EKONOMİ - 06 Ekim 2024 Pazar 11:04

Alın teriyle gelen kazanç: Torlukçuların zorlu kömür mesaisi

A
A
A
Alın teriyle gelen kazanç: Torlukçuların zorlu kömür mesaisi

Kırıkkale’de mevsimlik işçiler, yerleştikleri ormanlık alanda zor şartlar altında mangal kömürü üretiyor. Bir sezonda 55 ton kömür üreten işçiler, Türkiye’nin farklı şehirlerine tonunu 22 bin liradan satarak ekonomik kazanç sağlıyor.


Diyarbakır’dan kilometrelerce yol kat ederek Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesindeki ormanlık bölgeye yerleşen Aksakal ve Kardelen aileleri, 7 ay boyunca zorlu şartlar altında çadırlarda yaşıyor. Aslen Mardinli olan aile, asırlık "konar-göçer" çadır geleneğini sürdürerek meşe odunundan mangal kömürü üretiyor. Mevsimlik işçiler, geçimlerini sağlamak için büyük emek harcıyor. Meşe odununun odun kömürüne dönüştürülmesi sırasında işçiler hem yoğun dumanla mücadele ediyor hem de uzun saatler boyunca sıcaklıkla başa çıkmak zorunda kalıyor.


"Torlukçular" olarak da bilinen kömür üreticileri, sabahın ilk ışıklarıyla ormanda odun kesimi için mesaiye başlıyor. Traktörlerle ocak sahasına taşınan odunlar, Orman İşletme Müdürlüğü’nün izin verdiği alanlardan kesilerek boyutlarına göre ayrılıyor. Ardından koni şeklinde dizilen odunlar, saman ve toprakla kaplanarak yaklaşık 400-500 derece ısıyla kömüre dönüştürülüyor. Kömürlerin kül olmaması için üretim sürecinde 24 saat nöbet tutuluyor. Bir sezonda yaklaşık 55 ton kömür üreten aile, mangal kömürünün tonunu 22 bin liradan toptancılara satıyor. Kömür üreticisi Engin Kardelen, üretim sürecinin zorlu ve emek gerektiren yanlarını İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Kardelen, kömür üretimi için birçok aşamadan geçtiklerini ve bu işin aile desteğiyle sürdürüldüğünü söyledi.



"Gece gündüz çalışmak zorundasın"


Ürettikleri meşe kömürlerini Türkiye’nin her yerine gönderdiklerini ifade eden Kardelen, "Biz meşe kömürü üretiyoruz. İhaleleri devletten alıyoruz. Kesimini yapıyoruz, buduyoruz, taşıyoruz, çatıyoruz, topraklıyoruz, sonra ateşe veriyoruz. Bunun yanma süreci 15-20 gün sürüyor. Kömür olduktan sonra bunları Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz. Bizim de hayatla mücadelemiz böyle. Bu iş aileyle yapılıyor. Tek başına zaten yapamazsın. Gece gündüz çalışmak zorundasın. Sabahın erken saatlerinden akşamın karanlık saatlerine kadar çalışıyoruz. Bunun nöbeti de var. Gece boyunca da yatamıyorsun. Başında beklemek zorundasın, yoksa emeğin hepsi kül olur gider" dedi.



"Tonu 22 bin liradan satılıyor"


Diyarbakır’dan Kırıkkale’ye çalışmak için gelen Şaban Aksakal ise meşe kömürü üretiminin uzun bir süreç olduğunu belirterek, "7 ay boyunca buradayız. İlkbaharda çalışmaya başladık. 5 ayımız doldu, 2 ay daha buradayız. Tonu 22 bin liradan satılıyor. En fazla 55 ton kömür çıkartıyoruz" ifadelerini kullandı.



