GENEL - 23 Ekim 2019 Çarşamba 16:33

Tekden Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden:”Emperyalizme boyun eğmeyen tek millet Türk Milletidir”

A
A
A
Tekden Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden:”Emperyalizme boyun eğmeyen tek millet Türk Milletidir”

Kayseri Özel Tekden Fen ve Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı Özel Birleşimi üzerine toplanan 3.

Kayseri Özel Tekden Fen ve Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı Özel Birleşimi üzerine toplanan 3. Tekden Öğrenci Meclisi’nin açılış konuşmasını yapan Tekden Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden, ”Emperyalizme boyun eğmeyen tek millet Türk Milletidir” dedi.


Özel Tekden Lisesi’nde bu yıl 3.’sü gerçekleştirilen Tekden Öğrenci Meclisi Tekden Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden, öğretmenler ve öğrenciler katılımı ile şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.


Tekden Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden, bu tür meclis toplantılarının öğrencilerin ülke gündemiyle ilgilenmesini sağladığını söyleyerek, “Değerli arkadaşlar çabanızı görüyorum ve çok şükür diyorum. Bizim gayretlerimiz boşa gitmiyor ve bizler karşımızda hep büyük insanlar görüyoruz. Geleceğimizi yoğuracak ve Türkiye’yi çağlar ötesine sıçratacak insanlar görüyorum. Bu da bizim için, bu okulları açmanın en büyük sebebidir ve bu bakımdan da gurur duyuyorum. Türkiye’nin geleceğini kucaklayacaksınız, bu günlerde hayata atılmak için 24-25 yaş gibi bir yaş gerekiyor ama tarih boyunca 14-15 yaşına gelmiş gençler artık olgunlaşmış insanlar olarak toplumlarda görevlerinin başlarına geçerlerdi. Eğitimimiz biraz uzun ama ülkemiz sizleri ve mükemmel hizmetlerinizi bekliyor. Bu tür toplantılar sizin ülke gündemiyle ilgilenmenize vesile olduğu için çok önemli” dedi.


‘Düğüne gider gibi şahadete giden yiğitler var’


Türkiye’de şahadete severek giden askerlerin olduğunu ve dünyada İslamofobinin yanında Türkofobinin de gelişmekte olduğunu söyleyen Tekden, “Bu ülke nice yiğitlerini şehit veriyor. Gözünü kırpmadan düğüne gider gibi şahadete gidenler var bu ülkede. Sevmek hakkını vermektir diye bir söz var çok sevdiğim. Bu milleti, bu ülkeyi ve değerlerini seven insan hakkını vermek zorundadır. Bizim de hazır olduğumuz gibi, bazıları da şahadet şerbetini içmek için can atıyor ama sizlere alın ve akıl teri dökmek de düşüyor. Burada bu güzel ve malum millete hizmet etmek bizim en önemli şiarımız ve vazifemizdir. Dünyada emperyalistlerin baş eğdirmediği Türklerden başka bir millet daha yoktur. Dünyada İslamofobi gelişiyor ve nedeni de emperyalizmin en büyük düşmanı İslam olmasıdır ama bunun ötesinde asıl gelişen şey Türkofobidir. Bunlar da bazı büyük şahsiyetlerin söylediğine göre 1453’de başladı ve hala da devam ediyor. Eğer bunu bilmez ve tarihimizden yoksun olursak, biz de dünyadaki o emperyalizmin ezdiği milletler arasına gireriz” dedi.


Amerikan askerlerini taşlayanların hayal kırıklığına uğradıklarını ve dünyada mazlumların hakkını savunan tek milletin Türk Milleti olduğunu söyleyen Kemal Tekden, sözlerine şu şekilde devam etti:


“Sizler geleceğimizi kucaklayacak insanlarsınız. Bugünün sorunu Barış Pınarı Harekatı olduğu için, televizyonlarda görüyoruz Amerikan askerlerini taşlıyorlar. Sebebi de hayal kırıklığına uğramalarıdır. Bilselerdi emperyalistlerden dost olmaz. Amerika, Fransa ve İngiltere’den dostluk bekleyenler, bir gün yanılacaklardı ve yanıldıklarını anladılar. Onların Kürt ya da insanlık hakkı diye bir şeyden haberleri yok. Böyle bir dert varsa bizim var. Kürtler ve bütün mazlumlar bizim kardeşimizdir ve onları dünyada savunacak tek bir millet kaldı o da Türk Milletidir.”


