GENEL - 09 Mart 2012 Cuma 13:26

(ÖZEL HABER) ONUN KADINLAR GÜNÜ HEDİYESİ "BÖBREK" OLDU

A
A
A
(ÖZEL HABER) ONUN KADINLAR GÜNÜ HEDİYESİ "BÖBREK" OLDU

Malatya’da 10 yıldan beri böbrek hastası olan kadın, 26 yıllık eşinin böbreğiyle Kadınlar Günü’nde hayat buldu. Başarılı bir operasyonun ardından kocasının böbreğiyle hayata yeniden bağlanan kadın, organ bagışı çağrısında bulundu.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde Dünya Kadınlar Günü nedeniyle güzel bir mutluluk yaşandı. Ramazan Sevinçhan (49), 10 yıldan beri böbrek hastası olan 4 çocuk annesi eşi Adile Sevinçhan’a (45), böbreğini Kadınlar Günü’nde vererek, ona hayatının hediyesini sundu. Turgut Özal Tıp Merkezi Genel Cerrahi Servisi Böbrek Nakli ekibi, 10 yıldan beri böbrek rahatsızlığı yaşayan Adile Sevinçhan’a, 26 yıllık kocası Ramazan Sevinçhan’dan alınan böbreği nakletti. Böbrek nakli operasyonu sonrasında,
servise alınan Sevinçhan çifti, nakil edilen böbreğin uyum sağlaması ile birlikte mutluluklarını yaşamaya başladı. Eşine böbreğini veren Ramazan Sevinçhan, "Eşimle oturup böbrek nakli konusunda bir karar verdik. Nasip bugüne denk geldi. Tabi dün kadınlar günüydü. Hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Eşimi çok seviyorum. Sevmeseydim, böbreğimi vermezdim. Seviyorum. Eşim 10 yıldır rahatsız. İnanın, hastaneye gide gele, çok yorulduk. Aramızda bir karar verdik. Nasip de bugüneymiş. İnşallah hayırlı olur" dedi.
Kocasının verdiği böbrek ile 10 yıldan beri yaşamış olduğu sıkıntıları geride bırakan Adile Sevinçhan ise, "Kocama minnettarım. Allah razı olsun. Bütün hocalarımız ve ekiplerinden Allah razı olsun. Başarılı bir ameliyat oldu. İyiyiz ve rahatız. Kocamı çok seviyorum. Canımdan fazla seviyorum. Biz görücü usulüyle evlendik. 26 yıldır evliyiz, Çok da mutluyuz, 4 çocuğumuz var. Ben olsaydım, kocamı böbreğimi gözümü kırpmadan verirdim. Bana büyük bir hediye verdi" diye konuştu. Böbrek nakil operasyonunu
gerçekleştiren Genel Cerrahi Servisi’nden Doç. Dr. Bülent Ünal, Yrd, Doç. Dr. Turgut Pişkin, Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. İdris Şahin ve Prof. Dr. Hülya Taşkafa, Sevinçhan çiftsinin mutluluğuna ortak oldu. Prof. Dr. İdris Şahin, hastanın eski sağlığına kavuştuğunu ve böbreğin uyum sağladığını söyledi. Doç. Dr. Bülent Ünal ise, "Hastamız 10 yıldır diyaliz hastası. 19 yıldır düzenli olarak diyalize giriyor. Dünden beri bambaşka bir gün başladı. Kocasını çok güzel bir hediyesi oldu Kadınlar Günü’nde. Vermek
istediğim mesaj şu; Türkiye’de ve dünyada, diyaliz hastalarının sayısı hızla artmakta. Özellikle Türkiye’de yüksek tuz tüketimi ile birlikte kronik böbrek rahatsızlıkları en fazla artan hastalıklardan bir tanesi. Bu yüzden öncelikle diyaliz hastası olmamaya çalışmak çok önemli. Ama eğer, hasta olunduysa da, diyaliz hastalarının altın standart tedavisi böbrek naklidir. Ameliyat sonrasında hastalar bambaşka bir hayata başlıyor. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Herkesi organ bağışı konusunda biraz daha dikkatli ve
biraz daha özverili olmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
