KÜLTÜR SANAT - 20 Kasım 2022 Pazar 11:03

Kültür sanat kenti Arapgir’den gastronomi atağı

A
A
A
Kültür sanat kenti Arapgir’den gastronomi atağı

Malatya genelinde tescil edilmiş en fazla taşınmaz kültür varlığını bünyesinde bulunduran, doğası, mimarisi, kültürü, musikisiyle dikkat çekenArapgir ilçesi, lezzetleriyle de adından söz ettiriyor.

Malatya genelinde tescil edilmiş en fazla taşınmaz kültür varlığını bünyesinde bulunduran, doğası, mimarisi, kültürü, musikisiyle dikkat çeken


Arapgir ilçesi, lezzetleriyle de adından söz ettiriyor.


Kendine özgü mutfağıyla öne çıkan Arapgir ilçesi, kent genelinde tescil edilmiş en fazla taşınmaz kültür varlığını bünyesinde bulundurmanın yanı sıra musikisiyle de adından söz ettiriyor. Kentin tek gastronomi merkezine de ev sahipliği yapan tarihi kentte Arapgir dolaması , tandır kebabı, akıtma bıcığı, gelin kız helvası, mahluta çorbası, kibrit baklavası, Arapgir kızartmasına kadar çok sayıda lezzetin gelecek kuşaklara aktarılması için çeşitli çalışmalar yapılarak, bölgenin unutulmaya


yüz tutan yöresel yemekleri yerli ve yabancı turistlere ikram ediliyor. Arapgir Belediyesi tarafından hizmete açılan tarihi Millet Han’da unutulmaya yüz tutan yöresel tatlar ilçeyi gezmeye gelen ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Millet Han’da Arapgir mutfağının birbirinden lezzetli yemeklerini turistlere sunan aşçı Şengül Fadıllıoğlu, Arapgir’in tarihi, kültürel değerlerinin korunması, onarılması ve iyi bir fonksiyon yüklenerek sürekli hale getirilmesinin en büyük misyonları arasında yer aldığını söyledi. Yemeklerde tamamen organik, bölgeye özgü malzemeler kullandıklarını ifade eden Fadıllıoğlu, tandır kebabı, Arapgir dolaması, mahluta çorbası gibi birçok ürünün coğrafi tescillinin bulunduğunu ve birçok ürün için de coğrafi tescil çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa TOGG’un Avrupa yolculuğu için önemli adım Türkiye’nin yerli akıllı otomobili TOGG’un Avrupa yolculuğu için önemli bir adım atıldı. Avrupa Birliği’nin Ticaret Müşavirleri TOGG ve yerli batarya fabrikası Siro’da inceleme yaptı. Türkiye’de bulunan ve bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunan Avrupa Birliği ticaret müşavirlerinden oluşan heyet Gemlik’e gelerek Yılport Gemport limanı ve Türkiye’nin otomobili TOGG tesisleri ile yerli batarya fabrikası Siro’da temaslarda bulundular. Türkiye’nin ilk özel limanı olan Yılport Gemport limanında Satış Müdürü Can Pancaroğlu, Terminal Direktörü Ali Ekber Şimşek, İdari İşler Müdürü Cenk Buluk tarafından karşılanan heyete Gemlik Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Işıkçı ve Nihat Balkan eşlik etti. TOBB Uluslararası İlişkiler Müdürü Damla Tufan ve TOBB Uzman Yardımcısı, AB ve Dış İlişkiler Dairesinden Sıla Kozanlı rehberliğinde limanın genel tanıtımı ile iş ve işlemlerin tanıtıldığı brifing Yılport Gemport limanında Satış Müdürü Can Pancaroğlu tarafından verildi. Heyete Gemlik limanlarının ticari faaliyetleri ve kapasiteleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Ardından, liman sahası karadan ve Galip Y. römorkörü vasıtasıyla denizden gezildi. AB heyeti GTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Nihat Balkan ve Hakan Işıkçı, Genel Sekreter Emre Gemicioğlu ve Sanayi Sicil Müdürü Ayhan Yıldız ile birlikte Türkiye’nin otomobili TOGG tesisleri ile SIRO Batarya fabrikasını da ziyaret etti. Ziyarette üretim süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı ve TOGG’ta pistte deneme sürüşü gerçekleştirildi. Heyete gezinin son durağında GTSO Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Balkan nezaretinde, sanayi bölgeleri ve serbest bölge tanıtılarak, Gemlik’in ticari faaliyetleri hakkında daha fazla bilgi verildi. Öte yandan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, AB Türkiye Delegasyonu öncülüğünde ve GTSO ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin (Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Estonya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, Slovenya, İspanya) ticaret müşavirleri, elçilik sekreterleri, ticaret ateşeleri, müsteşarları ve ekonomi danışmanları bir araya geldi. Etkinlikte AB Türkiye Delegasyonu, Ticaret ve Ekonomi Bölümü Başkanı Dominik Olewinski, Başkan Yardımcısı Mariafrancesca Mazzucco ve Bölüm Sekreteri Aras Güven ile birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Uluslararası Dış İlişkiler Müdürü Damla Tufan ve TOBB Uzman Yardımcısı Sıla Kozanlı da etkinlikte yer aldı.
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personele teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz” dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personeli ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. "İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyaç var" Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Balıkesir’den haykırıyoruz" “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete ’Dur’ diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve ’Kadına Şiddete Hayır’ diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye ’Kadına Şiddete Dur’ diye haykırıyoruz” ifadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı: ’Çınar kadar güçlü’ Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verildiğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım” dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise, “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi.
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personellere teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz.”dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personelleri ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. İstanbul sözleşmesine daha çok ihtiyaç VAR Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Balıkesir’den haykırıyoruz “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve “Kadına Şiddete Hayır” diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye “Kadına Şiddete Dur” diye haykırıyoruz” İfadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı. Çınar kadar güçlü Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir Pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verdiliğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım.”dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi. (HT