POLİTİKA - 13 Kasım 2024 Çarşamba 15:06

Başkan Kavuş: “Meram’ın ve 350 bin Meramlının hakkını kimseye yedirmeyiz”

A
A
A
Başkan Kavuş: “Meram’ın ve 350 bin Meramlının hakkını kimseye yedirmeyiz”

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, kaçak yapılara geçit vermediklerini ve vermeyeceklerini belirterek, “Tarım arazisi üzerine bina dikenlere, kaçak ve ruhsatsız yapılarla 350 bin Meramlının hakkını gasp edenlere, yalan, dolan ve iftiralarla vatandaşlarımızı aldatanlara karşı duruşumuz daima net olmuştur, değişmeyecektir. Meram’da kanunsuzluğa, hukuksuzluğa, yağmaya, kaçak ve ruhsatsız yapıya geçit vermedik, vermeyeceğiz” dedi.


Başkan Kavuş, Meramlıların hakkını korumak amacıyla yıllardır kararlılıkla sürdürdükleri ‘kaçak yapı mücadelelerinde’ son dönemde yaşanan gelişmeleri Tantavi Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlediği basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Özellikle tarım arazileri üzerine yapılan yapılar başta olmak üzere tüm kaçak yapılarla mücadeleyi göreve geldikleri günden bu yana kararlılıkla sürdürdüklerini ifade eden Mustafa Kavuş, hiçbir tehdit, şantaj ve eylemin bu mücadelelerini durduramayacağını, kesintiye uğratamayacağını ve sabote edemeyeceğini ifade etti.



“Kaçak yapıyla mücadelede iki taraf var; biri kanunsuzluktan biri kanundan besleniyor”


Şehir gündemini bir süredir meşgul eden süreç hakkında bilgi vererek toplantıya başlayan Kavuş, bu sürecin iki tarafı olduğunu belirterek, “Öncelikle şunun altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Bu sürecin ve bu yaşananların iki tarafı var; Bu taraflardan biri; 350 bin Meramlının hakkını sonuna kadar savunmayı görev sayan Meram Belediyesi, diğeri ise; 350 bin Meramlının hakkına tecavüz edebileceğini sanan, yasal olmayan yollardan para kazanmakta beis görmeyen, Meram Belediyesinin kaçak yapılar ile ilgili kararlılığını hala anlayamamış olan, sosyal medya kanalları üzerinden yaptıkları yayınlarla ve çok bağırınca kanunsuzluklarını ve hukuksuzluklarını örtebileceklerini zanneden, tehdit ve şantajla bizi yıldırabileceklerini sanan kendini emlakçı gibi gösteren 8-10 simsar küçük bir güruh ve bu güruhun oyununa gelmiş vatandaşlarımız var. Burada işini düzgün yapan ve bu süreçte bizlerden desteklerini esirgemeyen emlakçı esnaf kardeşlerimizi bunlardan özellikle ayırmak istiyorum” diye konuştu.



“Bugüne kadar, kaçak yapı ile ilgili en küçük taviz vermedik, vermeyeceğiz”


Meram Belediyesi olarak tarım arazisi üzerine yapılmış ya da riskli ve kaçak yapılara hiçbir şartta taviz vermeyeceklerini defalarca kamuoyuna duyurmuş olmalarına rağmen bu art niyetli kesimin yapılan uyarıları dikkate almadan tarım arazileri üzerine bina dikmekten ve kaçak yapı yapmaktan vazgeçmediğini belirten Başkan Kavuş, “Bazıları 350 bin Meramlının hakkına tecavüz edebileceklerini sandılar. Biz ise bugüne kadar ilçe halkının hakkını ve hukukunu korumaktan vazgeçmedik, bugün de yarın da bu duyarlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi söyledik. Yasa ve sınır tanımamakta ısrar edenler, seslerini yüksek çıkardıklarında bize geri adım attıracaklarını, boyun eğdirebileceklerini düşündüler, biz ise kararlı duruşumuzdan asla taviz vermedik. Seslerinin bu kadar çok çıkmasının sebebi budur” şeklinde konuştu.



