ASAYİŞ - 23 Nisan 2012 Pazartesi 11:29

ÇARŞAMBA ÇAYI`NA DÜŞEN ÇOCUОUN CESEDİ BULUNDU

A
A
A
ÇARŞAMBA ÇAYI`NA DÜŞEN ÇOCUОUN CESEDİ BULUNDU

Konya`nın Çumra ilçesinde, arkadaşlarıyla oyun oynarken Çarşamba Çayı`na düşen çocuğun cansız bedeni bulundu.
Çumra ilçesi Sanayi Köprüsü mevkisinde dün saat 18.00 sıralarında, Şehit Koçak İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Oktay Tilaver (12), ağabeyi Turgay Tilaver (13) ve arkadaşları ile birlikte Çarşamba Çayı kenarında oyun oynarken dengesini kaybederek suya düşmüştü. Olayın bildirilmesinin ardından Sivil Savunma ekipleri tarafından başlatılan ve 5 saat süren arama çalışmaları suyun akıntısının şiddetli olması ve gece olması nedeniyle sabaha bırakılmıştı. Sabah erken saatlerde başlayan arama çalışmaları
sonrasında Oktay Tilaver`in cansız bedeni suya düştüğü yerin yaklaşık 2,5 kilometre uzağında çayda bulunan kapaklarda bulundu.
Olayla ilgili tahkikat devam ediyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Karton kutuyla dışarıya atıldığı iddia edilen yavru kediler öldü Eskişehir’de geçtiğimiz haftalarda karton kutu içinde dışarıya atılan ve duyarlı bir veteriner tarafından bulunarak tedavi altına alınan 2 yavru kedi, anne kedinin emzirememesi sonucunda hayatlarını kaybetti. Veteriner Hekim Tuğçe Kara ve annesi Gülersoy Kara, geçtiğimiz haftalarda Ömerağa Mahallesi Danış Sokak üzerindeki boş bir arazide kedi sesi duydu. Onlara mama vermek isteyen Gülersoy Kara, seslerin geldiği yere gittiğinde karton kutu içerisinde 1 anne ve 2 yavru kedi ile karşılaştı. Dondurucu soğukta kedilerin vücut ısılarının oldukça düştüğünü fark eden Kara, çaresiz sokak hayvanlarını hemen kendi kliniklerine götürdü. Tedavi altına alınan kedilerin sağlık durumları zaman içerisinde iyiye gitti. Ancak bir süre sonra anne kedinin emzirme yapamaması sonucunda 2 yavru kedi hayatlarını kaybetti. Kedilerin bir garajda doğduğunu ve sokağa atıldığını tahmin ettiklerini söyleyen Tuğçe Kara, özellikle kış aylarında sokak hayvanlarına karşı daha duyarlı davranılmasını istedi. Şu anda klinikte yaşamını sürdüren anne kedi için ise yuva arandığı belirtildi. "Muhtemelen birinin garajında doğmuşlar, istemeyen biri de onları dışarıya koymuş" Başlarından geçen süreci anlatan Veteriner Hekim Tuğçe Kara, "Araçların konulduğu boş bir arazide miyavlama sesleri duyduk. Annem mama vermek için oraya gittiğinde çok küçük 2 yavru ve 1 anne kedi ile karşılaşıyor. Yavrular taş çatlasın 15 günlük. Kutuyla birlikte dışarıya atılmışlar, bu çok belli. Muhtemelen birinin garajında doğmuşlar, istemeyen biri de onları alıp küçücük bir kutuyla dışarıya koymuş. Anne çaresiz, ne yapacağını bilmiyor. Yavruların zaten o soğukta hayatta kalma şansları yok. Biz de aldık onları kliniğimize getirdik. Vatandaşlar evlerine almıyorlarsa bile en azından garajda duran hayvanları ellemesinler. Kediler, bir kum konulduğunda garajı pisletmezler. En azından bu soğuklarda garajlarınızı onlara açmanızı rica ediyorum" dedi.
Antalya Helikopter kazasında hayatını kaybeden ATT Selçuk Saykal’ın son görüntüleri Muğla’da meydana gelen ambulans helikopter kazasında hayatını kaybeden ATT Personeli Selçuk Saykal’ın geçtiğimiz yıl yaptığı bir röportajda görevin zorluklarından bahsederken hava şartlarındaki değişkenliğe dikkat çektiği görüntüleri ortaya çıktı.Muğla’nın Menteşe ilçesinde bugün sabah saatlerinde Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopter, kalkış sırasında Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin en üst katına çarptı. Çarpma sonucu hasar alan helikopter binanın yanındaki boş alana düştü. Antalya’ya gelmek üzere havalandığı sırada düşen ambulans helikopterde bulunan Pilot Tamer Gönül, Pilot Bayram Çiçek, Dr. Cengiz Coşkun ve ATT Selçuk Saykal hayatını kaybetti."Aldığımız eğitimler her türlü müdahaleyi yapabilmeye imkan veriyor"Saykal’ın geçtiğimiz yıl 24 Haziran tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde hizmet veren ambulans helikopterlerin çalışmalarıyla ilgili hazırlanan haberde İhlas Haber Ajansı’na (İHA) verdiği röportajda 10 yıldır ambulans helikopterde ATT olarak