ÇEVRE - 25 Nisan 2025 Cuma 14:55

Başkan Büyükkılıç’tan Sultan Sazlığı için ‘büyük turizm’ adımı

A
A
A
Başkan Büyükkılıç’tan Sultan Sazlığı için ‘büyük turizm’ adımı

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ile birlikte ‘kuş cenneti’ olarak nitelendirilen Sultan Sazlığı’nı turizmin merkezi haline getirmek için harekete geçti. Bölgede incelemelerde bulunan Başkan Büyükkılıç ve Vali Çiçek, doğa harikası özellikleri ve kuş gözlemi imkânlarıyla dikkat çeken Sultan Sazlığı’nı turizmle canlandıracak hizmetlerle buluşturacaklarını duyurdu.


Kayseri’nin en önemli doğal alanlarından biri olan ve 301 kuş türüne ev sahipliği yapan Sultan Sazlığı, göç eden kuşlar ve flamingolarla her yıl yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Yeşilhisar, Yahyalı ve Develi’nin orta kısmında önemli bir turizm destinasyonu olan, eşsiz doğa harikası Sultan Sazlığı, turizmdeki potansiyelini en üst düzeye çıkarmaya hazırlanıyor.


Bu kapsamda, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Yeşilhisar Kaymakamı Cüneyt Caner ve Yeşilhisar Belediye Başkanı Halit Taşyapan’ın katılımıyla Sultan Sazlığı’nda bir dizi inceleme gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, burada yaptığı açıklamada, bölgenin turizm açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı.


Başkan Büyükkılıç, Sultan Sazlığı’nın önemine vurgu yaparak, şunları söyledi:


"Yeşilhisar maşallah coştukça coşuyor. Önemli turizm bölgesi olarak biliniyor. Soğanlı Vadimizin ziyaretçileri arttı, oradaki çalışmaları da hızlandıracağız. Kapadokya’nın giriş kapısı niteliğinde olan Soğanlı Vadisi’nden 25-30 kilometre aşağı indiğinizde, Erciyes’imizin eteğinde, Yahyalı, Develi ve Yeşilhisar’ımızla kuşatılmış olan Sultan Sazlığımızı görürsünüz. Sultan Sazlığı’nın önemi, 301 kuş çeşidinin değişik zamanlarda göç etmesi, flamingoların görsel şölen oluşturmasıdır."


"Birlikte çalışmanın en güzel örneklerini burada sergileyeceğiz"


Bölgedeki turizm ve altyapı projelerinin hızlandırılacağı müjdesini veren Başkan Büyükkılıç, "Bizim amacımız buraları insanların hizmetine sunmak, bölge insanına ekonomik açıdan da turizm açısından da katkı sağlayıcı yaklaşımlarda bulunmaktır. Dayanışarak, bu hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Şimdiden yapılacak olan çalışmaların hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Birlikte çalışmanın en güzel örneklerini burada sergileyeceğiz" diye konuştu.


"Büyükşehir Belediyemiz ile iş birliği içerisinde bir planlamamız var"


Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ise Sultan Sazlığı’nın doğa turizmi açısından Türkiye’nin parlayan değerlerinden biri olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:


"Sultan Sazlığı’nın geçmişte belli bir dönemdeki hareketlilik kısmını yakalamak için Büyükşehir Belediyemiz ile iş birliği içerisinde bir planlamamız var. Milli Parklar, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Valiliği el ele vermiş durumda. İçerideki işletmenin tekrar değerlendirilmesi, yürüyüş yollarının giderilmesi, peyzaj ve yol düzenlemesi ile ilgili bir çalışma kararı aldık. Sultan Sazlığı’nın daha çok gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyoruz."


Büyükşehir Belediyesi ve Kayseri Valiliği’nin bu güçlü iş birliği ve atılacak adımlarla Sultan Sazlığı, sadece Kayseri’nin değil, tüm Türkiye’nin doğa turizmi alanındaki parlayan yıldızlarından biri haline gelecek.



Başkan Büyükkılıç’tan Sultan Sazlığı için ‘büyük turizm’ adımı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.