“Tarım arazilerini yağmalamaya çalışanlar, karşılarında bizi bulmanın agresifliğini yaşıyor”


Kendilerinin tarım arazilerini korumakla mükellef olduğunu belirten Başkan Kavuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özellikle pandemiden sonra gıda güvenliği ve tarım arazileri daha da önem kazandı. Ondan sonra bu güvenlik ve koruma daha da arttı. Meram bir tarım şehridir. Şehrin sebze ve meyvesinin önemli bölümü Meram’dan karşılanır. Meram’da şehir yaşamı ile tarım iç içedir. Meram için tarım, tarım için Meram çok önemli ve değerlidir. İşte bu kadar önemli bir konuda kanun, nizam ve adalet tanımayan bir kısım art niyetli emlakçı, işini düzgün yapan kardeşlerimizi ayırt ederek söylüyorum, para kazanmak uğruna Meram’da tarım arazilerini kurban etmek istediler. Onlar para kazanacaklar diye bizim taviz vermemizi beklediler. Biz taviz vermedikçe sesleri daha da yükseldi. Bağırırsak sindiririz sandılar ama yanıldılar.”



“Tarım arazilerini bölemezsiniz”


Yaşanan süreç hakkında da detaylı bilgi veren Başkan Kavuş, şunları kaydetti: “Ana kural şudur; Tarım arazisini bölemezsiniz. Kanun ve uygulama bu kadar açık. Tarım arazisi resmi olarak bölünemez ve tarım arazisi üzerine asla ve asla bir şey yapılamaz. Zengin de olsanız yapılamaz, gariban da olsanız yapılamaz. Bunu biz değil kanunlar söylüyor. Tarım arazilerini legal görünümlü illegal yöntemlerle parsel parsel bölenler oldu. 300 ila 500 bin TL’ye aldığı tarlayı çitle, ağaçla, mazıyla, kireçle bölerek 10 milyona satmaya kalktılar. Ellerini kollarını sallayarak Meram’a gelip arazileri parçalayıp üzerlerine bina dikip bizlerin de izleyeceğini sandılar. Biz sadece kaçak yapıları yıkmakla kalmadık, bu çitleri, mazıları da söküp attık. Yaparken neredeydiniz diyorlar ya. Onlar araziyi daha bölerken biz, onların canlı cansız çitlerle, mazılarını yıkıyorduk. Daha nerede olacağız. Üç milyon metre çitin yıkımını gerçekleştirmişiz. Bu 5 bine yakın yeni parsel oluşumunun önlenmesi demektir. Biz tarım arazisini korumak, kaçak yapıya dur demek zorundayız, keyfi işlemlere izin veremeyiz, vermedik de. Tarım arazileri resmi olarak bölünemeyince yöntem değiştirip kooperatif usulü satış yapmaya devam edenler oldu. Elle tutulur kanuni ve hukuki hiçbir geçerliliği olmayan bir yöntem izlediler ama o da olmadı, olamazdı da.”



“Kaçak ve ruhsatsız yapı hayali kuranlar, depremlerden de ders almadılar”


Konuşmasında kaçak yapıları önleme gerekçelerine de tek tek değinen Başkan Kavuş, Türkiye’nin depremler ülkesi olduğunu hatırlatarak, “11 ilde yaşanan deprem sonrası binalar, yapılar uzmanlar tarafından aylarca incelendi. Binaların çoğunun yönetmeliklere uygun olmadığı ortaya çıktı. Hal böyleyken pandemi süreci de bahane edilerek ilçemizde pek çok mesken ve hobi bahçesi mantar gibi türedi. İş çığırından çıktı. Deprem o bahçe evine gelmeyecek mi? Devletimiz insanların daha sağlam yapılarda yaşamını sürdürebilmesi için önlemler alırken buna müsaade etmek doğru mu? Kaldı ki yapı, bahçe evini de geçti. Bahçe evi diyerek başlanılan yapılar meskenlere hatta villalara dönüştü” dedi.



