POLİTİKA - 22 Şubat 2023 Çarşamba 20:21

Bakan Kurum: "Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut seferberliği başladı"

A
A
A
Bakan Kurum: "Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut seferberliği başladı"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut seferberliğinin başladığını belirterek "Kahramanmaraş merkezli depremlerde 507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespitini yaptık.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut seferberliğinin başladığını belirterek "Kahramanmaraş merkezli depremlerde 507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespitini yaptık." dedi.



Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kilis’te gerçekleştirilen toplantının ardından basın açıklamasında bulundu. Bakan Kurum, "Bugün depremin 17. günündeyiz. Depremin yıkıcı etkisini bizzat hisseden şehirlerimizden birisi de Kilis oldu. Depremde vefat eden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Millet olarak hepimizin, hepinizin başı sağ olsun. Devletimiz 1. dakika itibariyle, tüm kurum ve kuruluşlarıyla beraber deprem bölgesinde, bir seferberlik şuuruyla kardeşlerimiz için çalışıyor" diye konuştu. Depremin ilk anından itibaren Gaziantep’te olduklarını, buradaki arama kurtarma, insani yardım ve hasar tespit çalışmalarından sonra gittikleri her bölgede hem hasar tespit çalışmalarını incelediklerini, hem de yeni konutların inşa edileceği yerleri belirlediklerini söyleyen Bakan Kurum, "Artık yeniden inşa ve ihya dönemindeyiz. Ülke ve millet olarak depremin yaralarını en doğru şekilde sarıyoruz. Devletimiz hasar tespit, insani yardım, geçici barınma alanlarının inşası ve yeni konutların inşası noktasında 11 ilimizde çalışmalarını en hızlı şekilde yürütüyor. Biz de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak her bir kardeşimizi yeni sıcak yuvalarına kavuşturmak için, tüm ekibimizle gece gündüz demeden çalışıyoruz" şeklinde konuştu.



"507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik"


Hasar tespit çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Kurum, vatandaşların acil ihtiyaçlarına hızlıca cevap verirken, barınma ve diğer sorunlarını da kalıcı olarak giderecek adımlar attıklarını söyledi. Bu noktada hedeflerinin bir yandan geçici barınma alanlarını inşa ederken, diğer yandan da hasar tespitleri bir an evvel nihayete erdirmek olduğunu söyleyen Bakan Kurum, şöyle devam etti:


"Deprem bölgesindeki her yerde, 7 bin 350 uzman personelimiz harıl harıl çalışıyor. Şu ana kadar toplam 4 milyon 371 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 188 bin binayı inceledik. 507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Kilis’imizde de 1.575 binada 2.366 bağımsız bölümü yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Hasar tespit noktasında şunu da ifade etmek isterim. 6.4 lük depremden sonra Antakya, Defne ve Samandağ’da bugüne kadar incelenmiş olan; 43.624 bina ve 125.187 bağımsız bölümden oluşan; orta hasarlı, az hasarlı, hasarsız tüm yapıları tekrar inceleyeceğiz. Yine diğer bölgelerden talep oldukça oralarda da tekrar tespit yapacağız. Bir yandan tespitler devam ederken, tabi bir yandan da biz, konutları, iş yerleri ve kültürel varlıklarıyla şehirlerimizin ihyasına başlamış durumdayız."



Bugün yeni yuvaların inşası noktasında çok önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatan ve Türkiye’nin önde gelen “inşaat malzeme sektörü” temsilcileriyle ve dernekleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Bakan Kurum, "Orada kendilerine de ifade ettim. Tüm yapı sektörümüzle el ele verip, bu zorlu süreci milletimizin lehine en doğru şekilde yöneteceğiz. Sektörümüz de bu konuda sorumluluk alacak. Bu iradeyi de sektör temsilcilerimiz toplantıda ortaya koydular. Biz hep birlikte hareket etmek zorundayız. Milletimizin menfaatleri doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Çünkü depremzede kardeşlerimizi bir an önce sıcak yuvalarına kavuşturmak hepimizin üzerine vazifedir. Bu kararlılığı da hep birlikte ortaya koyduk. Aksi bir durumu hep birlikte takip edeceğiz ve asla fiyat artışlarına izin vermeyeceğiz. Bunu da bütün kamuoyunun bilmesini isterim. Ben bu anlamda sektör temsilcilerimize de hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum." diye konuştu.



