GÜNDEM - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 12:07

HAK-İŞ 1 Mayıs’ta taleplerini sıraladı

A
A
A
HAK-İŞ 1 Mayıs’ta taleplerini sıraladı

Kayseri’de HAK-İŞ’e bağlı sendika üyeleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir araya gelirken; HAK-İŞ Kayseri İl Başkanı Serhat Çelik sendikanın taleplerini sıraladı.



Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte Kur’an-ı Kerim tilaveti ve duanın ardından konuşan HAK-İŞ Kayseri İl Başkanı Serhat Çelik; sendika olarak taleplerini sıraladı. Çelik; "Bugün 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününde; 48 yıldır emeğimizin ve alın terimizin hakkı için, hayat pahalılığı ve yoksullukla mücadele edilmesi için, vergide adaletin sağlanması için ve sendikal örgütlülüğün artması için meydanlardayız. 76 yıldır Siyonist İsrail’in Filistinlilere yaptığı katliamları, işgalleri ve zulümleri tüm Dünya’ya haykırmak üzere alanlardayız. Değerli Emekçi Kardeşlerimiz, Bugün 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününde; vergide adaletin sağlanması, enflasyon, hayat pahalılığı ve yoksulluk ile mücadele edilmesi, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi, kayıt dışı istihdamın ve sosyal güvencesizliğin önlenmesi, emeklilerimizin asgari geçim şartlarının sağlanması, Kadın, genç ve engellilerin çalışma ve toplumsal hayata katılımlarının desteklenmesi başta olmak üzere taleplerimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz. HAK-İŞ, Türkiye ve Dünya Sendikal Hareketinde emeğin ve emekçinin bugünü ve geleceği için durmaksızın çalışmaya devam edecektir. HAK-İŞ, ülkemizin, bölgemizin, küremizin bütün mağdur ve mazlumlarına olan borcunu ödemek için kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir. Emeğin, emekçinin ve hak mücadelesinin gününde sosyal adalet, refah, güvenlik ve diyalog temelli taleplerimizi sıralıyoruz: kıdem tazminatı hakkı korunarak yeni güvencelerle geliştirilmelidir. emekli aylığı alt sınırının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini talep ediyoruz. Belediye ve Belediye şirketleri dâhil bütün kamu çalışanlarının Kamu Çerçeve Protokolü’ne dâhil edildiği bir model talep ediyoruz. 696 sayılı KHK Kapsamı dışında kalan işçilerin kadroya alınabilmesine imkân sağlayacak bir düzenlemenin yapılmasını, kadroya geçen işçilerin tayin, becayiş gibi özlük haklarının tam olarak verilmesini istiyoruz. 6772 sayılı Kanun uyarınca Mahalli idarelerin iştiraklerinde veya şirketlerindeki işçiler için 52 günlük ilave tediyelerin ödenmesini istiyoruz. Büyükşehir ve merkez ilçe belediyelerde çalışan üyelerimiz için yılbaşında talep ettiğimiz ek protokolün bir an evvel imzalanmasını istiyoruz. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılarak, toplu pazarlık kapsamının genişletilmesini, sendikal hak ve özgürlüklerin daha ileriye taşınmasını talep ediyoruz. Aile yükümlülüklerini dikkate alan, adil bir vergilendirme sistemi, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik modeli ve vergi denetiminde etkinliğin artırılmasını talep ediyoruz. Kriz dönemlerinde gelir vergisi diliminin yüzde 10’a indirilmesini istiyoruz. Milli gelirden, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı almak istiyoruz. Emekçilerin enflasyona karşı ezdirilmemesini ve hayat pahalılığı ile yoksulluğa karşı korunmasını talep ediyoruz. İnsanı merkeze alan daha adil ve sürdürülebilir yeni bir model istiyoruz. Bireysel ve düzenli asgari gelir yardımı sisteminin kurularak, sosyal koruma sistemi güçlendirilmelidir. İş kazası ve meslek hastalıklarının yaşanmadığı bir çalışma hayatı talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.



