SPOR - 21 Kasım 2023 Salı 10:02

Ertuğrul Sağlam: "Rıza Çalımbay, Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır"

A
A
A

Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Süper Lig için kadro oluşturduklarını ve şimdiye kadar bulundukları durumdan mutlu olduklarını söyledi. Daha önce Beşiktaş’ta uzun yıllar futbolculuk ve teknik direktörlük yapan deneyimli çalıştırıcı, siyah-beyazlıların başkanlık seçimine kadar Rıza Çalımbay ile anlaşmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Çok iyi bir Beşiktaşlı. Ona böyle bir durumda teklif yapıldığı zaman o ne süreyle ne de maddiyatla alakalı muhtemelen hiçbir şart ortaya koymamıştır. Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır" dedi.

Kocaelispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine takımın ligdeki gidişatı, hedefleri, transfer süreci, Türk futbolunun gidişatı ve Rıza Çalımbay’ın Beşiktaş teknik direktörlüğüne gelişiyle ilgili açıklamalarda bulundu. İlk olarak Trendyol 1. Lig’de geride kalan 12 haftadaki gidişatlarını değerlendiren Sağlam, "Hedefimiz Süper Lig olduğuna göre şu anda geldiğimiz nokta, sezon sonunda puan cetvelinde olduğumuz nokta. Bundan dolayı memnunuz, mutluyuz. Bu noktaya nasıl geldiğimizi de irdelemek lazım. Kocaelispor, neredeyse 15 yıla varan bir hasret içerisinde. Bu dönem içerisinde de arada sadece 2 sene önce yalnızca 1 sezon 1. Lig’de kalmış ve küme düşmüş bir takım. Dolayısıyla şunu dersek yanlış söylemiş olmayız; biz Trendyol 1. Lig’in yeni takımlarından bir tanesiyiz. Yeni bir takım olmamız sebebiyle bizi Süper Lig’e çıkaracak kadroyu kısa bir süre içerisinde oluşturmamız gerekiyordu. Çok kolay bir iş değil. Buradaki en önemli dezavantaj, ekonomik durumumuz. Böyle bir kadroyu oluşturabilmek için elinizde ciddi bir ekonomik gücün olması gerekiyordu. Bu noktada belediye başkanımız, valimiz ve sponsorlarımız bize çok destek oldu. Aslında Süper Lig için bir kadro oluşturduk da diyebiliriz. Bizim gibi bir üst lige çıkmak için kadro oluşturan birçok takım var. Eyüpspor’u bir kenara koyduğumuz zaman Bodrum’un, Bandırma’nın, Göztepe’nin, Sakaryaspor’un, Çorum FK’nın da Süper Lig hedefiyle bir kadro kurup, ona göre bir organizasyon ve yapılanma içerisinde olduklarını görüyoruz. Böyle bir yoğunluk içerisinde ligin 2. sırasında olmak gerçekten bizim için büyük bir başarı diyebilirim" dedi.

"Şu anda odağımız ve konsantrasyonumuz transfer değil"

Devre arasında mutlaka takviyeler yapacaklarını fakat öncelikli hedefin önlerindeki 5 maçta 15 puan toplamak olduğunu söyleyen 54 yaşındaki teknik adam, "Bizim 5 daha maçımız var. 5 tane daha çok önemli karşılaşma oynayacağız ve bu maçları elimizdeki futbolcularımızla oynayacağız. Biz tabii ki devre arasında takviye yapacağız. Fakat şu anda bizim odağımız ve konsantrasyonumuz transfer değil. En öncelikli düşündüğümüz nokta, oynayacağımız Giresun maçı. 5 maçta 15 puanı nasıl toplarız, devre arasında şu anki konumumuzu koruyarak nasıl girebiliriz, bunun arayışı ve mücadelesi içerisindeyiz. Kocaelispor’u sevenler, bizi destekleyenler hiç merak etmesinler mutlaka daha iyi bir kadro oluşturma adına çalışmalarımız devam ediyor. Yoğun şekilde çalışıyoruz. Bu takviyeler de yapılacaktır. Fakat dediğim gibi, şu bölgeydi, bu bölgeydi demeden Giresun maçından nasıl 3 puan alacağımızın arayışı içerisindeyiz" diye konuştu.