"2 ay içerisinde, 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere toplam 270 bin vatandaşımızı ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için inşa çalışmalarımıza başlıyoruz"


Dün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve Bakanlık olarak 200 bin konutun, tüm mikro-bölgeleme, jeolojik ve zemin etütlerini tamamladıklarını ve buna göre yer seçimini yaptıkları alanlarda, ilk konutların sözleşmelerini imzaladıklarını söyleyen Bakan Kurum, bu çerçevede Gaziantep Nurdağı’nda 456, İslahiye’de 399, Adıyaman Kâhta’da 297, Kilis Merkez’de 645 olmak üzere toplam 1.797 yeni yuvanın sözleşmelerini imzaladıklarını ve inşa sürecine başladıklarını kaydetti. Bugün de Adana Sarıçam’da 590, Gaziantep’te 600, Hatay Altınözü’nde 364, Kahramanmaraş Afşin’de 501, Pazarcık’ta 518, Şanlıurfa Birecik’te 534 olmak üzere, 3.107 yeni yuvamızın sözleşmelerini tamamladıkları bilgisini veren Bakan Kurum, yapım aşamasına geçtiklerini belirterek "Şehir merkezlerimizi nasıl 1 yıl içerisinde ayağa kaldıracaksak, köylerimizi de bu süreçte ayağa kaldıracağız. Bu çerçevede ilk etapta Osmaniye’de 1361, Adana’da 701, Adıyaman’da 8 bin 21, Diyarbakır’da 2 bin 927, Elazığ’da 386, Hatay’da 14 bin 141, Kahramanmaraş’ta 12 bin 135, Malatya’da 17 bin 990, Şanlıurfa’da 2 bin 54, Gaziantep’te 9 bin 130, Kilis’te 1002 olmak üzere toplamda 70 bin köy evimizi ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla yaparak hak sahiplerine teslim edeceğiz. 2 ay içerisinde, 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere toplam 270 bin vatandaşımızı ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için inşa çalışmalarımıza başlıyoruz. İlerleyen günlerde diğer konutlarımızla ilgili müjdeleri de milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.



"Ben yeni yuvalarımız, yeni köy evlerimiz şimdiden hayırlı olsun diyorum"


