GÜNDEM - 24 Nisan 2025 Perşembe 12:44

Başkan Büyükkılıç’tan üreticiye 11,5 milyon TL’lik 238 ton tohum desteği

A
A
A
Başkan Büyükkılıç’tan üreticiye 11,5 milyon TL’lik 238 ton tohum desteği

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal kalkınma için gerçekleştirdiği proje kapsamında üreticilere dağıtılmak üzere 11,5 milyon TL maliyetli 200 ton nohut ve 38 ton mercimek olmak üzere toplam 238 ton tohum dağıtım törenine katıldı.


Kayseri Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından Kayseri çiftçilerine yönelik, ‘Büyükşehir’den Tarıma Büyük Destek’ sloganıyla, Nohut ve Mercimek Tohumu Dağıtımı Projesi çerçevesinde, tohum dağıtımı gerçekleştirildi. Tören kapsamında üreticiye 11 milyon 500 bin TL maliyetle 200 ton nohut tohumu ve 38 ton mercimek tohumu desteği verildi.


Kadir Has Kongre Merkezi Otopark Alanı’nda gerçekleşen tohum dağıtım törenine, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın yanı sıra AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Mücahid Soyak, Mustafa Türkmen, İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav, Büyükşehir Belediyesi daire başkanları, Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, ilçelerin ziraat odası başkanları ve çiftçiler katıldı.


Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törende konuşan Başkan Büyükkılıç, Kayseri’de de etkili olan zirai don olayının hasar tespit çalışmalarına katıldıklarını ve üreticilerin yanında olduklarını belirterek TARSİM ve ÇKS’nin (Çiftçi Kayıt Sistemi) önemine işaret etti. Büyükkılıç, 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremden dolayı da geçmiş olsun temennilerini dile getirerek, dirençli şehirler oluşturmak için kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti.



"Amacımız üretenin hizmetkârı olmak, üreteni sırtımızda taşımak"


Başkan Büyükkılıç, konuşmasında birlik, beraberlik mesajları vererek 16 ilçeyi bağrına bastığını söyledi. Büyükkılıç, sanayi ve ticaret şehri Kayseri’nin tarım ve hayvancılık alanında da iyi noktalara gelmeye başladığına vurgu yaparak, "Amacımız üretenin hizmetkârı olmak, üreteni sırtımızda taşımak. Bu alanda tören eksik olmaz" dedi.


Kovan Sizden Arı Bizden Projesi kapsamında 25 Nisan Cuma günü saat 04.00’te arı dağıtımını gerçekleştireceklerini de duyuran Büyükkılıç, tüm üreticileri törene davet etti.



"Kayseri’mizin bir tarım kenti olduğunu da gösterdik"


Başkan Büyükkılıç, nohut ve mercimek tohumu projesi ile yapılacak üretimin ardından hasat edilecek mercimeğin alıcısının hazır olduğunun müjdesini vererek, projeye desteklerinden dolayı Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, hibe olarak 1 milyar TL’ye yakın bir desteği tarım ve hayvancılık alanında üreticiye sunduklarını kaydederek, "Böylelikle Kayseri’mizin bir tarım kenti olduğunu da gösterdik. Üreticimiz ne istiyorsa destek olmak bizim adeta görevimiz haline gelmiş" ifadeleri ile tarım ve hayvancılık alanında Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı destekler hakkında bilgiler verdi.



"Siz yeter ki üretin, ekin dikin. Biz sizin hizmetkârınızız"


Desteklerinin süreceğini ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, "Siz yeter ki üretin, ekin, dikin. Biz sizin hizmetkârınızız. Sayın Tarım ve Orman Bakanımız zirai don olayı ile ilgili gerekli desteklerin verileceğini açıkladı. Çiftçimizin mağdur edilmeyeceğini, üzerimize düşeni yapacağımızı belirtiyor, desteğini esirgemeyen kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Yapılan çalışmalar hayırlı, uğurlu, bereketli olsun" ifadelerinde bulundu.



"Türkiye’de ilk ve tek olmuştur"


İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav da Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin, son 5 yılda nakit karşılığı 1 milyar TL olan destekleriyle Türkiye’de ilk ve tek belediye olduğunu kaydederek, "Büyükşehir Belediyemiz 200 ton nohut ve 38 ton mercimek dağıtımı gerçekleştirecek. İlimizin tarımsal üretiminin artmasında bakanlığımız, valiliğimiz, Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyelerimizin büyük katkısı vardır ama burada Büyükşehir Belediyemize ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Çünkü Türkiye’deki büyükşehir belediyeleri içerisinde son 5 yılda nakit karşılığı 1 milyar TL olan canlı hayvan, tohum, ekipman, sulama sistemleri ile ilimizin tarımsal üretimine katkı sunarak Türkiye’de ilk ve tek olmuştur. Bu konuda da Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç’a, yöneticilerimize ve çalışanlarına canı gönülden şükranlarımızı sunuyoruz" şeklinde konuştu.