görev yaptığını söylemişti.Saykal’ın ekip arkadaşlarıyla birlikte göreve çıkışları, hastaya müdahale ve hava ambulansına alınmasının görüntülere yansıdığı haberde Saykal, röportajında görevin zorlukları sorulduğunda hava şartlarına dikkati çekmişti. Aldıkları eğitimin her şartta görevlerinin yapabilmesine imkan sağladığını anlatan Saykal, "Hava durumu ortada olunca kötü veya iyi değerlendiremediğimiz zaman çıkmak durumunda kaldığımız vakalar oluyor, yılların tecrübesi ile hastalarımıza müdahale ediyoruz. Hastalar ya da hasta yakınlarında hava korkusu yaşayanları ikna etmeye çalışıyoruz, bilinci açık hastalarımıza helikoptere binmeden bilgi veriyoruz, burada ses olduğu için biraz zorlanıyoruz. Onun dışında çok zorluk yaşamıyoruz. Kalp krizi ya da trafik kazası yapan travmalı hastalarda havada müdahale etmemiz gereken durumlar oluyor, onlara müdahalemizi yapıyoruz. Kalbi durup hayata döndürdüğümüz çok sayıda hasta oldu. Her türlü ekipmanımız var. Aldığımız eğitimler de her türlü müdahaleyi yapmamıza imkan veriyor. Hastalarımıza en iyi şekilde müdahale ediyoruz ” ifadelerini kullanmıştı.
Hatay Öldü zannettiği oğlunu 11 yıl sonra Sednaya hapishanesinin açılmasıyla gören babanın umudu yeşerdi Hatay’ın Belen ilçesinde yaşayan Suriyeli Abdulwahed Aboosama Alhasan, 2014 yılında Esad rejimi tarafından Sednaya cezaevine alınan ve yıllardır haber alamadığı oğlunun görüntülerini, cezaevinin kapılarının açılmasıyla yıllar sonra internette görerek umutlandı. Alhasan, Şam’a giderek DNA testi yaptırmak ve görüntülerdeki kişinin evladı olup olmadığını öğrenmek istiyor. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş insanların hayatlarını yerle bir etmişti. İç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Abdulwahed Aboosama Alhasan, Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte 2014 yılında Şam’da cezaevine alınan oğlu Usame Alhasan’ın izine yıllar sonra rastladı. Sedneya cezaevindeki mahkumların görüntüleri arasında evladını da gören baba Alhasan’ın içinde yıllar sonra evladına kavuşabilmenin umudu yeşerdi. Şam’a gidip görüntülerde evladına benzettiği şahısla DNA testi yaptırmak isteyen Alhasan, yetkililerden gelecek umutlu haberi bekliyor. “Kardeşim Abdurrahman, Lübnan’da bulunan üç kızım da o görüntüleri görür görmez şahsın oğluma birebir benzediğini söylediler” Oğluna kavuşmak için günleri sayan 58 yaşındaki baba Abdulwahed Aboosama Alhasan, “11 yıldır oğlumu görmüyorum 2014 yılından beri cezaevinde, 2015 yılında Sednaya hapishanesinde görüşe gittim ve sekiz dakika görebildim. Cezaevi açıldıktan sonra bazı görüntüleri gördüm ve inşallah oğlum yaşıyor diye umutlandım. Aynı zamanda izlediğim görüntülerde oğlumla birebir eşleşen bir hastanın olduğunu gördüm. Görüntülerde hafızasını kaybettiğini gördüm. Evladımı bulmak için yetkililerden izin istedim. Bu yüzden yetkililerden DNA testi yapılması ve görüntülerdeki kişinin oğlum olup olmadığını öğrenmek istiyorum. DNA testi için Şam’a gitmem gerekiyor. 2015 yılının Temmuz ayında evimi bombaladılar, evi bombaladıklarında bayram günü eşim ve annem vefat etti. Kardeşim Abdurrahman, Lübnan’da bulunan üç kızım da o görüntüleri görür görmez şahsın oğluma birebir benzediğini söylediler. Şam’a gidip öz oğlum olduğunu ispatlamak istiyorum” ifadelerini kullandı. “Görüntülerdeki kişi oğlum değilse bile evladıma ne olduğunu öğrenmek istiyorum” Görüntülerdeki kişinin oğlu olmasa bile evladını bulabilmek için elinden gelen her şeyi yapacağını ifade eden Alhasan, “Görüntülerdeki kişinin oğlum olup, olmadığını öğrendikten sonra tedavisi için ne gerekiyorsa yaptırmak istiyorum. Görüntülerdeki kişi oğlum değilse bile evladıma ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Oğlumun nereye gittiğini aynı zamanda herhangi bir cenazesi olup olmadığını araştırmak istiyorum. Ailem büyük bu yüzden ailemin orada şu anda yaşayabilmesi için yaşanabilir bir evi düzenleyip öyle gitmek istiyorum. Türkiye devletine çok çok teşekkür ederim. Türkiye halkına da çok teşekkür ederiz. Bizi çok iyi ağırladılar ve biz inşallah bundan sonra da kardeş olarak kalacağız” şeklinde konuştu.