveniyoruz. Yeter ki başladığımızda siz de paramızı verin diyorlar. Kolay mı? Kolay da değil arkadaşlar. Emin olun bir taraftan Cumhurbaşkanımız, bir taraftan bizler. Hazine ve Maliye Bakanlığındaki arkadaşlar çırpınıp duruyoruz. Ama istiyoruz ki şu anda 55 bin kişi çadırlarda. Yetmiş beş bin kadar kardeşimiz yurtlarda ve sosyal tesislerde. Dört yüz elli bin kadar kardeşimiz konteynerlerde kalıyor. Ve üç yüz binden fazla aileye de kira yardımı yapıyoruz. Onlar oralarda çadır kentlerde ve zor şartlarda yaşarken bizim de önceliğimiz burası olsun. Bir an önce gelelim bunları yapalım. Kardeşlerimizi evine döndürelim. Onlar evinde otursunlar ve bizlere de dua etsinler. İnşallah bunu yapıncaya kadar buralardan ayrılmayacağım. Buralardan çıkmayacağız. Biliyoruz kolay değil” diye konuştu.

Cahit Özçelik - Erdal Akbuğa- Selçuk Dönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Dünya 3.6 büyürken biz 5.4 büyümüşüz. Dolayısıyla yaklaşık 1.8 puan dünya ortalamasının üstünde büyümüşüz. Bu elbette büyük bir başarı” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Cari açık 60 milyar dolarlara yakın seviyelere gelmişti. Geldiğimiz bu noktada 10 milyar doların altına düşmüş bir cari açığımız var. Muhtemelen yüzde birinde altında milli geliri oranla bir cari açıkla bu yılı kapatacağız” dedi. Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, hükümetin başarısız olduğuna ilişkin eleştirilere, “Değerli arkadaşlar başarısız bir hükümet art arda 23 üç bütçe sunamaz. Başarının başarısızlığın nihai karar vericisi milletin kendisidir. Bunu da demokratik bir ortamda sandıklarda yapar. Milletin feraseti her şeyin üzerindedir. Biz milletimizin değerlendirmelerine, aziz milletimizin hükümetimize dönük değerlendirmelerine sonuna kadar saygı duyuyoruz” ifadelerini kullandı. 2025 bütçesinin yeni yüzyıl hedeflerine uygun belirlendiğini söyleyen Yılmaz, “Bizim nazarımızda bizim perspektifimizde bütçemiz bir istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. 85 milyonun 81 ilimizin tüm toplumsal kesimlerin bütçesidir. Depremin yaralarını saran ülkemizi geleceğe çok daha sağlam temeller üzerinde hazırlayan Türkiye yüzyılının ikinci bütçesidir. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını hedefleyen sağlam politikaların bütçesidir. Daha müreffeh katma değeri yükselen bir Türkiye’nin bütçesidir. Eğitimden sağlığa kalkınmanın en kilit unsuru olan beşeri sermayeyi güçlendirmeyi hedefleyen bir bütçedir. Ülkemizin fiziki altyapısındaki eksiklikleri tamamlamayı hedefleyen bir bütçedir. Tarımdan sanayiye, hizmet sektörlerine uzanan bir şekilde üreten Türkiye’nin bütçesidir” şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: “Geçen yıl uygulamaya koyduğumuz programdan sonra uluslararası sermaye girişi hızlanmış, rezervlerimiz güçlenmiş, kur oynaklığı azalmış ve finansman koşulları iyileşmiştir. Ekonomideki dengelenme Türk lirasını desteklerken TL varlıkları artan ilgi rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri enflasyonla mücadelemizi de destekleyici mahiyette olmuştur. Merkez Bankamızın bürüt rezervleri bunun için güzel bir örnek. Geçen yıl Mayıs ayında 98.5 milyar dolar seviyesinde olan rezervimiz 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle yaklaşık 165 milyar dolarla rekor seviyeye çıkmıştır. Kur Korumalı Mevduat geçen sene Ağustos itibariyle 3 trilyon 408 milyar lira seviyesine kadar yükselmişti. 13 Aralık itibariyle bir trilyon 170 milyar liraya kadar geriledi. Dolar bazında bakarsanız işte 30 milyar dolarlara giderek yaklaşan bir seviyesi var. Ciddi bir şekilde bir gerileme ve dolayısıyla kur risklerinde azalma söz konusu. Uyguladığımız politikalarla aynı zamanda ülkemizin kredi risk priminin de ciddi bir şekilde düştüğünü görüyoruz. Geldiğimiz noktada 250 baz puan civarında bir seviyedeyiz. Geçen yılın ortalarında bu 700’leri aşan bir seviyedeydi. Dolayısıyla şu anda finansal anlamda da riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktadayız. Ülkemiz gri listeden çıkmış ve yine dünyadaki üç kredi derecelendirme kuruluşunun iki defa not artırımı yaptığı bir ülke konumundayız. Bu tür bir çok finansal gösterge itibariyle gelişmekte olan ülkelerden pozitif bir şekilde ayrıştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim.” Büyüme konusunda Yılmaz, “Son 22 yılda sağladığımız büyüme, 2002-2023 döneminde 5.4 civarında yıllık ortalama büyüme gerçekleştirmişiz. Aynı dönemde dünyanın büyümesi ne olmuş? Yüzde 3.6 olmuş. Dünyanın yıllık ortalama 3.6, bizimki 5.4. Şimdi başarıyı neyle ölçersiniz? Bana göre iki türlü ölçersiniz. Bir, geçmişinizle bugünü mukayese edersiniz. Geçmişte neydi? Şimdi ne oldu