Melikgazi Ziraat Odası Başkanı Mahmut Çelebi de Kayseri’nin sanayinin yanında bir tarım şehri olduğunun altını çizerek Başkan Büyükkılıç’a tarım alanındaki desteklerinden dolayı teşekkür etti.



"Büyükşehirlerin içerisinde en çok çiftçiye destek veren Kayseri Büyükşehir Belediyesi"


Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin büyükşehirler arasında çiftçiye en çok destek veren belediye olduğuna dikkat çeken Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş, "Başkanım Allah razı olsun. Her konuda, tohum konusunda, arı konusunda, bütün tarımla ilgili girdilerde alet ve ekipmanda bizlere destek oluyorsun. 200 ton nohut tohumu Büyükşehir Belediyemiz tarafından çiftçilerimize verilecek. Biz üretmeye devam edeceğiz. Devletimizin, belediyenin her zaman yanımızda olduğunu biliyoruz. Türkiye’de büyükşehirlerin içerisinde en çok çiftçiye destek veren Kayseri Büyükşehir Belediyesi. Biz bunun bilincindeyiz. Herkesin huzurunda teşekkür ederim" ifadelerinde bulundu.


Konuşmaların ardından üreticilere 11,5 milyon TL maliyetle 200 ton nohut, 38 ton mercimek tohumu dağıtımı gerçekleştirildi.


Ali İhsan isimli bir üretici de desteklerinden dolayı Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Başkanım her şey için hepinize teşekkür ediyoruz. Üreticinin arkasında durmak bu ülkenin arkasında durmaktır. Bu ülkenin arkasında durmak da üretmeyle olur" dedi.