"Sendikal örgütlülüğün artması için gerçek iş güvencesi istiyoruz" diyen Çelik şöyle devam etti:


"Kayıt dışı istihdamın ve çocuk işçiliğinin önlenmesini, işsizlik oranlarının düşürülmesini istiyoruz. Ev işçileri ve bakım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınarak sendikal haklarının sağlanmasını istiyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz. 4857 Sayılı İş Kanunun, işgücünün değişen şartlarına uygun olarak sendikal hak ve özgürlüklerin güçlendirilerek ilerletilmesini istiyoruz. Kadın, genç ve engellilerin istihdamının artırılmasını, işe giriş imkanlarının ve istihdamda kalıcılıklarının geliştirilmesini istiyoruz. Kadına yönelik şiddet ve tacizin son bulmasını, çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin önlenmesini istiyoruz. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlere karşı güvenli konutlar ve şehirler istiyoruz. Filistin başta olmak üzere, Suriye, Yemen, Libya, Afganistan, Irak, Somali, Arakan, Doğu Türkistan’da ve yeryüzünün bütün mazlum coğrafyalarında yaşanan insanlık dışı olaylara DUR demek için meydanlardayız. Mazlum coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulümlerin son bulması için uluslararası işçi hareketini duyarlılık göstermeye ve birlikte mücadeleye davet ediyoruz. HAK-İŞ olarak, Gazze’de ve Filistin’de şehit olan tüm kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, bir an önce soykırımın sona ermesini istiyoruz. HAK-İŞ olarak ülkemizi korumak için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyoruz. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında iş kazası ve meslek hastalıklarında hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimizi dua ve rahmetle yad ediyoruz. HAK-İŞ olarak Türkiye Yüzyılının emeğin ve emekçinin yüzyılı olacağına inanıyor, işçilerimizden aldığımız güç ile geleceğe emin adımlarla yürüyoruz. HAK-İŞ olarak, Türkiye’nin geleceği, istikrarı, huzur ve güveni için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun."


Sendika üyeleri de "HAK-İŞ nerede biz oradayız", "Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın HAK-İŞ" sloganları attı.



HAK-İŞ 1 Mayıs’ta taleplerini sıraladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kırsala ‘kuduz’ uyarısı Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, kuduz virüsünün çok tehlikeli olduğunu ve insanlarda 280 gün sonra bile belirti gösterebileceğini söyleyerek, “Özellikle kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın canlılarını her yıl düzenli aşılatmaları gerekiyor” dedi. Kuduzun hayvanlardan insanlara da bulaşabilen zoonoz bir hastalık olduğunu söyleyen Kayseri Veteriner Hekimler Odası Başkanı Akgün Ergül, “Kuduz, Türkiye’nin birçok yerinde dönem dönem görülebilmektedir. Zaten hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonoz bir hastalık. Tabi bazı canlılar bunun doğal nakledicileridir. Özellikle tilkiler kuduzun doğal taşıyıcılarıdır. Tilkiler çok nadir bir şekilde kuduzdan ölürler ama diğer canlıları ısırdığında kuduz virüsünü de nakledebilmektedirler. Dolayısıyla da herhangi bir sokaktaki köpeği de ısırmış olsa eğer canlıda kuduz varsa birbirine nakledebiliyor. Hatay’da 2 ilçemizde kuduz vakası görülmüş köpeğin bir büyükbaş hayvana saldırması ile ilgili. Burada önemli olan kısım oradaki karantina tedbirleri. Hem sağlık müdürlüğü hem de tarım ve orman il müdürlüğü tarafından alınmış neticede. Karantina tedbirleri uygulanıyor, hayvan giriş çıkışları yasaklanıyor oralarda ve önemli olan da bu. Hatta şöyle de bir tedbir