"Şehir kulüplerinin daha avantajlı olması gerekir fakat diğer takımlar da gökten inmediler"

Camiası ve çok seyircisi olan potansiyelli şehir kulüpleri yerine daha az seyircili çok sayıda İstanbul takımının Süper Lig’de olmasını nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine deneyimli çalıştırıcı, "Potansiyelli kulüplerin neden bu durumda olduğunu irdelemek lazım. Bu tarz kulüplerin aslında diğer kulüplere göre çok daha avantajlı olmaları gerekir. Fakat diğer takımlar da gökten inmediler. Bir mücadelenin içerisinde başarı elde ederek geldiler. Pendik, Ümraniye, Başakşehir, Karagümrük gibi kulüpler aynı mücadelenin içinde potansiyelli dediğimiz kulüplerin önüne geçerek bir başarı oluşturmuşlar. Dolayısıyla bu kulüplere ‘Siz niye buraya geldiniz, niye bu mücadeleyi ediyorsunuz?’ diye bir yaklaşımda bulunmak bence emeğe saygısızlık olur. O yüzden bunu düşüneceğimize camiası, taraftar gücü olan kulüplerin neden orada olamadığına dair gerçekleri ortaya koymak lazım. Bu yüzden bence Kocaelispor, Bursaspor, Eskişehirspor, Sakaryaspor, Adanaspor gibi Türk futbolunda geçmişte renk katmış köklü camiaların aynı seviyeye nasıl çıkabileceklerine dair neler yapılabileceğine dair bir organizasyonu ortaya koymak lazım. Dolayısıyla sadece camia olduğu için, taraftarı fazla olduğu için bir takımın Süper Lig’de olmasını kimse kabul etmez. Tabii ki şunu net bir şekilde söyleyebilirim; futbol taraftarla güzel, coşkulu ortamda daha güzel oynanıyor. Bu gerçekleri de göz önünde bulundurduğumuz zaman Kocaeli, Bursa, Sakarya, Göztepe, Samsun gibi kulüplerin Süper Lig’de olmaları çok daha farklı kazanımlar getirecektir" açıklamasında bulundu.

“Eski futbolcu kardeşlerimizin ligde olması Türk futboluna değer katacaktır”

Önemli futbol kariyerlerinin ardından genç yaşta teknik direktörlük yapan genç teknik direktörlerle ilgili düşüncelerini de aktaran Ertuğrul Sağlam, "Son dönemde hem Süper Lig’de hem 1. Lig’de hem de alt liglerde genç antrenörlerimiz çok sık görev almaya başladı. Bu gibi futbol geçmişlerine baktığımız zaman çok ciddi kariyerlere sahip arkadaşlarımızın hem teknik hem akademik anlamda kendilerini geliştirip Türk futboluna hizmet vermeleri çok önemli bir olay. Sakaryaspor’da Tuncay Hoca (Şanlı) var, Eyüpspor’da Arda Hoca (Turan) var, Bandırma’da geçmişte beraber oynadığımız Taner Taşkın var. Eski futbolcu kardeşlerimizin ligde olması mutlaka Türk futboluna bir değer katacaktır. Dileğimiz, bu kardeşlerimizin işlerini iyi bir şekilde devam ettirip başarılı olmaları. Bizler de onlara doğru örnek, rol model olarak bir katkı sağlayabilirsek o da bizim için farklı bir mutluluk olacaktır” dedi.

“Galatasaray ve Fenerbahçe, diğer takımlardan önde görünüyor”

Süper Lig yarışında Galatasaray ve Fenerbahçe’yi bir adım önde görse de alt grubun da şampiyonluk yarışından kopmadığını söyleyen Sağlam, “Hem kadro kalitesi ve zenginliği açısından hem de içlerinde bulunduğu genel motivasyon unsurlarıyla Galatasaray ve Fenerbahçe biraz öne çıktılar. 2-3 hafta öncesine kadar hiç puan kaybetmeyeceklerine dair bir yaklaşım vardı. İki takımın kendi arasında oynayacakları maçların şampiyonluğu belirleyeceğine dair söylemler vardı. Onun öyle olmadığını son 2 haftada gördük. Futbol çok enteresan bir oyun, dolayısıyla bu enteresan yapının içerisinde de her an puan kayıpları yaşanabiliyor. O yüzden alttaki grubun da işi bırakmadığı takdirde makası kapatabileceğini düşünüyorum. Trabzonspor ve Beşiktaş da şampiyonluk yarışının içerisine girebilir. Futbol bu yüzden çok ilgi çekip enteresan bir hale gelebiliyor. Galatasaray ve Fenerbahçe, diğer takımlardan daha önde görünüyorlar kadro kalitesi ve zenginliği açısından. Bu, çok hoş bir durum değil bence. Futboldaki rekabet ortamının ve ilginin daha üst seviyeye çıkması açısından yarışın 5-6 takım içerisinde geçmesi rekabet ortamını artıracak ve kalite olarak dönecektir. Trabzonspor, Abdullah Hoca ile beraber bir ivme kazandı. Beşiktaş da Rıza Çalımbay’ın gelişiyle muhtemelen farklı şekilde olayı değerlendirip bence onlar da ivme kazanacaktır. Ligin bundan sonraki dönemi bence daha keyifli bir şekilde geçecektir” ifadelerini kullandı.

