ÇEVRE - 04 Kasım 2024 Pazartesi 12:00

Yenice ormanlarında tepki çeken çevre kirliliği

A
A
A
Yenice ormanlarında tepki çeken çevre kirliliği

Karabük’ün Yenice ilçesinde düzenlenen 14. Uluslararası Yenice Kupası Dağ Bisiklet Yarışları’nda parkur için çekilen şeritlerin toplanmaması çevre kirliliğine neden oldu.


Yenice Kaymakamlığı, Yenice Belediyesi gözetiminde organize edilen 14. Uluslararası Yenice Kupası Dağ Bisiklet Yarışları geçtiğimiz Eylül ayında yapılmıştı. Yarışlar sırasında parkur için çekilen şeritlerin toplanmaması, çevre kirliliğine yol açtı.


1-3 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Karabük Bisiklet Festivali’ne katılan bisiklet tutkunları gördükleri manzara karşısında şaşkınlık yaşarken çevre kirliliğine duyarsız kalmayan katılımcılar, bir kısım alanda temizlik çalışmasında bulundular.


Yenice Belediyesine bağlı ekiplerin diğer alanlarda kalan şeritler için çalışma başlatacağı öğrenildi.



Yenice ormanlarında tepki çeken çevre kirliliği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Kış aylarında artan kalori miktarıyla baş etmenin 6 püf noktası Merkezefendi Sağlıklı Hayat Merkezi Diyetisyen Betül Arslanoğlu kış aylarıyla birlikte su tüketiminin azalması, sürekli yemek yeme isteği ve hareketsiz yaşam ile birlikte günlük kalori miktarında artış yaşandığını belirterek bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. Merkezefendi Sağlıklı Hayat Merkezi Diyetisyen Betül Arslanoğlu kış aylarıyla birlikte su tüketiminin azalması, sürekli yemek yeme isteği ve hareketsiz yaşam ile birlikte günlük kalori miktarında artış yaşandığını belirterek bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. Havaların soğumasıyla birlikte su tüketimin ve egzersiz seviyesinin azaldığı ve buna bağlı olarak evde geçirilen vakitler artmaya başladığını belirtti. Ayrıca gün ışığından ise daha az yararlanmaya başladıklarını haliyle bu durum sürekli atıştırmalıklara, duygusal yemeye, tatlı ve karbonhidrat tüketiminde artış gösterdiğini belirten Diyetisyen Arslanoğlu bu durumla baş etmenin yollarını 6 maddede açıkladı. “Soğuk havalarda kas oranımızı artırmamız gerekiyor” Soğuyan havalarda metabolizmanın önemli olduğunu vurgulayan ve kas oranının ne kadar fazla olursa metabolizmanın daha da hızlanacağını belirten Diyetisyen Arslanoğlu, “Soğuyan hava ile vücudumuzun ısı üretme isteği artacak ve buna bağlı olarak da kalori ihtiyacı artacaktır. Bu durumda iştahımızın artması çok normaldir ancak havaların soğumasıyla birlikte egzersiz seviyemizin de düştüğünü göz önünde bulundurursak kilomuzu korumamız ve eğer fazla kilomuz varsa ideal kiloya gelmemiz oldukça önemlidir. İdeal kiloda olmanızı ve metabolizmanızı hızlandırmak için de kendinizi aç bırakmayın ve yaşam tarzınıza göre bir öğün düzeni oluşturun. Yazdan kilo alarak çıktıysanız hızlı kilo vermeyi vaat eden şok diyetlerden uzak durun, bu tarz diyetler vücudunuzu kıtlık bilincine sokar ve metabolizmanız yavaşlar. Kas oranınızı arttırmayı hedefleyin. Kas oranınız ne kadar fazla olursa metabolizmanız o kadar hızlı olacaktır ve kilo vermeniz ya da kilonuzu korumanız daha kolay olacaktır. Düzenli uyku metabolizmanın can damarıdır. Doğru melatonin sentezi ve kortizol seviyelerinin azaltılması için karanlık bir ortamda kaliteli bir uyku oldukça önemlidir” dedi. “Kaliteli besinleri günlük beslenme planına dahil edilmesi gerekiyor” Kaliteli besinleri günlük beslenme planına dahil edilmesi gerektiğini ve bağırsak sistemini beslenmesi gerektiğini belirten Arslanoğlu, “Tahıllı ürünler (yulaf, esmer pirinç, tam buğday ekmeği), yüksek kaliteli protein kaynakları (tavuk, balık, yumurta, baklagiller) ve zeytinyağı, avokado, ceviz ve badem gibi sağlıklı yağlar; enerjinizi dengeler, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar. Bağırsaklar, yalnızca sindirim ve besin emilimini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemini destekler, ruh halini etkiler ve hatta metabolizmayı düzenler. Bağırsak sağlığımızda önemli rol oynayan probiyotik ve prebiyotikleri beslenme planımıza dâhil etmek oldukça önemlidir” diye konuştu. Tatlılar ve karbonhidratlar mutluluk hormonunun artırarak ruh halini iyileştirebileceğini ve geçici bir