“Ellerindeki yapı kayıt belgesinin geçerliliği bakanlık tarafından iptal edildi”


Öte yandan, Türkiye’de bir imar barışı sürecinin yaşadığını hatırlatan Başkan Kavuş, 31 Aralık 2017 tarihinden önceki yapılar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, vatandaş beyanını esas kabul ederek yapı kayıt belgesi verildiğini söyledi. Daha sonra da bu beyanların doğru olup olmadığının tek tek incelemeye alındığını belirten Başkan Kavuş, “Bu belgeyi alanların beyanlarındaki yapıya bu tarihten yani 2018’den önce mi, yoksa daha sonra mı başladıklarını incelediler. İnşaata bu tarihten sonra başlayanların belgeleri bakanlık tarafından iptal edilerek elektrik ve su bağlantılarının kesilmesinin yanında bize de bu yapıların yıkılması talimatını gönderdiler. Yıkılmazsa bakanlık kendisi yıkıyor ve yıkım ücretinin iki katını bizlerden talep ediyorlar. Bunda bizim kabahatimiz yok. Devletin iyi niyeti suistimal edilmiş görünüyor. İşte itirazların çoğunluğunu, bu tarihten sonra inşaata başlayanlar yapıyor. Kanuni gerekçe olmadan itiraz ediyorlar. Kanuna aykırı hareket ediyormuşuz gibi algı oluşturuyorlar, halbuki kanunlara aykırı olan onların yaptığı işlemlerdir. 2018 öncesi yapı kayıt belgesi olan ve beyanları doğru olan insanlarımızla ilgili herhangi bir işlem yapmıyoruz. Yapısı 2018 yılı öncesinde yapıldığı belgelenmiş ve Yapı Kayıt Belgesi de iptal edilmemiş yapıları da yıkmıyoruz. Bu art niyetli grup kendi menfaatleri uğruna bu durumdaki vatandaşlarımızı da yanlarına çekebilmek için bizim bu yapıları da yıktığımızı söyleyerek insanları tedirgin etmeye çalışıyorlar. Burada da kanunlar çerçevesinde hareket ediyoruz. Belediye, kanunla belirlenmiş haklar için işlem yapmaz” ifadelerini kullandı.



“Biz ‘yapmayın, almayın, satmayın’ dedikçe onlar ‘bir şey olmaz’ dediler”


Hem vatandaşları hem bu usulsüz işlemleri yapanları defalarca uyardıklarını ve ‘Yapmayın. Almayın. Satmayın’ dediklerini belirten Başkan Kavuş, bu tür kaçak yapı inşa edilme potansiyeli olan tüm noktalara uyarı levhaları diktiklerini belirtti. ‘Bir şey olmaz’ diyerek kendilerini kandıranlara vatandaşlardan uyanık olmalarını istediklerini söyleyen Başkan Kavuş, “Bu yapılar da ruhsatsız yapılan sürekli meskenler gibi kanuni değil. ‘350 bin Meramlının hakkını yeriz’ sandılar ama böyle düşünenler de yanıldılar. Bunların dışında kalan Meramlılar imarlı arsa satın alarak, ruhsatlarını çıkararak iş yaptılar. Bir çok para ve emek harcadılar. Ruhsat aldılar. Onlar da birer tarım arazisi alıp üzerine kulübe kondurabilirlerdi. Eğer bu kaçak yapıları yıkmazsak, kendini zeki sanan bu bahsettiğim art niyetli emlakçı görünümlüleri ödüllendirmiş, kanuna uyan vatandaşlarımızı da cezalandırmış olacaktık. Hem bu yıkım işleri bizim yeni başladığımız bir iş değil, beş yıldır biz bunlarla mücadele ediyoruz. Sesleri çok çıkan 5 - 6 emlakçı için hak ve adaletten vazgeçecek değilim. Bu noktada sesi yükseltmekle suçun üzerinin örtülemeyeceğini de söylemeliyim” şeklinde konuştu.



“Kapı numarası verilmesi demek bina kanuni demek değildir”


Kendilerine kapı numarası verilmesinin hukuken haklı bir sebep olmadığını kaydeden Başkan Kavuş, kapı numarası verilmesinin yapının imarlı ya da ruhsatlı olduğu anlamı taşımadığına vurgu yaptı. İmar için kanunun belli olduğunu ifade eden Başkan Kavuş, konu ile ilgili yönetmeliği hatırlatarak, bir binaya numara verilmesi için ikamete mahsus olup olmadığına, kullanım şekline, yapı belgelerinin bulunup bulunmadığına bakılmadığını ayrıca bina niteliğinde olmayan fakat içinde devamlı olarak ikamet edilen yerlere geçici numara verildiğini kaydetti. Başkan Kavuş, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Devlet, güvenlik gibi gerekçelerden dolayı da her binaya bir numara verir. Bu o binanın imarlı, ruhsatlı ve kanuni olduğu anlamına gelmez.”



