GÜNDEM - 31 Aralık 2023 Pazar 10:38

Acil çağrı merkezine gelen ihbarların yüzde 40’ı asılsız

A
A
A
Acil çağrı merkezine gelen ihbarların yüzde 40’ı asılsız

Kayseri 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Mustafa Ak, merkeze 2023 yılında 1 milyon 720 bin çağrı geldiğini, bu çağrıların yüzde 40’ının asılsız olduğunu kaydetti.


Kayseri’de 112 Çağrı Merkezi çalışanları, vatandaşların yeni yıla güven içerisinde girmesi için mesaisini sürdürüyor. Sağlık, emniyet, jandarma, itfaiye, AFAD ve orman birimlerinin bulunduğu merkezde ekipler, vatandaşlardan gelen çağrıları alarak kısa süre içerisinde ekip gönderiyor. 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Mustafa Ak, merkeze 2023 yılı içerisinde 1 milyon 720 bin çağrının geldiğinin söyleyerek, bu çağrıların yüzde 40’ının vakaya dönüşmediğini kaydetti. Vatandaşları uyaran Ak, "Kayseri 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğüne 1 yıl içerisinde toplamda 1 milyon 720 bin çağrı gelmiştir. Bu çağrıların yüzde 60’ı vakaya dönüşmüş, yüzde 40’ı ise vakaya dönüşmeyen gereksiz çağrılardır. Acil çağrı merkezimizde sağlık, emniyet, jandarma, itfaiye, AFAD ve orman birimleri görev yapmaktadır. Valimizin talimatları doğrultusunda yılbaşı gecesi için personelimizde takviyeye gittik. Halkımızın yeni yıla kazasız, belasız, sıkıntısız girmesi için gerekli tedbirleri aldık. Acil çağrı merkezi olarak vatandaşlarımızın her zaman hizmetindeyiz. Onlardan ricamız acil çağrı merkezini ilgilendirmeyen konularla merkezimizi arayıp gereksiz meşgul etmemelerini istiyoruz. Gereksiz çağrılarla uğraşırken bir kişinin hayatı ile sonuçlanacak çağrılarda gecikmeli müdahale olabilir. Bunu da hiçbirimiz istemiyoruz. Vatandaşlarımızın acil durumlarda yanlarında olduklarımızı bilmelerini istiyoruz. Gereksiz bilgi danışma, küçük bir araştırmaya edinecekleri bilgiler için acil çağrı merkezini aramamalarını özellikle rica ediyorum" ifadelerini kullandı.


Mustafa Ak, "2023 yılının son gününde de her zaman olduğu gibi acil çağrı merkezimizin çalışanları 7 gün 24 saat sürekli görevlerinin başında. Vatandaşlarımızın yeni yıla huzurlu ve güven içerisinde girebilmesi için personellerimiz görevlerinin başındadır. Tüm Kayserililere iyi yıllar diliyoruz" dedi.



Acil çağrı merkezine gelen ihbarların yüzde 40’ı asılsız

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.