GÜNDEM - 11 Ağustos 2024 Pazar 10:03

Smyrna Tiyatrosu kazıldıkça tarih fışkırıyor: İzmir’in ikinci Efes’i olacak

A
A
A
00:00
00:00
HD

İzmir’in Konak ilçesinde, Kadifekale’nin eteklerinde yer alan ve İzmir Körfezini adeta kucaklayan 20 bin kişilik Smyrna Tiyatrosunda kazı çalışmaları yeniden başlarken, alan kazıldıkça adeta tarih fışkırıyor. Antik tiyatronun kazı çalışmaları bittiğinde Efes Antik Kenti gibi ilgi görmesi beklenirken, Prof. Dr. Akın Ersoy, “Smyrna Tiyatrosu İzmir’in Efes ile birlikte ikinci büyük tiyatrosu olacaktır. Antik dönemin en büyük tiyatrolarından bir tanesini şuan ortaya çıkarma çabasındayız. Şimdiden planlar yapılmalı, gezi rotalarını oluşturulmalı ve iyi bir organizasyon yapılmalı. Bu İzmir için şans” dedi.

Konak ilçesinde, Kadifekale ile Smyrna Agorası arasındaki yamaçta yer alan, İzmir Körfezini kucaklayan Smyrna Tiyatrosunda kazı çalışmaları, 2016 yılında başlamıştı.

Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi adına Prof. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülen kazı çalışmaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından da destekleniyor. İzmir için çok önemli bir öneme sahip olan kazı çalışmaları, zaman zaman duraklasa da bütçe durumuna göre ilerliyor.

Smyrna Tiyatrosu kazıldıkça tarih fışkırıyor: İzmir’in ikinci Efes’i olacak

Çalışmalar yeniden başladı, çıkanlar heyecanlandırıyor

Prof. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki kazı çalışmaları, verilen aranın ardından yeniden başladı. İlk kez MÖ 2. yüzyılda inşa edilen tiyatronun; sahne binası, oturma basamakları ve çeşitli alanlar kazıyla iyice ortaya çıktı.

Bir heykeltıraşın titizliğiyle çalışma yürüten ekip, kavurucu sıcağa rağmen tarihi tiyatroyu gün yüzüne çıkarmaya çalışırken, Smyrna Tiyatrosu antik dönemin en büyük tiyatrolarından biri olarak dikkat çekiyor. Tiyatro alanı kazıldıkça adeta tarih fışkırıyor, buluntular görenleri heyecanlandırıyor.

20 bin kişi kapasiteli

“20 bin kişi kapasiteli bir tiyatrodan bahsediyoruz. Bunun bir eş değerini Efes Tiyatrosunda görmemiz mümkün” diyen Prof. Dr. Akın Ersoy, Smyrna Tiyatrosunun önemine dikkat çekti.

Ersoy, “İzmir içerisinde arkeolojik alanların sayısı sınırlı. Bunların en bilineni Smyrna Agorası. Smyrna Agorası ile antik dönemin en büyük kentlerinden biri olan Smyrna’nın temsil edilmesi yeterli olmayacaktı. Dolayısıyla Smyrna Tiyatrosundaki bu çalışmalar, antik kentin büyüklüğünü ifade etmesi açısından değerli. Tiyatro, aynı zamanda bu alandaki kentsel dönüşüme de yardımcı olacağı için bence değerli noktalardan bir tanesi” dedi.

“Tiyatronun orkestrasını bulmaya çalışıyoruz”

Kazı ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Akın Ersoy, “Biz burada 2016’dan itibaren kazı çalışmalarına başladık. İznimiz olduğu sürece ve yine kazının bütçesinin imkanları çerçevesinde, kazı çalışmaları sürecek. Özellikle tiyatronun sahne binasını ortaya çıkardık zemin kat seviyesinde. Sahne binasının altında bir de bodrum kat var. Henüz o bölümde kazılara başlamadık; ama bununla birlikte sahne binasını kucaklayan birinci kademe oturma birimini ortaya çıkarma gayretimiz var. Tiyatronun orkestrasını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Şimdiki çalışmalar buna dönük çalışmalar. Sahne binası, orkestrası ve oturma yerleriyle birlikte bir bütünlük kazanacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Söylediğim rakam inanılmaz geliyor tahmin ediyorum; ama 20 bin kapasiteli bir tiyatrodan bahsediyoruz. Bunun bir eş değerini Efes Tiyatrosu’nda görmemiz mümkün” diye konuştu.

