SAĞLIK - 26 Haziran 2023 Pazartesi 12:51

Çocuklarda artan el ayak ağız hastalığına dikkat: Uzmanlar tatilde ortak kullanılan alanlara karşı uyardı

A
A
A
Çocuklarda artan el ayak ağız hastalığına dikkat: Uzmanlar tatilde ortak kullanılan alanlara karşı uyardı

Türkiye’de çocuklarda son dönemde daha fazla görülmeye başlanan el ayak ağız hastalığına karşı uyaran Uzm.

Türkiye’de çocuklarda son dönemde daha fazla görülmeye başlanan el ayak ağız hastalığına karşı uyaran Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, hastalığın havuz sularının yutulması, oyuncaklar, havlu ve şezlonglar ortak kullanım alanlarında daha fazla yayılabileceğine dikkat çekti.


Türkiye’de son aylarda, çocuklarda görülme sıklığı artan el ayak ağız hastalığına karşı uzmanlar aileleri uyardı. Geçtiğimiz yıllara göre vaka sayılarında artış yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, yaz tatillerinde hastalığın ortak kullanım alanlarında daha fazla bulaşıcılık gösterebileceğine dikkat çekti. Genellikle 10 yaşından küçük çocukları etkileyen ve yaygın bir viral hastalık olan el ayak ağız hastalığının hızlı bir şekilde buluştuğunu kaydeden uzmanlar, hijyen kurallarına dikkat edilerek bulaşıcılığın azalabileceğini ifade etti.



“El ayak ve ağız hastalığı, kızamık ya da su çiçeğiyle karıştırılıyor”


El ayak ağız hastalığının sıklıkla kızamık, kabakulak ya da suçiçeği gibi hastalıklarla karıştırıldığını söyleyen Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, “Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği gibi çocukluk çağı aşılarının yapıldığı toplumlarda sık görülen döküntü hastalıklarının başında el ayak ağız hastalığı geliyor ve döküntü nedeniyle halk arasında bu hastalıklar ile karıştırılabiliyor. Tüm yaş gruplarında görülebilmesine rağmen daha çok çocukları hedef alan el ayak ağız hastalığı, her mevsimde görülmekle birlikte özellikle yaz aylarında salgınlara neden olabilir. Bu nedenle bu mevsim hastalık görülme sıklığının arttığı bir dönem ve bu yıl sayı biraz daha arttı. Ülkemizde son zamanlarda artan kızamık vakaları nedeni ile aileler her iki hastalığı birbirine benzetilebilir, fakat sağlık uzmanlarınca her iki hastalığın döküntü şekli ve tutulum yerlerinin farklılığı nedeni ile kolayca ayırt edilebilir” dedi.



“Havuz sularının yutulması, oyuncaklar, havlu ve şezlonglar gibi yerlere dokunulmasıyla enfekte olmak mümkün”


Havuz sularının yutulması, oyuncaklar, havlu ve şezlonglar gibi yerlere dokunulmasıyla enfekte olunabildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Kocabıyık, “El, ayak ve ağız hastalığına poliovirüsler, coxsackie virüsler, echovirüsler ve diğer enterovirüsleri içeren enterovirüs familyasından virüsler sebep olur. Bu virüsler, enfekte bir kişinin burun ve boğaz salgılarında, ciltteki kabarcıkların içindeki sıvıda, dışkısında bulunabilir. Enfekte bir kişiyle kucaklaşmak gibi yakın temasla, enfekte bir kişi öksürdüğünde ya da hapşırdığında damlacık yoluyla, havuz sularının yutulması, oyuncaklar, havlu ve şezlonglar gibi kontamine olmuş nesnelere ve yüzeylere temas sonrası ellerin yıkanmadan göze, ağıza veya buruna dokunulmasıyla bu hastalığa neden olan virüslerle enfekte olmak mümkündür. Genellikle, el ayak ağız hastalığı olan bir kişi, hastalığın ilk haftasında en fazla bulaştırıcıdır” diye konuştu.