Uyumayan ve sorgulayan insanların sürü olmayacağını ve zeka gücüyle dünyada rekabet edebileceğini söyleyen Kemal Tekden, “Türkiye dik duruyor ve sağlam adımlar atıyor . Bununla beraber büyük başarılar elde ediyor. Bunu gelecekte siz de yapacaksınız. Burada olduğu gibi, bizim arzu ettiğimiz bilen ve bilge şahsiyetler olacaksınız. Bundan da adım gibi eminim. Eğitim asla bir bilgi yükleme değildir, eğitim sorgulamaktır ve dünyayı tanımaktır. Eğitim merhamet ve şefkat duygularını geliştirmektir. Ben gençliğimde hipnozla ilgilenmiştim ve hipnozda 100 kişiden 95’i çok kolay bir şekilde uyutulabilir ama yüzde 5’i asla uyumuyordu. Nedeni de bu insanların sorgulaması ve sorgulayan insanları uyutmak mümkün değildir. Her zaman söylemek istediğim şey şu, her şeyi her zaman sorgulayın. Eğer sorgularsanız sürü olmazsınız ve dünyaya akıl ile kafa tutacak insanlar haline gelirsiniz. Dünyadaki bütün mazlumların sizlerden beklentisi bu. İşte bu yüzden siz bekleniyorsunuz ve size dünyanın ihtiyacı var. Allah yar ve yardımcınız olsun. Tekrar meclisinizin bu çalışmasını tebrik ediyorum ve hayırlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.


Tekden Öğrenci Meclisi Meclis Başkanı birleşimi açtıktan sonra Barış Pınarı Harekatındaki Kahraman Ordumuzun yanında her daim olduğumuzu göstermek için milletvekillerini selamlamak için davet etti.TÖM milletvekilleri ve protokol askeri selamlayarak Barış Pınarı Harekatına desteklerini ifade ettirler. Tekden Öğrenci Meclisi aşağıdaki konular üzerine oturumuna devam etti.