Başkan Büyükkılıç’tan üreticiye 11,5 milyon TL’lik 238 ton tohum desteği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistinlilerin kanı elinde olanların hadsizliği teneke tıngırtısı hükmündedir Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların hadsizliklerinin bizim nazarımızda teneke tıngırtısından farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız" dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Ankara’dan Trablus’a giderken Haymana ilçesi yakınlarında kaza-kırıma uğrayan uçukta vefat eden Libya heyetine rahmet ; Libya halkına, silahlı Kuvvetlerine ve hükümetine başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bizleri derinden üzen elim hadiseyle ilgili gerekli tahkikat başlatılmıştır; safahatına dair bilgilendirme ilgili bakanlıklarımız tarafından yapılacaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 ayları tebrik ederek, "Önceki gün itibarıyla Peygamber Efendimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) "Allah’ın ayıdır" diyerek ehemmiyetine işaret ettiği Receb-i Şerif’le müşerref olduk. İnşallah yarın akşam da Regaip Gecesini idrak ve ihya edeceğiz. Evvelemirde siz kardeşlerimle birlikte teşkilatımızın bütün mensuplarının ve elbette aziz milletimizin mübarek üç aylarını tebrik ediyorum. Bizleri, 3 ay sürecek bu rahmet, mağfiret, muhabbet ve bereket iklimine kavuşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd ediyor; hepimizi sağlık ve afiyet içinde 11 ayın sultanı Ramazan’a da ulaştırmasını niyaz ediyorum. AK Parti olarak, her sene yaptığımız gibi, inşallah önümüzdeki 3 ayı da en verimli şekilde değerlendireceğiz. Genel Merkeziyle, Meclisiyle, belediyesiyle, il, ilçe ve belde teşkilatlarıyla hep beraber daha fazla çalışacak, daha fazla insanımızla temas kuracak, halkımızla hemhal ve hemdert olmanın yollarını arayacağız" diye konuştu. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti döneminde büyüyen genç kuşakların "eski Türkiye" yi hatırlamamasının doğal olduğunu belirterek, geçmişte yaşanan istikrarsız dönemlerin millete doğru bir üslupla anlatılması gerektiğini vurguladı "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" sözünü hatırlatan Erdoğan, bir dönem sabah erken kalkanın siyasete yön verdiği, hizmetin ve icraatın üretilmediği yılların, son 23 yılda hayata geçirilen yoğun hizmet ve eser siyaseti nedeniyle hafızalardan silinmesinin yadırganmaması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, "Dünü yarınlara unutturmamalıyız. Hem eski Türkiye’yi hatırlatmak hem de 23 yılda ülkemizi nereden alıp nereye taşıdığımızı milletimize anlatmak bizim vazifemizdir" dedi. Vatandaşla doğrudan ve samimi bir iletişim kurulmasının önemine dikkat çeken Erdoğan, bu sürecin nezaket, sabır ve müspet bir üslupla yürütülmesi gerektiğini belirterek, dolayısıyla bir taraftan insanımızla ruberu iletişim kurarken, aynı zamanda Türkiye’yi nereden aldığımızı, 23 yılda nereye taşıdığımızı nezaketle, sabırla ve müspet bir üslupla halkımıza tek tek izah edeceğiz. 86 milyonun her bir ferdine ulaşmanın çabası içinde olacağız " ’Üslub-u beyan, ayniyle insandır’ sözünün ışığında, meramımızı en veciz şekilde vatandaşımıza aktaracağız" ifadelerini kullandı. Muhalefetten farklı olarak yalnızca kendi seçmenlerine hitap etmediklerini vurgulayan Erdoğan, "Bizim derdimiz, yankı odalarında konuşmak değil; Türkiye’nin tamamına seslenmek, 86 milyonun tamamını kucaklamaktır" diye konuştu. AK Parti’nin belli ideolojik çevrelerin değil, tüm Türkiye’nin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, etnik köken, dil, din, mezhep ve görüş ayrımı gözetmeksizin 86 milyonun her bir ferdine ulaşma gayreti içinde olacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mübarek üç ayları kapsayan kış dönemi için AK Parti Teşkilat Başkanlığı tarafından kapsamlı bir saha programı hazırlandığını açıkladı. Erdoğan, kış boyunca en üst kademeden en ücra teşkilat birimine kadar sahada olunacağını belirterek, hane ziyaretleri, ev sohbetleri, kahvehane buluşmaları, sivil toplum kuruluşları ve esnaf ziyaretleriyle milletle birebir temas kurulacağını ifade etti. Muhalefetin ülkeye dair somut bir vizyon ortaya koyamadığını dile getiren Erdoğan, ana muhalefetin gündeminin belediyeleri yağmalayanları adaletten kaçırmakla sınırlı olduğunu kaydetti. Erdoğan, siyasette öne çıkan bazı isimlerin ise yalnızca kendi ikballeriyle meşgul olduğunu belirtti. "Onlar kendi dertleriyle uğraşadursun, biz milletin derdiyle dertleneceğiz" diyen Erdoğan, hazırlanan programın uygulanmasını bizzat takip edeceğini vurgulayarak, tüm teşkilat mensuplarından aktif katılım beklediğini söyledi. Soğuk kış günlerinde sosyal sorumluluğun önemine dikkat