ASAYİŞ - 08 Kasım 2024 Cuma 20:48

İğneada sel davasında karar: İşletme sahibine 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi

A
A
A
İğneada sel davasında karar: İşletme sahibine 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi

Kırklareli’nin Demirköy ilçesindeki İğneada’da beldesi yakınlarında 6 kişinin can verdiği sel felaketine ilişkin yargılama karar çıktı. Kararda sanık Bülent B’ye “Bilinçli taksirle öldürme” suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilerek, tutukluluğunun devamına karar verildi.


Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde 5 Eylül 2023’te kuvvetli yağış sebebiyle Sisli Vadi’deki turistik bungalov evlerin olduğu bölgede sel meydana geldi. Selde bungalov evlerde tatil yapan doktor Selman Bağışlar ve eşi Mihriban Bağışlar, Suna Duman, emekli öğretmen Raile Şimşek, eşi Ahmet Baki Şimşek ile tesis müdürü Ümit Solmaz hayatını kaybetti.


Tutuklanan işletme sahibi Bülent B.’nin de aralarında bulunduğu 4 şüpheli için Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yedinci duruşma görüldü.


Duruşmaya, “Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma” suçundan 3 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Bülent B., tutuksuz sanık Cenan A., tutuksuz sanık Sevcan U. Büsra G. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile müştekiler Hüseyin Duman, Merve Sude Yaşa, Kadir Yaşa, Safiye Yaşa, Mehmet Han Yaşa, Emine Solmaz ve taraf avukatları katıldı.


Bir önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısı esas hakkında mütalaa vermişti. Mütalaada hayatını kaybedenler için ayrı ayrı “kast ile öldürme ihtimali" suçundan müşteki Kerem Şimşek, Hüseyin Duman ve Mila Duman’a yönelik “kast ile yaralama ihtimali" suçundan cezalandırılma talep edilmişti. Mütalaaya ilişkin sanık avukatları süre istemişti. Bu duruşmada sanık ve avukatları mütalaaya ilişkin savunma yaptı.


Sanık Bülent B. suçlamaları kabul etmediğini belirterek DSİ, Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünden görüş aldıklarını öne sürdü. Hiçbir bürokrat ile bağlantısı olmadığını ifade eden Bülent B. ceza alsa bile üst mahkemede beraat edeceğini söyledi.


Daha sonra müşteki Safiye Yaşa adalet istediklerini ifade ederek tepki gösterdi. Yaşa, “Babası Bahri de yıllar önce kendi kardeşini kalbinden vurmuş, yurt dışına kaçmış. Yıllar sonra Türkiye’ye dönerek kaçak yaşamış. Bunlar baba oğul katiller, çocukları da ileride katil olur. Ben Allah’a havale ediyorum” dedi.


Bunu üzerine sanık Bülent B’nin babası Bahri B. de müşteki Yaşa’ya tepki gösterdi. Mahkeme heyeti de duruşma düzeninin bozulmasından dolayı ara verdi. Daha sonra diğer sanık ve müştekiler ile avukatlar da savunma yaptı.


Duruşmada olan sanık Bülent B’nin babası Bahri B’nin kız kardeşi Nasibe A., adliye koridorunda ağabeyi tarafından ölümle tehdit edildiğini iddia ederek şikayetçi oldu.


Verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Karara göre sanık Bülent B’ye “Bilinçli taksirle öldürme” suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilerek, tutukluluğunun devamına karar verilirken, Cenan A. İle Büşra G. ise 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanık Sevcan U’ya ise adli kontrol hükümlerinin devam etmesine, bu kişilerin iki yıl turizm faaliyetinden men edilmesine karar verildi.


Öte yandan sanık yakınları ile müştekiler arasında adliye bahçesinde çıkan tartışmaya polis ekipleri müdahale etti.



