KÜLTÜR SANAT - 22 Nisan 2025 Salı 10:21

Kıtlıkla gelen Anadolu lezzeti: Armut ekmeği

A
A
A
Kıtlıkla gelen Anadolu lezzeti: Armut ekmeği

Konya’nın Orta Toroslardaki Hadim ilçesinde yaşayan 60 yaşındaki Meryem Sevinç, yaban armutlarını kurutarak elde ettiği unla yufka ekmek yapıyor. Yaban armudundan yapılan yufka ekmekler ise Anadolu’nun gizli kalmış lezzetlerinden sadece biri olarak dikkat çekiyor.


Toros Dağları’nda yetişen yaban armutları, eylül ve ekim aylarında toplanıyor. Yıkanıp tokmakla dövülen armutlar, yaklaşık 15 gün güneşte kurumaya bırakılıyor. Değirmende un olan yaban armutları, marifetli ellerde yufka ekmeğe dönüşerek sofralara geliyor.



Çok zahmetli


Hadim’e bağlı 1200 nüfuslu Gezlevi Mahallesi sakinlerinden 60 yaşındaki Meryem Sevinç, yaklaşık 45 yıldır dağlardan toplayıp kuruttuğu yaban armutlarını un haline getirerek, bu geleneksel lezzeti devam ettirdiğini söyledi. Armudun ekmek olarak sofralara ulaşma aşamasının oldukça zahmetli olduğunu anlatan Sevinç, "Eşimle birlikte güz mevsiminde dağda biten ahlat denilen dağ armudu yani bizlerin bildiği boz armut eriyor rengi değişiyor, biz o armutları toplayıp 15 gün süreyle kurutuyoruz. Kuruttuktan sonra dibekte dövüyoruz. Buğday haline gelince buğdayla birlikte karıştırıp değirmende un haline getiriyoruz. Un haline getirdikten sonra ocaklarda ekmek haline getiriyoruz" dedi.


Armuttan yapılan ekmeğin çok faydalı olduğunu aktaran Sevinç, "Şeker hastaları yiyor. Gayet de şifa bulduklarını söyleyenler var. Hastalar çokça istediği için yevmiyeye gitmedim bu armutları toplamaya gittim" şeklinde konuştu.



"Kıtlık zamanı çaresizlikten ortaya çıkmış"


Zorlu hayat şartları nedeniyle armuttan un yapma fikrinin ortaya çıktığını dile getiren Sevinç, "Armuttan ekmek yapma fikri ilk olarak yokluk kıtlık zamanında ortaya çıkmış. Büyüklerimiz, anne babalarımız yokluk çekiyormuş. Aç kalmışlar. Çare olarak dağ armudundan un yaparak buğday ununa karıştırmışlar. Çok beğenmişler. Hatta o dönem köye ilçenin kaymakamı da gelmiş. Köyde ikram edecek bir şey yokmuş. Ellerinde sadece armut ekmeği olduğu için çekinerek bu ekmekten ikram etmişler. Kaymakamın çok hoşuna gitmiş. Köylülerimiz de bu durumdan memnun kalmışlar. Şimdiki nesil pek sevmiyor ama bizler severek tüketiyoruz" ifadelerini kullandı.



İlk defa duyanlar çok şaşırıyor


Ekmek yapımına yardım eden Fatma Acar ise "Dağdan topladığımız armutları değirmende öğütüp ardından ekmek haline getiriyoruz. İlk defa görenler, duyanlar çok şaşırıyor. Ekmeği ya da unu varsa alalım diye çok talep geliyor. Ama zahmetli olduğu için fazla yapamıyoruz. İnsanlar yedikçe yiyesi geliyor. Çok zahmetli bir iş. Gidip dağdan armutları toplayıp kurutuyoruz. Dibekte döğüyoruz. Değirmende un haline getirip ekmek yapıyoruz. Aracımız yok, çevre köylerde değirmen kalmadı. Bunlar işimizi zorlaştırıyor" diye konuştu.