çeken Erdoğan, bacası tütmeyen evlerin mutlaka tespit edilmesini, ihtiyaç sahiplerinin kapılarının çalınmasını ve imkanlar dahilinde herkese el uzatılmasını istedi. Bu yaklaşımın bir tercih değil, millet karşısındaki sorumluluğun gereği olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Uzak-yakın demeden her mahalleye gitmek, kime oy verdiğine bakmadan her sokağa ve her haneye ulaşmak, AK Parti’nin siyaset anlayışının özüdür" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun çalışma temposu ve ağır sorumlulukların vatandaşla araya mesafe koymanın gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, teşkilat mensuplarına önemli uyarılarda bulundu. Erdoğan, "İşimiz çok olabilir, mesuliyetimiz ağır olabilir, vaktimiz kısıtlı olabilir; ama bunların hiçbiri vatandaşla arayı soğutmanın mazereti olamaz" dedi. Erdoğan, kibir, gurur, böbürlenme ve halktan kopuk bir tavrın AK Parti siyaset anlayışıyla bağdaşmadığını belirterek, "Sokakta, çarşıda kasılarak yürüme gibi karakter zafiyetleri bu çatı altında, Tayyip Erdoğan’la yol arkadaşlığı yapan hiç kimseye yakışmaz. Buna, en başta AK Parti Genel Başkanı olarak biz izin vermeyiz" dedi. Milletle arasına mesafe koyanların, partiyle de arasına mesafe koymuş sayılacağını ifade eden Erdoğan, vatandaşa tavır alan, hürmetsizlik eden ya da hizmet ederken yüksünen anlayışın kabul edilemez olduğunu vurguladı. AK Parti’nin önceliğinin her zaman vatandaşın gönlünü kazanmak olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bizim gayemiz sorunları çözmektir; çözemiyorsak bile elimizden geleni yapmak, ihtiyaç duyduğu her an vatandaşımızın yanında olmaktır" diye konuştu. Bu anlayışın 24 yıldır titizlikle korunduğunu hatırlatan Erdoğan, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri ile kadın ve gençlik kollarının bu değerlere hep birlikte sahip çıkması gerektiğini belirterek, tüm teşkilata güvendiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze başta olmak üzere mazlum coğrafyaların asla ihmal edilmeyeceğini vurgulayarak, Türkiye’nin insani yardım ve dayanışma çabalarını kararlılıkla sürdüreceğini söyledi. Erdoğan, 11 Ekim’den bu yana Gazze’de ateşkes sağlanmış olsa da İsrail’in saldırılarıyla enkaza çevrilen yerleşim alanlarında sıkıntıların devam ettiğine dikkat çekti. Kış şartlarının ağırlaşmasıyla birlikte Gazze halkının yaşadığı zorlukların daha da arttığını belirten Erdoğan, şiddetli yağışlar nedeniyle su altında kalan çadırları ve aşırı soğuk sebebiyle hipotermi geçiren bebek ve çocukların durumunun yürekleri dağladığını ifade etti. Ateşkes mutabakatına göre Gazze’ye günlük 600 TIR insani yardım girmesi gerektiğini hatırlatan Erdoğan, İsrail’in bu konuda taahhütlerini yerine getirmediğini, insani yardım girişlerine çeşitli bahanelerle sürekli engel çıkardığını söyledi. Tüm bu engellere rağmen Türkiye’nin imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Erdoğan, geçen hafta bin 300 ton insani yardım malzemesi taşıyan 19’uncu "İyilik Gemisi"nin Mısır’ın El Ariş Limanı’na ulaştığını açıkladı. İsrail saldırılarının başladığı günden bu yana Gazze’ye gönderilen yardım miktarının ise 105 bin tona yaklaştığını kaydetti. Gazze halkının ilaca, gıdaya, giyeceğe ve ısınma amaçlı yakıta acil ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, "Hepsinden öte Gazze’nin umuda, dayanışmaya ve manevi desteğe ihtiyacı var" dedi. Bu nedenle duaların artırılacağını ifade eden Erdoğan, mübarek üç aylarda Filistin’e yönelik yardımların daha da çoğaltılacağını vurgulayarak, "Türkiye olarak sinmeyeceğiz, susmayacağız, unutmayacağız. Gazzeli mazlumları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin tarih boyunca yalnızca hakkın, haklının ve mazlumun yanında yer aldığını vurgulayarak, bu duruşun dün olduğu gibi bugün de değişmeden sürdüğünü söyledi. Erdoğan, ecdadın "Allah Allah" nidalarıyla üç kıta yedi iklimde adalet için mücadele verdiğini hatırlatarak, Türkiye’nin tarih boyunca mazlumlar için bir "eman yurdu" olduğunu ifade etti. Din, dil ve köken ayrımı gözetmeksizin zulme uğrayan herkese kapıların açıldığını belirten Erdoğan, Engizisyondan kaçan Musevilerden Nazi zulmünden kaçan bilim insanlarına kadar pek çok mazlumun bu topraklarda güven bulduğunu dile getirdi. Kafkaslardan Balkanlara, Afrika’dan Asya’ya kadar dara düşenin yardımına koşmanın Türkiye’nin değişmeyen karakteri olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu anlayışın geçmişte olduğu gibi gelecekte de süreceğini söyledi. Ay-yıldızlı al bayrağın, mahzun gönüllere umut vermeye devam edeceğini ifade etti. Türk tarihinin adalet, merhamet, şefkat, cesaret ve kahramanlıkla yoğrulduğunu belirten Erdoğan, devletine sığınan mazlumu