Adile Sevinçhan da organ bağışı konusunda çağrıda bulunarak, "İstiyorum ki, herkes bağış yapsın. Bağış çok az. Bir damla suya ihtiyaç duyuyorsunuzki, o suyun karşısında ağlıyorsunuz. Türkiye duyarlı olsun, organ bağışı yapsın" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta yoğun sis etkili oldu görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü Bayburt’ta sabahın erken saatlerinde sis etkili oldu, kentin üzerini yoğun sis bulutu kapladı. Göz gözünün görmediği sisli havada ise görüş mesafesi 10 metreye kadar düştü. Bayburt güne yoğun sisle uyandı. Şehir merkezinde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte etkili olan sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer 10 metreye kadar düştü, vatandaşlar ilerlemekte güçlük çekti. Yoğun sis sürücülere zor anlar yaşatırken, sürücüler trafikte kısa ve sis farları açık şekilde ilerleyebildi. Okula gitmek için yola çıkan öğrencilere velileri eşlik ederek karanlık ve puslu havada çocuklarını okula bıraktılar. İş yerlerine gitmek için yola koyulan Bayburtlular, olabildiğince dikkatli bir şekilde etraflarını kontrol ederek yürüdüler. Havanın ağarmasıyla erken saatte okula giden Zehra Oruç isimli öğrenci, "Okula gitmeye çalışıyorum, yoğun bir sis var, göz gözü görmüyor" dedi. Sisin kartpostallık manzaralar oluşturduğunu belirten Murat Köse isimli vatandaş ise, "Sabah bir uyandık her yer sis, göz gözü görmüyor. Bir yandan güzel bir manzara oluyor, bir yandan da korkutucu oluyor. Araçlar birbirlerini görmediği için çarpma riski oluşabiliyor. Sisli havada kurtlar şehir merkezine iner mi onu da bilmiyoruz ama manzara çok güzel oluyor" ifadelerini kullandı. Kentin üzerini kaplayan yoğun sis, ilerleyen saatlerde dağıldı, yerini aydınlık ve güneşli havaya bıraktı.
Aydın EKODOSD Başkanı Sürücü: “Yunusların yaşatılması için havuz projesi önerimiz var” Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, karaya vuran yunusların yaşatılması amacıyla Adagöl mevkiinde portatif havuz kurulması için bir proje önerisini Kuşadası Belediyesi’ne sunacaklarını ifade etti. Dün gece saatlerinde EKODOSD’a Pamucak oteller bölgesinde kıyıya vuran bir yunus ihbarı geldi.Vatandaşlar tarafından iyi niyetle ancak yanlış bir davranışla yunusun defalarca denize doğru çekildiği ancak tekrar kıyıya geldiği söylendi. Bölgeye gidilerek yapılan incelemedeyunusun Stenella coeruleoalba türü erişkin bir Çizgili Yunus olduğu tespit edildi. Yunus üzerinde yapılan incelemelerde herhangi bir yara ve kesi izine rastlanmadı. “Kuşadası Belediyesi’ne bir öneri götüreceğiz” Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Dalgalı bir deniz ve yağmurlu bir havada kıyıya vuran yunusun daha önceki deneyimlerimizden gördüğümüz gibi bu yunusun da bir süre sonra öldüğünü gördük. Halk arasında balık olarak bilinen aslında bir deniz memelisi olan 2.07 m. boyundaki yunustan aldığımız doku örneklerini TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı)’a göndereceğiz. Yunus vakalarındaki en büyük sıkıntının Türkiye’de bir rehabilitasyon merkezinin olmayışıdır. Uzmanlarla görüşerek Kuşadası Adagöl’de bu tür vakalarda taşımada kullanılmak üzere şişme yataklar ve geçici rehabilitasyon için portatif havuz projesinin hayata geçirilmesiyle ilgili Kuşadası Belediyesi’ne bir öneri götüreceğiz. Bugüne kadar Kuşadası Körfezi’nde tespit ettiğimiz 56 yunus ölümü gerçekleşti. Bunların başında hedef dışı av olarak trol/gırgır ağları görülse de, birçok yunusun yeterli nekropsi yapılmadığı için neden öldükleri anlaşılamamıştır. Bazı yunusların