Smyrna Tiyatrosu kazıldıkça tarih fışkırıyor: İzmir’in ikinci Efes’i olacak

“Smyrna Tiyatrosu İzmir’in Efes ile birlikte ikinci büyük tiyatrosu olacak”

Prof. Dr. Akın Ersoy, Smyrna Tiyatrosunun İzmir’in Efes Tiyatrosu ile birlikte ikinci büyük antik tiyatrosu olacağını söyledi. Akın Ersoy, gezi rotalarının şimdiden oluşturulması gerektiğini ifade ederek, antik tiyatronun İzmir için bir şans olduğunu belirtti. Ersoy, “Milattan Önce 4. yüzyılın sonuyla M.Ö. 3. yüzyılın başında hem Efes hem de Smyrna kentleri şimdiki yerlerinde yeniden kuruldular. Smyrna Tiyatrosu M.Ö. 3 yüzyıldan başlayarak Milattan Sonra 4. yüzyılın sonuna kadar kullanıldığını söyleyebiliyoruz buluntular çerçevesinde. Antik dönemin en büyük tiyatrolarından bir tanesini şuan ortaya çıkarma çabasındayız. Burası İzmir’in Efes ile birlikte ikinci büyük antik tiyatrosuna olacak. Bildiğiniz gibi bir İzmir’in UNESCO yolculuğu var. İzmir, limanı ile antikçağdan itibaren önemli bir liman kenti oldu ve bu özelliği tiyatronun ortaya çıkması ile güçlendirilmiş olacaktır. Bugün limana birçok yolcu gemisi geliyor ve yolcular; Efes’e, Bergama’ya ve İzmir’e dağılıyor. Smyrna Tiyatrosunun ortaya çıkarılması halinde, iyi bir organizasyonla gelen gemilerdeki yolcuların önemli bir kısmının İzmir’in içinde daha fazla zaman geçirmelerine neden olacağını düşünüyorum. O anlamda bizim bugünden aslında çalışmaya başlamamız lazım. Rotaları oluşturmamız lazım ve bu rotalarda nereleri ortaya çıkartacaksak, hangi noktaları arkeolojik olarak görünür hale getireceksek o noktalarda kazı çalışmalarını hızlandırmamız lazım. Bütçe imkanları uygun olduğu takdirde, birkaç yıl içerisinde tiyatrodaki arkeolojik kazıları tamamlamak mümkün. Buradaki önemli nokta yeterli bütçenin olması.”