Kıtlıkla gelen Anadolu lezzeti: Armut ekmeği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da kovan barınakları tekrar ayağa kaldırılıyor Muğla’da meydana gelen büyük yangınların ardından yaban hayatından korunmak için kullanılan kovan barınakları, sürdürülebilir arıcılık ve ekolojik restorasyon projeleriyle yeniden gün yüzüne çıkıyor. Muğla ormanlarında, ayı ve yaban domuzu gibi yaban hayvanlarının kovanlara erişimini engellemek amacıyla inşa edilen ve 1970’li yıllardan sonra fenni kovanların yaygınlaşmasıyla terk edilen "arı avluları", modern üretim modellerine ilham oluyor. Natura Doğa ve Kültür Koruma Derneği tarafından yürütülen proje kapsamında, bu tarihi yapılar kayıt altına alınarak restorasyon sürecine başlandı. Büyük yangınlar sonrası ekolojik restorasyon sahalarını inceleyen uzmanlar, geçmişin arıcılık mirasını "bal ormanı" potansiyeliyle yeniden keşfediyor. Çalışmalar kapsamında, bu avluları geçmişte aktif olarak kullanan yöre arıcılarıyla bir araya gelinerek; kovan barınaklarının hangi şartlarda ve nasıl kullanıldığına dair bilgiler derlendi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Yasin İlemin, projenin önemine dikkat çekerek şunları söyledi "Mega yangınlar sonrası çam balı üretiminden uzaklaşmak zorunda kalan birçok Muğlalı arıcımız için kadim arı avluları; doğa ile uyumlu, yaban hayatını gözeten ve sürdürülebilir bir üretim modeli sunuyor. Yangın sonrası restorasyon görmüş alanlardaki bazı avluları aslına uygun şekilde restore etmeye başladık. Bu çalışmalarla arıcılara, ormancılara ve yaban hayatı yöneticilerine örnek bir model sunmayı hedefliyoruz" ifadesi kullanıldı.
Eskişehir Eskişehir’de hayvansal üretim ve su ürünlerinde planlama toplantısı Eskişehir İl Planlama Kurulu, 2026-2028 yıllarını kapsayan ’Hayvansal Üretim Planı’ ile ’Su Ürünleri Üretim Planı’yla ilgili toplantı gerçekleştirdi. Program, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde Eskişehir Vali Yardımcısı Adem Keleş başkanlığında düzenlendi. Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü teknik personelleri tarafından kurul üyelerine, Eskişehir’in 2026-2028 yıllarına yönelik Hayvansal Üretim Planı ve Su Ürünleri Üretim Planı hakkında sunum yapıldı. Sunumlar kapsamında, Eskişehir’de yetiştirilen hayvansal ürünlerin üretim hedefleri ile yönetmelik doğrultusunda yürütülecek çalışmalar değerlendirilerek söz konusu planların onaylanmasına karar verildi. Tarımsal üretimin planlanması hakkında konuşuldu İklim değişikliği, su kısıtı ve artan gıda talebinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerine dikkat çekilen toplantıda, bu şartlar altında tarımsal üretimin planlanmasının önemine vurgu yapıldı. Tarım Kanunu’nda yapılan değişiklikle tarımsal üretimin planlanması yetkisinin Tarım ve Orman Bakanlığı’na verildiği, bu çerçevede yayımlanan ’Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik’ ile stratejik ürünlerde arz güvenliğinin sağlanması ve suyu merkeze alan, sürdürülebilir bir üretim yapısının hedeflendiği ifade edildi. Toplantı, kurul üyelerinin karşılıklı görüş alışverişinde bulunmasının ardından sona erdi. Toplantıya, İl Tarım ve Orman Müdürü Yüksel Çil ile ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan İl Planlama Kurulu üyeleri katıldı.