GÜNDEM - 10 Nisan 2025 Perşembe 10:20

Kayseri OSB Sağlık Merkezi’nin yapımı tamamlandı

A
A
A
Kayseri OSB Sağlık Merkezi’nin yapımı tamamlandı

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki sağlık hizmeti ihtiyacının karşılanması için projelendirilen Sağlık Merkezi’nin yapımı 1 yıldan kısa sürede tamamlandı.


Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan Kayseri OSB Bölge Müdürü Abdulmenap Esko, Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Sn. Dr. Ahmet Özyalçın ve Sağlık Hizmetleri Başkanı Sn. Dr. Figen Gürbeden, sağlık merkezi ve yanı başında yapılan 112 Acil İstasyonu’nda incelemede bulundu.


Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü ile beraber ön fizibilite ve projelendirme çalışmalarını yürüttükleri sağlık merkezinin yapımının tamamlandığını ve sağlık bakanlığına devri için yakın zamanda protokol imzalanacağını belirtti.


Kayseri OSB sanayicisinin merakla beklediği sağlık merkezinin bölgedeki önemli bir ihtiyacı karşılayacağına vurgu yapan Başkan Yalçın, "Kayseri il Sağlık Müdürlüğü’nce talep edilecek araç, cihaz ve ekipmanları Kayseri OSB olarak biz temin edeceğiz. İnşallah 2025 yılı ortasında Kayseri OSB Sağlık Merkezimiz, sanayicilerimize ve çalışanlarına hizmet vermeye başlayacak." dedi.


Başkan Yalçın, Kayseri OSB Sağlık Merkezi kurulması için desteklerini esirgemeyen önceki dönem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan ve Sağlık Bakanlığı çalışanlarına teşekkür etti.


Kayseri İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan da yaptığı açıklamada, Kayseri OSB tarafından yapımı gerçekleştirilen sağlık merkezinin kullanışlı ve güzel yapıldığını gözlemlediklerini belirterek, Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın ve yönetimine teşekkür etti.


İnceleme gezisi sonrasında, Kayseri OSB Sağlık Merkezi’nin tefrişatı, araç ve cihazların alımı konusunda protokol hazırlıklarına başlanması kararlaştırıldı.



Kayseri OSB Sağlık Merkezi’nin yapımı tamamlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."