ÇEVRE - 02 Temmuz 2024 Salı 12:43

Meram Belediyesi estetik ve konforlu parklar için aralıksız çalışıyor

A
A
A
Meram Belediyesi estetik ve konforlu parklar için aralıksız çalışıyor

Konya’nın merkez Meram ilçe Belediyesi, ilçenin dört bir yanında bulunan park, bahçe, yeşil alan ve mesire alanlarında bulunan oyun-spor grupları, park yolları, banklar ile kameriyelerin bakım onarımını için yoğun bir mesaiyle çalışıyor. Başkan Mustafa Kavuş, parkların estetik ve konforu ile Meram’ın bu noktada en iyi hizmeti alması için aralıksız çalıştıklarını ifade etti.


Meram Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, ilçe genelinde bulunan parkların bakım, onarım ve yenilenmesi için yoğun bir çalışma sergiliyor. Ekipler bu kapsamda ilçenin dört bir yanında bulunan park, bahçe, yeşil alan ve mesire alanlarında bulunan oyun grupları, banklar ve kameriyelerin bakım-onarımını gerçekleştiriyor.



Ekipler, ilçenin tüm parklarında eksikleri tamamlıyor


Bu çerçevede kırılan, deforme olan ve işlevselliğini yitiren oyun grupları ile kent mobilyaları yenilenip boyanıyor, yürüyüş yollarındaki döşemeler yeniden yapılıyor, bozulan kameriyeler, spor aletlerinden kullanılabilecek durumdakiler tamir ediliyor, kullanılamayacaklarsa yenisiyle değiştiriliyor. Parkları estetik, kullanışlı ve konforlu bir yapıya kavuşturmak için aralıksız çalışan ekipler, yürüyüş yollarını ve kaldırımları da tamir ederken, ot biçme, ağaç budama, peyzaj, çiçeklendirme, ilaçlama ve çevre temizliği gibi rutin işleri ise durmaksızın devam ettiriyor.



Başkan Kavuş; “Vatandaşlarımızın rahatı için titiz bir çalışma yürütüyoruz”


Yaz aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşlar tarafından yoğun olarak kullanılan park, bahçe ve mesire alanlarında gerçekleştirdikleri bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, hemşehrilerinin bu noktada en kaliteli hizmeti almaları adına çalışmaların yıl boyunca süreklilik arz ettiğine vurgu yaptı. Parklarda gerçekleştirilen bakım, onarım ve yenileme çalışmalarının ilçe genelinde titizlikle yürütüldüğüne dikkat çeken Başkan Kavuş, “Ekiplerimiz eskiyen, yıpranan, kırılan bankları, oyun guruplarını ve kameriyeleri onarıyor, çevre düzenlemelerini gerçekleştiriyor, peyzajlar yenileniyor, ağaçlar budanıyor, bozulan yollar ve kaldırımlar yeniden düzenleniyor. Meram’ın en önemli marka değeri ‘yeşilidir.’ Yaptığımız bu revizyon çalışmalarını bu açıdan değerlendiriyor ve büyük önem veriyoruz” diye konuştu.



Başkan Kavuş; “bu parklar hepimizin”


Öte yandan parkların ve parklarda bulunan tüm şehir mobilyalarının toplumun ortak malı olduğuna dikkat çeken Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, bunların titiz kullanımı ve korunmasında hemşehrilerinden de destek istedi. Meram’ın tüm güzelliklerini korumanın herkesin ortak hedefi olması gerektiğini belirten Başkan Kavuş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Meram’ın gerek doğal güzelliklerini gerekse yatırımlarını korumak için hep birlikte hareket etme mecburiyetimiz var. Özellikle yaz aylarında vatandaşlarımızın yoğun olarak kullandıkları parklar ve bahçelerde bulunan mobilyalar, özensiz kullanım sonucu büyük hasar görüyor. İnsanımızdan da büyük tepki alan bu zararın önüne geçebilmek adına Meram Belediyesi olarak yoğun bir çalışma sergiliyoruz. Bu noktada vatandaşlarımızın da desteğine ihtiyacımız var. Gerek kullanırken daha dikkatli olmaları, gerekse zarar verenleri uyarmaları büyük bir zararın önüne geçecektir.”