Dünkü konut sözleşmelerinden sonra, artık 11 ildeki Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konutu seferberliğinin fiilen başladığını söyleyen Bakan Kurum, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu dönüşümle birlikte şehirlerimizin geleceğini, 100 yılını planlayacak ve afetlere karşı dirençli şehirleri hep birlikte kuracağız. Çevre düzenlemesiyle, parklarıyla, bahçeleriyle, camileriyle ve okullarıyla, sosyal donatı alanlarıyla vatandaşlarımıza yeni yaşam alanlarını teslim edeceğiz. İnşallah, ardı ardına, diğer il ve ilçelerimizde de sözleşmelerimizi yapmaya devam edeceğiz. Zemin artı 3-4 katı geçmeyecek şekilde inşa edeceğimiz tüm konutlarımızı süratle tamamlayacağız, 1 yıl içerisinde yeni yuvasına kavuşmayan tek bir depremzede kardeşimiz kalmayacak. Evlerimizi inşa edene kadar hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz. Eşya, taşınma, kira yardımı gibi tüm yardımları yapacağız. Konteyner kentlerde kalmak isteyen vatandaşlarımız için de altyapı çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Milletimiz müsterih olsun. Maddi-manevi vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını devletimizin tüm imkanlarıyla karşılayacağız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Atakum’da tarihi zirve Samsun’un Atakum Belediyesi’nin gerçekleştirdiği sempozyumda bir araya gelen bilim insanları, tarihe ışık tutacak çok sayıda eserin yasa dışı yollardan yurt dışına çıkarıldığını belirterek tarihi eser kaçakçılığıyla dikkat çektiler. Atakum Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘Atakum’un Tarihi Geçmişi ve Turizme Katkıları’ konulu sempozyumda, Türkiye’nin önde gelen akademisyenlerini Atakum’da bir araya geldi. Ata Sahne’de üç oturum şeklinde gerçekleştirilen konferansın ilk bölümü ‘Arkeoloji’ başlığı altında Arkeolog Prof. Dr. Sümer Atasoy başkanlığında gerçekleştirildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesinden (OMÜ) Doç. Dr. Atila Türker, Arş. Gör. Dr. Michael Deniz Yılmaz ve Arş. Gör. Dr. Ali Emre İşlek Atakum’un tarihini ve arkeolojik özelliklerini değerlendirdi. "Metropol kültürü" Atakum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Şeref Aydın programda, Atakum Belediyesi Turizm Eylem Planı’nı sundu. Aydın, konuşmasında kentin tarihi ve turizm özelliklerini yansıtacak çok sayıda proje için çalışma başlattıklarını belirterek, “Atakum’un kendi iç dinamizmi var. Atakum’da yerleşik insanların prototipi, Türkiye’nin her yerinden ve her coğrafyadan aktarılan kültür bizim zenginliğimiz. O yüzden, Atakum’a metropol kültür açısından bakmak daha doğru olacaktır. Atakum’un bir Atatürk müzesi olacak. İkinci olarak kent müzesi için hazırlık yapıyoruz. Biz, ona Matasyon diyoruz. Yerel tarih müzesi olması lazım çünkü kentin yerel hafızası en önemli hafızadır" dedi. "6 yıl önce Atakum’da insanlar vardı" Arkeolog Prof. Dr. Sümer Atasoy’un yönetiminde gerçekleştirilen ‘Arkeoloji’ konulu oturumda, bilim insanları kent tarihi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. OMÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atila Türker, Atakum Dombalak Tepe’de 2021-2022 yıllarında gerçekleştirdiği kazı çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Samsun’da çok az yapılan arkeolojik kazılardan bir tanesi de Dombalak Tepe Türkiye’de sadece bir ilde 20 kazı yapılmış illerimiz var. Samsun genelinde bu sayı çok az. Dombalak Tepe’de yaptığımız kazılarda, iki ana döneme ulaştık. Bunlardan bir tanesi Demir çağı, diğeri de Kalkolitik çağ. Atakum’un tarihi radyokarbon verilerine göre net bir şekilde milattan önce 4 bin 500 yılına kadar geri gidiyor. Ama aslında yüzey araştırmalarında derlediğimiz bulgular gösteriyor ki, biraz daha erkene gidebilecek potansiyele sahip yerler var. Bunlar maalesef o anlamda henüz araştırılamadı. Belki devam eden araştırmalarda bu keşifler gerçekleşir. Dombalak Tepe’nin Kalkolitik çağdaki yerleşim mantığı daha çok bir yaylacı, bir geçici yerleşim şeklinde gözüküyor. Yani bölgede yaşayan gruplar buraya yayla tarzı amaçla gelmişler ve değişik üretimler yapmışlar. Ürünlerini değerlendirmek için, mevsimlik olarak belki de kışın tekrar köylerine dönerek yaşamlarını