KÜLTÜR SANAT - 18 Ekim 2017 Çarşamba 15:38

TÜBA üyeleri Arapgir’de incelemelerde bulundu

A
A
A
TÜBA üyeleri Arapgir’de incelemelerde bulundu

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyeleri Arapgir’de incelemelerde bulundu.

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyeleri Arapgir’de incelemelerde bulundu.


TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Prof.Dr. Ali Adnan Hayaloğlu ve bazı TÜBA üyeleri Arapgir ilçesini ziyaret ederek incelemelerde bulundular.


İlçenin tarihi ve kültürel yerlerini gezerek reyhan bahçelerinde incelemelerde bulunan heyeti Arapgir’de ağırlamaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını belirten Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu,Arapgir’in tarihi ve kültürel özellikleri ile Yukarı Fırat Havzasında bulunan önemli bir yerleşim merkezi, organik tarım yapılabilecek doğal izole bir bölge olduğunu söyledi.


“İlçenin tanıtımına önemli katkılar sağladı”


TÜBA Başkanı Prof.Dr. Ahmet Cevat Acar da Arapgir ilçesine ilk kez geldiğini ve bunun gecikmiş bir ziyaret olduğunu belirterek,”TÜBA olarak Arapgir’deki tarihi, kültürel ve iktisadi yapının güçlendirilmesinde ve ülke sathında duyurulmasında bilim temelli ne gerekiyorsa gerekenin yapılacağının ilçenin tarihi, kültürel ve doğal bakımdan çok zengin olduğunu, Arapgir Belediye Başkanı Cömertoğlu’nun bir belediye başkanı olarak bunu çok iyi değerlendirdiğine ve ilçenin tanıtımına önemli katkılar sağladığını bizzat yerinde gördüklerini kaydetti.


“2017 yılı reyhan yılı ilan edildi”


Ziyarette bir konuşma Prof.Dr. Ali Adnan Hayaloğlu ise “Arapgir ağzı ile ilgili başlatılmış çalışmaya TÜBA olarak bu konuda çalışan bilim insanlarını yönlendirmeyi, lisansüstü çalışmalar yapılmasını özendirmeyi görev addedeceklerini belirterek, 2017 yılının reyhan yılı ilan edildiğini ve reyhan bitkisi konusunda Arapgir Belediyesi ile işbirliği içinde yaptıkları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı destekli proje ile reyhan bitkisinden daha fazla katma değerli ürünler yapacaklarını söyledi.