Meram Belediyesi estetik ve konforlu parklar için aralıksız çalışıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Yerel seçimlerdeki gündem ilişkileri veri üzerinden değerlendirilecek Bartın Üniversitesinin (BARÜ) TÜBİTAK tarafından desteklenen projesiyle 2024 İstanbul Yerel Seçimleri ele alınarak farklı platformlardan çevrim içi paylaşılan bir milyondan fazla veri üzerinden karşılaştırmalı bir değerlendirmeye gidilecek. Bartın Üniversitesi (BARÜ) İletişim Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Dr. Mehmet Ceylan’ın yürütücülüğünü yaptığı proje TÜBİTAK 1002 - Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Stanford Üniversitesinin yayınladığı “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan BARÜ Fen Fakültesi Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramazan Yılmaz’ın danışmanlığını yaptığı projede Arş. Gör. Rumeysa Erdoğan ile Öğr. Gör. Burak Ceylan da çalışmalarıyla katkı sunacak. “Türkiye’de Sosyal Medyanın Yükselişi: 2024 İstanbul Yerel Seçimlerinde X’in Ana Akım Medya Gündemiyle İlişkisi” başlıklı proje ile 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlere odaklanılacak. İstanbul’daki seçimler üzerine temellendirilecek çalışmada Türkiye’nin en çok ziyaret edilen çevrim içi haber kuruluşları ile favori sosyal medya platformları arasında yer alan X’teki veriler karşılaştırmalı olarak incelenecek. Yapay zekâ (AI) ve makine öğrenimi gibi ileri analitik işlemlerin kullanılacağı projede karar alma ve kamuoyu oluşturma süreçlerinde etkili bir araç olan ‘gündem belirleme’ ilişkilerine bakılacak. Proje hakkında bilgiler veren Dr. Ceylan, olay ve olguları anlamlandırmada büyük veriye erişimin, veri yönetiminin ve sonrasında veriye dayalı kararlar almanın önemine değinerek “Özellikle koronavirüs salgın dönemiyle dijitalleşme sürecinin ve veri temelli stratejilerin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Her ne kadar veriye erişim bazı riskleri içerse de politika oluşturma sürecinde önemli bir araç olarak değeri her geçen gün artmaktadır. Siyasal iletişim çerçevesinde yapacağımız çalışmalar ile kullanacağımız teorinin işlevselliğini ortaya koyarak bilim dünyasına katkı sunmanın yanı sıra; politika yapıcılara da rehberlik edebilecek çıktılar sunmayı hedefliyoruz. Bu düşüncelerle her an yanımızda olan ve bizlere destek vererek daha iyiye ulaşmamız için teşvik eden Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun’a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. BARÜ’nün tüm bileşenleriyle birlikte ‘Üreten Üniversite’ anlayışına katkı sunmaya devam ettiğini ifade eden Rektör Uzun ise “Üniversite olarak farklı disiplinlerde yaptığımız çalışmalarla ülkemizin bilim ve teknoloji temelli kalkınmasına katkı sunuyoruz. Proje kültürünün tüm bileşenlerimiz için bir pratiğe dönüşmesi için yoğun çalışmalar yürütüyor, desteklenen projelerimizin sayısının her geçen gün artmasıyla birlikte gelecek adına daha motive oluyoruz. Bu doğrultuda sosyal bilimler alanında hayata geçirilecek projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca çalışmalarımızı yakından takip ederek bizlere destek veren YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a, YÖK üyelerimize ve bilim temelli kalkınma anlayışıyla bizleri teşvik eden TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Hasan Mandal’a teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Manisa Manisa Büro Memur Sen’den hükümete çağrı Memur Sen’e bağlı Büro Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, hükümete çağrıda bulunarak, “Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu görevlilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır.” dedi. Tasarruf tedbirleri kapsamında memurların haklarının kısıtlandığına dikkat çeken Memur Sen’e bağlı Büro Memur Sen Manisa Şube Başkanı Murat Özkan, hükümetin tasarruf adı altında kamu çalışanlarını mağdur ettiğini söyledi. Kamuda uygulanacak tasarruf tedbirleri paketi hakkında sendikalar olarak itirazlarını içeren maddeleri zaman içerisinde paylaştıklarını anlatan Özkan, "Kamu görevlisi arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları onlarca çözüm bekleyen problemlerden, çözümü kolay ve bunun için kamu idaresi tarafından sözleri verilmiş, gecikmesi kangrene neden olabilecek, acil çözüm bekleyen, kamu çalışanlarının tümünü ya da ekseriyetini etkileyen öncelikle 1. dereceye gelmiş devlet memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin yeniden verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması, fahiş kira artışları ve yaşanılan hayat pahalılığı karşısında devlet memurlarına yapılacak kira yardımı, fazla çalışma ile resmi tatil ve bayram günlerinde yapılan çalışmaların karşılığının ödenmesi, tasarruf tedbirleri kapsamında iptal edilecek olan servis hizmetinin devamının sağlanması şeklindedir. 