SPOR - 06 Mart 2024 Çarşamba 09:42

Serbest Stil Güreş Milli Takımı, Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası hazırlıklarını tamamladı

A
A
A
Serbest Stil Güreş Milli Takımı, Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası hazırlıklarını tamamladı

Avrupa şampiyonu Serbest Stil Güreş Milli Takımı, Antalya’da düzenlenecek Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası’nın kamp hazırlıklarını Kastamonu’da tamamladı.


Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda Serbest Stil Güreş Milli Takımı, büyük bir başarıya imza atarak 1993’ten bu yana ilk kez Avrupa şampiyonluğuna ulaşmış ve 31 yıl aradan sonra takım sıralamasının zirvesinde yer almıştı. Avrupa Güreş Şampiyonasına hazırlandıkları için Kastamonu Milli Takımlar Olimpiyat Hazırlık ve Kamp Eğitim Merkezi’nde tekrar kampa giren Serbest Stil Güreş Milli Takımı, 7-9 Mart tarihleri arasında Antalya’da düzenlenecek olan Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası’nın da hazırlıklarını burada tamamladı


Çalışmalara kolunda yırtık olduğu öğrenilen ve ışın tedavisi gören son 125 kiloda Avrupa şampiyonu Taha Akgül katılamadı. Taha Akgül’ün 3 haftalık fizik tedavisinin ardından takımla çalışmalara başlayacağı belirtildi.



Abdullah Çakmar: "Türkiye’nin yeni yüzyılında Avrupa şampiyonu olduk"


31 yıl aradan sonra serbest güreş dalında tarihi bir başarıya imza attıklarını söyleyen Serbest Güreş Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Çakmar, "Serbest Güreş Takımı Türkiye’nin yeni yüzyılında Avrupa şampiyonu oldu. 10 sıkletin 8 sıkletinde madalya maçı yaptık. Serbest takım olarak bu da tarihi bir rekordur. Burada 57’den 125’e kadar bütün sıkletlerde mücadele eden, kanının son damlasına kadar mücadele eden sporcularımı kutluyorum. Türkiye’nin yeni yüzyılında böyle bir başarıya sporcularımla, teknik ekibimizle, federasyonumuzla ve bakanlığımızla imza atmak bizim için çok önemliydi. Bu tarihi başarı en son 1993 yılında başarılmıştı. Bu başarıyı biz Romanya’da yeniden yakaladık. Biz kafilemize genç yetenekleri de dahil ettik. İlk defa takıma giren sporcularımız oldu. Romanya’ya genç ağırlıklı olarak gittik. Müsabakalarda Rus sporcuların olmadığı söylendi ama Rus sporcular da vardı. Biz takım olarak hepsini eze eze yendik. Bu da bize nasip oldu. Şimdi önümüzde Yaşar Doğu Turnuvası var. Yine genç ağırlıklı sporcularımız ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Takımı ikiye ayırıyoruz. Yaşar Doğu Turnuvası sonrasında kalifikasyon turnuvamız var. Kalifikasyon turnuvasına gidecek güreşçilerimizi ayrı tuttuk. 7-8-9 Mart’ta düzenlenecek olan Yaşar Doğu Turnuvası’nda sporcularımız ile güzel mücadele vereceğiz" dedi.



"Milli gururumuz minderlerden 3 hafta uzak kalacak"


Avrupa şampiyonu Taha Akgül’ün sakat olduğunu ve 3 hafta minderden uzak kalacağını belirten Çakmar, "Takım kaptanımız olan milli gururumuz olan Taha Akgül’ün sakat olarak çıktığı karşılaşmada hem 11. şampiyonluğuna ulaşması hem de bizi Avrupa şampiyonu yapması bizim için çok önemliydi. Final müsabakası öncesi 92 kiloda Feyzullah Aktürk Avrupa şampiyonu olduktan sonra artık takım şampiyonluğumuz Taha Akgül’e kalmıştı. Taha Akgül ısınırken kolunda bir sakatlık olmuştu. Son yapılan kontrollerinde kolunda 4 santim yırtık tespit edildi. 3 hafta tedavisi devam edecek. Yani milli gururumuz minderlerden 3 hafta uzak kalacak. Tedavilerinin tamamlanmasının ardından yanımıza tekrar gelecek. Kaptanımız takımının yanında olacak. 2024 Paris Olimpiyatlarına inşallah emin adımlarla gideceğiz. Bizim asıl hedefimiz sporcularımız ile birlikte altın madalya ve madalyalar almaktır. Yeni bir destan yazmak istiyoruz" diye konuştu.



"2024 Paris Olimpiyatları’nda tüm sporcularımız ile birlikte destan yazmak istiyoruz"


Kastamonu’daki kampın kendilerine uğurlu ve çok faydalı geldiğini ifade eden Abdullah Çakmar, "Kastamonu bize çok uğurlu geldi. Romanya’ya burada hazırlanarak gitmiştik. İnşallah Paris Olimpiyatları’na da burada hazırlanmak istiyoruz. Burası çok güzel bir tesis. Bir bütün olarak burada olacağız. 2024 Paris Olimpiyatlarında tüm sporcularımız ile birlikte destan yazmak istiyoruz" şeklinde konuştu.



Feyzullah Aktürk: "Sakatlıkların bizim için önemi yok"


92 kiloda Avrupa şampiyonu olan Feyzullah Aktürk ise, "Son 3 yılın Avrupa şampiyonuyum. Burada Avrupa Şampiyonası’ndan sonra ilk kampımızı gerçekleştirdik. Önümüzde kalifikasyonlar var. Arkadaşlarımız kalifikasyonlara hazırlanıyor. Kota alınamayan sıkletlerimiz var. O sıkletlerimizde mücadele verilecek. Daha sonra da olimpiyatlar olacak. Bir dünya şampiyonluğu müsabakası olacak. İnşallah biz de olimpiyatlarda yarışmak istiyoruz. Milletimiz bize dua ettikçe biz zirvede olmaya devam edeceğiz. 31 yıl sonra biz çok iyi bir jenerasyona denk geldik. 10 stilin 8’inde madalya mücadelesi verdik. Takım halinde Avrupa şampiyonu olduk. Kaptanımız Taha Akgül şu anda sakatlık yaşıyor. Tedavisi devam ediyor. Benim de küçük bir sakatlığım var. Tedavim devam ediyor. Biz dünyanın en ağır sporunu yapıyoruz. Ama bizim için bu sakatlıkların bizim için önemi yok. Kastamonu kampı bize çok iyi geldi. Buradaki tesis çok mükemmel" açıklamasında bulundu.



Abdullah Toprak: "Avrupa şampiyonu, dünya şampiyonu olmak istiyorum”


Kampın en genç sporcusu Abdullah Toprak da hedefleriyle ilgili olarak, "18 yaşında genç bir sporcu olarak büyüklerimin yanında yer alıyorum. Bu sene Avrupa Şampiyonasına katıldım ama madalya almak bana nasip olmadı. İnşallah madalya almak nasip olur. Olimpiyatlara için kalifikasyon düzenlenecek. Kalifikasyon 1 veya 2. olan vize alacak. Şu anda oraya hazırlanıyorum. Genç bir sporcu olarak abilerimin yanında kamp yapmak benim için büyük onur ve gurur veriyor. Müsabakalarda ağabeylerim gibi Avrupa şampiyonu, dünya şampiyonu olmak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.



Serbest Stil Güreş Milli Takımı, Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası hazırlıklarını tamamladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.