SAĞLIK - 26 Eylül 2023 Salı 10:33

Beynindeki tümör "konuşarak" çıkarıldı

A
A
A
Beynindeki tümör "konuşarak" çıkarıldı

Kocaeli’de bir hastanın beynindeki hareket merkezi üzerinde yer alan, felç ve ölüme götürebilecek tümör, nadir olarak uygulanan bir teknikle çıkartıldı. Hasta ameliyat esnasında uyandırılırken, verilen komutlar eşliğinde tümör parçaları temizlenerek, başarılı bir operasyon gerçekleştirildi.


Gölcük’te yaşayan 52 yaşındaki İlkay Şirin, 1 yıl önce kol kasılması ve istemsiz hareket sorunları yaşamaya başladı. Birçok doktor ve hastaneye başvuran Şirin’e beyin tümörü tanısı konuldu. Kocaeli Şehir Hastanesi’ne yönlendirilen Şirin’in çekilen MR görüntülemeleri neticesinde, el ve kollarının hareket merkezi üzerinde tümör tespit edildi. Riskli noktada yer alan, felç ve ölüme götürebilecek tümörün, ikinci evresinde olduğu anlaşıldı.


Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aykut Gökbel ve ekibi tarafından Şirin’e nadir olarak kullanılan bir yöntem uygulandı. Ameliyatta önce uyutulan Şirin, beyindeki tümör bölgesine ulaşıldığında anestezi ekibince uyandırıldı. Her tümör parçası alındığında hastadan el ve kollarının hareketliliği hususunda bilgi istendi. Bu sayede Şirin’in bir güç kaybı yaşayıp yaşamadığı tespit edildi. Kocaeli’de ilk kez yapılan ameliyat başarıyla gerçekleştirildi.


"Bana ’Ya ameliyat olacaksın ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler"


Uzun zamandır tümör sebebiyle günlük hayatında sorunlar yaşadığını kaydeden İlkay Şirin, "Günlük hayatımda kol kasılması sorunları yaşıyordum. Mesela belediye otobüsüyle gidiyordum, bir kadına elim çarpıyordu. İstem dışı hareketler oluyordu bende. Çok zor bir durum. Umuttepe Hastanesindeki başhekim bana, beynimin motor alanında lezyon olduğunu söyledi. Meğerse tümörmüş, tümör olduğunu bilmiyordum. Başka bir doktor bana, ‘İlkay bey eğer ameliyat olmazsanız bu sizi felç bırakır’ dedi. Doktorlarla konuştum. bana ‘Ya ameliyat olacaksın, ya da felç kalacaksın, sağ kolun tutmaz’ dediler. Kim olursa olsun o riski alırdı. Ya ölecektim, ya olacaktım" dedi.


"Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim"


Ameliyat esnasında uyandırıldığını belirten Şirin, "Ben zorlu ameliyat olduğunu bilmiyordum. Tahmini olarak 2 saat ameliyat masasında kaldım. Kafama dikiş atılırken hissetim. ’Herhalde kafa tasımı kesiyorlar’ dedim. Daha önce televizyon kanalında izlemiştim. Doktor hastayı ameliyat ediyor ve ona sorular soruyordu. Bende bunu yaşadım. Ameliyattan çıktıktan sonra rahatlık hissetim, o kasıntılar geçti. Doktorum Aykut Gökbel. Allah razı olsun. Başka doktorlar bana ’Kesin felç kalırsın’ demişti en son Aykut Gökbel hocamızı buldum" diye konuştu.


"Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu"


Tümörün yeri ve uygulanan teknik itibariyle beyin cerrahisinin zor ameliyatlarından birisi olduğu ifade eden Beyin Cerrahı Uzmanı Dr. Aykut Gökbel, "Bildiğim kadarıyla Kocaeli’de daha önce hiç yapılmamıştı, uyguladığımız bu teknikle Kocaeli’de yapılan ilk ameliyat oldu. Hastamız bize nöbet, kol ve bacakta titreme şikayetiyle geldi. 13-14 ay önce bu şikayetlerle başka merkezlere başvurmuş, orada çekilen MR’larında hastanın hareket merkezi dediğimiz motor alanında bir tümör saptanmıştı. Tümör yer itibariyle çok zor bir alandaydı çünkü çıkartılırken veya müdahale edilirken hastada bir takım geçici veya kalıcı felç bulguları yapma ihtimali vardı. Bundan dolayı takip edelim diye söylenmiş, bu takip sırasında hastanın nöbetleri sıklaşmış, bundan sonra çekilen MR’larında da tümörün yaklaşık 2 katına kadar büyüdüğü söylenmiş. Fakat yeri kollarını oynatan bir merkezin üzerine olduğu için ameliyatı çok riskli görülmüş ve tekrardan takip önerilmiş. Hastamız bize başvurdu, hastanemize geldi. Hastamızla konuştuktan sonra cerrahi önerdik. Anestezi ekibimizle birlikte bu tekniği birlikte konuştuk. Hastanemizde bunu yapabileceğimize karar verdiğimizde, hastaya bunu anlattık. Ameliyat esnasında yeni bir teknik uygulayacağımızı, bunun nasıl olacağını, onunla birlikte detaylarını net olarak konuştuk. Hastamızın tüm riskleri kabul edip ve bize de güvenmesi üzerine ameliyatı planladık ve ortaya koyduk, gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.


"Tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar, anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor"


Ameliyatın uyumlu ekip çalışmasıyla gerçekleştirildiğinin altını çizen Dr. Aykut Gökbel, sözlerini şöyle noktaladı:


"Ameliyat zor bir teknik çünkü ameliyat esnasında hasta uyutulup, tümör çıkarılma aşamasına geldiğinde tekrar anestezi ekibi tarafından uyandırılıyor. Tümör çıkarma aşamasına geldiğinde anestezi ekibimizle konuşarak onların hastayı uyandırıp, komutlarımıza yani uyaranlara, uyabilmesini sağlıyor. Anestezi ekibine burada büyük bir iş düşüyor ekibim bunu çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi. Hastaya ameliyat esnasında kolunu kaldırmasını, ayağını kaldırmasını, konuşmasını istedik, tam anlamıyla bunları gerçekleştirdi. Biz bu aşamada tümörün tamamını çıkarabildiğimiz yerlere kadar çıkarmaya çalıştık. O esnada bir arkadaşımız hastaya sürekli komut verdi. Bu sayede hastada bir güç kaybı olmadığını gördük. Bu ameliyat tekniğiyle daha güvenli oluyoruz. Hasta uyanık olmadığı zaman ameliyatta, ne kadar çıkardığımızı, beynin neresine dokunduğumuzu, dünyada gösterebilecek bir cihaz daha yok. Bu teknikle anlık, hastada bir kuvvet kaybı olup olmadığını görüyoruz. Hasta açısından da çok şanslıydık hastamız gerçekten bilinçliydi. Ameliyat esnasında strese girip genel durumu bozulabilirdi fakat hasta verdiğimiz komutlara harfiyen uydu. Elini kaldırdığımızda kaldırdı. Bacağını çektirdiğimizde çekti ve konuştu, nasılsın dediğimizde bütün sorularımıza cevap verdi"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhiselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” dedi. Mübarek üç ayların habercisi olan Regaib Gecesi dolayısıyla yurdun tüm camilerinde programlar düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki tarihi Ulu Camii’nde düzenlenen "Regaib Gecesi Özel Programı"na katıldı. Başkan Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazının ardından başlayan programda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi. Programda konuşan Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarının mukkaddes aylar olduğunu belirterek, “Bu üç ay içerisinde mübarek geceler vardır. İşte bu gece idrak ettiğimiz Regaib Gecesi, daha sonra Miraç Gecesi, yine Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. Ardından Şaban ayının yarısında yani 15’inde idrak edeceğimiz Berat Gecesi. Sonra Ramazan ayı başlı başına bir mukaddes ay; Kur’an ayı, bereket ayı, zekat ayı, hayır hasenat ayı Ramazan ayını daha da mukaddes hale getiren Kadir Gecesi ve sonra Ramazan Bayramı. Görüyorsunuz üç ay içinde her günü neredeyse her gecesi mübarek olan bu ayları idrak etmemizi sağlayan yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi. “Yaratılış gayemiz imtihan olmak” Başkan Erbaş, dünyada daha iyi Müslüman ve insan olmak, iyiliği yeryüzünde yayarak ve sonucunda bunlarla imtihan olmak için yaratıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “Allah ölümü de hayatı da bakalım ‘Hanginiz daha güzel amel işliyorsunuz, hanginiz en iyi işi yapıyorsunuz? Allah’ın hoşuna gidecek, Resulünün çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalacak. En güzel işleri yapıyorsunuz?’ diye sizi imtihan etmek için yarattı. Yaratılış gayemiz demek ki imtihan olmak. Bütün peygamberler bu hakikati gönderildikleri topluma anlatmak için vazifelendirilmişlerdir. Onlar Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu İslam’ı tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhisselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir. İslam’ı kabul eden insana ‘Müslim’ deniliyor. Peygamber Efendimiz insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam’ı kabul eden Müslüman’ı şöyle tarif ediyor; ‘Müslüman, diğer Müslümanların, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’” “İbadetler, daha güzel bir Müslüman olabilmemize vesiledir” Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman olabilmek için bazı vesilelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “İbadetler, hayır hasenat, Kur’an-ı Kerim’de bize emredilen o emirleri yerine getirmek, bizim daha güzel bir Müslüman olabilmemiz için bir vesiledir. Mübarek günler, geceler, Regaib, Miraç, Berat, Kadir ve Mevlid Gecesi, cuma ile bayram günleri bu mukaddes zamanlar bir vesiledir” diye konuştu. Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık, sonra aşağıların aşağısına çevirdik” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Esasında biz yaratılış olarak en güzel bir surette yaratılmışız. Bu şerefimizi inancımızla, ibadetlerimizle, iyiliklerimizle, hayır hasenatımızla vesilelere sarılarak muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi peygamber ve Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” Gençlerin, çocukların peygamber ahlakıyla yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Ahlaki ilkeler dediğimiz konuları hem kendimiz üzerimizde taşıyacağız hem de çocuklarımıza öğreteceğiz. Gençlerimizi Peygamber ahlakı, Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İslam aleminin güçlerini birleştirerek özellikle Gazze’de, Filistin’de çocuk, bebek, kadın demeden masum insanların üzerine bombalar yağdıran zalimlerin birbirine düşmesi için dua eden Başkan Erbaş, “Zalimleri ve onlara yardım edenleri kahruperişan eylesin inşallah. Bütün Müslümanlara birlik, beraberlik, kardeşlik ve uyanıklık nasip eylesin. Bu şekilde Ramazan ayına ulaşmayı hepimize nasip eylesin” dedi. Program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin yaptığı dua ile sona erdi.
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.