“Kimsenin yerini ilk gördüğümüz anda yıkmıyoruz. bunun bir süreci var”


Kendilerine en çok sorulan sorulardan birinin de ‘peki bunlar yapılırken siz neredeydiniz?’ olduğunu belirten Başkan Kavuş, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Cevabımız net; tam da oradaydık. Yapmayın dedik. Tebligatlarla belediyeye davet edip işin aslını anlattık. Uyarı için tebligat gönderdik, yıkımla ilgili tebligat gönderdik. Belediyeye çağırıp izah ettik. Onlar ‘bir şey olmaz’ sanıp inşaata ısrarla devam ettiler. Yapılar yapılırken zabıt tutup uyarmışız, süre vermişiz. Vatandaş da kaçak yapının yapımını durdurmak yerine verilen süre sonuna kadar yapmaya devam etmiş. Sonra resmi prosedürü uygulayıp yıkmışız. Bu işlemler belli sürede yapmak durumunda olduğumuz işlemler. Kimsenin yerini ilk gördüğümüz anda yıkmıyoruz. Süreç işliyor sonra yıkım kararı çıkıyor. Bunu yaparken de kimseyi ayırt etmiyoruz. Sosyal medya hesaplarından bize saldıran şahısların kaçak yapılarını da yıktık. Asıl dertleri de bu. Biz kirli pazarlık ve tehditlere de taviz vermedik.”



“Sefaköy Evleri, 1998 yılında imara açılmış bir yer ve tarım arazisi değil”


Meram Hobi Bahçeleri ve Bizim Meram Dağ Evleri konusundaki eleştirilere cevap veren Başkan Kavuş, “Sefaköy kavşağında belediyemiz öncülüğünde ‘Bizim Meram Dağ Evleri’ kuruldu ama oranın imara açılması 1998 yılında gerçekleştirildi. Biz sadece çeyrek yüzyıl önce imara açılan bu alanda bir kooperatif kurulmasına öncülük ettik. Bizden önce de 2 defa kooperatif kurulması planlanmış ancak olmamış. Yani burası yeni değil 1998 yılında imara açılmış. 25 yıldan fazladır atıl vaziyette duran ve kooperatifin kurulmasıyla belediyemize kaynak aktararak bu kaynağın da yine hemşehrilerimize hizmet için harcandığını da ayrıca vurgulamak isterim. Hemşehrilerimize kiralanan ‘Meram Hobi Bahçeleri’ de tarım arazisi değil, tesis imarı bulunan bir alandır. İmar planı onayı da 2000 yılıdır” dedi.