Heyet daha sonra Arapgir’in tarihi yerlerini gezdikten sonra ilçeden ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Ergan Dağı Kayak Merkezi yeni sezonda 1 milyon turist hedefliyor! Zirvenin karla kaplandığı ve kar yağışının etkili olduğu Erzincan Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde sezonun açılış tarihinin yaklaştığını müjdeleyen Erzincan Vali Yardımcısı/ İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Emre Canpolat 2024-2025 kış sezonunda Ergan Dağı’nda gerçekleştirilecek olan projeler hakkında açıklamalarda bulundu. Ergan Dağı Kayak Merkezi yerli tasarım bungalov evleri ve 12 ay hizmet veren bir merkez olarak yeni sezonda 1 milyon turist hedefliyor! Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde geçtiğimiz yıllarda ortalama 20 ila 50 bin arasında turist ağırlandığını aktaran Mehmet Emre Canpolat, bu sayının 2023-2024 kış sezonunda 250 binlere ulaştığını, 2024 yılının ilk 9 ayında ise 500 binin üzerine çıktığını ifade etti. Canpolat, “Bahar ve yaz aylarında sadece kayak merkezi olarak değil 12 ay hizmet veren bir merkez olarak sunduk Ergan Dağı’nı. Bundan dolayı 500 binin üzerinde misafir ağırlamış olduk. 2024-2025 sezonunda ise kış sezonunda ön gördüğümüz rakam 500 bin, 2025 yılı içinse 1 milyon misafir ağırlamayı hedefliyoruz! Bahsettiğimiz rakamlara ulaştığımızda Erzincan Ergan Kayak Merkezi milyonluk turist ağırlayan kayak merkezleri arasında yer alacak.” şeklinde konuştu. Yeni sezonda Ergan Dağı yeni kızak pistine kavuşuyor! 10 güne kadar tamamlanması planlanan yeni kızak pistinin yapım çalışmalarının hızla devam ettiğini dile getiren Emre Canpolat, kızak pistinin Erzincan’da özellikle çocuklu aileler tarafından rağbet gören bir kültür olduğunu kaydetti. Canpolat, ailelerin pistte çocuklarıyla birlikte doyasıya vakit geçirdiklerini söyledi. Ardından pist çimleme faaliyetleri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Canpolat, Ergan Dağı kayak pistinde çimleme çalışmalarının sürdürüldüğünü aktardı. Canpolat, çimleme faaliyetlerinin sezon içerisinde yağan karın tutunum süresini gün olarak uzattığını aynı zamanda yapılan çimleme faaliyeti ile bahar aylarında çim kayağı yapılacağını belirtti. Ergan’da yürütülen çimleme faaliyetinin dünyada ve Türkiye’de nadir görülen bir uygulama olduğunu ifade eden Canpolat, “Gelecek sezonlarda zirveye kadar pistin tamamını çimlemeyi planlıyoruz. Bu yöntem hem karın tutunum süresini uzatacak hem de pist içerisinde bulunan taşların çim altında kalmasının sağlayacak. Kayak severlerimizin kızaklarının zarar görmesini minimuma indirecek.” dedi. “Kayak severler Ergan’da konaklayacak” 2024 yılı Kasım ayında Bungalov evlerin yapımının tamamlanacağını söyleyen Canpolat, açıldığından günümüze kadar konaklama imkanı olmayan Ergan Dağı’nda kayak severlerin artık konaklayabileceğinin müjdesini verdi. Canpolat, misafirlerin ağırlanacağı bungalov evlerin olduğu bölgede ‘stackhouse’ et restoranı çalışmalarının da sürdürüldüğünü kaydetti. Acemiler kayağı Ergan’da öğrenecek! “Profesyonel kayanlar ve acemiler aynı sıfır noktada buluşuyorlardı.” diyen Canpolat, Ergan Dağı’nda 1. etap içerisinde yer alan acemi pistinin yeni sezonda, acemilerin kayağı daha rahat öğrenmesi ve profesyonellerin konforunu daha da artırmak adına yeni bir alana yapıldığını belirterek, acemi pistinin çalışmalarının yaklaşık 15 gün içerisinde tamamlanmış olacağını duyurdu. Ergan Dağı Yüksek İrtifa Kamp Merkezi büyük spor kulüplerini ağırlayacak! Gençlik Spor Bakanlığının himayelerinde yürütülen Yüksek İrtifa Kamp Merkezi hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Canpolat, “156 yataklı kamp merkezinin seneye tamamlanmasını umut ediyoruz. Yüksek irtifa kamp merkezinin hemen yanında iki tane büyük futbol sahamız var. Önümüzdeki yıllarda büyük spor kulüplerini burada misafir edeceğimizi umuyoruz.” ifadelerine yer verdi. Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde yapılması planlanan otelin temeli sezon sonunda atılacak! Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde otel ihalesi yapıldığını aktaran Canpolat, yaklaşık 150 milyonluk olan otelin ihalesinin yapılarak netleştiğini, 6 ay içerisinde projenin onaylanıp temel atma töreninin yapılacağını duyurdu. Söz konusu projenin bu sezona yetişmeyeceğini söyleyen Canpolat, “2024-2025 sezonunun sonuna doğru, inşaat sezonu açıldığında temel atma törenini yapmış olacağız.” dedi. Öte yandan Rota Erzincan uygulamasıyla vatandaşların şehir ile ilgili birçok bilgiye ulaşabilecekleri gibi kayak merkeziyle ilgi olarak da açık olan pistlerden açık olan teleferik, telesiyej ve gondollara kadar birçok bilgiye ulaşabileceklerini söyleyen Canpolat, uygulama sayesinde misafirlere aynı zamanda 24 saat kamera hizmeti sunulduğunu dile getirdi.