İğneada sel davasında karar: İşletme sahibine 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bakan Tunç: "Hukuk devletinde şiddet olmaz, şiddeti destekleyeni, yargı önüne çıkarırlar ve yargı onlardan hesap sorar" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hukuk devletinde şiddet olmaz, şiddeti destekleyeni, hukuk devletinde yargı önüne çıkarırlar ve yargı onlardan hesap sorar. Bugün de yargımızın şiddeti teşvik edenlerle, teröre bulaşanlarla ilgili yaptığı soruşturmaları eleştirmek ve o konuda yetkili olan yargı mensuplarımızı, cumhuriyet savcılarımızı adeta tehdit eder vaziyette bir takım konuşmalar yapmak hiç kimseye yakışmaz" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Üniversitesi (BARÜ) tarafından 2017 yılında başlatılan bu yıl ilk kez uluslararası boyuta taşınan ARGE Proje Pazarı’nın kapanış programına katıldı. Bartın Karabük Üniversitesi tarafından, Azerbaycan Hazar, Azerbaycan Teknik, Uluslararası Saraybosna, Malezya Putra ve Özbekistan Semerkand Devlet Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği üniversitelerinin paydaşlığında düzenlenen proje pazarında yarışan birbirinden ilginç çalışmaları inceleyen Bakan Tunç, öğrencilerin yaptığı elektrikli araçla stantları gezdi. Daha sonra TAİ Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit’in yaptığı sunumu dinleyen Bakan Tunç, Türkiye’nin milli savunmada en büyük gücünün gençler olduğunu ifade etti. Yerli ve milli teknolojilerin üretiminde proje yarışmalarının da önemine değinen Bakan Tunç, kurulması için imza verenler arasında olduğunu Bartın Üniversitesi’nin kısa sürede elde ettiği başarıları nedeniyle emeği geçenleri kutladı. Yarışmaya katılan ve derece alan tüm herkesi tebrik eden Bakan Tunç, “Doğalgaz arayan sismik araştırma gemilerimiz, Karadeniz’de Milli gemilerimiz olmasaydı, biz o doğalgazı keşfedebilir miyiz. Mümkün değildi. Çünkü oralarda daha önce aramalar yapıldı, ihaleler yaptık, yabancılar paramızı aldı, boşuna aradınız ‘burada doğal gaz yokmuş’ dedi. Orayı, betonladılar, gittiler. Petrolde de böyle oldu. Ama şimdi kendi milli imkanlarımızla, kendi milli teknolojimizle arama yapıyoruz. Gabar’da petrol fışkırdı. Karadeniz’de hemen yanımızdaki Filyos’da doğalgaz. Milli enerji. Hepsi birbirine bağlı. Milli teknoloji. Yoksa ekonomideki bağımsızlığı nasıl elde edeceğiz. Teknolojide, enerjide ve katma değer üreten, üretimleriyle ilerlerse bir ülke, güçlü olur. Dünyada da hakkaniyeti ve adaleti daha güçlü savunabilir. İnşallah Türkiye bu yolda kesintisiz ilerlemesini sürdürecek. Bundan hiç şüpheniz olmasın” dedi. “15 Temmuz’da saldıranlarla, TUSAŞ’a saldıranların işverenleri aynı” Milli savunmada önemli bir yeri bulunan TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını hatırlatan Bakan Tunç, "Ne birlik ve beraberliğimizden, ne de savunma sanayi yatırımlarımızdan asla geri adım atmayacağız. Bunlar bizleri yıldıramaz. 15 Temmuz 2016’da da saldırdılar. Aynı, aynı el. Maşalar, farklı gibi görünüyor aslında maşalar da birbirinin aynı. O eli tutan maşalar da, artık deşifre oldu. 15 Temmuz gecesi saldıranlarla, 23 Ekim’de TUSAŞ’a saldıranlar, o taşeronların arkasındaki işverenleri aynı. Aynı noktadan kumanda ediliyor. Artık milletimiz bunun bilincinde ve bunun farkında. Bunun farkında olduğu için işimiz kolay. Bundan sonra o tuzakları boza boza yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu “Terörle mücadeleyi sürdüreceği” Bakan Tunç, terörle mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürüleceğine de vurgu yaparak, “Kardeşliğimize olan inancımızın daha da kuvvetlenmesine, kararlılığımız daha da pekişmesine, kimse engel olamayacak. Terörü, milli birlik ve kardeşlik ruhumuzu zedelemesine asla müsaade etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Terörle mücadelemizi sonuna kadar kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. "Terörün ülkemizin insanımızın huzuruna, güvenliğine, geleceğine kast etmesine kimse göz yummamalı. Hangi gerekçe olursa olsun hiç kimse, şiddeti teşvik eden unsurlara, uzantılarına, kesinlikle sıcak bakmamalı. Rıza göstermemeli" diyen Bakan Tunç, "Dünyanın hiçbir hukuk devletinde terör, şiddet ve şiddeti tespit kabul edilemez. Bu bizim anayasamızda da böyledir, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde de böyledir, Birleşmiş Milletler medeni ve siyasi haklar sözleşmesinde de böyledir. Terörü, hukuk devleti kabul etmez. Terörü destekleyeni, hukuk devleti kabul etmez. Demokratik ve hukuk devletinde şiddeti teşvik, şiddeti, savunma, şiddet yoluyla bir yere gelmeyi, demokratik hukuk devleti kabul etmez, şiddet suçtur, şiddeti teşvik suçtur. Terör uzantılarına destek vermek suçtur ve bu bütün dünyada böyledir, demokratik ülkelerde, hukuk devletlerinde. Anayasamıza 26. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10-11. maddelerinde. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesinde. Hukuk devletinde şiddet olmaz, şiddeti destekleyeni, hukuk devletinde yargı önüne çıkarırlar ve yargı onlardan hesap sorar. Bugün de yargımızın şiddeti teşvik edenlerle, teröre bulaşanlarla ilgili yaptığı soruşturmaları eleştirmek ve o konuda yetkili olan yargı mensuplarımızı, cumhuriyet savcılarımızı adeta tehdit eder vaziyette bir takım konuşmalar yapmak hiç kimseye yakışmaz. Eğer ‘demokratik hukuk devletine, tarafsız ve bağımsız yargıya inanıyoruz’ derseniz bunu yapmayacaksınız. O soruşturmaların sonucunu bekleyeceksiniz, o nedenle terörle mücadeledeki kararlılığımızı topyekun, birlik ve beraberliğimizi koruyarak inşallah savunmaya devam edeceğiz. Ne terörle arasına mesafe koyamayanların, ne de emperyalist güçlerin maşası olanların kardeşliğimizi asla bozmasına asla müsaade etmeyecek. Ne pahasına olursa olsun ülkemizin birliğini, dirliğini koruyacağız ve sonuna kadar bu mücadeleden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz” diye konuştu. Bakan Tunç’a konuşmasının ardından BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun tarafından hediyeler verildi. Ardından ise proje yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Ödül törenin ardından program sona erdi.