Hakan Gözalan - Mustafa İç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Gün siyaset yapma değil, dayanışma, bir ve beraber olma günüdür" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gün siyaset yapma değil, dayanışma, bir ve beraber olma günüdür. Siyaset, medya, yerel yöneticiler dahil tüm aktörlerden vatandaşlarımızın acısına hürmet göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında vefat eden 66 vatandaşa rahmet, yaralanan 51 kişiye de acil şifalar temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaralanan kardeşlerimizden 17’si taburcu edilirken, 1’i yoğun bakımda olmak üzere diğerlerinin tedavisi devam ediyor. AFAD, sağlık ve diğer birimlerimiz yanan oteldeki çalışmalarını sürdürüyor. Hayatını kaybeden kardeşlerimizin kederli ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.Yangının haberini alır almaz dört bakanımızı süratle Bolu’ya gönderdik. Yangına müdahale çalışmalarını yürüten Valimiz ve AFAD Başkanımız ile diğer arkadaşlarımızdan düzenli bilgi aldık” dedi. Yangına farklı kurumlardan toplam 156 araç ve 428 personelle müdahale edildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek yangının çıkış sebebini, gerekse faciada sorumluluğu olanları tespit etmek amacıyla idari ve adli soruşturmalar başlatılmıştır. 6 Cumhuriyet Savcımız, 2 Mülkiye Başmüfettişimiz ile Çalışma Bakanlığı’mızdan 4 Başmüfettişimiz, 5 kişilik Bilirkişi Heyeti ile birlikte en ince detayına kadar olay araştırılmaktadır. İlk etapta aralarında facianın yaşandığı işletme sahibinin de olduğu 4 kişi gözaltına alınmıştır. Şunu bir defa açık ve net söylemek durumundayım: Her ne süratte olursa olsun böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanlar, ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir. Elbette yüreklerimizdeki yangını tarif etmekte kelimeler yetersiz kalıyor” değerlendirmesini yaptı. "1 günlük milli yas ilan edilmiştir" Yangında hayatını kaybeden vatandaşlar için 1 günlük milli yas ilan ettiklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın derin bir teessür ve acı içinde olduklarını biliyoruz. Bu kardeşlerimizin acısını paylaşmak amacıyla 1 günlük Milli Yas ilan edilmiştir. 22 Ocak 2025 Çarşamba günü yurdumuzda ve dış temsilciliklerimizde güneşin batışına kadar bayraklarımız yarıya çekilecektir. Gün siyaset yapma değil, dayanışma, bir ve beraber olma günüdür. Siyaset, medya, yerel yöneticiler dahil tüm aktörlerden vatandaşlarımızın acısına hürmet göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Bir kez daha vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür elim olaylardan muhafaza eylesin diyorum" açıklamasını yaptı. Eğitimden savunmaya, güvenlikten bölgesel gelişmelere kadar kritik konuları değerlendirdikleri bir Kabine toplantısını daha tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hep olageldiği gibi son Kabine toplantımızdan bugüne kadar ülkemize ve milletimize hizmet yolunda büyük bir gayret içinde olduk. Hemen her yıl mutad olarak gerçekleştirdiğimiz Valiler buluşmamızda 81 ilimizin valisiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geldik. Kerim devlet tasavvurumuzun vatandaşa dönük yüzü olan vali ve kaymakamlarımızdan bilhassa içinde bulunduğumuz kritik dönemde çok büyük hizmetler ve özverili çalışmalar bekliyoruz" dedi. 2025 yılının "Aile Yılı" olarak idrak edileceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "13 Ocak tarihinde 2025 yılı Aile Yılı Tanıtım Programını geniş bir katılımla Beştepe Kongre ve Kültür Merkezimizde gerçekleştirdik. ’Aile toplumun temelidir’ diyen Anayasamızın 41. maddesinin çizdiği çerçevede aileyi güçlendirecek tedbirleri hayata geçiriyoruz. Aile kurumunun son yıllarda giderek katmerlenen çok boyutlu bir kuşatma altında olduğunu görmekteyiz. Özellikle cinsiyetsizleştirme politikaları, aile kurumunu hedef alan küresel bir haçlı seferine dönüşmüş durumdadır. Türkiye, bu sinsi akımlar karşısında fıtrat merkezli bir insanlık cephesi oluşturmaya çalışan ülkelerin en başında gelmektedir. Milletimiz için varoluşsal bir tehdide dönüşen bir diğer husus, 1,51’e kadar düşen doğurganlık hızımızdır. