ASAYİŞ - 25 Ekim 2024 Cuma 16:03

Konya’da otomobil ile minibüs çarpıştı: 2 yaralı

A
A
A
Konya’da otomobil ile minibüs çarpıştı: 2 yaralı

Konya’nın Kulu ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 2 kişi yaralandı.


Kaza, Kulu Bölge Devlet Hastanesi yakınında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hastaneden Kulu’ya gelmek üzere kontrolsüz kavşağa girmek isteyen M.A. yönetimindeki 42 GA 306 plakalı Ford marka minibüs Konya’dan Ankara istikametine seyir halinde olan M.G. idaresindeki 07 BUS 478 plakalı Volkswagen otomobil ile çarpıştı. Kazada otomobilde yolcu olarak bulunan C.G. ile minibüste bulunan yolcu olarak bulunan F.A. yaralandı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.


Kaza ile ilgili tahkikat başlatıldı.



Konya’da otomobil ile minibüs çarpıştı: 2 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TUSAŞ’a yapılan terör saldırına karşı icra edilen operasyonun süreçleri İçişleri Bakanlığı, Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) merkez yerleşkesine düzenlenen bombalı terör saldırısıyla ilgili icra edilen operasyon sürecinin detaylarını paylaştı. 23 Ekim günü TUSAŞ merkez yerleşkesine düzenlenen bombalı terör saldırısında 5 kişi şehit olurken, 22 vatandaş yaralanmıştı. Jandarma ve Emniyet timlerinde oluşan 730 personelin müdahalesiyle gerçekleştirilen operasyonda saldırgan 2 terörist etkisiz hale getirilmişti. Gerçekleştirilen saldırı ve operasyon süreci ile ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından paylaşılan bilgiler ise şu şekilde: "15:26 - Teröristlerin taksiyle TUSAŞ yerleşkesine gelmesi ve ilk saldırıyı gerçekleştirmesi. 15:30 - Özel Güvenlik Görevlisi Atakan Şahin’in ateş açtığı kadın teröristin kendisini patlatması. 15:40 - Olay yerine jandarma komutasında 2 zırhlı araç ve 10 personelin müdahale etmesi. 15:52 - Polis Özel Harekat Timinin zırhlı araçla TUSAŞ akademi binası girişindeki turnikeleri kırarak içeriye girmesi. 16:09 - Polis Özel Harekat Timinin helikopter ile bölgeye intikale başlaması. 16:13 - Polis Özel Hareket Timi tarafından bina girişinde bulunan TUSAŞ personelinin tahliyesine başlanması. 16:20 - Ankara Jandarma Komando Tabur Komutanlığından ‘Ejder 120’ Timinin, müdahalede bulunan Polis Özel Harekatçılara katılarak binanın arka kapısından giriş yapması. 16:24 - Jandarma Özel Arama Kurtarma Komutanlığından 1. JOPER Timinin S-70 Genel Maksat Helikopteriyle TUSAŞ tesisine iniş yapması. 16:40 - Polis Özel Hareket ekiplerince müdahale sırasında TUSAŞ akademi binasının ikinci katında bulunan erkek teröristin kendisini patlatması. 5 Polis Özel Harekat personelinin yaralanması. 17:15 - Binada arama yapılması ve TUSAŞ personelinin binadan tahliye edilmesi. 17:30 - Bölgenin tamamen emniyete alınarak olay yeri inceleme birimlerince incelemelerin başlatılması." Operasyonda 479 Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile 251 Emniyet Genel Müdürlüğü personeli olmak üzere toplam 730 personelin görev aldığı belirtildi.
Aydın Ulaş, Uğur Şirketler Grubu’nun başarılarını anlattı Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İnsan Kaynakları, Kariyer ve Mezunlarla İlişkiler Koordinatörlüğü (İKAK) tarafından 22-24 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenen ‘Kariyer Günleri’24’ etkinliğine katılan Uğur Şirketler Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Erdoğan Ulaş, başarı hikayelerini anlattı. Dünya devi Uğur Şirketler Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Erdoğan Ulaş’ı konuk eden öğrenciler, Uğur Grubu’nun dünya devi olma yolculuğunu ve 30 yılı aşkın süredir kurumdaki görevini başarıyla yürüten Erdoğan Ulaş’ın ağzından dinledi. Moderatörlüğünü ADÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Aydoğan’ın üstlendiği, marka yönetimi, pazarlama stratejileri ve tüketici davranışları üzerine derinlemesine bir tartışma ve bilgi alışverişi sağlamak amacıyla düzenlenen “Marka” adlı oturumun konuğu olan Uğur Şirketler Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Erdoğan Ulaş, tecrübelerini aktardığı oturumda Uğur Şirketler Grubu’nun kuruluşundan günümüze geçen sürede markalaşmayı anlattı. “Öncelikle işinizin uzmanı olun” Ulaş, Uğur Şirketler Grubu’nun yetmiş yıllık serüvenimi, 146 ülkeye ihracatını, Türkiye’de ilk 1000 ihracatçı içinden 165. sırada yer alma başarısını, yurt içi bayileri ve tüketicilerin marka, sadakat ve sevgi öyküsünü anlattı. Kendisi ile yaşıt olan Uğur Şirketler Gurubunun 1954 yılında Nazilli’de kurulduğunu ifade eden Ulaş: “Zor şartlar altında okuduğum üniversiteden 45 yıl önce mezun olduktan sonra hayata başladım. 