asla teslim etmeyeceğini söyleyen bir ecdadın mirasçısı olunduğunu dile getirdi. Kudüs’ün dört asır boyunca adaletle yönetildiğini hatırlatan Erdoğan, Filistin toprakları için yapılan tekliflerin, "Bir karış dahi toprak satılamaz" diyerek reddedildiğini vurguladı. Türkiye’nin bin yıldır bu coğrafyada bedel ödeyerek var olduğunu ifade eden Erdoğan, Çanakkale’den Millî Mücadele’ye, 15 Temmuz’a kadar istiklal ve istikbale kasteden tüm girişimlerin bozguna uğratıldığını söyledi. Türkiye’nin her zaman barıştan yana olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu, haksızlığa rıza göstereceğimiz, zulme sessiz kalacağımız anlamına gelmez. Asla" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den Ege’ye kadar her alanda hak ve menfaatlerini kararlılıkla savunduğunu vurgulayarak, "İster Doğu Akdeniz’de, ister Ege’de, isterse başka bir yerde olsun; biz ne hak yeriz, ne de hakkımızı yediririz" dedi. Kıbrıs Türkü’nün hak ve çıkarlarının gasp edilmesine asla müsaade edilmeyeceğini belirten Erdoğan, "Anlaşmalar yapılabilir, imzalar atılabilir, sipariş sorularla çeşitli mesajlar da verilebilir. Bunların hiçbiri bizi bağlamaz, bizim politikamızı değiştirmez. Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların hadsizliklerinin bizim nazarımızda "Teneke tıngırtısından" farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız. Türkiye olarak, uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalarımız çerçevesinde, tarihi tecrübemize ve köklü devlet geleneğimize yakışır şekilde; vakarla, basiretle, sağduyuyla, sükûnetle hareket etmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hizmet aşkını her geçen gün büyüterek, coşku ve heyecanı artırarak tüm Türkiye için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Sorunlara çözüm bulmak, dertlere derman olmak amacıyla bütün enerji ve gayretlerini, bilgi birikimlerini ve tecrübelerini ortaya koyduklarını ifade eden Erdoğan, bu mücadelenin kalpten ve samimiyetle yürütüldüğünü vurguladı Liyakatli ve tecrübeli kadroların liderliğinde Türkiye’nin büyüdüğünü, güçlendiğini ve küresel bir güç olma hedefine sağlam adımlarla ilerlediğini belirten Erdoğan, doğudan batıya 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışında olduğu gibi dünyanın birçok yerinde de Türkiye’ye yönelik muhabbetin arttığını, ülkeye gösterilen teveccühün çoğaldığını memnuniyetle müşahede ettiklerini kaydetti. Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecinde mesafe kat edildikçe yalnızca ülke içinde değil, sınırların ötesinde de karamsarlık havasının dağılmaya başladığını söyledi. Erdoğan, Arap, Kürt, Türkmen, Sünni ve Şii’lerin geleceklerine artık daha büyük bir umutla baktığını belirterek. u umutları güçlendirmek adına Türkiye’nin meşru zemin içinde üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirdiğini vurguladı. Sürece ilişkin yürütülen istişareler neticesinde "efradını cami, ağyarını mâni" bir anlayışla hazırlanan raporun geçen hafta Komisyona teslim edildiğini ifade eden Erdoğan, ittifak ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin de büyük emek verildiği anlaşılan raporunu Komisyona sunduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ağustos’tan bu yana fedakârca çalışan Komisyon üyelerini tebrik ederek, her birine ayrı ayrı teşekkür etti. Cumhur İttifakı olarak sürecin ilk gününden itibaren yapıcı, kuşatıcı, makul, mutedil ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerin ölçülüp biçilerek, bir değil bin kez düşünülerek sarf edildiğini ifade etti. 86 milyonun emanetini taşımanın bilinciyle son derece dikkatli ve serinkanlı, aynı zamanda samimi ve kararlı bir politika izlediklerini belirten Erdoğan, bu sürecin hiçbir şekilde siyasi ikbal hesabıyla yürütülmediğinin altını çizdi. Türkiye’nin önünde açılan tarihi fırsat penceresini ardına kadar açarak ülkeyi terör belasından ilanihaye kurtarmayı hedeflediklerini dile getiren Erdoğan, bunun da şehitlerin aziz hatıralarını incitmeden, şehit yakınlarını ve gazileri rahatsız edecek hiçbir adıma izin vermeden gerçekleştirileceğini söyledi. Bugüne kadar bu hassasiyetin dışına çıkılmadığını vurgulayan Erdoğan, bundan sonra da böyle bir durumun asla söz konusu olmayacağını kaydetti. Erdoğan, ne kendilerinin ne de ittifak ortağı Devlet Bahçeli’nin bu yönde bir girişim içinde bulunmasının dahi düşünülemeyeceğini belirterek, atılan her adımın Türkiye’nin selameti için atıldığını, milletin de bu hüsnüniyeti açıkça gördüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, atılan her adımın yalnızca Türkiye ve Türkiye’nin selameti için atıldığını vurgulayarak, milletin bu süreçteki hüsnüniyeti açıkça gördüğünü söyledi. Erdoğan, bazı çevreler