Alın teriyle gelen kazanç: Torlukçuların zorlu kömür mesaisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Bu çorbacı elinin lezzeti kadar kravatlarıyla da dikkat çekiyor Yozgat’ta ‘kravatlı çorbacı’ olarak da bilinen işletme, çorbalarının lezzeti kadar ustanın kravatlarıyla da dikkat çekiyor. Yozgat’ta senelerdir aile mesleği olan lokanta işletmeciliğini sürdüren Mahmut Okhan, elinin lezzeti kadar iş yerinde sergilediği kravatlarıyla da ilgi çekiyor. Sürekli kravat takan Okhan, “6 kardeşiz, hepimiz de bu şekilde lokanta işletiyoruz. Duvarda fotoğrafları bulunan kişiler atalarımız. Tarihi resimlere, Yozgat tarihine ve Osmanlı Devleti’ne karşı da büyük bir ilgim var. Böyle bir yer açmak senelerdir hayalimdi. Allah nasip etti. Çok da mutluyum böyle bir iş yerim olduğu için. İş yerimizde ezogelin, mercimek, kelle paça gibi çorba çeşitlerimiz ve sulu yemek çeşitlerimiz var” ifadelerini kullandı. “Kravatımı bir tek uyurken çıkarıyorum” Okhan, “Kravatı ortaokuldan beri çoğu öğrenci takmayı sevmez ama ben büyük bir özenle takarım. Kendi ütümü kendim yaparım. Temizlik, titizlik hastalığı var bende. Evimde gardırobumda sakladığım kravatlarım da var. Buraya ancak bu kadarı sığdı. Temiz ve titiz çalışmak benim prensibim. Kravatlının çorbacısına gidelim, diyerek benim iş yerimi tavsiye ederler. Kravatımla temizliğimi bağdaştırırlar. Duvarda asılı olan kravatlarım müşterilerimizin de dikkatini çekiyor. Fotoğraf çektirenler oluyor. ‘Kravatla çorba mı yapılırmış’ diyenler oluyor. Ben de bu ilgiden çok memnunum” dedi. Müşterilerden Abdurrahman Erdoğan, “İşletme sahibi arkadaşımdır. Öncelikle tercih etme nedenim bu. Arkadaşım işini severek yapıyor, müşterilerine karşı güler yüzlü. Bu giyim kuşamından da anlaşılıyor. Fırsat buldukça geliriz. Hizmetlerinden memnunuz” diye konuştu.
İzmir İlaçlama faciası sonrası 1 yaşındaki Altay Toprak bebeğe acı veda: “Oğlumu öldürdüler” İzmir’in Konak ilçesinde, bir apartmanda tahta kuruları nedeniyle yapılan ilaçlama sonrası fenalaşan ve sonrasında hayatını kaybeden 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı, gözyaşlarıyla toprağa verildi. Cenazede dakikalarca minik tabuta sarılan anne Raziye ve baba Recep Kınalı gözyaşlarına boğuldu. Acılı baba, “Oğlumu öldürdüler. O bir melekti, toprak geldi, toprak gidiyor” dedi.Konak ilçesi Kahramanlar Mahallesi’nde, 12 Kasım 2024 Salı günü bir binanın 3. katında tahta kuruları nedeniyle ilaçlama yapılmış, 1 yaşındaki Altay Toprak Kınalı isimli bebek hayatını kaybetmiş, anne ve baba ile bazı vatandaşlar ise hastanelik olmuştu. Minik Altay Toprak bebek için Kahramanlar Camii’nde öğle namazını müteakip cenaze töreni düzenlendi.Baba ve anne dakikalar boyunca tabuta sarıldı: “Oğlumu öldürdüler”İlaçlama sonrası fenalaşarak hastanede tedavi gören ve taburcu edilen anne Raziye Kınalı ve baba Recep Kınalı, dakikalarca bebeklerinin minik tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Acılı baba Recep Kınalı, “Oğlumu öldürdüler. O bir melekti, toprak geldi, toprak gidiyor” dedi. Cenazede acıya daha fazla dayanamayan anne Raziye Kınalı ise baygınlık geçirdi.Minik bebeğin cenazesi, kılınan cenaze namazını ardından toprağa verildi.