SPOR - 08 Nisan 2025 Salı 20:22

İsmet Taşdemir: "Şampiyonluk maçına çıkıyoruz diyebilirim"

A
A
A
İsmet Taşdemir: "Şampiyonluk maçına çıkıyoruz diyebilirim"

Kocaelispor Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, Adanaspor maçıyla ilgili, "Rakibin şu anda kaybedeceği hiç bir şey yok. Dolayısıyla onun için de bir oyun oynayacaklardır. Biz de ona göre hazırlanıyoruz. Belki de şampiyonluk maçımıza çıkabiliyoruz diyebilirim" dedi.


Trendyol 1. Lig ekiplerinden Kocaelispor Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, Trendyol 1. Lig’in 33. haftasında karşılaşacakları Adanaspor maçıyla ilgili konuştu. Taşdemir, kadro kalitesinin kötü olmadığına dikkat çekerek, "Malatya gibi havlu atmış bir takım değildir. Her maçını da zorlanarak mağlup olmuş ya da kazanmış bir rakip ile oynayacağız. Bu rakibin şu anda kaybedeceği hiç bir şey yoktur. Dolayısıyla onun içinde bir oyun oynayacaklardır. Bizde ona göre hazırlanıyoruz. Belki de şampiyonluk maçımıza çıkabiliyoruz diyebilirim. Biz bu hafta Adana’da galip gelebilirsek şampiyonluğu yüzde 90 halletmiş olacağız" şeklinde konuştu.



"İstedikleri eleştiriyi yapsınlar, her şeyi göğüslerim"


Eleştirilere saygı duyduğunu söyleyen Taşdemir, "Çok uzun yıllardır bu işi yapıyorum başarılı veya başarısız olduğumuz dönemler vardır. Eleştirildiğimiz dönemler vardır. Eleştiriye her zaman saygı duydum. Herkesin şunu bilmesini istiyorum. Attığımız her adımda kendi çıkarlarımızdan ziyade bu kenti bu camiayı süper lige çıkarmaktır. Adımlarda bazen düşebiliriz bazen tökezleyebiliriz de ama düştüğümüz yerden kalkmasını biliriz. Bu hafta maçtan önce 1 puan bizim için çok iyi puan derken daha sonra takımımızı bizleri yerden yere vurmaya başladık. Canları sağ olsun herkesin bir görüşü vardır. Ama bu oyuncu grubu ile her gün burada beraberim, beraber çalışıyoruz maça hazırlanıyoruz, analiz yapıyoruz, rakibi seyrediyoruz. Dolayısıyla beraber adım atıyoruz. Bazen istediğimiz gibi olmayabilir olmadığı zamanda biz işi bilmiyor kıvamına getirilebiliyoruz. Sağlık olsun. Bana istedikleri kadar eleştiri yapabilirler ben her şeyi göğüsleyebilirim, saygı duyarım. Ama son 6 haftamız kaldı özellikle eleştirilerin oyuncularımızın üzerinden olmamasını isterim. Çünkü bizi şampiyon yapacak onlardır. Biz onlara yardımcı olamaya çalışıyoruz. Kötü oyun varsa yapılan bir yanlış varsa da her türlü eleştiriyi bana yapabilirler" diye konuştu.


Öte yandan yeşil-siyahlı takım, 10 Nisan Perşembe günü saat 20.00’de Yeni Adana Stadyumu’nda Adanaspor ile ile oynayacağı maçın hazırlıklarını yaptığı antrenman ile sürdürdü.



İsmet Taşdemir: "Şampiyonluk maçına çıkıyoruz diyebilirim"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."