görmezden gelse de 86 milyonun neyin başarılmaya çalışıldığını çok iyi anladığını belirterek, Türkiye’nin huzurun, güvenliğin, kalkınmanın ve refahın olduğu bir yola girdiğini, bu yolun sabırla ve kararlılıkla sonuna kadar yürüneceğini ifade etti. Terörden beslenen odakların, coğrafyayı kan gölüne çevirmek isteyen katliam şebekelerinin ve bu yapılarla aynı kayığa binmeye hevesli marjinal unsurların provokasyonlarının bu süreci engelleyemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, ortak tarih ve ortak gelecek vizyonu ekseninde kardeşliğin güçlendirilmesi, bölgede barış ve istikrar kuşağının tesis edilmesi için gereken her adımın atılmaya devam edileceğini söyledi. Muhalefete de eleştiriler yönelten Erdoğan, ülkenin her meselesinde olduğu gibi komisyon raporu sürecinde de muhalefetin kolaya kaçtığını, hasbi değil hesapçı bir tutum sergilediğini dile getirdi. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin vesayete teslim olduğunu, baskılara direnemediğini ve sürecin önünü açacak somut hiçbir teklif ortaya koyamadığını ifade eden Erdoğan, rapor sayısıyla övünen CHP’nin iş çözüm üretmeye ve risk almaya gelince yine geri durduğunu kaydetti. Meclisin, neredeyse yarım asırdır Türkiye’nin ayağına bağ olan bir meselenin çözümü için büyük bir sorumluluk üstlendiğini belirten Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın çözüm için tüm gövdesiyle taşın altına elini koyduğunu, buna rağmen ana muhalefetin sunduğu rapor niteliğindeki evrak yığınlarında somut bir öneri bulunmadığını söyledi. Muhalefetin ezberleri tekrar etmekten öteye geçemediğini ve sürekli yön değiştirdiğini dile getiren Erdoğan, bu rotasızlığın yalnızca rapor sürecinde değil, yurt dışı ziyaretlerinde de açıkça görüldüğünü ifade etti. CHP Genel Başkanı’nın verdiği sözlere rağmen yurt dışında Türkiye Partisi olma sorumluluğunu sergileyemediğini söyleyen her seyahatin millet adına mahcubiyet oluşturduğunu, gaf ve skandallarla 86 milyonu zor durumda bıraktığını söyledi. Erdoğan, Türkiye’nin yabancılara şikâyet edilmesini ve uluslararası platformlarda küçük düşürücü tutumlar sergilenmesini eleştirerek, siyasi rakipleri olsa dahi CHP’nin yabancılar karşısında zafiyet içinde olmasını istemediklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanının uluslararası bir toplantıda muhataplarına "yalnızca 5 dakika" için yalvarır görüntüler vermesini kabul edilemez bulduklarını söyledi. Erdoğan, bırakın siyasetçiyi, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen hiç kimsenin Türkiye’yi böyle bir duruma düşürmeye hakkı olmadığını vurgulayarak, "Sayın Özel, ülkesini yabancılara kötülemeyi belki kendisine yakıştırabilir Sayın Özel, muhatabından "5 dakika" dilenmekten belki gocunmayabilir. Ama biz bunu Türkiye’nin ana muhalefet partisine ve genel başkanına asla yakıştırmıyoruz. Milletimizin desteğiyle 23 yıldır Türkiye’yi uluslararası arenada iftiharla temsil eden bir siyasetçi olarak, batı karşısındaki bu kompleksli tavrı, ben içime sindiremiyorum. Hatta Sayın Özel’in tüm Türkiye’nin başını öne eğdiren içler acısı hallerini gördükçe, inanın onun adına ben hicap duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımın da, böyle bir ezikliği, böyle bir lakaytlığı kendi gönül dünyalarında kabul etmediklerine inanıyorum. Hoş Daha mezar başında nasıl davranacağından habersiz, kabristanda kadeh tokuşturmayı maharet zanneden birisinden, yurt dışında diplomatik temsil beklemek, beyhude bir uğraştır. Kendi müteveffa milletvekiline saygı duymayan, millete saygı duyar mı? Kendi örfünü, adetini bilmeyen, diplomasinin teamüllerini bilir mi? Çıkmışlar, bir de bu edepsizliği savunmaya kalkıyorlar. Ne diyelim, Allah CHP’li vatandaşlarımıza sabır; bunlara akıl-fikir versin" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güçlü bir AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, safların genişletilmesi, muhabbetin güçlendirilmesi ve birlik ile beraberliğin daha da kuvvetlendirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, siyaseti hizmet aracı değil rant vasıtası olarak gören anlayışın belediyeleri hangi noktaya sürüklediğinin açıkça görüldüğünü belirterek,"86 milyonun geleceğini, gözlerini rant hırsı bürümüş kifayetsizlerin insafına terk etmeyeceğiz. Sizlerden omuzlarınızdaki yükün bilinciyle daha fazla çalışmanızı, daha fazla eser ve hizmet üretmenizi bekliyorum. Milletin bir kör kuruşunu dahi boşa harcamadan, tek bir lirasına dahi kirli ellerin uzanmasına müsaade etmeden çalışacağız, koşturacağız. Sözlerimi bitirmeden önce, 2026 yılı için 28 bin 75 lira olarak açıklanan yeni asgari ücretin, işçi ve işverenlerimize hayırlı olmasını diliyorum .Böylece, net asgari ücreti, geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artırmış oluyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl Bin 270 lira olarak uygulamayı sürdüreceğiz. Bundan sonra da emekçimizin, çalışanımızın, işverenimizin, velhasıl 86 milyonun her bir ferdinin yanında olacağız" açıklamasını yaptı.