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu göz önünde bulundurulduğundan tehdidin vahameti daha net anlaşılacaktır. Bu tehdidi kesifleştiren bir başka sorun, evlenme yaşının yükselmesidir. Ülkemizde ilk evlenme yaşı kadınlarda 26’ya, erkeklerde 28’e çıkmıştır” değerlendirmesini yaptı. "Farklı destek, teşvik ve yardımlarla aileyi güçlendirecek, çocuk sahibi olmayı teşvik edeceğiz" İlk anne olma yaşının daha önce görülmemiş biçimde 29’u aştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İktidar ve muhalefet fark etmeksizin bu tehlikeli gidişatı önce durdurmamız, sonra da tersine çevirmemiz gerekiyor. İşte bütün bu gerçekler temelinde 2025 senesini Aile Yılı ilan ettik. Tanıtım programımızda hem aile müessesesine sahip çıkmak, hem de doğum oranlarını arttırmak amacıyla devreye aldığımız yeni uygulamaları kamuoyumuzun takdirine sunduk. Evliliğe ilk adımını atan gençlerimize 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunduğumuz Aile ve Gençlik Fonu’nu 81 ilimize yaygınlaştırma kararı aldık. Ayrıca, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımımızı 5 bin liraya yükselttik. İkinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye aldık. İkinci ve sonraki çocuklar için vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bunun dışında da farklı destek, teşvik ve yardımlarla aileyi güçlendirecek, çocuk sahibi olmayı teşvik edeceğiz" diye konuştu. "Türkiye’ye okula, kütüphaneye, parka giden çocuklara sahipsiz köpeklerin saldırdığı bir ülke utancını yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur" Sokak köpekleriyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir taraftan aileyi koruma ve nüfusumuzu arttırma gayesiyle canhıraş bir mücadele verirken, diğer taraftan gözbebeğimiz olan çocuklarımızın başıboş köpek sürülerince parçalanmasının izahını açık söylüyorum ne kendimize, ne vicdanımıza, ne de milletimize yapamıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Yüksekova’da 12 yaşında bir evladımızın hayatını kaybettiği olay hepimizi derinden yaralamış ve sarsmıştır. Hatırlanacağı üzere, daha önce de benzer hadiselere şahit olmuş, bunun üzerine Hükümet olarak harekete geçmiştik. Bu sorunun çözümsüz kalmasından rant elde eden çeşitli lobilerin karşı çıkmasına rağmen mevzuatımızda gerekli düzenlemeleri yapmıştık. Kanun görüşmeleri esnasında Meclis’te sahnelenen kepazelikleri evladını kaybetmiş ailelerimize yönelik edepsizlikleri, bu insanların hiç mi vicdanı yok dedirten densizlikleri hiçbirimiz unutmadık ve unutmayacağız. Yüksekova’daki yürek burkan olay yasal düzenlemenin ve endişelerimizin ne kadar isabetli olduğunu tekrar teyit etmiştir. Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi şarttır: Türkiye’ye okula, kütüphaneye, parka giden çocuklara sahipsiz köpeklerin saldırdığı bir ülke utancını yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur" açıklamasını yaptı Mevzuatta herkesin sorumluluğunun belli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasi parti ayırt etmeksizin belediyelerimizin tamamı yasanın ve yönetmeliklerin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmek zorundadır. Farklı bahaneler öne sürerek görevini yapmayanlarla ilgili bundan sonra daha zorlayıcı tedbirleri devreye alacağız. Tarım, İçişleri ve Çevre Bakanlıklarımız başta olmak üzere