Tüm Dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında meme kanseri geliyor. Her 8 kadından 1’inde görülen meme kanseri, sinsi şekilde ilerleyip kendini belli etmiyor. Meme kanseri cerrahisi sonrasında ortaya çıkabilen lenfödeminin erken teşhisi ise hastayı ilerleyen komplikasyonlardan koruyor. Kocaeli Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Dr. Havva Bozdemir ve Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Aygin, bu konuda önemli bir projeye imza attı. Bozdemir ve Aygin tarafından lenfödeminin erken teşhisine imkan sağlayan cihaz geliştirildi. Bu cihaz kol çevresi ölçümlerini daha güvenilir hale getirirken, hem farklı alanlardan hem de aynı alanlardan tekrarlı ölçümler yapabilme özelliğine sahip olacak. Cihaz, Türk Patent Marka Kurumu tarafından da "faydalı model" olarak tescillendi. Hastaların ömür boyu takibini mümkün kılacak cihaz, firmalardan destek bekliyor. Gerekli desteğin sağlanmasıyla cihazın prototipi geliştirilecek.
"Lenfödemi erken tanılamak için geliştirdiğimiz bir cihaz"
Kol çevresi ölçüm işleminin lenfödemi erken belirlemede kullanılan bir çalışma olduğunu belirten Kocaeli Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Dr. Havva Bozdemir, "Meme kanserinde cerrahi sonrasında lenf notlarının çıkarılmasından sonra hastanın lenfatik sistemindeki ulaşımın bozulması sebebiyle geri dönüşümsüz olabilen, erken fark edildiğinde daha kolay tedavisi olabilen bir durum. Bunu saptamak içinde çeşitli ölçüm araçları var. Bu ölçüm araçlarından dünya literatüründe baktığımızda en iyi, en uygun ve en maliyeti az olanı kol çevresi ölçümleri. Fakat kol çevresi ölçümlerini yaparken daha güvenilir hale nasıl gelebilir sorusunu bulabilmek için bu cihaza ulaştık. Kol çevresi ölçümlerini yapmak, lenf ödemi erken tanılamak için geliştirdiğimiz bir cihaz bizim buluşumuz. Lenfödeminin belirlenmesi için kol çevresinde ölçümlerinde farklı alanlardan ölçümler yapılıyor. Bu cihazla hem kolun farklı alanlarından hem de sabitlemeyle aynı alanlardan tekrarlı ölçümlerin yapabileceğiz. O sebeple diğer cihazlara göre avantajı var" dedi.
"Hastayı ileriki zamanlarda gelişebilecek komplikasyonlardan önleyecek"
Lenfödem ölçümü yapmak için mevcut yöntem ve cihazların pahalı olduğunu söyleyen Dr. Havva Bozdemir, "Tek noktadan ölçülebilmesi için cihazın içine bir sabitleyici koyduk. Hem hasta kolay kullanabilir hem de hastanelerde kullanılabilir şekilde güvenilir bir ölçüm cihazı geliştirdik. Lenfödemi erken tanılamak aslında en büyük amacımız. Bu cihaz çeşitli kol ve bacak ölçülerinde kullanılıp, lenfödemi erken tanılayıp hastayı ileriki zamanlarda gelişebilecek komplikasyonlardan önleyecek. Lenfödemi, ilerleyen durumlarda tedavisi maliyet açısından hem de hastanın yaşam kalitesini etkileyen bir durum. Geri dönüşümsüz bir durum olması nedeniyle erken tanı bütün hastalıklarda olduğu gibi lenfödemide de önemli. Bu yüzden cihazımız önemli" diye konuştu.
"Patent faydalı model olarak tescillendi"
Firmalardan destek beklediklerini belirten Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Aygin ise "Türk Patent Marka Kurumuna Sakarya Üniversitenin öncülüğünde doktora öğrencim ile geliştirdiğimiz lenfödemi ölçüm cihazının başvurusunu yaptık. Fikri mülkiyet haklarını aldıktan sonra profesyonel bir firma ile anlaşarak, daha özel yazım ve takip sürecini üniversitemiz aracılığıyla yapıldı. Çok şükür sonuçlandı. Patent faydalı model olarak tescillendi. Bu tescil sürecinden sonra bizim amacımız yaygın etki sağlamak. Çünkü bu hem evde kişinin bireysel hem de hastanede sağlık profesyoneller için çok önemli bir cihaz. Maliyet açısından etkinliği var, kullanımı rahat. Biz bu prototipi geliştirmek için öncelikle firmalardan destek bekliyoruz. Firma arayışı içerisindeyiz. Firma desteği aldığımızda TÜBİTAK projesi yapıp, prototipi geliştirmek, sonrasında bu maliyeti yüksek olan aracımızı sadece meme kanserli ve lenfödemli hasta değil tüm evlerde, diğer kanserli hastaların lenfleri alınan kişilerde kullanacağız" şeklinde konuştu.
"Ameliyattan sonra 1 ay kullanıp atılacak bir alet değil"
Geliştirdikleri cihazın ülke ekonomisine de katkı sağlayacağını kaydeden Prof. Dr. Dilek Aygin, "Sağlık profesyonelinin iş yükünden de kazancı olacak. Kişi kendini takip edip, erken dönemde teşhis olursa tedavisi mümkün. Bu ömür boyu takip edilmesi gereken bir süreç. Ameliyattan sonra 1 ay kullanıp atılacak bir alet değil. O kişinin ömür boyu evinde bulunacak. Bu yaygın etkiyi sağlayabilirsek bunu yayına dönüştüreceğiz. Dijital teknoloji, yapay zeka, özel ışınlarla yapılabilen cihazlar elbette var ama bu çok az hastanemizde var. Pandemiyle tele tıp daha çok gündeme geldi. Tele tıpla hastaların evdeyken yaraların resimlerini çekip nasıl gönderildiği, takip ediliyorsa kişiler ölçümlerini yapıp tele tıp teknolojisi hekimiyle haberleşerek takiplerini sürdürebilirler. Gereksiz hastaneye başvuruyu da önlemiş olacağız. Dijital cihazlar 1 tane alınıp hastaneye koyulabilirken, her 8 -10 kadından birinin meme kanseri olduğunu düşünürsek bu kadınların ameliyattan sonra lenfödem sıkıntılarını göz önünde bulundurmamız gerekir. Takip açısında hasta ve sağlık profesyonelinin işini kolaylaştırabilecek, firmalar için üretimin çok olması ve çok fazla kişiye satılabilecek olması cazip gelebilir" ifadelerini kullandı.
Ardacan Uzun