70 yaşındayım ve kendimi bildiğimden beri her sabah amatör kalkıp akşam da profesyonel uyuyorum. Aldığım ilk ders, iletişim ve değişimin önemi idi. Korkmadan, cesaret ederek, değişerek, gelişerek bugünlere geldim. Kariyerimin gelişmesinde Uğur benim için bir dönüm noktasıdır. 1954 yılında Nazilli’de dondurma satarak hayatlarını kazanan ailenin, arıza yapan dondurma makinasını tamir ettikten sonra makinanın üretimine başlamaları ile başlayan başarı öyküsü tam 70 yıldır sürüyor. Türkiye’de ilk derin dondurucuyu üreten firma, bugün 5 kıtada 146 ülkeye ihracat yapan, Türkiye’deki bin ihracatçı içinde 165. sırada, 2 bin 500 çalışan, yüzde 100 yerli sermaye, Aydın ve Ege Bölgesi’nin iklimlendirme ve elektronik alanında ödüllü ihracat firması, ev ve ofis ürünleri ile dünya devi bir firmada çalışan en şanslı yöneticilerden biriyim. Dünyaca ünlü markaların da uluslararası tedarikçisiyiz. Ayrıca motosiklet sektörünün de önemli firmalarından olarak 2004 yılından bu yana satış lideriyiz. Başarı, hiçbir kimse için uzak bir olgu değildir. Başarmak önce kendi benliğinizle inanmaktan geçer. Kendinizi iyi tanıyıp yapabileceklerinizi bununla birlikte planlarsanız hayatta başaramayacağınız iş olmaz. Öncelikle mutlu olacağınız bir işe sahip olun. Sevdiğin işi yaptığında mutlu olursun. Kariyer ve başarı kovalamakla olur. Her gün mutlu uyanabileceğiniz bir işiniz olsun. Öncelikle işinizin uzmanı olun. İşin yüzde 20’si teknik ise yüzde 80’i iletişimdir. Dolayısıyla iletişim başarı için çok önemlidir” dedi.
Sivas Yapay zeka can aldı, uzmanı ebeveynleri uyardı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, hızla yayılan yapay zeka konusunda ailelere uyarılarda bulundu. ABD’nin Florida eyaletinde yaşanan yapay zeka kaynaklı intihar olayını hatırlatan Darıcı, ebeveynler tarafından önlem alınmadığında intihar vakalarının artabileceğine dikkat çekti. Her geçen gün hızla gelişen ve ilerleyen yapay zekâ teknolojisi, beraberinde birçok tehlikeyi de getiriyor. Faydalarının yanı sıra zarara da neden olabilen yapay zekâ teknolojisi, birçok yaş grubu tarafından kullanılıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, ABD’nin Florida eyaletinde geçtiğimiz günlerde gündeme gelen yapay zekâ kaynaklı intihar olayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 14 yaşındaki Sewell Setzer’ın yapay zeka tarafından üretilen karakter ile mesajlaştığını ve konuşmanın ardından intihar ettiğini ifade eden Doç. Dr. Darıcı, ailelere uyarılarda bulundu. Ebeveynlerin duygusal boşluğu doldurması gerektiğini ifade eden Darıcı, “Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa, tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzda vakalar yaşanabiliyor” dedi. “Kamuoyunu da şoke eden bir olaydı” Doç. Dr. Darıcı, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla birlikte yapay zekanın sıklıkla tartışılmaya başlandığını ifade ederek, ”Yapay zeka, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla beraber sıklıkla tartışılmaya başlandı. Aslında kamuoyunu da şoke eden bir olaydı. Çünkü 14 yaşındaki bir çocuk, yapay zeka ile oluşturulmuş karakterle konuşmasının ardından ailesinin iddiası bu görüşmenin ardından intihar ettiği şeklindeydi. Özellikle psikolojik açıdan farklı istek ve arzuları olan veya psikolojik açıdan duygusallık seviyesi farklı olan ve psikolojik ihtiyaçları farklı olan bireylerde yapay zekanın karşısında sanki insan varmış gibi kendisiyle diyaloğa girmesi ve bunun ardından kendisini aslında farkında olmadan tetiklemesi de mümkün olabilir. Bu açıdan bakıldığında özellikle yapay zekanın çok büyük faydaları olduğu kadar zararlarını da görmekteyiz. İnsanlar özellikle birbirlerinden