devletimizin ilgili tüm organları bu konunun üzerine daha kararlı gidecektir. Burada Eslem Teker evladımıza Yüce Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve arkadaşlarına sabır niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı. Yurtdışı kabuller noktasında da yoğun geçen iki haftayı geride bıraktıklarını, 7 Ocak’ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Masrur Barzani’yi Külliye’de kabul ettiklerini, kendisiyle terörle ortak mücadeleden diğer konulara gündemimizdeki tüm meseleleri istişare ettiklerini aktaran Erdoğan şöyle konuştu: “Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Khurelsukh ve heyetinin ziyareti 21 yıl sonra devlet başkanı seviyesinde Türkiye’ye gerçekleşen ilk ziyaret olması hasebiyle son derece önemli ve anlamlıydı. Ziyaret vesilesiyle ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkaran ortak bildiriyle çeşitli alanlarda 10 anlaşma imzaladık. Suriye yeni yönetiminin Dışişleri ve Savunma Bakanları ile İstihbarat Başkanının ülkemizi ziyareti sırasında da pek çok kritik konuyu ele aldık. Yaklaşık 14 yıl süren zulüm ve katliamlar boyunca Suriyeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız ve sahipsiz bırakmadık. Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması çabalarında da yeni hükümetin ve Suriye halkının yanında olacağız. Suriye toparlanıp güçlendikçe Esad’ın kaçarken arkasında bıraktığı enkaz kaldırıldıkça, sadece Suriyeli kardeşlerimiz değil, bölgemizin tamamı bundan kazançlı çıkacaktır. Bu toparlanmanın olabilmesi için şüphesiz başkalarından önce Arap ve İslam aleminin bu ülkeye destek olması önemlidir. Batılı kurumların uyguladığı yaptırımlar da bir an evvel kaldırılmalıdır. Bu konudaki hassasiyetimizi dün ülkemize resmi bir ziyarette bulunan Slovakya Başbakanı Sayın Robert Fico’yla paylaştım. Sayın Fico ile ayrıca savunma, yatırım ve ticaret başta olmak üzere ikili münasebetlerimizi etraflıca değerlendirdik. NATO müttefikliğimizin yanı sıra, stratejik ortaklık da tesis ettiğimiz Slovakya ile ilişkilerimizi kazan kazan temelinde ilerleteceğiz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, son toplantıdan bu yana partilerinin il kongreleri vesilesiyle ziyaret ettikleri vilayetlerde birçok yatırımın resmi açılışını yaptıklarını, Aydın-Denizli otoyolunun, Konya Çevre Yolu İkinci Etabının ve Kayseri Havalimanı Yeni Terminal Binası ile Apronunun hayırlı olması dileğinde bulundu. "İsrail’in kasıtlı bir şekilde sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan saldırılarında 50 bin Gazzeli şehit oldu" İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Gazze’ye başlattığı saldırıların önceki gün ateşkesin yürürlüğe girmesiyle şimdilik son bulduğunu belirten Erdoğan, "İsrail’in kasıtlı bir şekilde sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan saldırılarında 50 bin Gazzeli şehit oldu. 110 binin üzerinde kardeşimiz yaralandı. İsrail 471 gün boyunca kelimenin tam manasıyla bir soykırım ve Gazze’yi özellikle söylüyorum, insansızlaştırma politikası uyguladı. Medyaya ve sosyal medyaya yansıyan fotoğraflar Gazze’deki yıkımın ne kadar devasa boyutta olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye olarak çeşitli kanallardan yürüttüğümüz çok boyutlu diplomasiyle, ateşkes mutabakatının sağlanması için gereken desteği verdik, 471 gün sonra Gazzeli kardeşlerimizin yüzlerinin gülüyor olmasından biz de memnuniyet duyuyoruz. Rabbim Filistin Direniş Hareketi Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye başta olmak üzere İsrail’in kalleş ve insanlık dışı saldırılarında şehit olan tüm kardeşlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum.” İfadelerini kullandı. Gazzelilerin çok ağır bedeller ödediğini ama haydutluğa boyun eğmediğini, katliam politikasına teslim olmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esir ve tutuklu takası görüntüleri kimin insan hayatına ve onuruna değer verdiğini, kimin de bunları yok saydığını göstermektedir. İsrail’in ateşkes ihlalleri konusunda sicilinin son derece kötü olduğunu tüm dünya biliyor. İsrail hükümeti üzerindeki baskıyı sürekli kılarak bunun mutlaka önüne geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak bu süreçte gereken neyse yapmaya devam edeceğiz. 