Edirne Edirne’de mera ıslah projeleri ile hayvancılığa destek Edirne’nin Keşan ve Havsa ilçelerinde hayvancılığın geliştirilmesi, mera alanlarının verimliliğinin artırılması ve üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla yürütülen Mera Islah ve Amenajmanı Projesi kapsamında çalışmalar aralıksız devam ediyor. Keşan ilçesine bağlı Karahisar köyünde projeyle ilgili toplam 25 dönüm mera alanında ıslah çalışmaları sürdürülüyor. Geçtiğimiz yıl mera verimliliğini artırmak amacıyla ön bitki olarak yulaf ekimi yapılan alanda, bu yıl 7’li karışım mera otu ekimi gerçekleştirildi. Ekim çalışmaları, modern tarım tekniklerinden biri olan drone destekli ekim yöntemi kullanılarak yapıldı. Karahisar Köyü Muhtarı Cavit Ateş, "Geçen yıl yapılan ekipleri çok iyi verim aldık. Bu yıl da biraz daha fazla alana ekim yaparak hayvancılığa katkı yapmak için ekimi gerçekleştirdik. Bize bu imkanı sağlayan il müdürlüğümüze ve bakanlığımıza saygı sunuyoruz" dedi. Taptık köyünde suni mera alanı 600 dekara ulaşıyor Havsa ilçesine bağlı Taptık köyünde ise Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nce desteklenen proje çerçevesinde altılı karışım mera otu tohumu ekimi yapıldı. Bu yıl 400 dekar alanda gerçekleştirilen ekim çalışmalarıyla birlikte, daha önce ekimi tamamlanan 200 dekar alanla, köyde toplam 600 dekar suni mera alanı oluşturulmuş olacak. Mera ekim çalışmalarına; Havsa Kaymakamı Oğuzhan Aksoy, İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse, İl Müdür Yardımcısı Volkan Diriker, Havsa İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Doğan, Havsa Ziraat Odası Başkanı Bülent Uzel, Çayır, Mera ve Yem Bitkileri Şube Müdürü Metin Özkan, teknik personel ve üreticiler katıldı. Tohum ve gübre desteği Proje kapsamında Taptık köyünde yürütülen çalışmalar için 8 ton gübre, 4 ton yulaf tohumu, 2 ton altılı karışım mera otu tohumu kullanılarak toplam 600 dekarlık suni mera alanı tesis edilecek. Ekim çalışmalarının ardından yetkililer, köy kahvesinde üreticilerle bir araya gelerek vatandaşların talep ve önerilerini dinledi, karşılıklı istişarelerde bulundu. Yürütülen çalışmalarla mera alanlarının ıslah edilmesi, sürdürülebilir hayvancılığın desteklenmesi, üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması ve yem maliyetlerinin azaltılması hedefleniyor. Yetkililer, mera ıslah projelerinin Edirne genelinde artarak devam edeceğini vurguladı.
Bursa Gürsu’da sıfır atıktan sürdürülebilir tarıma geçildi Gürsu Belediyesi’ne bağlı Gürsu Tarımsal Araştırmalar Merkezi (GÜRTAM) tarafından yürütülen "Sıfır Atıktan Sürdürülebilir Tarıma; Kumlukalan Siyah Altın Projesi" keyifli bir sertifika töreni ile son buldu. ARGE Müdürlüğü tarafından geliştirilen proje, yerel kalkınmaya ışık tutan, çevresel sorumluluğu önceleyen ve üretim bilincini pekiştiren atığı bertaraf etmeyi değil; atıktan değer üretmeyi merkeze alan vizyoner bir yaklaşımla hayata geçirildi. Avrupa Birliği finansmanı ve ICMPD ENHANCER Hibe Programı desteğiyle yürütülen bu proje kapsamında; Kumlukalan’da hasat eğitimi, budama eğitimi, iş sağlığı ve güvenliği, kalite yönetim sistemleri ve soğuk hava depoları başta olmak üzere toplam 6 farklı eğitim programı başarıyla gerçekleştirildi. Bu eğitimler sayesinde üreticilerin bilgi ve uygulama kapasitesi sahada doğrudan güçlendirildi. Yine proje kapsamında kooperatifin kullanımına sunulan kompost makinesi, soğuk hava deposu altyapısı ve üretim süreçlerini destekleyen teknik ekipmanlar, çevre dostu ve verimli bir üretim yapısının kurulmasına önemli katkı sağladı. Üreticilere ve çiftçilere verilen eğitimlerin sertifikalandırıldığı törende konuşan Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, "Belediye olarak bizler, sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil; yerel yönetim sorumluluğu olarak görüyoruz. Bu nedenle; planlı, ölçülebilir ve çoğaltılabilir projeleri desteklemeye devam edeceğiz. Kumlukalan’da oluşturulan bu modelin, ilçemiz ve bölgemiz için güçlü ve örnek bir uygulama olacağına inanıyorum" dedi.