1-Barış Pınarı Harekatı


a) Dış basında Barış Pınarı Harekatı


2-Toplumsal Eşitsizlikler


a)Kadın ve Çocuk Cinayetleri


b)Kadın Erkek Eşitliği


c)Mesleki Dağılımlar


3-Eğitim Sistemi


a)Sınav Sistemi


b)Yeni Eğitim Modeli


4-Göçmen Sorunu


a)İç Olaylar


b)Göçmen İmkanı


5-Doğa Tahribatı


a)Orman Yangınları


b)Hayvan Hakları

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Uzmanından diş gıcırdatma ve çene sıkma uyarısı DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, Ağız Diş Sağlığı Haftası ve 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü dolayısıyla diş gıcırdatma ve çene sıkma olarak bilinen bruksizm tedavisi hakkında yapılması gerekenleri anlattı. Bruksizm sorunu yaşayanların; çene ağrısı, dişlerde aşınma, çiğneme kaslarında ağrı, TME (temporomandibular eklem) bozuklukları ve baş ağrısı ile karşı karşıya kalabileceklerini ifade eden Diş Hekimi Jale Demir, “Botulinum toksin, bu kasların aşırı aktivitesini azaltarak bruksizmi tedavi etmek amacıyla kullanılır. Bu, kasların aşırı kasılmasını engeller, diş gıcırdatmasını azaltır ve böylece ağrı ve diş hasarı riskini düşürür. Tedavinin amacı, bruksizmle ilişkili semptomları hafifletmek ve hastaların yaşam kalitesini artırmaktır. Bu minimal invaziv tedavi, diş sıkma şiddetini azaltmada etkili bir yöntem olarak kabul edilir” dedi. Botulinum toksinin uygulanması nasıl yapılır? Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde hasta kabulüne devam eden Jale Demir, botulinum toksinin uygulanmasını; “Botulinum toksin, çene kaslarına doğrudan enjeksiyon yoluyla uygulanır. İşlem, genellikle birkaç dakika sürer ve etkileri birkaç gün içinde fark edilir hale gelir. Yapılan işlemin amacı nöromüsküler aktiviteyi belirli bir süreliğine bloke etmektir. Böylelikle kasların aşırı kasılması kontrol altına alınır” şeklinde anlattı. Botulinum toksinin uygulanmasının avantajları ve yan etkileri Botulinum toksinin uygulanmasının avantajları ve yan etkileri hakkında da bilgiler veren Demir, “Botulinum toksin enjeksiyonu çene kaslarında rahatlama sağlayarak ağrı ve rahatsızlık hissini azaltmanın yanı sıra dişlerde aşınmayı önlemeye yardımcı olur. Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir; enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı, şişlik veya morluk gibi lokal yan etkiler görülebilir ve bir kaç gün içerisinde geçer. Tedavi kalıcı olmadığından, birkaç ay sonra kas aktivitesi geri dönebilir” dedi. Estetik faydaları Maseter botoksun estetik faydaları hakkında bilgiler vererek açıklamasını sürdüren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, “Maseter botoksu çene kaslarının aşırı aktivitesinden kaynaklanan sertliği azaltarak, yüzde oluşmuş olan köşeli ya da asimetrik görüntüyü düzeltir. Bu şekilde yüz kontürünün daha yumuşak ve doğal görünmesine katkıda bulunabilir. Özellikle, çene hattının çok belirgin olduğu veya yüzün alt kısmında hacmin fazla olduğu kişilerde, maseter botoksu, yüz hatlarının daha dengeli ve orantılı görünmesine yardımcı olur” açıklamasını yaparak Ağız Diş Sağlığı Haftası’nda, 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü dolayısıyla tüm diş hekimlerin gününü kutlayarak herkese sağlıklı gülüşler diledi.
Balıkesir Balıkesir’de kuraklıktan büyüyemeyen zeytin yüz güldürmedi Türkiye’nin önemli zeytin üretim merkezlerinden Balıkesir’in Edremit Körfezi yöresinde, zeytin hasadı bütün hızıyla devam ederken, kuraklıktan büyüyemeyen zeytin yüz güldürmedi. Kuraklık nedeniyle verim de büyük düşüş yaşanırken, Tariş’in henüz fiyat açıklayamaması ve yörede zeytinyağının 150 liraya kadar düşmesi de üreticiyi üzdü. Balıkesir’in Edremit Körfezi Yöresinde zeytinde var yıllı yaşanırken, kuraklık yüzünden ürün yüz güldürmedi. Mayıs ayından beri yağmur düşmemesi yüzünden bir çok yerde zeytinler büyüyemezken, yağ verimi de düştü. Yörede iki gün önce düşen yağmur da pek fayda sağlamadı. Yörede zeytin yevmiyelerinin bin 500 liraya kadar yükselmesine karşın, Tariş’in bu güne kadar fiyat açıklayamaması ve serbest piyasa da 150 liraya kadar zeytinyağı alınması üreticileri üzdü. Artan maliyetlere karşın zeytinyağı fiyatlarının da yarı