mutluluk hissi oluşturabilir ama yoğun karbonhidrat tüketiminin de uzun vadede kilo alımına, beslenme dengesizliğine ve mutsuzluğa sebep olabileceğini dile getiren Arslanoğlu, “Hepimiz hayatın koşturmacısı içerisinde birçok stres faktörüyle baş etmek zorunda kalıyoruz. Stres, kaygı veya mutsuzluk durumunda tatlı yeme isteğimiz artar. Tatlılar, kısa vadede rahatlatıcı bir etki yaparak kişiyi geçici olarak mutlu edebilir. Bu nedenle, “duygusal yeme” dediğimiz fiziksel olarak aç olmasak bile bir şeyler yeme istediğimiz durum ortaya çıkar. Ayrıca kışın günlerin kısalması, ışık eksikliği ve genel olarak daha kapalı hava şartları, vücutta serotonin seviyelerini düşürebilir. Serotonin, “mutluluk hormonu” olarak bilinir ve ruh halimizi düzenler. Tatlılar ve karbonhidratlar, serotonin üretimini artırarak ruh halini iyileştirebilir ve geçici bir mutluluk hissi oluşturabilir. Ancak yoğun karbonhidrat tüketimi uzun vadede kilo alımına, beslenme dengesizliğine ve mutsuzluğa sebep olabilir” şeklinde konuştu. “Su tüketilmesine özen gösterilmelidir” Kış aylarında soğuyan hava nedeniyle su içme alışkanlıkları genellikle azabildiğini ancak su tüketiminde özen gösterilmesini ve vitamin, mineral seviyelerini ölçtürülmesi gerekildiğini vurgulayan Arslanoğlu, “Kış aylarında soğuyan hava nedeniyle su içme alışkanlıkları genellikle azalabilir. Ancak, vücut yine de her mevsimde yeterli suya ihtiyaç duyar. Çünkü su, vücut ısısının düzenlenmesinden sindirim ve beslenmeye kadar pek çok hayati fonksiyona katkı sağlar. Mutlaka bir kan tahlili yaptırıp vitamin-mineral seviyelerimizi ölçtürelim. Vücutta bazı vitamin-minerallerin eksiklikleri (özellikle demir, d vitamini, B12, magnezyum gibi) daha halsiz hissetmemize neden oluyor olabilir. Buna bağlı olarak daha hareketsiz oluyor ve kilo alıyor olabiliriz. Bunu göz ardı etmeyelim” dedi.
Bursa Yeni aile hekimliği yönetmeliği hekimlere ve hastalara birçok fayda sağlıyor Sağlık Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu yeni yönetmeliğe göre aile hekimliklerine kayıtlı vatandaş sayısının 4 binden 3 bin 500’e düşürüldüğüne dikkat çeken Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, bu değişiklik ile hekimlerin vatandaşlara daha fazla zaman ayıracağını ve kronik hastalığı olan vatandaşların yüz yüze takiplerinin daha düzenli yapılacağını belirtti. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, geçtiğimiz ay Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki değişiklikler hakkında açıklamalarda bulundu. Aile hekimliğinin, sağlık sisteminin temel yapı taşlarından biri olduğunu dile getiren Dr. Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nca yapılan yeni düzenlemenin hem vatandaşlar hem de sağlık çalışanları açısından önemli değişiklikler ve iyileştirmeler sunduğunun altını çizdi. Aile hekimliklerinin vatandaşların sağlıkla ilgili durumlarında ilk başvurmaları gereken yer olduğunu hatırlatan Dr. Yıldırım, “Aile hekimleri hastayı; mevcut diğer sağlık sorunları ile birlikte dış şartlar ve hastalık risk yönetimini bir bütün olarak değerlendirir. Sorumluluğunu üstlendiği kişinin hastalıklardan korunması için gerekli tedbirleri alır. Hastalık halinde ise tedaviyi gerçekleştirir ya da ihtiyaçlara yönelik rehberlik yapar. Her durumda düzenli kontrolleriniz için aile hekiminizle iletişim halinde olmanız önemlidir. Yeni düzenleme, bu kontrollerin daha sistemli yapılmasını teşvik etmektedir. Bu sayede, muhtemel riskler önceden fark edilip müdahale edilebilir. Aile hekimleri, vatandaşlarımızın hastalık durumlarında ilk tercihi olmalıdır” dedi. Yeni düzenleme ile aile hekimlerinin orta vadede her bireye daha fazla zaman ayırmasının hedeflendiğini vurgulayan Dr. Yıldırım, “Bu düzenlemelerin en dikkat çeken noktası, her bir aile hekimine kayıtlı kişi sayısının 4 binden 3 bin 500’e düşürülmesidir. Kayıtlı kişi sayısının azalması, hekimlerimizin size ayırdığı süreyi artıracaktır. Böylece görüşmelerinizde daha fazla detaylı konuşma imkânı bulabileceksiniz. Ayrıca düzenli takiplerle sağlık ihtiyaçlarınız proaktif şekilde ele alınacaktır” şeklinde konuştu. Yönetmelikteki yeni değişiklikler ile kronik hastalara, anne ve çocuklara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin çok daha etkin bir şekilde sunulacağını öne süren Dr. Yıldırım, “Özellikle doğum sonrası anne ve bebek sağlığı takibini içeren lohusa izlemlerine daha fazla dikkat çekilmiştir. Doğum sonrası dönemde aile hekimleri düzenli olarak anne ve bebeğini takip edecek, ihtiyaç duyduğu tüm sağlık hizmetleri için yönlendirecektir. Düzenleme, kronik hastaların özellikle de 65 yaş üstü hastaların etkin takibiyle hastalığın seyrindeki problemlerin azaltılmasını ve akılcı ilaç kullanımının özendirilmesini amaçlamaktadır. Ayrıca kronik hastalıklar ve kanserlerin erken teşhisi için aile hekimlerimiz, kayıtlı bireylerle düzenli iletişim kuracak ve sağlık durumlarını takip edecektir. Bu yaklaşım toplum sağlığının korunması ve hastalıkların erken teşhis edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu. Yönetmelikle aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma şartlarında da düzenlemeye gidildiğini ifade eden Dr. Yıldırım, “Yeni yönetmelik ile; gebelik takibi, bağışıklama, çocuk izlemleri gibi koruyucu sağlık hizmetlerinde belirlenen hedeflere ulaşan ve ayrıca kronik hastalık takibi yapan hekimlerimize yönelik teşvik ödemeleri de arttırılacak şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, sağlık hizmetlerimizin kalitesini yükselteceğine ve sağlık çalışanlarımızın mesleki tatmin ve memnuniyetini arttıracağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Denizli Yapı denetim kuruluşlarından yeni kanun değişikliği açıklaması Denizli’de yapı denetim firmaları, bakanlıkça hazırlanan ‘Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Denizli Şube Başkanı Adem Yokuş ve dernek üyeleri önemli açıklamalarda bulundu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hazırlanan Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında açıklamalarda bulunan Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Denizli Şube Başkanı Adem Yokuş, özellikle iki maddeye karşı olduklarını ifade etti. 2019 yılından itibaren uygulanmaya başlanılan e-dağıtım sistemindeki değişikliğe değinen Yokuş, “E-dağıtım, bu tasarı ile 500 metrekare altında tamamen kaldırılmakta, 500 metrekare üzerinde ise ikiden seçmeli hale getirilmektedir. Bu durum 2018 yılında e-dağıtıma geçmek üzere hükümet tarafından çıkarılan kanunun gerekçesi olan yapı denetim kuruluşları ile yapı müteahhitleri arasındaki ticari bağın kesilmesine tamamen aykırıdır. Yapı sahibine dolayısı ile yapı müteahhidine kendisini denetleyecek olan firmayı tercih etme hakkı verilmektedir” dedi. “İşini doğru yapmayan her kurum, kuruluş kişi cezalandırılmalı” Yapı denetim firmaları ve çalışanlarına uygulanacak cezalardan bahseden Yokuş, “Taslakta ifade edilen bir diğer madde de Yapı denetim firmalarına ve çalışanlarına uygulanacak cezalar hakkında. Elbette işini doğru yapmayan her kurum, kuruluş kişi cezalandırılmalı. Bizim itirazımız, ’Yapı denetim kuruluşunun denetim sorumluluğunu üstlendiği yapının taşıyıcı sisteminde en geç yapı kullanma izin belgesi aldıktan sonra on beş yıl içinde veya yapım aşamasında çevresinde yer alan binanın taşıyıcı sisteminde onarılamaz düzeyde yapısal bir hasarın oluşması halinde, Merkez Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça yapı denetim kuruluşunun izin belgesi iptal edilerek faaliyetine son verilir ve teminatı irat kaydolunur’ şeklindeki maddeyle ilgili. Yapı denetim firması kendi denetlediği bina dışında çevresinde yer alan bir yapının taşıyıcı sisteminin onarılamaz bir hasar görmesinden nasıl sorumlu tutulabilir. Yapı Denetim personelinin bir şantiye şefi olmadığı, bitmiş imalatı kontrol etmekle görevli olduğu, yapım aşamasında oluşan hasar sırasında da bu gerekçe ile sahada olmayabileceği biliniyor iken, denetim firmasını belgesini iptal ettirmek, hapis cezası ile yargılamak ve teminatına el koymak derecesinde suçlu kılan şey nedir. Çıkacak bu uygulama net bir şekilde müteahhidin lehine, vatandaşın aleyhine sonuçlar doğuracaktır. Toplumsal güvenliği tehlikeye atan bu yaklaşım kabul edilemez ve derhal düzeltilmelidir. Bizler, şartlar ne olursa olsun, mesleğimizin gereğini yapmaya, can güvenliğini temin etmeye ve güvenli binaların üretilmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz" dedi.