uzaklaştıkça, yalnızlık hissiyatı çok daha fazla ağır bastıkça, kendisine zarar vermeyeceğini düşündüğü bir yapay zeka uygulamasını tercih ederek psikolojik olarak farklı durumlardan veya cevaplardan etkilenebilir. İnsanlar, duygusal olarak fikri anlamda veya etrafında yaşamış olduklarında çeşitli uyaranlara maruz kalarak, bu onun fikri dünyasını, eylemlerini, davranışlarını tetikleyebilir. Bu durum aslında antropomorfizme etmek olarak ifade edilebiliyor. Yani karşımızdaki makineyi aslında bir nevi insanmış gibi düşünmemiz lazım. Bazı insanlar bunu hayvanlar için de yapabiliyor. Yani aynı insan gibi hareket ediyor veya insan gibi davranabiliyor. Bu durum yapay zeka içinde makinanın sanki gerçekten karşısında bir insan varmış gibi algılanması sonucunu doğurabilir. Çünkü sizinle sohbet eden, diyalog kuran, sorunlarını paylaşan, sanki kendisinin sorunları varmış gibi bunu paylaşabilen ve sizinle yazdıklarınız doğrultusunda irtibat kuran bir yapıdan bahsediyoruz. Algoritma aynı zamanda kişinin daha önceki gönderilerini, daha önceki yapay zekayla kurmuş olduğu iletişim biçimlerini de bildiği için karşıdaki kişiye ona göre cevaplar verebiliyor. Bazen duymasını istediği ve duymasını istediğini düşündüğü ama halüsinasyon yanıtlar da olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım” dedi. “Çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir” Yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için ailelerin küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Darıcı, “Özellikle duygusal olarak açlığı olan insanlarda ve psikolojik olarak intihar durumlarına meyilli kişilerde bu durum çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir. İnsanların günümüzde yalnızlaşması, çevresiyle olan diğer insanlarla olan bağlarını koparması, çeşitli problemlerden sosyal veya psikolojik problemlerden kaynaklanan nedenlerle insanların arasındaki fiziksel olarak etkileşimin azalması ve dijital teknolojiye etkileşimin çok daha fazla olmasının zararlarından bir tanesine de maalesef bu durum örnek verilebilir. Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa, tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor. Özellikle yapay zeka algoritmalarının bazı sürümlerinin henüz daha test aşamasındayken kullanıma başlanması, bunu doğuran en büyük etkenlerden bir tanesidir. İlerleyen süreçte yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için aileler küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmeli, herhangi bir sıkıntıda ve sorunda mutlaka uzmanlara başvurmalıdır” diye konuştu.
İstanbul Ümraniye’de bıçakla okulu basan öğrenci gözaltına alındı Ümraniye’de bıçakla okulu basan öğrenci gözaltına alındı. İddiaya göre, Ümraniye ilçesi Esenevler Mahallesi Akşamsettin Sokak’ta bulunan Yunus Emre Ortaokulu 7. sınıf öğrencisi K.Ş. (12), annesiyle müdür yardımcısı arasında geçen telefon görüşmesine şahit oldu. Müdür yardımcısı Saffet Mesut U.’nun (34) sözlerine sinirlenen K.Ş., bıçakla okula gelerek müdür yardımcısını tehdit etti. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Gözaltına alınan K.Ş., adliyeye sevk edildi. Müdür yardımcısı Saffet Mesut U., emniyetteki ifadesinde K.Ş. isimli öğrencinin rahatsızlığı sebebiyle sakinleştirici ilaçlar kullandığını, ilaçları alması konusunda kendisinin yardımcı olduğunu, K.Ş.’nin okul içerisinde bir öğrenci ile yaşadığı sorundan dolayı ailesini aradığını ve ailesinin okula gelmediğini söyleyerek, K.Ş. ile bahçede beklediği esnada annesi ile telefon görüşmesi yaptığını ve "Çocuğunuzun bakıcısı değilim" dediğini belirtti. Konuşmayı duyan K.Ş.’nin kendisine hakaret ederek yanından ayrıldığını ifade eden Saffet Mesut U., çocuğun tekrar okula girerek elinde bıçakla kendisini aradığını öğrendiğini, kendisini tehdit eden öğrenciden şikayetçi olduğunu ifade etti. Tanık olarak ifade veren öğretmen Saygın E., K.Ş.’nin bahçede sinirli şekilde "Mesut hoca nerede?" diye aradığını, sakinleştirmeye çalıştığı çocuğun "Mesut hoca buraya gelsin" diyerek bıçak çıkardığını belirterek, okul içine doğru koşunca tuttuğunu ve bu sırada polislerin geldiğini anlayan K.Ş.’nin okuldan kaçarak gittiğini beyan etti.