“Derideki döküntülere dokunmaktan kaçınmak ve temiz tutmak gerekir”


Derideki döküntülere dokunulmaması ve temiz tutulması gerektiğini söyleyen Kocabıyık, “Grip benzeri ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız içerisinde ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında görülen döküntüler ile karakterize bir klinik tablodur. Bu yaralar genellikle ağzın içinde, damakta, avuç ve ayak tabanında küçük kırmızı lekeler olarak başlar ve kabarcıklara dönüşüp ağrılı hale gelebilir. Yutkunmada zorluk oluşabilir. Hafif kaşıntılı ve ağrılı olan kabarcığın üstü açıldığında içindeki sıvı virüsü yayabilir. Bu nedenle derideki döküntülere dokunmaktan kaçınmak ve temiz tutmak gerekir. Deride ülser görünümünde olan bu açık yaralar uygun bakımla iz bırakmadan birkaç haftada iyileşir. Bu hastalık genellikle kendi kendini sınırlayan, ağır hastalık tablosuna neden olmayan bir viral hastalıktır. Hastalar 7 ile 10 gün içerisinde gelişen tüm bulguların kaybolması ile tamamen iyileşir. El ayak ağız hastalığının en sık görülen komplikasyonu sıvı kaybıdır. Hastalık ağızda ve boğazda yaralara neden olabilir, bu da yutmayı ağrılı hale getirir. Tedavi ve gözlem altında olmak önemlidir. Bazen el-ayak-ağız hastalığına neden olan enterovirüs ciddi komplikasyonlara neden olur. Bu komplikasyonlar viral veya aseptik menenjit kliniğine neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.



“El ayak ve ağız hastalığından korunmak için kanıtlanmış bir aşı ya da özel bir ilaç bulunmamaktadır”


El ayak ve ağız hastalığından korunmada etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış bir aşının ya da tedavisi için özel bir ilacın bulunmadığını söyleyen Kocabıyık, “Tanı genellikle klinik olarak konulur ve ilgili hekimler fizik muayene ile diğer döküntülü hastalıklardan ayırıcı tanısını yapar. Bazı şüpheli ve atipik durumlarda sağlık uzmanı hastanın boğazından veya dışkılarından örnekler alarak, virüs için test yapmak üzere laboratuvara gönderebilir. El ayak ve ağız hastalığından korunmada etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış bir aşı yoktur ve tedavisi için özel bir ilaçta bulunmamaktadır. Ağrı kesici, ateş düşürücü, ağız içi gargaralar, kaşıntı kremleri hastalığın semptomlarını hafifletmek için kullanılmaktadır. El ayak ağız hastalığı bitkisel tedavi ile çözümlenmez. Hekime sormadan bu tür takviyeler kullanılmamalıdır. El ayak ağız hastalığı yaşayanlar mutlaka kaybettiği sıvıyı geri almalıdır. Bu nedenle hastalanan çocuk sıvı içmeye teşvik edilmeli, yeterli sıvı ve beslenme desteği alamayan çocuklarda gereğinde damar yolu ile sıvı desteği sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.



“Hasta olan kişinin yayılımı önlemek için en az bir hafta evinde kalması gerekiyor”