100 bin tona ulaşan insanı yardımlarımızı özellikle Ramazan-ı Şerif öncesinde daha da artıracağız. Ateşkesi fırsat bilerek bölgede kalıcı barışa giden yolun açılması için de gayretlerimize hız vereceğiz. Bu süreçte İslam dünyasına yine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Gazzeliler 471 gün boyunca dişleriyle, tırnaklarıyla direnerek topraklarına sahip çıkmışlardır. Şimdi Gazzeli kardeşlerine sahip çıkma sırası Arap ve İslam alemindedir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum" şeklinde konuştu.
Bolu Özgür Özel: "(Bolu’daki otel yangını) Adamın gırtlağına yapışırlar" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 66 kişinin hayatını kaybettiği Bolu Kartalkaya’daki otel yangıyla ilgili çok üzgün olduğunu belirterek, "Bizde bir kusur olsa o da konuşulur ama Bolu Belediyesi sınırlarında değil. Burası büyükşehir değil. Aklım almaz. Böyle bir sorumsuz açıklama, Allah korusun. İnsanın burada evladı ölmüş, sen birisini yalan yere hedef gösteriyorsun, adamın gırtlağına yapışırlar. Olmaz böyle bir şey" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, saat 03.30 sıralarında yangının çıktığı Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’dan süreç ile ilgili bilgi aldığını ifade eden Özgür Özel, "Kendisi hem görevlendirdiği mülkiye müfettişlerini konunun hassasiyetini de bilerek en hızlı şekilde, hiçbir yönüyle bir şüphe, bir soru işareti bırakmadan açıklığa kavuşturulacak şekilde çalışmaların yapılacağını ifade etmiştir. Biz bu durumun en yakından, hem kendi milletvekillerimizle hem de Bakanlığın çalışmalarını takip ederek en yakından takipçisi olacağız. Şüphesiz bir ülkenin nasıl yönetildiğini merak ediyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüklerine bakacaksınız. 2025 yılındayız. Benim açımdan siyasi tarihimde de, kişisel yaşantımda da en önemli tramva şüphesiz Soma. Gözümün önünde 301 hemşehrim, evladım, canım, ciğerim her gün işlerine uğurladığımız evlatlarımız yanarak öldüler, karbon monoksit zehirlenmesiyle öldüler. Burada da karne sevincini yaşayan küçücük evlatlar, anneler, babalar hayatlarını kaybetti. 2025 yılında böyle bir ölümün mazereti olmaz. Bunu bütün ülkenin görmesi, kabullenmesi lazım. İçeride Kültür ve Turizm Bakanına da ifade ettim. Yapılması gereken her şeyin yapılması lazım. Bu acıya, bu yasa saygı duyulması lazım. Sonra bir takım endişelerle, kendi ilişkin meselelerle doğru olmayan erken ifadeler çok tehlikelidir" dedi. "Biz bunları konuşmayı zul sayarız" Özgür Özel, sözlerine şöyle devam etti: "Biz sabah 3’ü ağır yaralı, 3 kayıp, 6 kayıp denildiğinde Tanju Özcan Başkan bana, ’50’nin çok üzerinde olabilir Başkanım dedi. Bende ’Sayın Başkanım, sorumlu davranalım, ki hiç şüphem yok, burada edilecek her kelime aileler açısından çok önemli’ dedim. Kendisi, ’Aynen öyle düşünüyorum, Vali Bey’i bekleyeceğim’ dedi. Biz saat 6 saat bekledik. Maalesef bir yanda da iptal edilmeyen bir il kongresinin bitmesini bekliyormuşuz. Bu da milletin çok ayıpladığı bir şey. Sahada o duyguyu görmüyor musunuz? 