sürdürmüşler. Günümüzden yaklaşık 6 bin yıl önce burada insanlar vardı. Daha çok ahşap mimari tercih edilmiş. Çok sayıda fırın, ocak yerleri var. Çok fazla ocağın, fırının olması burada üretim yapıldığına işaret. Bulduğumuz bakır kapların, bakır oranları oldukça yüksek. Yüzde 94, bu da ham bakır olduklarını gösterir. Bu dönemde derin galerilere girme, kazma şansları yok. Daha çok açık alanlarda bulabilecekleri malahitleri, tercih etmiş olmaları gerekir" diye konuştu. "159 tarihi eser, 32 yeni sit alanı kazandırdık" Arş. Gör. Dr. Michael Deniz Yılmaz, 2022 yılından itibaren gerçekleştirdiği arkeolojik kazılarla ilgili “Üç yıllık araştırmamız sonucunda Samsun Arkeoloji Müzesi’ne toplamda, 159 tane arkeolojik eser kazandırdık. Samsun iline 32 tane yeni sit alanı, Atakum ilçesine de 19 tane yeni sit alanı kazandırdık. Atakum’da Çatmaoluk Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Akalan Kalesi’ni merkez alarak 10 km yarıçaplı çevresinin İlkadım ilçesini içeriye alan sınırı içerisinde, arkeolojik çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Akalan Kalesi bir kale değil, bir kent. Kale denmesinin nedeni büyük surları, kaleleri. Bunlar kenti akropolis olarak ifade ettiğimiz önemli yapılarının bulunduğu alanı, savunmak için çevreleyen sur duvarıdır. Kentin güney kısmında bir konut alanı, akropolisin kuzey kesiminde ikinci bir konut alanı ve burada akan Kılıç Deresi’nin kuzeyinde üçüncü bir konut alanı olduğunu tespit ettik. 300/70 metre olarak bilinen Akalan Kalesinin aslında 600/800 metrelik bir alan kapladığını, bu boyutlarla Demir Çağı için konuştuğumuz zaman Batı Anadolu’daki kent devletleriyle, yarışacak boyutlara ulaştığını fark ettik. Akropolisin iki farklı evresi olduğunu özellikle birinci evrenin, tunç çağlarına kadar hatta kalkolitik çağa kadar gittiğini ve buranın aslında bir höyük olarak başlayarak sonradan bir kent haline geldiğini görüyoruz" şeklinde konuştu. "Çok sayıda tarihi eser kaçırıldı" Arş. Gör. Dr. Ali Emre İşlek Atakum Akalan bölgesinde, kantin tarihine ışık tutacak birçok eserin yurt dışına kaçırıldığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “2023 senesinin şubat ayında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı nezdinde bir başvuruda bulunduk. 16 adet eserin, kesin olarak yurt dışına kaçırıldığına dair kuvvetli bulgular olduğunu beyan ettik. Tereddütte kaldığımız iki adet parça vardı. Onun da yine Akalan Kalesi ve çevresinden kaçırıldığına dair kuvvetli bulgularımız var. Kabaca 18 adet parçadan bahsedebiliriz. Bu parçaların Almanya’daki iki müzede Münih ve Dressen kentlerindeki müzelerde ve Fransa’nın Paris şehrinde herkesin yakından bildiği Louvre Müzesi kataloglarında bulunduğunu görmekteyiz. Münih’teki Müze’de yaklaşık dört adet eserin bulunduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Eserlerin, Osmanlının son döneminin bitiminde ve Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda müze envanterine eklendiğini görüyoruz. Dressen’deki müzede ise on adet Akalan Kalesi çıkışlı parça olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Bu eserlerin ne zaman envantere geçirildiğine dar kayıtlara katalogda yer verilmemiş. Paris’teki Louvre Müzesi’nde Geç Osmanlı Döneminde eski eser kaçakçılığının ayyuka çıktığı dönemde, 1910’lu yıllarda eserlerin kataloğa dahil edildiğini görüyoruz.” "Tarihe ışık tutacak eserler yurt dışında" Prof. Dr. Sümer Atasoy da tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili “Kaçakçılık günümüzde de devam ediyor. Halen pek çok tarihi eser yurt dışına kaçırılıyor. Samsun’dan kaçırılan çok değerli eserler var. Bunlardan bir tanesi bir gladyatörün mezar taşı, Belçika’da bulunuyor. Böylece Amisos’ta milattan sonra birinci ikinci yüzyılda bir arena olduğunu, gladyatör savaşlarının olduğu anlıyoruz. Gladyatörün orada ismi de var. Londra’da British Museum’un karşısında sırayla antikacı dükkanları vardır. Anadolu’dan kaçırılmış pek çok eser satılır. 1960’larda, üniversiteden mezun olduktan sonra on yıl arkeoloji müzesinde çalıştım. Biz, mali polisle tarihi eser yakalamak için bazı antikacıları basmaya giderdik. Genelde beni gönderirlerdi genç olduğum için, çok şey öğrendim" ifadelerini kullandı.