yarıya düşmesi çiftçileri zor durumda bıraktı. Zeytincinin zorda olduğunu kaydeden üretici Halil Ergün,” Zeytincinin işi bu sene çok harap. Aynı domates gibi olacak bu sene zeytin. Zeytincide domatesçi gibi olacak Maliyet yüksek. İşçi paralarını çıkarmıyor. Herkes cepten ödüyor tayfa parasını. Parası olmayan zeytini bırakıyor tarlada, toplamıyor” dedi. İsa Uçar da, “Bu sene çok kurak gitti yıl. Kurak gidince zeytin de kurudu. Yağmur yağdı ama yeterli değil. Zeytin kurudu, ama gene de topluyoruz” dedi. Cemalettin Kaya ise, “Çok kurak gitti. Şu an yağmur oldu ama, gene de çok zor. Yağ fiyatları çok düştü. Tayfa yevmiyeleri bin 500 lira, yağın kilosu 150 lira. Karşılamıyor gelen gideni” diye konuştu. Rukiye Köse de, “Bu güne kadar 1-1,5 aydır gidiyoruz biz. Çuval hiç dolmadı. Zeytin çekirdek gibi. Kasaların içinden düşüyor zeytinlerimiz. Tariş de fiyat vermiyor. Biz çok zor durumdayız. Yevmiyeler çok pahalı. Yani kendimize hiç para kalmıyor. Hepsi yevmiyeye gidiyor. Bu sene çok mağdur durumdayız” dedi. Ziraat mühendisi Mustafa Erümit de, “Zeytinde beklenen yağış sonunda geldi. Ama, biraz geç oldu tabi ki. Ürünler, gördüğünüz gibi gelişemedi. Ama, bu yağmurun illaki faydası olacaktır. Ağaçların önümüzdeki senenin ürünleri için. Fakat bu sene, maalesef mayıs ayından beri yeterli yağmur olmadığı için üretici biraz mutsuz. Yeterli ürün var aslında. Ama, ürünlerimiz gelişemedi. Rekoltemiz normalin üzerindeydi fakat gelişemediği için yine de beklentinin altında kalan bir sezon olacak bizim için. Yağmurların devamı inşallah olacak. Daha güzel bir yıl olması dileğiyle” diye konuştu.
Çanakkale Atatürk için 21 Kasım 1938’de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları gün yüzüne çıktı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün vefatından sonra 21 Kasım’da tüm Türkiye’de ikinci bir matem töreni düzenlendiğini söyledi. Borlat, arşiv çalışmaları ve dönemin yerel basınına yönelik taramalar esnasında 21 Kasım 1938’de Atatürk için Anadolu’da düzenlenen anma törenine dair fotoğrafların ilk kez ortaya çıktığını söyledi. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 86 yıl önce 10 Kasım 1938’de vefat etti. Atatürk’ün vefatından sonra tahdit işlemleri başladı. İşlemlerin 11 Kasım’da sona ermesinin ardından Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe Sarayında ziyarete açıldı. 18 Kasım’a kadar devam eden sürecin ardından Atatürk’ün naaşı, 19 Kasım’da Ankara’ya götürüldü. 21 Kasım’da yapılan törenle Atatürk’ün naaşı Anıtkabir bitene kadar geçici olarak bulunacağı Etnoğrafya Müzesine getirildi. 21 Kasım 1938 tarihinde Anadolu’da da tören icra edildi. AÇASAM Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat tarafından yapılan arşiv çalışmaları ile 21 Kasım’daki ikinci matem törenine dair fotoğraflar ilk kez gün yüzüne çıktı. 21 Kasım gününde Anadolu’nun tamamında da bir resmi matem töreni icra edildi Doç. Dr. Barış Borlat, 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün vefatı ile birlikte aslında Anadolu’da büyük bir hüzün başladığını belirterek, “Atatürk’ün vefatından hemen sonra tahdit işlemleri başlamış, 11 Kasım’daki bu işlemler sona erdikten sonra Dolmabahçe Sarayının muayede kısmında Atatürk’ün naaşının ziyarete açılma süreci gündeme gelmiş ve halk yoğun bir ilgi içerisinde, 16 Kasım’dan itibaren Atatürk’ün naaşını ziyaret ettiğini göreceğiz. Bu süreç 18 Kasım günü akşam, gece saatlerinde sona ermiş ve 19 Kasım günü Atatürk’ün naaşının Ankara’ya götürüldüğünü göreceğiz. Aslında bu süreçte yani Atatürk’ün bugün bahsedeceğimiz 21 Kasım tarihindeki Anadolu’nun tamamında yapılacak olan törende hazırlıkların başlamış olduğunu göreceğiz. Gönderilen bir emirle bütün vilayetlerde, ilçelerde, nahiyelerde 21 Kasım gününde bir tören icra edilmesi istenilmiştir. Nitekim Atatürk 19 Kasım günü Ankara’ya götürülmesi amacıyla başlamıştı işlemler, 20 Kasım günü kendisi Ankara’ya ulaşacaktır ve 21 Kasım gününde ise biz tören icra edilmesinin, hazırlıklarının başlamış olduğunu göreceğiz. İşte bu esnada Atatürk’ün Anıtkabir’in yapılmasına kadar geçecek olan süre esnasındaki naaşının da bulunacağı Etnografya Müzesi’nde bir tören icrasının hazırlıklarının başlamış olduğunu göreceğiz. Bu tören, 21 Kasım tarihinde icra edilecektir. Ancak daha önemlisi aynı anda Anadolu’nun tamamını da aynı şekilde 21 Kasım gününde bir tören yapılması istenilmiştir. Bu törenin özellikle saat ikide başlaması saat beşe kadar törenin sürmesi ve törenle ilgili bütün hazırlıkların yapılmış olduğunu göreceğiz. 