POLİTİKA - 22 Aralık 2023 Cuma 14:39

MHP Genel Başkan Yardımcısı Özdemir: "Türkiye aleyhinde dezenformasyon faaliyetleri dikkat çekici şekilde artmıştır"

A
A
A
MHP Genel Başkan Yardımcısı Özdemir: "Türkiye aleyhinde dezenformasyon faaliyetleri dikkat çekici şekilde artmıştır"

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM Genel Kurulunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve İletişim Başkanlığı bütçeleri üzerinde konuştu. MHP’li Özdemir; “Zaman zaman gerçekleştirilen suçu ve suçluyu meşru gösteren, yalan ve iftira yüklü yayınlarla kamuoyunu yönlendirmeyi amaç ve alışkanlık edinen, Türk aile yapısını hedef alan ve sapkın akımlara yol açan yayıncılık faaliyetleri karşısında daha hassas olunmalı, Türk Milleti’nin değerleri korunmalıdır" dedi.


İçerisinde bulunduğumuz çağda bilgi, bilgiye kolay erişim, bilginin doğruluğu ve yerinde kullanımının devletler ve organizasyonlar için en önemli konuların başında geldiğini belirten Özdemir; "Bir başka ifadeyle kurumlar arası ilişkiyle beraber devlet ile toplum ve devletlerarası ilişkinin sağlıklı bir zeminde yürüyebilmesi için güçlü ve işlevsel bir iletişim stratejisine ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı. Son zamanlarda Türkiye aleyhinde dezenformasyon faaliyetleri dikkat çekici şekilde arttığını ifade eden Özdemir; “Yalan, yanlış, yanıltıcı ve yönlendirici haberlerle Türkiye, uluslararası medya organları, düşünce kuruluşları ve terör örgütleri tarafından karalanmaya çalışılmaktadır. Türkiye’nin attığı adımların dış müdahalelere ve manipülasyonlara açık hâle gelmemesi, dünya kamuoyuna Türkiye’nin tezlerinin en doğru ve hızlı şekilde anlatılabilmesi için İletişim Başkanlığının teknolojik, fiziki ve insan gücünün güçlendirilerek ilgili kurumlarla yetki çatışması oluşmayacak bir eş güdüm içerisinde faaliyetlerinin sürdürülmesi sağlanmalıdır” dedi. “Basın yayın kuruluşlarımızın sorunlarının çözümlenmesi demokrasimiz açısından önem arz etmektedir” diyen Özdemir, özellikle de yerel medyanın son dönemde yaşadığı zorluklar üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini ifade etti. Yerel medyaya uygun şartlarda kredi desteği verilmesi, desteğin teknolojik gelişimi ve yatırım ihtiyaçları göz önüne alınarak uzun vadeli olması ve sektörde istihdamı desteklemesinin önemli olduğunu vurgulayan Özdemir; “Özellikle, reklamlar ile resmî ilanlara uygulanan vergilemede, gazete kâğıdı, gazete mürekkebi ve kalıp gibi ürünlerin gümrük vergilerinde gazetelere kolaylıklar getirilmesi özgür basına anlayışına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Anadolu medyasının basın ahlakına sahip, tarafsızlık ilkesine bağlı ve objektif şekilde faaliyetlerini sürdürebilmesi için özel destek programlarının uygulamaya konulması ve yerel medyaya kamu reklamlarından daha fazla pay verilmesi gerektiğine de değinen Özdemir; “6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin etkilediği illerimiz de düşünüldüğünde özellikle yeni kurulan gazeteler için şart olan Basın İlan Kurumundan ilan ve reklamların alınabilmesi için gerekli bulunan üç yıllık yayın şartının yerel gazeteler için yeni bir düzenlemeyle bir yıla indirilmesi faydalı ve destekleyici bir adım olacaktır.” ifadelerini kullandı. Türkiye aleyhine faaliyet yürüten çevrelere yönelik ülkemizin medya diplomasisine katkı sağlamak noktasında belirli şartları sağlayan gazetecilere yeşil pasaport alabilme imkanı sağlanması gerektiğini belirten Özdemir; "Medya mensuplarımızın, başta FETÖ olmak üzere Türkiye aleyhine faaliyet yürüten çevrelere yönelik ülkemizin medya diplomasisine katkı sağlamada üstlendiği veya üstlenebileceği değerli destekler göz önüne alındığında, belirli şartları sağlayan gazetecilerimizin yeşil pasaport alabilme imkânına da bir an evvel kavuşmaları gerektiği inancını taşıyoruz” diye konuştu. Medyanın sahip olduğu potansiyel ile faaliyet gösterdiği sahalarda insanların bilgi ve haber edinmelerine imkan sağlayan en önemli araçların başında geldiğini belirten Özdemir; “Yalan, yanıltma, çarpıtma, amacı dışına çıkma gibi çok geniş bir sahada bireysel ve toplumsal yapıyı yönetme ve yönlendirme imkanları da dikkate alındığında medyanın özgürlükler ve güvenlik dengesi arasındaki en hassas alanların başında geldiği gerçeği de karşımıza çıkmaktadır.” dedi. Medyanın bağlayıcı hukuki hükümlerle denetlenmesinin zorunluluk olduğuna değinen Özdemir, “Milli güvenlik, milli birlik ve beraberlik, toplumsal huzur, ahlak ve ahenk konuları göz önünde bulundurulduğundaysa, medyanın kontrolsüz bir mecra olamayacağı, bağlayıcı hukuki hükümlerle denetlenmesi zorunluluğunun ne derece önemli olduğu gerçeği açıkça anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.