Öte yandan, ilaçlama firmasından 3 kişinin ise gözaltı işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Sakarya Atıklar ilham veren ellerde ‘sanat’ olarak hayata dönüyor 2025 eğitim yılında çevre dostu bir projeye daha imza atıyor. ‘Geri Dönüşüm Atölyesi’ adı altında yürütülen sıfır atık projesi, kağıt atıkları birer sanat eserine dönüşmesini sağlıyor. 60 kursiyer bu atölyede kağıt ve ambalaj çöplerini sepet, saksı, abajur gibi eserler olarak hayata geri kazandırıyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, SAMEK ‘Geri Dönüşüm Atölyesi’ ile geri dönüşüm ve sıfır atık bilincini yayarak kursiyerlere atık malzemeleri sanatsal ve pratik ürünlere dönüştürme fırsatı sunuyor. Atölye, kaynakların verimli kullanılmasını ve atık miktarının azaltılmasını hedefleyen derslerle hem çevreye hem de topluma katkı sağlıyor. Kağıt atık ve ambalaj yapımı üzerine gerçekleştirilen bu derslerde, toplamda 60 kursiyer gazetelerden sepet, saksı, abajur gibi çeşitli ev dekorasyon ürünleri tasarlıyor. Böylece kağıt atık, işlevsel ve estetik değeri olan eşyalara dönüştürülerek yeniden hayat buluyor. “Keyifle faydalanıyorlar” Atölye eğitmeni Meral Erdem, “Atık gazete ve kartonları yeniden işleyerek saksı, sepet, supla gibi evde kullanılabilecek pek çok ürün üretiyoruz. Atölyemize katılan öğrenciler hem bütçe dostu olduğu hem de sosyalleşme fırsatı sunduğu için bu çalışmalardan keyifle faydalanıyorlar” dedi. “Yeteneklerimi keşfediyorum, güzel ürünler ortaya çıkarıyoruz” Ev hanımı Ceyda Çelik, “Evde oturup televizyon programları izleyerek boş vakit geçireceğime buraya gelerek yeni arkadaşlıklar kuruyor yeteneklerimi keşfediyorum. Buradaki hocalarımız çok yetenekli boş zamanlarımızı çok iyi bir şekilde değerlendirmemizde yardımcı oluyorlar” derken 65 yaşındaki İlknuz Özoğlu, “3 yıldır SAMEK kurslarına geliyorum. Burada benim için en önemlisi, kağıtlardan elde ettiğimiz, dönüştürdüğümüz ürünlerin çevremiz tarafından beğenilmesi. Kurslar sayesinde çok fazla arkadaş edindim. Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim” diye konuştu. 57 yaşındaki kursiyer Filiz Kömürcü ise, “Burada çevremiz büyüyor yeni arkadaşlıklar kuruyoruz. Sosyalleşmenin yanı sıra burada atık malzemelerden çok güzel ürünler ortaya çıkartıyoruz. SAMEK kurslarını açarak kendimizi geliştirmemizi, meslek edinmemizi ve sosyalleşmemizi sağladığı için belediyemize ve hocalarımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “Değer katacak” Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Sıfır atık bilincini tüm topluma yaymak ve geri dönüşümün güzel bir yanını ortaya çıkarmak amacıyla bu projeyi hayata geçirdik. SAMEK bünyesindeki Geri Dönüşüm Atölyesi, kaynakların sürdürülebilirliğine katkı sağlamak adına önemli bir adım. Kursiyerlerimizin hem çevreye hem de kendilerine yeni değerler katacak bu sürece ilgi göstermesinden mutluyuz,” denildi. Ortaya çıkarılan eserlerin dönem sonunda bir sergiyle Sakaryalıların beğenisine sunulması hedefleniyor.