hastalıklardan öldüğünü biliyoruz” dedi. “Hayatta kalmak için karaya kendilerini atıyorlar” Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arda M. Tonay “Bizim gibi akciğer solunumu yapan yunuslar ve balinalar vücutlarında bir anormallik olduğu zaman ve/veya hastalandıkları zaman içgüdüsel olarak ve gerçekten son çare olarak kendilerini karaya atar ki, nefes almaya devam edebilsinler, boğulmasınlar. Dolayısıyla intihar değil tam aksine hayatta kalmak için karaya kendilerini atıyorlar. Bu tip vakalarda veteriner hekim ve uzmanlar gelene kadar (tabi yakında var ise) ya karada (derisi nemli tutularak ve ön yüzgeçlerine ağırlık binmeden) ya da deniz içinde hayvanla birlikte beklemek, kendine gelmesini sağlamak önemli. Eğer tabi bir rehabilitasyon merkezi var ise buna transferi de sağlanabilir ancak Türkiye’de böyle bir tesisimiz henüz yok. Ancak ne yazık ki gerçekten son çare olarak bu davranışı gösteren canlılarda ölüm oranı çok yüksektir. Müdahale edilirken dikkat edilmesi gereken bu canlılardan bize geçebilecek bulaşıcı hastalıkların olduğu unutulmamalı (ki bir hastalık nedeni ile karaya vurma ihtimali yüksektir), buna göre önlem alınarak yaklaşılmalı ve temas edilmeli, eğer ölüm gerçekleşirse de nekropsi ve bilimsel örnekleme ile ölüm sebebinin anlaşılması için yetkililere mutlaka haber verilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Eskişehir (ÖZEL) Eskişehir’in ilk sürücü kursu hocası unutulmadı Eskişehir’in ilk sürücü kursu hocası olan ve geçen yıl vefat eden Mehmet Özcan, kendisinden ehliyet alan öğrenciler ve çalışma arkadaşları tarafından lokma döktürülüp anıldı. Geçtiğimiz yıl geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat eden sertifika numarası 1 ve Eskişehir’in ilk direksiyon hocası olan Mehmet Özcan unutulmadı. Özcan, ondan gördüğü eğitim sonucunda ehliyet alanlar, sürücü kursu çalışanları ve çocukları tarafında lokma döktürülerek anıldı. Öğretmenlerini unutmayanlar, Yeşiltepe Mahalle Muhtarlığı önünde kurulan lokma aracıyla dökülen tatlıları vatandaşlara dağıtarak hayır dualarını aldı. “Ehliyet alanlar, sürücü kursundan arkadaşları olarak bugün burada” Sürücü kursu kurucusu ve Mehmet Özcan’ın mesai arkadaşı Mert Korucu yapılan hayırla alakalı, “Bir sene önce rahmetli olan Mehmet Özcan hocamızın için bugün sene-i devriyesini yaptık. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz, burada kendisinden ehliyet alanlar ve ekip arkadaşları olarak hayrına lokma döktürüp mahalleliye dağıttık. Hem kendisinden ehliyet alanlar, hem de sürücü kursundan arkadaşları olarak bugün buradayız. Katılanlara teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Eskişehir’in ilk direksiyon hocalarından biriydi” Mehmet Özcan’ın oğlu Seydi Özcan ise kentin ilk sürücü kursu hocası babasından ehliyet alan öğrencilerin ve mesai arkadaşlarının gösterdiği vefayla ilgili şöyle konuştu; “Bugün babamın ölümünün 1’inci yılı. Hem öğrencileri hem de iş arkadaşları burada, hepimiz hayır için buradayız. Zamanında babamdan ehliyet almış herkes arayıp soruyor, zaten buraya da gelenler oldu. Bir de babam Eskişehir’in ilk direksiyon hocalarından biriydi, hatta sertifika numarası da 1’di, hala aklımda. Ben de onun öğrencisiyim.” Üç çocuk babası Özcan’dan geriye ise torunları ile top oynarken çekilen neşeli görüntüleri kaldı.