Kavuş’tan vatandaşlara uyarı


Başkan Mustafa Kavuş, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Meram’da tarım arazileri üzerine yapılan hobi bahçeleri ve bunlar üzerinden oynanan kirli oyunlara karşı dik durmaya devam edeceğiz. Meram’ın ve Meramlının hakkını kimseye yedirmeyeceğiz. Hemşehrilerimiz bana 350 bin kişinin hakkını hukukunu savunmam için oy verdiyse ve bu ilçeyi bize emanet ettiyse hukuk ve kanunlar zemininde bunu sonuna kadar savunmak boynumun borcudur. Tüm bunlara rağmen, öncelikle mağdur olduğunu belirten vatandaşlarımızla bu işi körükleyen kişileri birbirinden ayırmak da gerekiyor. Bu insanlarımız bizim yüzümüzden değil bu art niyetli emlakçı görünümlü kişiler tarafından mağdur edilmiştir. Vatandaşlarımız mağduriyetin hesabını bizden değil, bu gayrimenkulleri aldıkları kişilerden sormalıdır. Biz üzerimize düşeni yaptık; uyardık. Defalarca uyardık. Bu hukuksuzluğu önlemek için yıkımlara yeni başlamadık. Göreve geldiğimiz günden bu yana mücadele ediyoruz. Seçim sürecinde bile ‘Seçim atmosferinde müsaade edilir’ dedikodusuna mahal vermeden yıkımlara devam ettik. Kaygımız olsaydı, derdimiz oy olsaydı o zaman durdururduk. Burada bunlar yaşanırken konuya bir başka pencereden de bakmak durumundayız. Bu mücadeleyi düzenli şehirleşme, sağlam binalar ve Meram’ın geleceği açısından da vermek zorundayız. Bu vesile ile kaçak yapı niyetinde olanları bir kez daha uyarmak istiyoruz; önceliğimiz hobi bahçesi niteliğindeki tarım arazileri üzerine yapılan kaçak yapılar olmak üzere, tespiti yapılan bu yapılar daha öncekiler gibi aynı sonla karşı karşıya kalacaklardır. Bu tür kaçak yapılara hiç başlamamaları, başlandıysa da durdurmalarını öneriyoruz. Tüm vatandaşlarımızı da bu tür mahiyeti ve sonu belirsiz yapıları satın almamaları konusunda uyarıyoruz. Alacakları gayrimenkulün durumunu öğrenmeleri, bilgi alabilmeleri için tüm ekip arkadaşlarımız hemşerilerimizin hizmetindedir. Bizim amacımız tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmamasıdır. Bu noktada onların yanında olmaya devam edeceğiz. Meram Belediyesinin kaçak ve riskli yapılara asla izin vermeyeceğini bir kez daha kamuoyuna deklare ediyor, hemşerilerimizin hakkını ve hukukunu korumayı titizlikle sürdüreceğimizi tüm kamuoyunun bilmesini istiyorum.”