21 Kasım gününde hem İstanbul’da, hem de Ankara’da yapılan törenlerle birlikte Anadolu’nun tamamında da bir resmi matem töreninin icra edildiğini göreceğiz. Anadolu içerisinde Urfa’da Antep‘te, Patnos‘ta, Kayseri’de törenler icra edilecektir. Bu tören esnasında saat ikide İstiklal Marşı‘yla biz Anadolu’nun tamamında törenin başlamış olduğunu göreceğiz” dedi. Okullar tatil edildi, bayraklar yarıya indi 21 Kasım günü Anadolu’da okulların tatil edildiğini, aynı zamanda bayrakların da yarıya indirildiğini ifade eden Doç. Dr. Barış Borlat, “Atatürk için 10 Kasım’dan sonra ikinci matem gününün tüm Anadolu’da 21 Kasım’da yapılmış olduğunu göreceğiz. Burada daha önemli şey şu aslında, bu törenlere bakıldığında törenler içerisindeki fotoğraflarda özellikle biz nasıl ki İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’ndaki ziyaretler esnasında hınca hınç bir kalabalığın olduğunu, hatta izdihamlar esnasında 11 kişinin hayatını yitirdiğini görüyorsak, benzer şekilde Anadolu’da da 21 Kasım’da büyük bir kalabalığın kent meydanlarını doldurduğu, Atatürk büstünün yanında yapılan törenler esnasında kalabalıkların o günkü dönemin basınına yansıyan haberlerde olduğu gibi hıçkırarak ağladıklarını en azından göreceğiz. İşte bu 21 Kasım’daki ikinci matem töreni esnasında yapılan törenlere dair yapmış olduğumuz arşiv çalışmaları, dönemin yerel basınına yapmış olduğumuz taramalar esnasında ilk defa ulaştığımız fotoğraflar ortaya çıktı. Bu fotoğraflar, Anadolu’nun tamamındaki törenlerin bizi o günkü ruh halini yansıtıyor. Dönemin arşiv belgelerine bakıldığında, 21 Kasım töreni için şunu söylüyor: ‘Cumhuriyetin birleştiren ruhu, bir araya getiren ruhun aslında en önemli yansımasıydı’ diyor. İşte ulaştığınız bu arşiv belgelerinde dönemin koleksiyondaki özel fotoğraflarla ilk defa kamuoyunun göreceği bu belgelerle birlikte, biz 21 Kasım törenlerinin tüm Anadolu’da ne şekilde icra edildiğinde en iyi şekilde görmüş olacağız. Böylece aslında Atatürk’ün 10 Kasım’daki o yaşanan büyük matemin ikinci ve önemli kısmının da 21 Kasım gününde gerçekleşmiş olduğunu da söyleyebiliriz” diye konuştu. Tüm Türkiye, Anadolu Atatürk’e 21 Kasım gününde ikinci defa ve resmi olarak saygısını göstermiş oldu 21 Kasım günü tüm Türkiye’, Anadolu’nun Atatürk’e ikinci defa ve resmi olarak, sivil, halk hep bir arada saygısını göstermiş olduğunu kaydeden Doç. Dr. Barış Borlat, “21 Kasım töreninin yapılması amacıyla gönderilen resmi yazı içerisinde töreni nasıl icra edildiğine dair bir kroki hazırlanmış, bu kroki esnasında tüm tören noktalarındaki düzen ve hazırlıkların bahsedilmiş olduğunu göreceğiz. Biz bununla ilgili şunu söyleyebiliriz ki, tören en Batı’dan, Edirne’den başlayıp Hakkari‘ye kadar Kayseri’den, kuzeyden güneye Anadolu’nun her yerinde icra edilecektir ama daha önemlisi törenlerin köylere kadar inmiş olduğunu göreceğiz. Elimizdeki arşiv belgeleri, fotoğraflarda köy meydanlarında, köylülerin toplanmak suretiyle köy okulundaki öğretmenin kendilerini yönlendirmesiyle İstiklal Marşı okuyup, ardından 10’uncu Yıl Marşını okumak suretiyle, köydeki öğrencilerden seçmiş oldukları bir kişinin kürsüye gelerek Atatürk’ün yaşamış olduğu ve süreç esnasındaki devrimlerini, anlatmak suretiyle anmalar yapılmış ve saat tam 16.00’ya geldiğinde ise hep bir anda tüm Türkiye 3 dakika boyunca saygı duruşu gerçekleştirilmiş ve özellikle kent merkezlerinde 21 Kasım gününde Atatürk’ün heykelinin bulunduğu alandaki, bu heykellerin etrafı ve çevresi aydınlatılmış, askerler tarafından saygı nöbetinin sabaha kadar tutulmuş olduğunu göreceğiz. Böylece aslında tüm Türkiye, Anadolu Atatürk’e 21 Kasım gününde ikinci defa ve resmi olarak, sivil, halk hep bir arada saygısını göstermiş olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.