Afyon Sarı serumdan ölüm olayında ilk duruşma görüldü Afyonkarahisar’da geçtiğimiz yaptırdığı sarı serum sonrası fenalaşan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Mehmet Gündoğan olayında hakim karşısına çıkan doktor kendisini gerekli yasal prosedürleri yerine getirdiği şeklinde savunarak, "Yoğun bakımda hayatını kaybeden Gündoğan için gerekli tetkiklerle birlikte elimizden geleni ekibimizle birlikte yaptık" dedi. Olay, geçtiğimiz 13 Ocak 2025’te kent merkezindeki özel bir klinikte meydana geldi. İddiaya göre, mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın sahibi olan ve umre yolculuğu hazırlığı yapan 2 çocuk babası Mehmet Gündoğan, grip şikayetiyle kliniğe başvurdu. Burada Gündoğan’a herhangi bir tetkik yapılmadan sarı serum bağlandı. Ancak Gündoğan serumun bitmesine yakın nefes almakta güçlük çektiğini söyleyerek fenalaştı. Sonrasında ise Gündoğan’a iddiaya göre klinik çalışanları müdahale edemedi. Yaklaşık 10 dakika sonra Gündoğan’ın refakatçi olarak yanında götürdüğü arkadaşı Gündoğan’ın durumunu görünce 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine kliniğe gelen ambulansla Afyonkarahisar Devlet Hastanesine kaldırılan Gündoğan müdahalenin ardından yoğun bakıma alındı. Ancak Gündoğan girdiği yoğun bakımdan 20 saatin sonunda yaşama tutunamayarak hayatını kaybetti. "Sözlü onayıyla tedaviye başlandı" Olayın ardından Afyonkarahisar 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Duruşmaya tutuksuz sanık doktor S.E. ile tanıklar olayda yaşamını Mehmet Gündoğan’ın ailesi ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada sanık S.E. verdiği ifadesinde Gündoğan’ın kliniğe 13 Ocak’ta grip, bademcik şikayetiyle birlikte hızlı bir şekilde iyileşmek istediği üzerine başvurduğunu ve Gündoğan’ın sözlü onayıyla tedaviye başlandığını kaydetti. "O gün penisilin kaynaklı öngörülemeyen alerjiye bağlı olarak nefes almakta güçlük çekti" İçerikleri hakkında bilgi verdiği iki serumun maktule takıldığını söyleyen S.E, hastanın o gün penisilin kaynaklı öngörülemeyen alerjiye bağlı olarak nefes almakta güçlük çekmesi üzerine 112 Acil Sağlık ekibini çağırdıklarını kaydederek, "Bir süre sonra ambulansla entübe edilerek hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda hayatını kaybeden Gündoğan için gerekli tetkiklerle birlikte elimizden geleni ekibimizle birlikte yaptık" dedi. Sanık S.E., son olarak beraatini talep etti. Duruşmada söz alan Göndoğan’ın eşi Songül Gündoğan ise özel klinikte ihmallerin olduğu gerekçe göstererek suçluların cezalandırılmasını istedi. Tanık beyanlarının alınması sonrası, mahkeme duruşmayı 3 Mart 2026’ya erteledi.
Edirne Edirne’de mera ıslah projeleri ile hayvancılığa destek Edirne’nin Keşan ve Havsa ilçelerinde hayvancılığın geliştirilmesi, mera alanlarının verimliliğinin artırılması ve üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla yürütülen Mera Islah ve Amenajmanı Projesi kapsamında çalışmalar aralıksız devam ediyor. Keşan ilçesine bağlı Karahisar köyünde projeyle ilgili toplam 25 dönüm mera alanında ıslah çalışmaları sürdürülüyor. Geçtiğimiz yıl mera verimliliğini artırmak amacıyla ön bitki olarak yulaf ekimi yapılan alanda, bu yıl 7’li karışım mera otu ekimi gerçekleştirildi. Ekim çalışmaları, modern tarım tekniklerinden biri olan drone destekli ekim yöntemi kullanılarak yapıldı. Karahisar Köyü Muhtarı Cavit Ateş, "Geçen yıl yapılan ekipleri çok iyi verim aldık. Bu yıl da biraz daha fazla alana ekim yaparak hayvancılığa katkı yapmak için ekimi gerçekleştirdik.Bize bu imkanı sağlayan il müdürlüğümüze ve bakanlığımıza saygı sunuyoruz" dedi. Taptık köyünde suni mera alanı 600 dekara ulaşıyor Havsa ilçesine bağlı Taptık köyünde ise Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen proje çerçevesinde altılı karışım mera otu tohumu ekimi yapıldı. Bu yıl 400 dekar alanda gerçekleştirilen ekim çalışmalarıyla birlikte, daha önce ekimi tamamlanan 200 dekar alanla, köyde toplam 600 dekar suni mera alanı oluşturulmuş olacak. Mera ekim çalışmalarına; Havsa Kaymakamı Oğuzhan Aksoy, İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse, İl Müdür Yardımcısı Volkan Diriker, Havsa İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Doğan, Havsa Ziraat Odası Başkanı Bülent Uzel, Çayır, Mera ve Yem Bitkileri Şube Müdürü Metin Özkan, teknik personel ve üreticiler katıldı. Tohum ve gübre desteği Proje kapsamında Taptık köyünde yürütülen çalışmalar için 8 ton gübre, 4 ton yulaf tohumu, 2 ton altılı karışım mera otu tohumu kullanılarak toplam 600 dekarlık suni mera alanı tesis edilecek. Ekim çalışmalarının ardından yetkililer, köy kahvesinde üreticilerle bir araya gelerek vatandaşların talep ve önerilerini dinledi, karşılıklı istişarelerde bulundu. Yürütülen çalışmalarla mera alanlarının ıslah edilmesi, sürdürülebilir hayvancılığın desteklenmesi, üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması ve yem maliyetlerinin azaltılması hedefleniyor. Yetkililer, mera ıslah projelerinin Edirne genelinde artarak devam edeceğini vurguladı. (MÇ-