Bitlis Nemrut Krater Gölü’nde Atlas kuyruklu yıldızı görüntülendi Dünyanın ikinci Türkiye’nin ise en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü’nde Atlas kuyruklu yıldızı görüntülendi. Doğa ve uzay Gözlemcisi Dr. Cihan Önen, önceki gün Nemrut Krater Gölü kenarına kurduğu teleskobu ile Atlas kuyruklu yıldızını görüntülemeyi başardı. Zaman zaman gözlem yapmak için Nemrut Krater Gölü kenarına giderek burada kurduğu teleskobu ile gökyüzünü inceleyen ve fotoğraf çeken Dr. Cihan Önen, Atlas kuyruklu yıldızını göl üzerinde görüntülediğini belirtti. Dr. Cihan Önen, bu nadir ve etkileyici olayı ölümsüzleştirmek amacıyla çıktığı Nemrut Kalderasında gece boyunca beklediğini ve Atlas kuyruklu yıldızını kalderadaki gölle birleştirerek fotoğraflamayı başardığını söyledi. Önen, “Atlas kuyruklu yıldızının ışıltısı, kalderanın doğal güzellikleriyle bütünleşerek adeta görsel bir şölen oluşturdu. Nemrut Kalderası ve gölleri, doğa harikası yerlerdir. Kraterin büyüleyici güzelliği Atlas kuyruklu yıldızının ışıltısıyla birleşti ve bu an, insanın ömrü boyunca belki de sadece bir kez tanık olabileceği bir deneyimdi. Ben de bu deneyimi yaşadım” dedi. Atlas kuyruklu yıldızı nedir? Atlas kuyruklu yıldızı, geniş kuyruk yapısı ve parlaklığı ile öne çıkan kuyruklu yıldızlardan biridir. Özellikle temiz hava ve ışık kirliliğinden uzak bölgelerde rahatlıkla gözlemlenebilen bu gök cismi, astronomi tutkunlarının dikkatini çekiyor.
Bitlis Van Gölü her geçen yıl biraz daha çekiliyor Türkiye’nin tek sodalı gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü’nde, son yıllarda sularının çekilmesiyle sahiller mikrobiyalit tarlasına döndü. Bu yıl geçtiğimiz yıllara nazaran daha fazla yağış olmasına rağmen Van Gölü’nde suyun yükselmesi istenen seviyede gerçekleşmedi. Özellikle Van Gölü’nün Adilcevaz ve Tatvan ilçesindeki sahillerinde yaşanan su çekilmesi sonucu ortaya çıkan mikrobiyalitler vatandaşları da şaşırttı. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde iklim değişikliği ve tarımsal sulamaya bağlı yaşanan kuraklık nedeniyle suların çekilmesiyle ortaya çıkan mikrobiyalitler dikkat çekiyor. Van Gölü’nün su seviyesindeki düşüş; iklim değişikliği, tarımsal sulama ve diğer insan etkileri nedeniyle endişe verici bir durum haline geldi. Bu durum, göldeki ekosistem üzerinde de olumsuz etkilere yol açtığı gibi bölgedeki yerel yaşam ve tarım faaliyetleri de bu değişimden etkileniyor. Her geçen gün farklı bölgelerde görülmeye başlanan mikrobiyalitler, özellikte Tatvan’ın Van Gölü kıyısında yer alan İncekaya köyünde adeta görüntüsüyle mikrobiyalit tarlalarını andırıyor. Van Gölü sahilinde ortaya çıkan farklı boyutlardaki binlerce mikrobiyalit havadan da görüntülendi. Oluşan görüntüler bir yandan görsel bir güzellik sunarken diğer yandan ise su çekilmesinin boyutunu gözler önüne serdi. Uzmanlar, göldeki çekilmenin yağışların yanı sıra Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz’daki tarımsal sulamalardan kaynaklandığını söylediler. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, sondajların Van Gölü’nü besleyen kaynaklara olumsuz yansıdığını belirterek, “Son yıllarda küresel ısınmayla birlikte bazı havzalarda özelikle göllerde seviye alçalması yaşanmakta. Türkiye’nin doğusunda yer alan Van Gölü Havzası’nda da benzer bir durum yaşanmakta. Özellikle son 4 yıldır yağışlarda bir düşüş yaşanmaktadır. Bu yıl biraz daha yağış miktarı artsa da genel olarak seviyede bir alçalma söz konusudur. Tabi bu seviye alçalmasına neden olan bazı temel faktörler var. Bunların başında da yağışlar gelmektedir. Van Gölü Havzası’ndaki yağış istasyonundaki verilere baktığımızda, son yıllarda ortalama yağışın da altında kaydettiğini görebiliyoruz. Diğer bir sebep ise özellikle tarımsal sulamada kullanılan suların olduğunu ifade edebiliriz. Özellikle Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz’dan Erciş’e doğru bir tarım havzası var. Bu alanlarda sondajlarla ciddi bir su tüketimi var. Bu su tüketiminin de olması gölü besleyen kaynaklara olumsuz yansımaktadır. Bazı kaynaklar yer altı su seviyesinin düşmesi ile birlikte kurumuş durumda. Dolayısıyla bu iki temel faktör nedeniyle göl seviyesinde bir alçalma meydana gelmekte. Bu süreç devam etmektedir. Tabi Van Gölü suyunun seviyesinin düşmesi bu olumsuzlukla birlikte bazı ilginç görüntüleri de ortaya çıkarmış oldu. Özellikle göl kıyısında Adilcevaz başta olmak üzere bazı kesimlerde mikrobiyalitler ortaya çıkmaya başladı ve bu mikrobiyalitler farklı ve ilgi çeken bir manzara oluşturmaktadır” dedi.
İstanbul Yenidoğan çetesi soruşturmasında adı geçen hastanede 2018 yılında çalışan hemşire konuştu ‘Yenidoğan Çetesi’ soruşturmasında adı geçen bir hastanede 2018 yılında yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Taner Karataş süreci değerlendirerek, "Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulundum. Ben ve 3 arkadaşım ikinci haftada fark ederek işten ayrıldık" dedi.Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bazı bebeklerin ölmesine neden olan ’yenidoğan çetesi’ ilgili her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor. Soruşturmada adı geçen Bağcılar’daki TRG Hospitalist’te 2018 yılında yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Taner Karataş, sürece ilişkin konuştu.“Listede adı bulunan kişilerden emir aldım, hiç bir şey gizli yapılmıyor”İddialara konu olan kişileri tanıdığını ve kendileriyle beraber çalıştığını öne süren yoğun bakım hemşiresi Taner Karataş, “Ben 25 yaşındayım. Bağcılar’da bulunan Hospitalist Hastanesi’nde 2018 senesinde çalıştım. Kapanan diğer hastanelerde de dış nöbet gereği görev yapmışlığım oldu. Bahsi geçen bir çok kişiyi tanıyorum. Beraber çalıştık ve onlardan emir aldık. Ben hastaneden ayrıldığımda bu olayın farkındaydım ve bu nedenle işten ayrıldım. Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulundum. Ben ve 3 arkadaşım ikinci haftada fark ederek işten ayrıldık ve şikayette bulunduk” dedi.“Hemşire, hekim gibi davranarak hastayı teslim alıyor”Hasta sevk sürecine ilişkin konuşan Karataş, "112 acil sağlık servisi hastaneyi arıyor ve doktorla görüşüyor. Benim çalıştığım hastanede bu işleri sorumlu hemşire yapıyordu. Kendisini doktor gibi gösteriyor ama hemşireydi. Sorumlu hemşire kendisini doktor olarak tanıttıktan sonra hastayı teslim alıyor ve hasta yakınları da onu doktor olarak tanıyor. Aslında olay en baştan hastanın hastaneye gelişi itibariyle başlıyor. Hasta teslim alındıktan sonra çok iyi bir yoğun bakım değil ve tedavisi yarım oluyor. İyileşme süreci uzatılıyor, hasta iyileşse bile taburcu edilmiyor. Yoğun bakım enfeksiyonuna maruz bırakılıyor ve hasta sürecin sonunda yaşamını yitiriyor. Ben yenidoğan kısmında hiç çalışmadım ama orada da süreç aynı bu şekilde işliyor. Yoğun bakım hemşireleri vicdanlarını bir süre sonra törpülüyor. Önemli olan kim olmayı seçtiğiniz; katil mi olmak istiyorsunuz yoksa iyileştirici mi olmak istiyorsunuz. Biz yakalanacaklarını şüphesiz biliyorduk sonunda yakalandılar ve cezalarını çekiyorlar” ifadelerini kullandı.“Sağlık Bakanlığı’ndan denetleyiciler o hastaneye gittiler aslında ama hastanenin denetimden önce haberi oldu “Konuşmasına devam eden yoğun bakım hemşiresi Taner Karataş, “Ben özel bir hastanede çalışmaya devam ettim ve oradan ayrıldım. Yeni mezun olan arkadaşlarımız da çalışmak istemiyorlar çünkü kendilerini yetiştirecek olan kişiler bu kişiler. İster veya istemeden bu çetenin üyesi oluyorsunuz. Bu yapılanları yoğun bakımda çalışan herkes biliyor. Temizlik görevlisi bilir, yardımcı personel bilir hatta bazen hasta yakınları bile anlıyor ama güvenmekten başka çareleri olmadıkları için ses çıkarmıyor. Benim şikayetimin ardından Sağlık Bakanlığı’ndan denetleyiciler o hastaneye gittiler aslında ama hastanenin denetimden önce haberi oldu ve her şeyi düzelttiler" dedi.