Yayıncılık anlamında faaliyet gösteren kanal ve grupların gerek mecra, gerekse sayılarındaki artışın RTÜK’ün faaliyet ve kararlarını daha önemli hale getirdiğini ifade eden Özdemir; “Zaman zaman gerçekleştirilen suçu ve suçluyu meşru gösteren, yalan ve iftira yüklü yayınlarla kamuoyunu yönlendirmeyi amaç ve alışkanlık edinen, Türk aile yapısını hedef alan ve sapkın akımlara yol açan yayıncılık faaliyetleri karşısında daha hassas olunmalı, Türk Milleti’nin değerleri korunmalıdır. Temenni ve beklentimiz RTÜK’ün sorumluluk sahasına giren konulardaki irade ve kararlılığının sarsılmaz şekilde devam edebilmesidir” diye ekledi.



İP televizyonların denetimleri sıkılaştırılmalı


Özdemir, RTÜK’ün alanına giren ve İP televizyonlar olarak kategorize edilen mecralardaki yerel, bölgesel ve ulusal yayınların denetimlerinin de sıklaştırılması gerektiğini belirterek; "Zira sosyal medya üzerinden yayılan her türlü yalan ve iftira yüklü propagandalar ve dezenformasyonlar, dikkat edilirse bahse konu olan mecralardan çıktıktan sonra kamuoyuna servis edilmektedir. İP televizyonların karasal ve uydu üzerinden yayın yapan kuruluşlar gibi şeffaf ve titiz şekilde denetlenmesi üzerinde sergilenecek hassasiyet, yerel medyada yaşanan rekabet konusunda da önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı. Ulusal çapta yayın yapan pek çok haber kanalında süregelen bazı yayınlara bakıldığında, özellikle siyasi camia ve devlet adamlarıyla beraber resmi kurumlara yönelik çok sayıda isnatta bulunulduğunu belirten Özdemir; "Bu çerçevede RTÜK, Adalet Bakanlığı ile eşgüdüm halinde bir mekanizmayı hayata geçirmelidir” dedi. Özdemir; “Böylelikle bahse konu olan yorum ve iddiaları televizyon ekranlarından sunan isimlerin tamamını adli merciler vakit kaybetmeksizin davet etmeli, beyanların gerçekliği araştırılmalı, şayet doğru değilse anında işleme tabi tutulmalıdır. Herkesin aklına geleni söyleyebileceği ve türlü yalanlarla dolu sözlerle kamuoyunu zehirleyerek, bundan siyasi kazanç elde edebileceğini zanneden isim ve çevrelere böylelikle fırsat verilmemelidir” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da Aile Sosyal Destek Programı ekiplerinin hane ziyaretleri sürüyor Erzincan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Aile Sosyal Destek Programı ekiplerinin hane ziyaretleri aralıksız sürüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca aile ve bireylerin sosyal refahını artırmak ve ihtiyaçlarına en hızlı şekilde çözüm sunmak amacıyla yürütülen Aile Sosyal Destek Programı kapsamında hane ziyaretleri Erzincan’da hız kesmeden devam