Başkan Kavuş: “Meram’ın ve 350 bin Meramlının hakkını kimseye yedirmeyiz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Kendi Kendine Yeten Ordu: 3,5 milyon fide üreticiyle buluştu Ordu Büyükşehir Belediyesi, çiftçilere destek olmaya devam ediyor. Yaklaşık 3,5 milyon adet fideyi üreticiye dağıtan Ordu Büyükşehir Belediyesi, sebze fidelerini kendi seralarında üretiyor. Ordu’da örtü altında ve açık alanlarda sebze yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak amacıyla üreticilere yazlık ve kışlık olmak üzere toplam 3 milyon 400 bin adet sebze fidesi dağıtımı gerçekleştirildi. Örtü altı yetiştiriciliğinin desteklenmesi kapsamında toplam alanı 12 bin 200 metrekare olan 30 adet 240 metrekare ve 10 adet 500 metrekare sera, 36 bin 800 metrekare de sera örtüsü desteği verildi. Fideleri kendi serasında yetiştiriyor 5 yıl önce Başkan Güler’in ‘Kendi Kendine Yeten Şehir’ sloganı kapsamında başlatılan faaliyetlerden birisi olan ve bu kapsamda Altınordu ilçesi Turnasuyu Mahallesinde kurulan fide üretim serasında yazlık 300 bin, kışlık ise 600 bin adet fide yetiştiriliyor. Büyükşehir Belediyesinin kendi seralarında 3’te 1 maliyetine üretilen fideler, üreticilerle buluşturuldu. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, fideleri üreticilerle buluşturacaklarını söyleyerek, “Burası bizim fide ürettiğimiz yer. Burada şu anda 600 bin adet marul fidesi var. Bunların içerisinde 500 bini kıvırcık, 50 bini kırmızı marul, 50 bini de yedikule marulu dediğimiz göbekli maruldan. Bunları halkımıza dağıtacağız” dedi. “Fındığa ve kiviye ek yeni ürünler ortaya çıkıyor” 25 farklı tropikal meyvenin üretiminin yapıldığı serada da incelemeler yapan Başkan Güler, 25 ürün üzerinde yapılan çalışmalarla fındığa ve kiviye ek, yeni ürünler olarak ortaya çıkacağını söyledi. Başkan Güler şöyle konuştu: “Ayrıca bitişikteki seramızda da mango üretimimiz var. Muz denememiz var gayet iyi sonuçlar aldık. Passiflora, ananas, kahve denemelerimiz da oldu. Yaptığımız bu çalışmalarla şehrimizde bu ürünlerin de yetiştirilebileceğini göstermiş olduk. ARGE çalışmalarımız devam ediyor. Amacımız fındığa alternatif ürünler geliştirmek. Kivi ilimizde tuttu. Passiflora da çok cazip bir ürün. Ordu’da sera dışında da yetiştirilebiliyor. Geleceği olan kıymetli bir ürün. Yaprakları da ilaç olarak kullanılabiliyor. Yaptığımız bu çalışmalarla Ordu’ya yeni bir ufuk ve gelir kapısı açmak istiyoruz. Amacımıza ulaştık.” Sebzeler tohumdan yetiştiriliyor Ordu Büyükşehir Belediyesi, üreticilere dağıtımı yapılan yazlık ve kışlık sebze fideleri 2022 yılından itibaren Tarım ve Hayvancılık Hizmetleri Dairesi Başkanlığına ait serada tohumdan yetiştiriyor. Sebze fidesi yetiştiriciliği için gerekli olan tohum ve malzemelerin alımını yapan ekipler kendi imkanlarıyla yetiştirdiği fideleri sembolik bir katkı payı alarak üreticilerle buluşturuyor. Böylece hazır almak yerine tohumdan fide yetiştirme uygulamasıyla Büyükşehir Belediyesi bütçesinden bu faaliyet için ödenen tutar yaklaşık 5 kat azalıyor. Bu yıl 600 bin adet marul fidesi dağıtılacak Ordu Büyükşehir Belediyesi bu yıl kışlık 600 bin adet marul fidesi dağıtacak. Bu yıldan itibaren ise 600 bin adet kışlık sebze fidesi ve 300 bin adet yazlık sebze fidesi üreticilerle buluşturulmaya devam edilecek.
Aydın Usta yetişmeyince sanayide mavi yakalılar kıymete bindi Kesintisiz eğitimin 12 yıla çıkarılması ile başlayan çırak sıkıntısının ardından ülke genelinde olduğu gibi Aydın’da da sanayide ustalar mühendis maaşı ile mühendisler ise asgari ücretle iş bulmaya başladı. Sorunun, zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasından sonraki yıllarda başladığını belirten Aydınlı iş insanlarından Bilal Türen, “Eskiden mühendis bulmak zor oluyordu, şimdi iş makinesi operatörü, kaynakçı ve kalıpçı bulmak zor oldu. Az olan ve zor bulunan ne ise o daha çok kıymetli oluyor. Bu nedenle artık mavi yaka çalışanlar mühendislerden daha çok para kazanıyor” dedi. Türkiye’de tarım ve turizm şehri olmanın yanında sanayi şehri olma yolunda da ilerlemeye çalışan illerden biri olan Aydın’da artık usta bulmanın mühendis bulmaktan daha zor hale geldiği belirtildi. Aydınlı iş insanlarından Bilal Türen, sanayide en büyük sıkıntının işinin ehli usta ve ara eleman bulmak olduğunu belirterek “Bu sorun aslında eğitim sistemindeki bize göre tarafların görüşleri alınmadan yapılan değişiklikten kaynaklı. 