Hasta olan kişinin semptomatik dönemde yayılımı önlemek için en az bir hafta evinde kalması gerektiğine işaret eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, “Mümkün ise hasta olan kişinin semptomatik dönemde yayılımı önlemek için en az bir hafta evinde kalması, duyarlı kişiler ile temas etmemesi önerilmektedir. Duyarlı kişilerin bulaşı önlemek için su ve sabunla sık sık el yıkamaları, sık temas edilen yüzeyleri uygun şekilde dezenfekte etmeleri, temas ile kontamine olan objeleri, oyuncakları uygun şekilde dezenfekte etmeleri, ortak çatal, kaşık kullanımından ve yakın temastan kaçınmaları gerekmektedir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kocasinan, 8 yılda bin 85 kilometre yol yaptı Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Kayseri’de en yüksek kapasiteye sahip asfalt plenti ve Türkiye’de sayılı olan konkasör tesisi ile bu zamana kadar 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdiklerini ve bin 85 kilometre yol yaptıklarını söyledi. Kocasinan Belediyesi’nin "Yol medeniyettir" anlayışıyla hizmet atağını sürdürdüğüne dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırladıklarını vurguladı. "Asfaltta da tarihi bir dönüm noktasına imza attık" Kocasinan’da ulaşımın kalitesini, konforunu ve güvenliğini artırarak yüksek standartlarda yol ve kaldırım yaptıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, merkezde alan bakımından en büyük ilçe olduklarının altını çizerek, "Kocasinan, 156 bin hektar alan üzerinde Kayseri’nin merkezde en büyük ilçesidir. Merkezdeki en büyük ilçe olmamız sebebiyle çok büyük bir yol ağına sahibiz. Bu kapsamda Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Daha çağdaş normlarda, daha geniş ve daha konforlu yollar yaparak şehrin alt ve üst yapısını geleceğe hazırlıyoruz. Bu kapsamda bu yıl 135 bin ton asfalt sererek, 115 kilometre yol yaptık. Bu zamana kadar ise 1 milyon 275 bin ton asfalt serimi gerçekleştirdik ve bin 85 kilometre yol yaptık." ifadelerini kullandı. "Üreten belediyecilikle rekor hizmet" Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, gece gündüz demeden, mevsim şartları elverdiğince Kocasinan’ın dört bir yanında yol yapımı ve asfalt serimi seferberliği yapıyor. Özellikle asfalt plenti ve agrega üretim tesisimiz, Kocasinan’a ciddi manada tasarruf imkânı sağlıyor. Kendi öz kaynaklarımızla üretim yaptığımız için asfalt plentimizle rekor tasarruf sağlıyoruz. 2017 yılında hayata geçirdiğimiz, Kayseri’de kamuda en yüksek kapasiteye sahip olan, teknolojik yapısıyla dünya standartlarında asfalt üreten ve yüzde yüz yerli üretim olan çevre dostu asfalt plenti ile Kayseri’mize ve ülkemize hizmet etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Kocasinan Belediyesi olarak vatandaşlara en iyi hizmeti sunabilmek için tesis çalışmalarına önem veriyoruz. İhtiyaç duyulan her alanda kendi tesislerimizde üretim yapma noktasında gerekli altyapıya sahip örnek bir belediyeyiz. Bütün çalışmalarımızın güzel ilçemiz Kocasinan’da yaşayan hemşehrilerime hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." Kocasinan’da her zaman en iyi ve en kaliteli hizmeti hedeflediklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini, "Yaptığımız hizmetler neticesinde ilçemiz daha modern bir görünüme ve daha sağlıklı bir altyapıya kavuşuyor." diyerek noktaladı.
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" dedi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Komisyon toplantısı Meclis Başkanı Kurtulmuş’un konuşması ile başladı. Komisyonun son eşiğine gelindiğini belirten Kurtulmuş, "Komisyonumuz, ele aldığı konunun önemi ve ağırlığı dolayısıyla tarihi bir görev icra etmiştir. Bu süreç içerisinde demokratik olgunlukla herkesin fikrini açık bir şekilde ifade ettiği ve konuşulan bütün sözlerin burada kamuoyunu açık bir şekilde cereyan etmesinin ve hepsinin tutanak altına alındığı son derece verimli bir komisyon çalışması gerçekleştirdik. Dinlemeleri, çok geniş kesimleri kapsayan sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve kanaat önderleri oluşturulmuştur. Komisyonu çalışmaları bakımından kritik eşikleri fevkalade büyük hassasiyetle ve gerçekten özverili çalışmayla aştık. Şimdi komisyonumuzun son eşiğine