ediyor. Bu hafta da bazı mahallelerde gerçekleştirilen ziyaretlerle, vatandaşların yanında olunmaya ve onların ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek çözüm sunmaya devam edildi. Aile Sosyal Destek Programı nedir? Aile Sosyal Destek Programı, ailelerin yaşam kalitesini artırmayı, sosyal hizmetlere erişimini kolaylaştırmayı ve ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek, en uygun çözümleri sunmayı amaçlayan kapsamlı bir sosyal destek programıdır. Program, dezavantajlı bireyler ve aileler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine yönelik olarak planlanmış olup, alanında uzman personeller tarafından yürütülmektedir. Ziyaretlerin amacı ve kapsamı Gerçekleştirilen hane ziyaretlerinde, sosyal hizmet uzmanları ailelerin sosyal, ekonomik ve psikolojik durumlarını değerlendirerek, ihtiyaçlarına yönelik hizmet planları oluşturuyor. Bu ziyaretler sırasında ailelere çeşitli konularda rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunuluyor, ihtiyaç duydukları sosyal hizmetlere erişimleri sağlanıyor.
Adana Ersan Parlatan: "Zemin gerçekten iyi değil" Trendyol 1. Lig’de Adanaspor deplasmanından 1 puanla ayrılan Ankara Keçiörengücü Teknik Direktörü Ersan Parlatan, "Zemin gerçekten iyi değil, toprak diyebiliriz. Bu, oyuncuları zorladı" dedi. Trendyol 1 .Lig’in 5. haftasında Ankara Keçiörengücü, deplasmanda Adanaspor’la 1-1 berabere kaldı. Maç sonunda açıklamalarda bulunan Ankara Keçiörengücü Teknik Direktörü Ersan Parlatan, "5. haftanın kapanış maçıydı. Maça gelirsek ilk devre çok keyifli bir oyun yoktu bana göre. İki takım da birbirini ceza sahası arasında ekarte etti, zorlandı. İki takım da fazla pozisyon bulamadı. İkinci devre bana göre bizim biraz üstünlüğümüz vardı. Penaltı sonrası da öne geçtik. Bence maçın kırılma anı Camara’nın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon. Orada 2-0 yapmamız gerekiyordu. Sonra Adanaspor beraberlik golü için yüklendi, iyi defans yaptık. Karambolde beraberlik golünü yedik. Daha sonra belli başlı girişimlerimiz oldu ama yine öne geçtiğimiz bir maçı kazanamadık" dedi. "Çim adına fazla bir şey yoktu" Yeni Adana Stadyumu’nun çiminin kötü olduğuna değinen Parlatan, "Zemin gerçekten iyi değil, ben şaşırdım. Bundan 2-3 yıl önce yine teknik adam olarak maça geldiğimde genel olarak iyi bir zemin vardı. Ama bugün zemin sadece çimden ötürü değil sırf toprak diyebiliriz. Çim adına fazla bir şey yoktu. Bu, oyuncuları da biraz zorladı. Stat adına hoş bir şey değil. Oyuncular çok kaydı, ayakta durmakta zorlandılar, bundan dolayı top kayıpları oldu" diye konuştu.