1997-1998 eğitim öğretim yılında başlayan 8 yıllık zorunlu eğitim getirdiği sorunları yaklaşık 20 yıl sonra hissettik. Bugün ciddi sorun yaşanıyor. Eskiden okumaya meyli olmayan çocuklar ilkokuldan sonra ilgi duyduğu mesleğe yönlendirilirdi. 4306 sayılı kanun 1997-1998 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayıp, 5 yıllık ilkokul ve 3 yıllık ortaokul eğitimi birleştirilerek sekiz yıllık kesintisiz bir ilköğretim süreci başlayınca sanayide ciddi bir sıkıntı başladı. Ardından 2012-2013 eğitim öğretim döneminde Türkiye’de zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkarıldı. Daha önce 5+3 (İlkokul-ortaokul) şeklinde uygulanan model, 4+4+4 (4 sene ilkokul, 4 sene ortaokul ve 4 sene lise) şeklinde kademelendirildi. Şimdi herkes okuyup mühendis oldu. Ancak çalışacak kişi kalmadı. Sonuç olarak o dönem çıraklığa girip usta olanlar, bugün okuyup mühendis olanlardan daha fazla para kazandığı gibi, her zaman aranan eleman oldular” diye konuştu.
Gaziantep GATHİB ve INDITEX, tekstil sektöründe sürdürülebilirlik için buluştu Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliğiyle, sürdürülebilirlik ve sosyal uygunluk alanındaki önemli gelişmeleri firmalarla paylaştı. Markalarla Sürdürülebilirlik Buluşmaları-INDITEX etkinliği, 12 Kasım 2024 Salı günü, GAİB Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Katılımcılara INDITEX’in sürdürülebilirlik ve sosyal uygunluk politikaları hakkında bilgilerin verildiği toplantıda, sürdürülebilirlik alanındaki dönüşüm süreçleri hakkında kapsamlı bir bakış açısı sunuldu. Etkinlik, TİM Başkan Vekili ile GAİB Koordinatör Başkanı Fikret Kileci’nin açılış konuşmalarıyla başladı. Kileci, ‘’Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel değil, ekonomik ve sosyal yönleriyle de tüm sektörlerde köklü değişiklikler ve dönüşümler gerektiren bir olgu. Bu anlamda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürdürülebilir kalkınma ve sosyal sorumluluk, artık iş yapma biçimlerinin merkezine yerleşiyor. GATHİB olarak, bölgemizin sanayicilerinin ve girişimcilerinin bu dönüşüme uyum sağlamaları ve küresel rekabetçiliği arttırmaları için sürekli olarak yeni fırsatlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bugün burada, INDITEX gibi küresel bir liderin sürdürülebilirlik alanındaki tecrübelerinden faydalanarak, bu alandaki bilgi birikimimizi artıracağımıza ve karşılaştığımız zorluklarla ilgili çözüm önerileri geliştireceğimize inanıyorum’’ dedi. INDITEX Grubu temsilcilerinin konuşmalarıyla devam eden etkinlikte; INDITEX Sürdürülebilirlik Ülke Müdürü, Yasemin Mağden Gürek, INDITEX’in sürdürülebilirlik yolculuğundaki beklentileri ve hedefleri hakkında bilgi verdi. INDITEX Sosyal Uygunluk Sürdürülebilirlik Yöneticisi Fatma Yüksel Sendan ise firmaların sürdürülebilirlik yolculuklarında karşılaştığı başlıca sorunları ele aldı. Etkinliğin devamında 17S Sustainability Finance Consulting Kurucusu Tayfun Bahsi, tekstilde sürdürülebilirlik için üç dönüşüm alanına değindi. Yoğun katılımın yaşandığı etkinliğin Soru ile Cevap bölümünde ise firmaların sürdürülebilirlik süreçlerine ilişkin sorunları ve talepleri dinlendi, karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.