uygulanabilmekte; çıktığı mihraktan itibaren 10 kilometre çapındaki her yer karantinaya da alınabilir. Artık bir 5-6 ay boyunca da orada tekrardan olumsuz bir mihrak görülmediği sürece karantina devam edecektir normal şartlarda” dedi. "Vatandaşlarımızın virüse karşı çok dikkatli olması lazım" Ergül, vatandaşların virüse karşı çok dikkatli olmaları gerektiğini söyleyerek, “Tabi vatandaşlarımızın da burada çok dikkatli olması lazım. Direkt hayvan besleyen vatandaşlarımızın da yani evinde kedi köpek ya da büyükbaş besleyenlerin vatandaşlarımızın da çünkü bunu gözle gözlemlemek çok zor. Zaten gözle gözlemlediğimiz zaman kuduzda en son kısma gelmiş oluyoruz hastalığın seyri ile ilgili. Artık merkezi sinir sistemi etkilenmiş oluyor ve canlının kurtarılmasıyla da ilgili ihtimal yüzde 1 gibi çok düşük bir ihtimal olmuş oluyor. Bunun için biz her zaman kuduz ile ilgili şunu söylüyoruz; aşı yüzde 100 oranında korumaktadır ama aşı olmaz ise yüzde 100 oranında öldürücü bir hastalık kuduz vakası. Onun için vatandaşlarımız eğer sokakta bir köpek tarafından tırmalandığı, ısırıldığı bir durum oluştuğu zaman kuduz aşısının olup olmadığını bilemeyecekleri için en yakın sağlık kuruluşuna giderek aşılama periyodunu kendilerine yaptırmaları lazım. “Bir şey olmaz”, “Hayvanda herhangi bir belirti yoktu” “Sadece saldırdı” ya da “Sadece salyası değdi” diye düşünebilirler ama bu çok riskli bir hastalık. Isırıldıktan sonra ısırılma bölgesine bağlı olarak ki çünkü beynin merkezi sistemine yerleşiyor hastalık. İnsanlar 280 gün sonra da kuduz belirtilerini gösterebilmekte yani uzun bir kuluçka dönemi de bulunmaktadır hastalığın seyrinde. Bunun için ihmal etmemek lazım ve bir an önce sağlık kuruluşuna gitmek lazım” ifadelerini kullandı. Kuduzun direkt ısırılmayla alakalı da bir durum olmadığını söyleyen Başkan Akgün Ergül, “Direkt ısırılmayla da ilgili değil durum. Ellerde bir yara olabilir, hayvanı sevdikleri esnada canlıda herhangi bir belirti yoktur ama kuduzla ilgili bir enfeksiyon vardır. Oradaki yaradan yani hayvanın getirmiş olduğu salyasından da eldeki bir yaraya bulaşması ile de birlikte kuduz vakasını nakletmiş olabilir. Bunun için vatandaşlarımızın bu konuda çok hassas olması lazım. Bunun haricinde bölgesel olarak bir yerde çıktığı zaman zaten il sağlık müdürlükleri ile tarım ve orman il müdürlüklerimiz gerekli karantina tedbirlerini almakta ve o bölgedeki ister büyükbaş ister küçükbaş isterse de sokak hayvanları olsun tüm canlılar da kuduza karşı hepsi aşılanmaktadır. Dolayısıyla aşılandığı takdirde hemen yanıt verir aşıya kısa sürede. Bağışıklık sağlanmış olur, karantina süresi de dolduktan sonra artık olağan yaşama dönülebilir” dedi. Ergül, özellikle kırsal alanda yaşayan vatandaşların canlılarına her yıl aşı yaptırması gerektiğini söyleyerek, “Kırsal alandaki vatandaşlarımızın daha dikkatli olması lazım. Özellikle kendi evlerinde beslemiş oldukları köpekleri olsun veya diğer canlılarını kuduza karşı aşılatabilirler ve bu koruyuculuk sağlamış olur. Bunu da her yıl tekrarlatmak zorundalar. Çünkü aynı aşı hem küçükbaş hayvanlara, hem büyükbaş hayvanlara hem de sokaktaki hayvanlara uygulanabilen bir aşıdır. Zaten bunu tarım ilçe müdürlükleri zoonoz bir hastalık olduğu ve halk sağlığını tehdit eden bir hastalık olduğu için 11 TL gibi bir ücrete uygulamaktadır. Kırsalda mesela koyun besleyen veya büyükbaş besleyen insanlarımızın ister istemez çoban köpekleri evlerinde mecburen bulunuyor. Müracaat ettiklerinde canlılarını aşılatabilirler” ifadelerini kullandı.