Mersin Mersin’de hayırsever iş insanı her biri 24 derslikli 2 okul yaptıracak Mersin’de, Vali Ali Hamza Pehlivan’ın himayesinde, hayırsever iş insanı Şeref Aydoğan ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında okul yapım protokolü imzalandı. Aydoğan ailesi tarafından, Tarsus ilçesi Sucular Mahallesi’nde her biri 24 derslikli toplam 48 derslikten oluşan ilkokul ve ortaokul binası inşa edilecek. Valilik toplantı salonunda düzenlenen imza töreninde konuşan Vali Pehlivan, "Bugün çok güzel ve hayırlı bir iş için bir aradayız. İlimizde okul yaptırmak üzere destek veren hayırsever Şeref Aydoğan ve ailesi ile protokol imza törenimizi gerçekleştirdik. Protokol kapsamında Aydoğan ailesi, Tarsus ilçemizde 2 okul yaptıracak. Aydoğan ailesi, ilkokul ve ortaokul binası şeklinde her biri 24 derslik olmak üzere toplamda 48 derslikli 2 okulu, ilimize ve milli eğitim hizmetlerine kazandıracak" dedi. İş insanı Şeref Aydoğan ile eşine ve çocuklarına gösterdikleri duyarlılık, hassasiyet ve yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür eden Pehlivan, "Kendileri, ailece çok önemli bir adım attılar. Elbette devletimiz yıldan yıla Milli Eğitim Bakanlığımızın yatırım programları çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın himayelerinde her geçen yıl yeni okullar inşa ediyor. Özellikle de 6 Şubat’ta yaşanan deprem ve depremlerden ilimizde de çok sayıda okulumuz etkilendi. Depremden etkilenen okulları boşaltmak ve yıkmak durumunda kaldık. Hızlı bir şekilde okul yapım ve onarım çalışmalarını başlattık. Milli Eğitim Bakanlığımıza tekliflerimizi yaptık. Birçoğu yatırım programına girdi, bazı okullarda güçlendirme, bazılarında da yık yap yöntemiyle yeni okullar inşa ettik ve inşa etmeye de devam ediyoruz. Deprem sonrası 1,5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde rekor sayılabilecek bir hızda 66 okulumuzun yapımını tamamladık ve eğitim öğretim hizmetleri verilmeye başlandı. Diğer okul inşaatlarımız da hızlı bir şekilde devam ediyor" diye konuştu. "Güzel bir örneğe tanıklık ediyoruz" Yeniden okul yapımı ve güçlendirme çalışmaları devam ederken, Mersin Valiliği olarak çeşitli platformlarda hayırseverlere çağrılarda bulunduklarını dile getiren Pehlivan, şöyle konuştu: "Valiliğimizin koordinasyonunda devam eden okul yapım çalışmalarına ortak olmalarını arzu ettik. Bugün, hep birlikte bu konuda güzel bir örneğe tanıklık ediyoruz. Bu sürece çok değerli bir katkı almış oluyoruz. Hayırseverimizin katkıları ile yapılacak olan 2 okulumuzun inşaatlarını da inşallah kısa sürede tamamlayıp eğitim öğretim hizmetlerine kazandıracağız. Hayır alanında, hayır konularında adım atmak hem onu yapanları sevindiriyor, hem de içinde yaşamakta olduğumuz toplumumuzu ve ülkemizi sevindiriyor. Elbette devletimiz, milletimiz adına her alanda gerekli adımları atmaktadır. Özellikle imkanı olan vatandaşlarımızın, eğitim gibi alanlarda doğrudan adım atması, bu konuda devletimizin ilgili birimleriyle iş birliği yapmak suretiyle bu tür güzel yatırımlara vesile olması da ayrı bir önem ve kıymet ifade ediyor, takdire değer bir tablo ortaya çıkıyor." Pehlivan, imkanı olan vatandaşlara gerek eğitim, gerek sağlık, gerek gençlik spor gerekse diğer alanlarda imkanlarını paylaşma çağrısında bulundu. "Herkesin desteğini bekliyoruz" İş insanı Şeref Aydoğan da eğitim ve öğretime destek vermekten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Bizler gelecek nesillerimize bir nebze olsun katkıda bulunmak için böyle bir girişimde bulunduk. İnşallah bu bir başlangıç olur ve Rabb’im tamamına erdirir. Bundan sonraki süreçte de herkesin desteğini bekliyoruz. Şahsım ve ailem adına valimiz başta olmak üzere hayra teşvik eden, ilgi gösteren, destek veren herkese çok teşekkür ediyorum" dedi. İmza törenine Tarsus Kaymakamı Mehmet Ali Akyüz, Hayırsever İş İnsanı Şeref Aydoğan, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Kutlutekin Baş, Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Anteplioğlu, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Mersin Şube Başkanı Mehmet Sait Kayan, Şeref Aydoğan’ın çocukları Serpil Aydoğan ve Halil Aydoğan da katıldı.