Gaziantep Uzman Dr. Bayram: "Myers kokteyli ve Glutatyon bağışıklığı güçlendiriyor" Gaziantep Özel Anka Hastanesi Uzamanı Dr. Cengiz Bayram, Myers kokteyli ve Glutatyon bağışıklığı ile ilgili bilgi verdi. Bağışıklık hücrelerinin işlevselliğini destekleyerek vücudun dışarıdan gelen zararlı etkenlere karşı savunma mekanizmalarının güçlenmesine katkıda bulunan Myers kokteyli ve glutatyon tedavisi, Gaziantep Özel Anka Hastanesi’nde uzman hekimler tarafından yapılıyor. Vücutta glutatyon seviyesinin düşmesinin, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve çeşitli hastalıklara yol açabileceğine dikkat çeken Anka Hastanesi Genel Müdürü Dr. Cengiz Bayram, “Glutatyon, insan vücudu için zararlı olan serbest radikaller ve reaktif toksinlerin nötrlenmesini sağlayan, vücudu koruyan güçlü bir antioksidan. Vücudun genel sağlığının korunması ve birçok hastalıktan korunma konusunda oldukça önemli olan glutatyon seviyesi yetersiz beslenme, çevresel toksinler, stres ve yaşın ilerlemesi ile eksilebilir. Glutatyon seviyesinin düşmesi ise, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve çeşitli hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle güçlü bir bağışıklığa sahip olmak için glutatyon seviyesini dengede tutmak önemli” dedi. Hayatın yoğun temposunda strese maruz kalan bünyemizin bir süre sonra alarm verdiğini dile getiren Dr. Cengiz Bayram, “Glutatyon tedavisi ve myer kokteyli ile ihtiyaç duyduğunuz antioksidan ve vitamin yüklemesi yapılarak vücut direncinizin arttırmak amaçlanır. Daha güçlü bağışıklık sistemi, genel manada bütün hastalıklara karşı daha dirençli ve güçlü bir sağlığa sahip olmanız anlamına gelmektedir. Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde uzman doktor tarafından, hemşireler eşliğinde uyguladığımız serumumuzla glutatyon seviyesini istenilen düzeye getiriyoruz. Serum, ağrısız bir şekilde damardan enjeksiyon yoluyla uygulanıyor. Uygulamanın yaklaşık 30 dakikalık bir uygulama süresi var. Kaç seans uygulanacağı doktorumuz ve sizin ortak kararınız ile ihtiyaçlarınız ve sağlık durumunuz doğrultusunda alınıyor. Glutatyon tedavisi bağışıklık sistemini güçlendirir, cildin yenilenmesini hızlandırır, vücutta detoks etkisi oluşturur, karaciğer yağlanmasında hücre hasarını azaltır, saça, cilde bağırsak ve sindirim sistemine iyi gelir, vücuttaki vitamin seviyesini düzenler, Parkinson, Alzheimer, astım, kas zayıflığı, yorgunluk gibi durumların tedavisinde doktor kontrolü ile gerçekleştirilir. Myers kokteyli de, içerdiği vitaminlerle vücut direncini artırıyor. MYERS kokteyli terapisi de her hafta dört seans şeklinde uygulanması öngörülüyor. Tek seans, aktarım hızına bağlı olarak yaklaşık bir saat içinde tamamlanıyor. Myers kokteyli terapisi 4 hafta art arda uygulanıp olumlu sonuçlar gözlenmeye başlandıktan sonra ihtiyaca göre ayda bir kez tekrarlanabiliyor” diye konuştu.
Muğla Bodrum Gazeteciler Cemiyeti üyeleri, Kaymakam Çit ve Başkan Mandalinci ile bir araya geldi Bodrum Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit ve Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’yi ziyaret etti. Ziyaretlerde Bodrum’un sosyal, ekonomik ve turizm odaklı sorunları detaylı bir şekilde ele alındı. Bodrum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Eren Ayhan Onursal Başkanı Zeki Özkeskin, Başkan Yardımcısı Fırat Akay, Selim Turan ve Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Yörür’ün ilk ziyareti Bodrum Kaymakamlığı’na oldu. Kaymakam Mustafa Çit ile yapılan toplantıda, Bodrum’un sosyal yapısı, ekonomik gelişim potansiyeli ve ilçenin gençlere yönelik projeleri masaya yatırıldı. Cemiyet heyeti, Bodrum’daki yerel basının yöre halkına katkıları üzerinde durarak, önerilerini sundu. Ardından Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalincı’ya bir ziyaret gerçekleştirildi. Başkan Mandalincı, Bodrum’un şehir planlaması, altyapı çalışmaları ve turizmde yaşanan sorunlar konusunda detaylı bilgiler verdi. Bodrum Gazeteciler Cemiyeti heyeti ise yerel basın olarak bu sorunlara çözüm arayışında aktif rol almaya hazır olduklarını belirtti. Toplantıda şehrin ulusal ve uluslararası tanıtımının güçlendirilmesi için ortak çalışma yürütülmesi konusunda mutabıkat sağlandı. Ziyaretlerin sonunda açıklamalarda bulunan Bodrum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Eren Ayhan, "Bodrum’un sorunlarını daha yakından gözlemlemek ve bu sorunlara çözüm arayışlarında ortak hareket etmek için bu ziyaretleri gerçekleştirdik. Hem Kaymakamımız hem de Belediye Başkanımız ile verimli toplantılar yapıldı" dedi.