dersiniz? Iki, dünyayla mukayese edersiniz. Dünyada ne oldu? Bizde ne oldu diye bakarsınız. Bu iki temel başarı kriteriyle baktığımızda ikisinde de Türkiye başarılı bir performans sergilemiş. Dünyayı az önce söyledim. Dünya 3.6 büyürken biz 5.4 büyümüşüz. Dolayısıyla dünyadan yaklaşık 1.8 puan dünya ortalamasının üstünde büyümüşüz. Bu elbette büyük bir başarı. Peki geçmişe göre performansımız ne? 1982-2001 döneminde Türkiye yıllık ortalama yüzde 3.8 büyümüş” dedi. Yılmaz şöyle konuştu: “Yıllık ortalama 0.9 daha fazla büyümüşüz diyelim. Bunun etkisi uzun vadeli etkisi ne olmuş? Bakın ben arkadaşlarımızdan rica ettim, bir hesaplayın dedim. Sağ olsunlar hemen hızlıca bir hesap yaptılar. Bu sene beklediğimiz milli gelir bir trilyon 331 milyar. Yıl sonu tahminimiz yüzde 4.5 ile büyüseydik biz bu AK Parti döneminde 2002’den bugüne, 2002’de 238 milyar dolarmış ekonomik büyüklüğü. 5.4 yerine 0.9 bir bile değil 0.9 daha düşük büyüseydi bir trilyon 120 milyar dolar olacaktı. Aradaki fark sadece bu yıl için 211 milyar dolar. O 0.9 dediğiniz yıllık büyümenin bu yıl itibariyle oluşturduğu fark 211 milyar dolar.” Yılmaz, enflasyon oranında düşüş sürecinin başladığına dikkat çekerek, “Bugüne kadar Kasım ayına kadar 28 puan enflasyon oranında bir düşüş var. İşte bu dezenflasyon dediğimiz sürecin getirisi. Önümüzdeki dönemde dezenflasyon sürecinin devam etmesini bekliyoruz. İnşallah gelecek sene bu zamanlar artık 20 küsurlu bir enflasyondan bahsediyor olacağız. Elbette yine gündemimizde olacak ama bugünkü kadar artık enflasyonu konuşmayacağız. Başka meseleleri konuşacağız. Daha sonraki yıllarda ise 2026, 2027 perspektifinde ülkemizi yeniden tek haneli enflasyonlara kavuşturacağız. Bunda kararlıyız” ifadelerini kullandı. Cari açık konusuna değinen Yılmaz, “Geçtiğimiz yılın ortalarında yüzde 5.5 kadar milli geliri oranla oluşan bir cari açığımız vardı. İşte 60 milyar dolarlara yakın seviyelere gelmişti. Geldiğimiz bu noktada 10 milyar doların altına düşmüş bir cari açığımız var. Muhtemelen yüzde birinde altında milli geliri oranla bir cari açıkla bu yılı kapatacağız. Cari açıktaki bu düşüş bizim için yeterli değil. Kalıcı bir şekilde cari açığı düşürücü politikaları da eş zamanlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Burada özellikle enerji politikalarımız çok kritik. Enerjide verimliliği arttırma, dışa bağımlılığı azaltma yönünde politikalarımız var. Sanayi politikalarımız, teknoloji politikalarımız çok önemli. Sanayimizde katma değeri yükseltici politikaları ortaya koymuş durumdayız” dedi. Deprem konusunda Yılmaz, “Bir taraftan depremin yaralarını, trilyonlarca lira para harcayarak yaralarını sarıyoruz. Sadece konut yapmıyoruz. Yüz elli binden fazla konut teslim edildi. Yakın zamanda iki yüz bine çıkacak. Toplamda dört yüz elli bin civarında hak sahibi var. Ve hep her birine de inşallah hak ettikleri konutları, iş yerlerini teslim edeceğiz. Bunu yapacağız. Bunun hızlı bir şekilde şu anda dünyanın en büyük şantiyesi deprem bölgemizdir. Binlerce şantiye yüz binin üzerinde çalışan ve muazzam bir üretim var. Gidip gezerseniz sizler de görürsünüz. Ama bununla kalmıyoruz. Sadece deprem konutu inşa etmekle kalmıyoruz. Altyapıyı tamir ediyoruz. Yollarından şehir altyapılarına kadar. Diğer yandan ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Organize sanayi bölgeleri yeniden inşa ediyor. Teşvikler sağlıyoruz. Çeşitli vergisel avantajlar sunuyoruz. Oradaki ekonomik, sosyal hayatı canlandırıyoruz. Konut, altyapı, ekonomik, sosyal programlarla deprem bölgemizi ayağa kaldırıyoruz” şeklinde konuştu. Gazze konusunda Yılmaz, “7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 88 bin ton yardım ile Gazze’ye en fazla insani yardımı yapan ülke Türkiye olmuştur. Yine değerli kardeşlerim burada ticaret konusunda da en önce adımları atan diğer ülkelerin atmadığı adımları atan Türkiye olmuştur. Bize yönelik bu yönde yapılan eleştirilere sadece şunu söyleyeceğim. Mazlum Filistinliler hedeflerine ulaşıncaya kadar Türkiye Cumhuriyeti olarak mazlum Filistin halkının yanındayız. Yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Suriye’de 8 Aralık itibariyle yeni bir döneme girildiğini kaydeden Yılmaz, “Suriye bir harf devrimi yapmıştır ve otoriter bir yönetim, bir diktatörlük sona ermiştir. Şimdi beklentimiz Suriye’de tüm kesimleri kapsayan hangi dinden, hangi etnik gruptan, hangi mezhepten olursa olsun herkesi şemsiyesi altında buluşturan bir yapının oluşmasıdır. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız. Ve bunun bozucu eylemlerden her gücün karşısındayız. Suriye Suriye halkı bizim kardeşimizdir, kader ortağımızdır, komşumuzdur” ifadelerini kullandı.