Tokat Tokat’ta halk oyunlarıyla stres atıp spor yapıyorlar Tokat’ın Niksar ilçesinde farklı yaş ve meslek gruplarından oluşan yaklaşık 20 kişilik grup, Halk Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen halk oyunları kursunda buluşuyor. Haftada üç gün bir araya gelerek yöresel oyunları öğrenen kursiyerler, stres atıyor ve spor yaparak zinde kalmayı hedefliyor. Tokat’ın Niksar ilçesinde farklı mesleklerden ve yaşlardan insanların bir araya geldiği bir grup, folklor oynayarak hem stres atıyor hem de spor yapıyor. Halk oyunları tutkunları haftada üç gün bir gençlik merkezi salonunda buluşuyor. Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kursa katılan yaklaşık 20 kişi, halk oyunlarını öğrenirken günün stresini de atıyor ve zinde kalmayı hedefliyor. Bu sayede müzik eşliğinde yöresel oyunlarını icra eden kursiyerler, keyifli ve sağlıklı vakit geçiriyor. “Herkes için eğlenceli ve öğretici bir ortam” Halk Eğitim Merkezi kurs hocası Sinem Bal, kursta her yaştan insanın bulunduğunu belirterek, “Tokat Niksar Halk Eğitim Merkezi’nde halk oyunları eğitmeni olarak görev yapıyorum. Kursumuzda 9-10 yaşında öğrencilerimizden 60’larında olan katılımcılarımıza kadar her yaştan insan mevcut. 7’den 70’e herkesin rahatlıkla gelip burada sinirlerini ve streslerini attıkları, kültürümüzü öğrendikleri bir ortam sunuyoruz. Kursiyerlerimiz çok mutlu. İlk geldiklerinde ellik oynar geçeriz diyorlar, ancak iş biraz tekniğe dönünce ‘Biz ellik bilmiyormuşuz’ diyorlar. Normalde halk arasında oynadıkları oyunları burada daha teknik ve ekibe katılacak şekilde öğreniyorlar. İlk başta bocalasalar da şu anda oyunları rahat öğreniyorlar. Yıl sonunda Halk Eğitim Merkezi’nin gösteri sergisinde açılış gösterisi yaparak ekip ruhunu tatmış olacağız” dedi. “Katılımcılar, farklı yaş ve meslek gruplarından” Kursa farklı meslek ve yaş gruplarından katılımcıların olduğunu belirten Sinem Bal, “Niksar’da ikamet eden birçok meslekten arkadaşımız var. Bir trafik polisi, hemşire, ebe, emekli, kuaför, güzellik salonu sahibi, iş insanı, dükkân sahibi ve esnaf gibi birçok kesimden kursiyerlerimiz var. Başka gelmek isteyen kişileri de bekleriz. Buyursunlar, kültürümüzü beraber öğrenelim” diye konuştu. “Halk oyunları ile spor ve kültür bir arada” İş insanı Leman Bozbalak, halk oyunlarını çok sevdiğini ve geçmişte eğitmenlik yaptığını ifade ederek, “Halk oyunları kursunun açılması için çok talep oldu. Biz de Sinem Hanım’dan talep ettik ve kursun açılmasında büyük katkı sağladı. Ben çok mutluyum, eski dönemlerimi hatırlıyorum. Hem spor adına oldukça faydalı, hareket etmiş oluyorsunuz, kondisyonunuz iyi duruma geliyor hem de kültürümüzü öğrenmiş oluyorsunuz. Durumdan oldukça memnunum” şeklinde konuştu. Emekli hemşire Serpil Özçelik ise yöresel kültürü öğrenmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, “Emekli sağlık çalışanıyım. Emekli olduktan sonra Halk Eğitim’de birçok kursa katıldım. Bu yıl da Tokat Halk Oyunları kursunu seçerek geldim. Çok mutluyuz, eğleniyoruz. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Hem spor yapıyoruz hem de yöremizin oyunlarını ve kültürlerini öğreniyoruz. Heyecanla geliyoruz. Ders saatlerimizin uzun olmasına rağmen vaktin nasıl geçtiğini anlamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Etkinlik Merkezlerine başvurular 22 Mayıs’ta başlıyor Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Çocuk Etkinlik Merkezleri için başvuru süreci başlıyor. Aileler, 22 Mayıs 2024 tarihinden itibaren ‘cocuketkinlikmerkezleri.ankara.bel.tr’ adresinde yer alan formu doldurarak başvuruda bulunabilecek. Altındağ, Akyurt, Beypazarı, Çankaya, Çubuk, Haymana, Etimesgut, Kahramankazan, Kızılcahamam, Keçiören, Mamak, Sincan ve Yenimahalle’de bulunan 21 Çocuk Etkinlik Merkezi’nden 2 Eylül 2024-13 Haziran 2025 tarihlerini kapsayan dönem için toplam 1210 çocuk yararlanacak. Kadın dostu başkent olma yolunda çalışmalarını aralıksız sürdüren Ankara Büyükşehir Belediyesi, ailelerin çocuklarını güvenerek teslim edebileceği Çocuk Etkinlik Merkezleri için başvuru sürecini başlatıyor. 22 Mayıs Çarşamba gününden itibaren başvuruda bulunabilecek. Başkentte 36-66 aylık çocuklara yönelik olarak hizmet veren 21 Çocuk Etkinlik Merkezi’nden, 2 Eylül 2024-13 Haziran 2025 tarihlerini kapsayan dönem için toplam 1210 çocuk yararlanacak. Başvurular internet üzerinden yapılabilecek Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığına bağlı Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü; Altındağ, Akyurt, Beypazarı, Çankaya, Çubuk, Haymana, Etimesgut, Kahramankazan, Kızılcahamam, Keçiören, Mamak, Sincan ve Yenimahalle’de bulunan toplam 21 Çocuk Etkinlik Merkezi için başvurular internet ortamında gerçekleşecek. Başvuruda bulunmak isteyen velilerin ‘cocuketkinlikmerkezleri.ankara.bel.tr’ adresinde yer alan formu doldurması yeterli olacak. Kontenjan fazlası başvuru olması halinde ise noter huzurunda kura çekilişi gerçekleştirilecek. 36-66 aylık 1210 çocuğa hizmet verilecek Çocuk Etkinlik Merkezlerinde 2 Eylül 2024 tarihinden itibaren grup sorumluları, yardımcı bakım elemanları ve uzman personel kadrosuyla 36-66 ay arası toplam 1210 çocuğa hizmet verilecek. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi öğünüyle sağlıklı beslenme programının uygulandığı merkezler, 07.45-18.00 saatleri arasında açık olacak. Çocukların yaş gruplarına uygun etkinlik sınıfları, oyun odası, sağlık odası, dış oyun alanları ve yemekhanenin bulunduğu Çocuk Etkinlik Merkezlerinin adres bilgisine ise ‘cocuketkinlikmerkezleri.ankara.bel.tr’ internet sitesinden ulaşılabilecek.