3600 ek gösterge konusu ilk defa 6. Dönem Toplu Sözleşme’de karara bağlanan, ilk olarak 4 meslek grubuyla sınırlı tutulan ve 7. Dönem toplu sözleşmede ’1. dereceye yükselmiş kamu görevlilerinin 3600 ek göstergeden yararlanması hususunda yetkili Konfederasyon olarak Memur-Sen’le ortak çalışma yapılması’ şeklinde karara bağlanan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından meydanlarda defaatle sözü verilen bir husustur. 7. Dönem Toplu Sözleşmesinden 9 ay ve verilen sözlerden 1 Yıl geçmiş olmasına rağmen halen herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Toplu Sözleşme ikramiyesi, ilk toplu sözleşme yani 2012 Yılından itibaren var olan HAK’tır. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yüzde 2 sınırlaması sebebiyle AYM’ye başvurması neticesinde 2024 Mart ayında bir bütün olarak iptal edilmiştir. İptal sonrası Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının ’kamu görevlilerinin kazanılmış haklarını kimseye yedirmeyecekleri’ beyanları neticesinde en kısa zamanda çözüme kavuşması beklentimizken, ilk torba yasada yer almadığını görmek derin bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Toplu Sözleşme İkramiyesinin geri verilmemesi, karşılığı 2024 bütçesinde yer alan 330 TL’nin sendika üyesi her bir kamu görevlisinin cebinden çıkması anlamına gelmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından AYM kararının bir fırsat olarak değerlendirilmesi Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük bir devletin yöneticilerine hiç yakışmamıştır. Sinekten yağ çıkarılacaksa da bunun yeri ve kaynağı kamu görevlilerinin kazanılmış hakları olmamalıdır. Kamuda Yardımcı Hizmetler Sınıfında yaklaşık olarak 110 bin devlet memuru görev yapmaktadır. Bunların ekser çoğunluğu, bu hizmet sınıfındaki işlerden daha çok Genel İdare Hizmetleri ve Teknik Hizmetler Sınıfının görev alanına giren işlerde istihdam edilmektedir. 657 Sayılı Kanunun ilk hazırlandığı yıllarda YHS personeli tarafından yapılan işler, halihazırda işçiler eliyle görülmektedir. Net olarak tanımlanmamış bu görevlerin farklı statü ve ücret gruplarında yer alan kişiler tarafından yapılması kaçınılmaz çatışmalara ve memnuniyetsizliğe neden olmaktadır. YHS günümüz gerçekleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortadan kaldırılmalı ve bu hizmet sınıfında görev yapan memurlar, eğitim durumları ve görev alanları esas alınarak GİH ya da THS’na geçirilmelidir." dedi. "Büyükşehir tazminatı olmalı" Açıklamasında yapılması gerekenlerden de bahseden Özkan, "Bir türlü durdurulamayan hayat pahalılığı, var olan enflasyonist ortam sonucunda oluşan fahiş kira fiyatları özellikle büyükşehirler ve kıyı kentlerinde kamu görevlilerinin istihdam ve görevde tutulmasını zorlaştırmakta, buralarda görev yapanlarında maaşlarının yarıdan fazlasının ev kirasına gitmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, öncelikle büyükşehirlerde görev yapan kamu personeline büyükşehir tazminatı olmalı, müteakiben benzeri olumsuz ekonomik şartların görüldüğü diğer illere de devlet memuru aylık katsayısına bağlanarak kira tazminatı olmalıdır. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda kamu görevlilerinin fazla çalışma saat ücreti 10 TL olarak belirlenmiştir. Toplu Sözleşme kazanımlarıyla bu tutar 50 TL’ye çıkabilmektedir. En yüksek hali bile emeğin karşılığı olmaktan çok uzaktır. Sayın Cumhurbaşkanımıza sunumu yapılan son vergi reformunda yer alan ve Hazine ve Maliye Bakanlığının vergi toplayıcılar için ön gördüğü 280 TL/saat fazla çalışma ücreti bu gerçeğin itirafı olması ve makul rakamın tespiti açısından kıymetlidir. Ayrıca, günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde vardiya usulüyle çalışan 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları, koruma ve güvenlik görevlisi vb. Devlet memurlarının resmi tatil, idari izin ve bayram tatillerine denk gelen çalışmaları normal çalışma olarak kabul edilmekte, bu çalışmalar karşılığı her hangi bir ilave ücret ya da izin verilmemektedir. Kamu ya da özel sektörde bu işi yapan işçi statüsünde ki kişiler, çalışma mesailerine göre özellikle idari izin, resmi tatil ile dini bayram günlerinde yaptıkları çalışmalar karşılığı, 1, 2 hatta 3 kat zamlı mesai ücreti almakta, devlet memuru ve sözleşmeli olarak bu görevi ifa edenler ise, bu ve benzeri haklardan faydalanamamaktadır. Kamu görevlisi arkadaşlarımızın da, bu zamanlarda yaptıkları çalışmalar için fazla çalışma olarak değerlendirilip farklı bir fazla çalışma ücreti ya da farklı bir ilave izin verilmek suretiyle çalışmalarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Hak, adalet ve demokrasi bilinciyle görevimiz; temsil ettiğimiz tüm kamu görevlilerinin haklı taleplerinin sesi olmak için çalmadık kapı bırakmamak ve yasaların tanımladığı görev, sorumluluk ve izinler çerçevesinde bugün itibarıyla bu taleplerimiz için eylemlilik sürecini başlatıyoruz. Daha önce de böyle bir süreci yaşadık; yollara, meydanlara indik ve mücadelemiz sonrası kazandık. Şimdi yeniden ülke genelinde bir eylem takvimini bugün itibarıyla başlatıyoruz. Bu eylem sürecini de siz değerli basın mensupları aracılığıyla teşkilatımıza, kamu çalışanlarımıza ve kamuoyuna açıklıyoruz.” şeklinde konuştu. "Yürüdük yine yürürüz" Murat Özkan açıklamalarını şöyle tamamladı: "Geçtiğimiz hafta Tüm Türkiye genelinde Büro Hizmet kolunda bulunan 51 kurum ve kuruluşta 350 bin kamu çalışanı ile omuz omuza bir hafta boyunca taleplerimizi içeren kokartları yakamızda taşıyacağımızı açıkladık ve bugüne kadar da taşıdık. Bu hafta eylemimiz ise ülke genelinde, bütün şubelerimizce gerçekleştireceğimiz kitlesel basın açıklamalarımız ve taleplerimizi içeren imza kampanyasını başlatmaktır. Belirlediğimiz tarihe kadar bu taleplerimizin gerçekleşmemesi halinde, yürüme eylemi gerçekleştireceğiz. 3600 Ek gösterge talebimizi, 3 milyon 600 bin adım atarak Bolu’dan Ankara’ya yürüyerek tekrar gündeme taşıyacağız. Yürüdük, yine yürürüz. Yeter ki, kamu görevlilerinin kazanımları gasp edilmesin. Yeter ki, kamu görevlilerinin haklı talepleri kazanıma dönüşsün. Elimizden alınan kazanımlarımız geri verilinceye, taleplerimiz kazanıma dönüşene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”
İstanbul Ataşehir’de martıyı kurtaran İETT şoförü o anları anlattı Ataşehir’de seyir halindeki İETT otobüsüne çarpan martıyı kurtaran otobüs şoförü Aydın Aktürk, "Baygın bir şekildeydi. Aracımda bulunan suyu kafasına döktüm ve içirdim. Bir müddet sonra kendine geldi. Aracımda misafir ettim. Diğer hayvanlardan zarar görmesin diye orada bırakmak istemedim. Ataşehir Belediyesi’ndeki yetkililere teslim ettim" dedi. İstanbul’un Ataşehir İlçesi’nde 1 Temmuz 2024 tarihinde seyir halinde olan ve Üsküdar - Dumlupınar seferini yapan İETT otobüsünün tabelasına çarpan martıyı İETT şoförü Aydın Aktürk kurtarmıştı. Martıyı tedavisi için Ataşehir Belediyesi Veteriner Müdürlüğü’ne teslim eden otobüs şoförü Aydın Aktürk o gün yaşadıklarını anlattı. "Aracımda misafir ettim" Martıyı kurtaran otobüs şoförü Aydın Aktürk, "Seyir halinde ilerliyordum. Bir anda kuş çarptı aracın ön tarafına. Sonra ne olduğunu anlayabilmek için ayna tarafından baktım. Araçtan kontrollü bir biçimde indim. Martı yavrusuymuş. Onu oradan aldım. Baygın bir şekildeydi. Martı gözlerini açıp kapatmıyordu. Ben de aracımda bulunan suyu kafasına döktüm ve içirdim. Bir müddet sonra kendine geldi. Aracımda misafir ettim. Biraz baygın duruyordu. Martıyı kendi haline bırakmak istedim ama belirli bir seviyeden sonra sırt üstü düştü. Devam edemedim. Orada bırakmak istemedim. Yabani diğer hayvanlardan zarar görmesin diye. Tekrar araca koydum. Durumu yetkililere bildirdim. Mesaim bittikten sonra Ataşehir Belediyesi’ndeki hayvan barınağı yetkilileri ile iletişim kurdum. Mobil ekip geldi. Kendilerine teslim ettim, martının rehabilitasyonu için. Bakımdan sonra doğaya bırakacaklarını söylediler’ dedi.