"Rıza Çalımbay, Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır"

Beşiktaş’ta başkanlık seçimine kadar Teknik Direktör Rıza Çalımbay ile anlaşılmasına dair düşüncelerini paylaşan deneyimli çalıştırıcı, “Rıza Hoca (Çalımbay) ile biz beraber oynadık. Bizim kaptanlığımızı yaptı, ağabeyliğimizi de yaptı. Kendisi Türk futbolunda çok önemli başarılara imza atmış çok değerli bir insan ve değerli bir teknik adam. Çok da iyi bir Beşiktaşlı. Ona böyle bir durumda teklif yapıldığı zaman o ne süreyle ne de maddiyatla alakalı muhtemelen hiçbir şart ortaya koymamıştır. Beşiktaşlılığın gereğini yapmıştır. Sonrası zaten camianın, gelen başkanın ve olayın muhataplarının değerlendireceği bir durumdur. Orasını hep beraber göreceğiz” diye konuştu.

"İstikrarsızlığın önüne geçersek birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırırız"

A Milli Futbol Takımı’nın başına İtalyan Teknik Direktör Vincenzo Montella’nın gelişiyle ilgili yorumlarını dile getiren Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Montella, Türk futbolunda daha önce görev yapmış, Adana Demirspor’da görev yapmış, Türk futbolunu iyi kötü bilen bir teknik adam. İyi de bir başlangıç oldu Montella ile birlikte. Hepimizin arzuladığı Avrupa Şampiyonası için gerekli puanlar alındı ve önemli bir başarı elde edildi. Filmi geriye sarıyorum, Kuntz’un geldiği dönemde de benzer bir çıkış yaşanmıştı. Bizim farklı değerlendirmemiz gereken nokta, Türk futbolunda değerlendirme anlayışının ve kültürünün yeniden ele alınmasıyla alakalı. Bir teknik adamı getiriyoruz, iyi bir başlangıç yapılıyor ama 2 maç kötü giderse orada bizim nasıl tepki verdiğimiz, bugün söylediklerimiz ve ortaya koyduğumuz methiyelerin tam tersine farklı bir söylemde bulunacak mıyız bulunmayacak mıyız? Yoksa teknik adamın arkasında durup futbolda devamlılığın ve istikrarın başarıyı getiren en önemli faktör olduğunu düşünerek Montella’ya desteğimiz devam edecek mi? Bunu bence iyi düşünmek ve değerlendirmek lazım. Yoksa Türk futbolunun bence hem başkanlar ve yöneticiler düzeyinde hem teknik adamlar üzerinde hem de futbolcular düzeyindeki en önemli eksiği ve geçmişte yapılan en büyük hata devamsızlık ile istikrarsızlık. Bunun önüne geçersek birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırırız"

“Hakemlerimizin işlerini daha rahat yapabilmeleri açısından üzerlerindeki baskıyı almamız gerekiyor”

Sağlam, son olarak Türk futbolunda kaos ve kargaşa ortamı olduğunu da belirterek, "Türk futbolunun son dönemde çok ciddi anlamda bir kaos ve kargaşa içerisinde olduğunu görüyoruz. Türk futbolunun marka değerini tekrar yukarıya çıkarmak istiyorsak futbolun içindeki paydaşların birbirine saygı, birbirinin emeğini göz ardı etmemek gibi çok önemli noktalarda birleşmesi gerekiyor. Özellikle hakemlerimizin rahat bırakılması ve onların işlerini daha rahat yapabilmeleri açısından da üzerlerindeki baskıyı almamız gerekiyor. Yoksa iş ciddi anlamda bir çıkmaza giriyor. Herkes birbirine, birbirinin emeğine saygı göstermeli" sözlerine ekledi.