2007 yılında bu otel yapılırken Turizm Bakanlığı Bolu Belediyesi’nden bir talepte bulunur. Bolu Belediyesi de o gün uygunluk belgesi verilir. Ben bu belgenin el altından servis edilip, sosyal medya üzerinden sanki Bolu Belediyesi. Aklım almadı yani. Bunun Bakanlık kökenli olabilmesi inanılır bir şey değildi. ’Aman, sakin olun, sakin kalın’ dedim. Baktık, gördük ki bir algı çalışması. Ne olacak? O yıl zaten belediye sizde. O günden bugüne de belediyenin kapısını çalan olmamış. Bakanlık burayı denetlendiğinde yangınla ilgili yeni bir denetim istememiş, talebi olmamış. Biz bunları konuşmayı zul sayarız. Hiç ağzımızı açmadık ilk önce. Önce cenazeler, önce yas. Eninde sonunda elbette her şey konuşulur" "Sen birisini yalan yere hedef gösteriyorsun, adamın gırtlağına yapışırlar" Hesap sorulacağını, muhalefetinden savcılarına kadar tüm ilgililerin görevini yapacağını ve sorumluların hesap vereceğine dikkat çeken Özel, "Kim olursa olsun, ne olursa olsun. Bizde bir kusur olsa o da konuşulur ama Bolu Belediyesi sınırlarında değil. Burası büyükşehir değil. Aklım almaz. Böyle bir sorumsuz açıklama, Allah korusun. İnsanın burada evladı ölmüş. Sen birisini yalan yere hedef gösteriyorsun, adamın gırtlağına yapışırlar ya. Olmaz böyle bir şey yani. Ben sayın Bakana göreve geldiğinde, ’Hayırlı olsun, Allah utandırmasın’ diyerek telefon açmıştım. Gerçekten bugün utanılacak bir şey yaptı. Yapmamak lazım. Büyük üzüntü içindeyiz. Bütün ailelerin acılarını en derinden paylaşıyorum. ’Bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için’ diyeceğim ama yaşanıyor işte, maalesef yaşanıyor. Bu işlere bir başka yerden bakmak lazım. Burada bu kadar insan gece konaklayacak, burası OSB olsa kendi itfaiye binası olmadan olmaz ama otel olunca oluyor işte falan abuk subuk işler. Meclis’te mutlaka araştırmalı, hep birlikte bakmalıyız, yasal düzenlemeler yapılmalı, ders alınmalı ama alınmıyor yani. Çok üzgünüm. Bu işin öğle saatlerinde bir sayın bakan eliyle siyasileştirmeye çalışılmasından dolayı meşru müdafaa hakkı bir açıklama yapmak durumunda kaldık çünkü hiç alakamız olmayan bir konu olduğu için. İşin bu boyuta gelmesinden, içeride yanmış çocuk bedenleri varken bunların konuşulmasından da ülke adına utanç duydum. İçeride de bunu söyledim. Bunun hesabını kim verecekse en ağır şekilde verecek. Takip edeceğiz ama olmaz yani. 2025 yılında bir ülkede insanlar böyle ölemez, doğru değil" diye konuştu. "Büyük bir haksızlığa uğradık" Ali Yerlikaya’nın şeffaf şekilde süreci kendisine anlattığını ifade eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Hassas gitmeleri gereken süreç var. Ben kendisine sordum. Bütün ihtimalleri saydı. Çok uzun süre yangının sürdüğü yerlerdeki zorluklardan bahsetti ama bugün akşam geç saatlerde de olsa hem rakamla ilgili hem de birkaç ihtimalle ilgili net bir açıklama yapacağını söyledi. Sabırla beklemek lazım. İşin bu taraflarına bir şey söyleyemem, bütün zorluklara hak veriyorum ama öbür işe hak vermek mümkün değil. Yapılmaması gereken büyük bir haksızlığa uğradık. Kendimi de zor tutarak meseleyi de bugün bu noktada tutacağım ama olmayacak bir şey yaptı. Bizim üstümüze ne düşüyorsa yapılacak. Bir kez daha umarız ’Son olur’ diyoruz. Hepimizin başı sağ olsun" şeklinde konuştu. "Bunu bile söylemek ana muhalefet liderine kalıyor öyle mi?" Ayrıca Özel, kendisine yöneltilen bir soru üzerine ise şu ifadeleri kullandı: "Siz takip etmediniz mi? Bugün bir siyasi parti Ankara kongresini iptal etmedi. Kongre bitene kadar da bir açıklama yapılmadı. Biz 6 saat boyunca rakamları bir boyutunu da biliyorduk. Bunu biz yapmayız da biz yapsak neler dersiniz, neler sorarsınız. Kongre hangi kongreymiş? Bunu bile söylemek ana muhalefet liderine kalıyor öyle mi? Bir parti kongresini iptal etmedi işte. Kendi tercihleri. Bunu herhangi bir parti yapsa neler söylenirdi neyse öyle yapsınlar öyle olsun"