gelinmiştir. O da ortak bir rapor yazılması ve bu raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na verilerek buradaki tekliflerin yasalaşması ve diğer tekniklerin yerine getirilmesi. Bu çerçevede siyasi partiler raporlarını hazırladı ve Meclis Başkanlığımıza sundu. Kendileri açısından önemli gördükleri konuda açık bir şekilde raporlarını da ifade ederek bir siyasi tutum belgesi olarak Meclis Başkanlığına intikal edilmiştir. Bu raporların tamamlanması ile birlikte geçen hafta itibarıyla Meclisimizin sitesinden bütün raporlar kamuoyunu açılmıştır" ifadelerini kullandı. "Partilerin raporlarından ortak bir rapor çıkarmakla önemli bir eşik aşılacaktır" Raporlarla ilgili tartışmaların olduğunu belirten Kurtulmuş, "Ancak bu raporlardan esas muradımız; her partinin kendi tutum belgesi olarak ortaya koyduğu raporlarla ortak bir rapor hazırlanması süreci. Bu sürecin ümit ederim ki başarıyla sonuçlanmasıyla birlikte çok önemli hayati eşit daha aşınmış olacak. Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte partilerin farklı fikirleri daha yakınlaştırarak temasların artırılması yararlı olacaktır. Böylece ortak bir noktaya ulaşmak daha kolay olacaktır. Kısa bir süre içerisinde nihai raporu da bitirerek üzerinde ortaklaştığımız metni Türkiye kamuoyuna paylaşmak mümkün olur. Ancak bu sürede nihai raporun tamamlananabilmesi için öyle görünüyor ki, parti temsilcilerimizle yaptığımız istişarelerde ortaya çıktı. İlave bir süreye ihtiyaç olacak" dedi.
Tekirdağ Tekirdağ’da silahlı saldırı davasında karar: Sanığa müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet ve 36 yıl hapis Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde 2024 yılında, 2 kişinin hayatını kaybettiği, aralarında bir polisin de bulunduğu 3 kişinin yaralandığı silahlı saldırıya ilişkin davada karar açıklandı. Mahkeme, sanık hakkında müebbet, ağırlaştırılmış müebbet ile toplam 36 yıl hapis cezası verdi. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Eren Uzuner, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Duruşmada müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Sanığın savunması dikkat çekti Savunma için söz alan sanık, mahkeme heyetine delillerin tam olarak toplanıp toplanmadığını sordu. Mahkeme başkanının yalnızca savunma yapması yönündeki uyarısı üzerine sanık, delillerin duruşmada okunmasını talep etti. Sanık, kendisiyle oynandığını ve yapay zekâ yoluyla zihninin okunduğunu iddia ederek, "Benim sürekli duygularımla oynadılar, yapay zeka ile aklımı okuyup benim Allah’a olan isyanımı şarkıcılara satıyorlar. Kliplerinde benimle dalga geçiyorlar. Beni delirtmeye çalışıyorlar. Çokça sordum, benim duygularımla neden oynuyorsunuz, beni delirtmek mi istiyorsunuz diye, yemin ettiler öyle bir şey yok diye" dedi. Acılı babadan mahkemeye çağrı Hayatını kaybeden Fatma Özdemir’in babası Kemal Özdemir, duruşmada yaptığı konuşmada kızının çocukluğundan bahsederek sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Özdemir, "Ben evladımı ne zorluklarla büyüttüm, ben cezaevinde ne acılar çektim. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Benim kızım 10 yaşına kadar kolumda uyurdu. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı. Mahkemeden ağır ceza Mahkeme heyeti, sanığa iki kişiye yönelik eylemleri nedeniyle müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca 3 kişiye yönelik ’kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ’yaralama’ suçlarından toplam 36 yıl hapis cezasına hükmedildi. İdam çağrısı Olayda hayatını kaybeden Barkın Perçin’in babası Mustafa Perçin, idam cezasının getirilmesini istedi. Fatma Özdemir’in ablası Selen Özdemir de ağırlaştırılmış müebbet kararına rağmen acılarının dinmediğini belirterek, "Ben bu cani ve katillerin hepsinin idam cezası ile cezalandırılmasını talep ediyorum. Benim annem çocuk kilosuna düştü. Vicdanımız hiçbir şekilde rahat değil. Ben her gün kız kardeşimin kabrine gidiyorum. Bu insanların yaşaması hak mıdır? Bu insanlara kısas gelmeli, idam gelmeli, başka insanların canı yanmamalı" dedi. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Evkur Mağazası’nda 2025 Ekim ayında meydana gelen silahlı saldırı olayında zanlı 2 kişiyi öldürmüş 3 kişiyi de yaralamıştı.