Ardacan Uzun


 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de "11. Şeb-i Yelda’da Şiir" programı düzenlendi Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla yılın en uzun gecesinde gerçekleştirildi. Gecede, Gazze ve Şam gibi şehirlere şiir aracılığıyla selam gönderildi. Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen “Şeb-i Yelda’da Şiir” programı, “Şehir ve Şiir” temasıyla Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi’ndeki Otağ-ı Hümayun’da gerçekleştirildi. Düzenlenen gecede Abdülbaki Kömür, Emrullah Uzun, Huzeyfe Dalmaz, Nur Haktan, Nurettin Durman, Nurullah Genç, Recep Garip, Selahattin Kocaaslan, Şeref Akbaba, Tayfun Ayaz ve Yusuf Özkan Özburun gibi şairler ve yorumcular şiirler seslendirdi. Şairler tarafından şiir aracılığıyla Gazze ve Şam gibi tüm şehirlere selam gönderildi. Programa vatandaşların yoğun ilgisi olurken gecede tüm katılımcılara nar ve salep ikram edildi. “Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek” Programda konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni, şair ve bestekar Abdülbaki Kömür, “Bir gelenek oldu. Her yıl bir konu belirlenip o konu çerçevesinde şairler ve şiir icra eden tiyatro sanatçıları ya da sunucu arkadaşlarla birlikte her yıl tertiplenen bir program. Malumunuz yılın en uzun gecesi. Osmanlı’da bir gelenek olarak icra edilen bir gece. Bu geleneği Esenler Belediyemiz de bir şekilde devam ettiriyor. Uzun gecelerde insanlar bir şeylerle meşgul olurlar. Geçmişte şiirle, sanatla insanları buluşturmuşlar. Belediyemiz o geleneğe istinaden şiirle kendi hemşerilerini buluşturuyor. Umarım güzel bir gece olur. Şiir, biliyorsunuz, sanatın damıtılmış halidir. Sözün damıtılmış halidir. Yüzlerce kelime ile anlatabileceğimiz bir mevzuyu şiirle çok kısa imgelerle insanlara iletebilirsiniz. Şiirle şuur aynı kökten gelme derler. Bu uzun gecenin uzunluğunun idrakine varmak. Gecenin uzun olmasının çok fazla bir ehemmiyeti yok. Çünkü ardından gündüzü beklersiniz. O gündüzlerin geleceğini tahayyül etmeyi ancak şiir ile yapabilirsiniz. Bugünkü tema ‘Şehir’. Ancak bizim kültürümüzde kadim şehirler vardır. Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul, Kahire, Bağdat gibi şehirler. Muhtemelen şair arkadaşlar bir yandan şu anda İslam coğrafyasında, özellikle Orta Doğu’da yaşanan sıkıntılar, şehirler üzerinden dile getirilecek. Mesela benim okuyacağım şiirin adı Kudüs. Hem bir şehri anlatacağım hem de Kudüs’ü anlatacağım. Orta Doğu’da yaşamış olduğumuz ya da idrak etmiş olduğumuz bu hadiseyi bir şekilde dile getirmiş olacağım. Muhtemelen diğer şair arkadaşlarımız da bu manzaraya dikkat çekecekler” dedi.
Hatay Ülkelerine dönüş hazırlığı yapan Suriyeliler yeni yaşamları için altınlarını bozduruyorlar Hatay’da yaşayan Suriyeliler ülkelerine döndüklerinde yeni bir yaşam kurabilmek için ziynet eşyalarını bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, ülkelerine dönen Suriyelilerin kuracakları yeni hayatlarında nakit paraya ihtiyaç duyarak ziynet eşyalarını dönüş için satmaya başladıklarını söyledi. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeliler, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasının ardından ülkelerine dönmeye başladı. Ülkelerine dönen Suriyelilerin en çok ihtiyaç duydukları şeyse yeni yaşamları için gerekli olan nakit para olmuş durumda. Hatay’da yaşayan Suriyeliler, emek vererek biriktirdikleri altınlarını yeni yaşamlarını kurmak için bozdurmaya başladılar. Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, Suriyelilerin yeni yaşamları için altınlarını bozdurduklarını ifade ederek altının fiyatının bir süre daha yükselmesini öngörmediklerini söyledi. Suriyelilerin nakit ihtiyacını karşılamak için emek vererek ziynet eşyalarını bozduklarını dile getiren Güneyler Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güney, “Savaştan sığınarak Türkiye’ye gelen insanlar, Esad rejiminin devrilmesinin ardından ülkelerine dönmeye başladılar. Ülkemizde yaşayan ve emek vererek birikim yapan Suriyeliler, ülkelerine döndüklerinde hayatlarına devam ettirebilmek ve yeni bir yaşama başlamak için nakit paraya ihtiyaç duyacaklar. İnsanlar nakit para ihtiyaçlarını karşılamak için emek vererek biriktirdikleri altınlarını bozdurmaya başladılar. Bu bozdurulan altınlar tekrar piyasamızda geri dönüşüme geçip yeni modeller şeklinde vitrinlerimizde yerini alıyor. Bu olaylar öncesinde talep daha fazlaydı, üretim yaparken külçe altınları kullanıyorduk. Şimdi durum değişti ve bu sefer Suriyelilerden gelen yoğun altın bozdurmalarından kaynaklı talep azaldı, nakite olan ihtiyaç arttı. İnsanlar altın bozdurarak elde ettikleri paralarla Suriye’de gidip; evlerini, iş yerlerini ve tarlalarını işler hale getirmeye çalışacaklar” dedi. “Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” Altında bir süre daha yükseliş beklemediklerini dile getiren sarraf Güney, “Arz talep dengesinde Suriyelilerin yoğun altın bozdurmasından dolayı altının bir süre yükselmesini öngörmüyoruz. Bir süre daha stabil bir şekilde hareket eder. Suriyelilerin Esad’ı devirmesiyle altın gerileme süreci yaşadı. Altın şuan durağan seviyede ve bir süre daha düşer ardından da tekrar toparlar diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. “Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor” İnsanların dönüş için altınlarını kağıt paraya çevirmeye başladıklarını dile getiren Suriyeli kuyumcu Amir Kindavi, “Esad rejimi düştükten sonra burada yaşayan Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladılar. Burada satın aldıkları altınları da kağıt paraya çevirmek için satmaya başladılar. Orada altını kullanması zor. Türkiye içinde güzel bir gelişme olacak. Suriye’ye dönen herkesin hasarı var ve insanlar yeniden yaşam kuracak, insanların elinde kağıt para olması gerekiyor. Daha ilk haftada çok yoğunluk olmadı ama ilerleyen zamanda yoğunluk olacak. Şuan altınlarını dolara dönüştürmek için gelenler oldu” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin’deki rüşvet operasyonu zanlıları adliyeye sevk edildi Mersin’de ’zincir’ adı verilen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 114 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda, İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce, Mersin Gümrük İdaresinde görevli memurlar, gümrük müşavirleri ve müşavirlik çalışanlarına yönelik menfaat sağlama şüphesiyle yürütülen ve yaklaşık 10 ay süren projeli soruşturma kapsamında düzenlenen rüşvet operasyonunda gözaltına alınan 114 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemleri tamamlanan 34’ü kamu görevlisi toplam 114 şüpheli, bu sabah erken saatlerde sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Zanlıların sevki sırasında adliye önünde toplanan yakınlarının alkışla tempo tutması dikkat çekti. Rüşvetin tarifeye bağlandığı iddia edildi İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince yaklaşık 10 aydır devam eden projeli çalışmada, gümrük müşavirlerinin ve müşavirlik çalışanlarının gümrük görevlilerine her işlem başına rüşvet verdikleri, rüşvet ilişkisinin belli bir tarifeye ve rutine bağlandığı belirlendi. Ayrıca herhangi bir usulsüzlük olmayan işlemlerden sabit bir ücretin alındığı, usulsüzlük olması halinde ise işin mahiyetine göre döviz olarak rüşvet alındığı ortaya çıkartıldı. 10 ay süren hassas ve titiz çalışmaların arından düzenlenen operasyonda, 34’ü kamu görevlisi 114 şüpheli gözaltına alındı. Yüklü miktarda para ve altın ele geçirildi Polisin gözaltına aldığı şüphelilerden bir kısmı dolar olmak üzere 1,5 milyon TL , 42 gram külçe altın, 18 bilezik, 1 altın kemer, 2 altın zincir kolye,1 reşat altını, 64 tam altın, 11 yarım altın, 63 çeyrek altın, 3 ruhsatsız tabanca, 9 adet lüks marka saat ve uyuşturucu hap ele geçirildi.