EKONOMİ - 19 Eylül 2024 Perşembe 19:36

ASKON Malatya Şubesinin 2. olağan genel kurulu yapıldı

A
A
A
ASKON Malatya Şubesinin 2. olağan genel kurulu yapıldı

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Malatya şubesinin 2. Olağan Genel Kurul ve şube açılışı Genel Başkan Orhan Aydın’ın katılımıyla gerçekleşti.


Toplantıya Malatya Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hakan Er, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, ASKON Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, STK temsilcileri ve ASKON üyeleri katıldı.


Genel kurulun açılış konuşmasını yapan ASKON Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, Malatya’nın tek çarşı modeliyle değil birden fazla çarşı alanının oluşturulması gerekliliğinin altını çizerek, "Depremden çok kısa bir süre önce mikro ölçekte Malatya ekonomisine, makro ölçekte ülke ekonomisine gerek ihracat alanında, gerek imalat sanayinde katkı sunmak, üyelerine vizyonuyla, dürüst, güvenilir, ahlaklı ticaretin öncüsüolmayı hedefleyen bir ruhla milli değerlere önem vererek ışık tutmak amacıyla kurulmuştur. Yaşadığımız elim deprem faciası bizi ilimiz için daha çok kamçılamış, daha çok çalışarak, üreterek, Malatya’mıza değer oluşturmaya odaklanmıştır" dedi.



6 Şıbat depremi sürecine de değinen Şarlak, "Çalışmalar bize göstermiştir ki birinci derecede deprem bölgesinde bulunan ilimizin taviz verilmeksizin güvenli bölgelere taşınması, ticari hayatın olumsuzluklardan etkilenmemesi için geçmişteki gibi tek çarşı modeliyle değil, farklı yerlerde çarşı alanlarının oluşturulması gerekmektedirler. Bunun yanı sıra büyük travma yaşayan vatandaşlarımız için elbette öncelik barınmayla birlikte ilerleyen günlerde donatı alanlarını da önem vererek için Yeşil alanlar ve rekreasyon insanlarının da arttırılması gerekmektedir. Malatya şubemiz tüm üyeleriyle yekvücut olarak şehrin Malatya’nın inşasında bilimsel ve akademik çalışma şehrin sosyolojik ve ekonomik dizaynına devletinin yanında ve destekçisi olacağına söz veriyoruz. Allah’ın izniyle hep birlikte Malatya’mızı inşa edecek ve bu vesileyle ayağa kaldıracağız" ifadelerini kullandı.



Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hakan Er, Malatya’daki işçi açığından bahsederek depremler sonrası Malatya’yı 200 bin kişinin terk ettiğini ifade etti. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Er, “Malatya’mız 6 Şubat felaketinde en büyük zararı almıştır. Malatya’da bin beş yüzden fazla bina, deprem esnasında yıkıldı. Otuz altı bin binamız ağır hasarlı duruma geldi. 27 bin 500 bağımsız iş yerimiz kullanılmaz hale geldi. Çarşı diye tabir ettiğimiz bütün alanlar kayboldur. Yüz yirmi bin vatandaşımız halen konteynerlarda hayatlarına devam ediyorlar. Deprem sonrası büyük göç verdik. Vermeye de devam ediyoruz. TÜİK’in en son verilerine göre Malatya’dan 102 bin 621 kişi deprem sonrası başka şehirlere göç etmiş durumda. Bu göç iş yerlerimizi de vurdu" ifadelerine yer verdi.



ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın ise Malatya’nın 2022 yılında yaklaşık 455 milyon dolar ihracat yaptığını ancak 2023 yılında yaşanan asrın felaketi nedeniyle bu rakamın 393 milyon dolar seviyesine düştüğünü söyledi. 2024 yılında hızlı bir ivmeyle birlikte ilk sekiz ayda 258 milyon dolar ihracat yapıldığını ifade eden Aydın, "Bu şekilde devam etmekte kaldı ki ihracatın artış dönemi olan bu dönemlerle birlikte 2022 yılındaki 455 milyon doların üzerine bir ihracata ulaşacağını düşünüyoruz. Hatay’dan sonra en fazla yıkımın olduğu Malatya’da bölgenin kalkınması için ne pahasına olursa olsun elimizi taşın altına koyacak ve elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuştu.



ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın’a seslenerek 4. Anadolu Zirvesi’ni Malatya’da düzenleme talebinde bulunan AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de Malatya’da ticari hayatın yeniden canlanması için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek büyük ölçüde hasar gören yerlerin yeniden inşa çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini belirtti.


Son olarak söz alan Malatya Valisi Seddar Yavuz ise bilim, sanayi ve teknolojinin olanaklarını daha fazla kullanılması gerektiğini ifade etti. Vali Yavuz, "Tam bağımsız olarak yaşayabilmeniz için stratejik alanlara yatırım yapmak gerekiyor. Ülke olarak bu çalışmaya işlerimizi daha sistematik olarak geliştirmeye ihtiyacımız var” diye konuştu.


Yavuz ayrıca deprem sonrası çalışmaların da hızla ilerlediğini belirterek tüm imkanlar ile en kısa sürede Malatya’yı ayağa kaldıracaklarını söyledi.



ASKON Malatya Şubesinin 2. olağan genel kurulu yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.