ÇEVRE - 28 Kasım 2024 Perşembe 09:55

’Körfezin Geleceği Çalıştayı’: 200 uzmandan 9 saatlik beyin fırtınası

A
A
A
’Körfezin Geleceği Çalıştayı’: 200 uzmandan 9 saatlik beyin fırtınası

İzmir Büyükşehir Belediyesinin körfezin temizlenmesine yönelik yol haritasını belirlemek için Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlediği “Körfezin Geleceği, İzmir’in Geleceği” başlıklı çalıştay 9 saat sürdü. Alanında uluslararası çalışmalara imza atmış isimlerin de yer aldığı 200 uzman, gruplar halinde 3 başlık üzerinde tartıştı. Çalıştayın kapanışında konuşan, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “İzmir Körfezi hepimizin sorunudur. Evrensel bir sorundur. Daha iyi bir körfez, daha iyi bir kent, denizle barışık bir kent nasıl oluşturabiliriz, bunu başaracağız” dedi.


Dünya çapında söz sahibi bilim insanlarını ’Körfezin Geleceği İzmir’in Geleceği’ başlıklı çalıştayda bir araya getiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, gün boyunca yaklaşık 200 kişinin beyin fırtınasıyla İzmir Körfezi’nin temizlenebilmesi için yol haritası oluşturdu. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen çalıştayda 9 saat boyunca Çin, Norveç, Avustralya ve ABD’nin yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen uzmanlar Körfez Ekolojisinin Korunması ve Sürdürülebilirliği, İzmir Deniz Ulaşımının Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi, Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi konuları odağında gruplaştı ve gün sonunda kısa, orta ve uzun vadede hayata geçirilebilecek projeleri belirledi.



Daha iyi bir Körfez, denizle barışık bir kent


Çalıştay sonrasında tüm katılımcılara emekleri ve sabrı için teşekkür eden İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “3 konu üzerinde yoğunlaştık ve bu sürece başladık. Bu çalışmalar kısa sürede yapılacak çalışmalar değil. Daha başlangıçtayız ve uzman kişilerin bilgisine ihtiyacımız var. Körfez ile ilgili birçok proje çıktı. Uzun bir sürece başladık ve arkada ciddi bir emek var. Buradan çıkan sonuçlar katılımcılara rapor halinde dağıtılacak. Çok yorulduk, çok emek sarf ettik. İzmir Körfezi hepimizin sorunudur. Evrensel bir sorundur. Daha iyi bir Körfez, daha iyi bir kent, denizle barışık bir kent nasıl yaratabiliriz bunu başaracağız” dedi.



Sorun olarak bakılan şey esas olarak Körfeze giren organik yüklerdir


Çalıştayın bitiminde proje havuzunda biriken fikirlerden kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri açıklayan “Körfez Ekolojisinin Korunması ve Sürdürülebilirliği” grubu moderatörü Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Beşiktepe, “Oldukça yoğun bir günden sonra bir çözüme vardık. Bizlerin çalışması Körfez Ekolojisinin Korunması ve Sürdürülebilirliği 4 masada yürüdü ve aynı temayı farklı yönlerden uzmanlık açılarıyla değerlendirdik. Bu fikirleri hayata geçirebilmek için yöntemleri tartıştık. Proje fikirleri Kısa-Orta ve Uzun Vade olarak ayrıldı. Sorun olarak bakılan şey esas olarak Körfeze giren organik yüklerdir. Bu yüklerin kaynaklarının azaltılması ana fikrinde buluştuk. Tüm geliştirdiğimiz proje ve fikirler Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler, muhtarlar, yerel kamu kurumları, uzman teknoloji şirketleriyle iş birliği yapılarak hayata geçecek projeler. Uzun vadede projeler tamamlandığında da çevre bilinci yüksek akıllı kent oluşumu sağlanmış olacak” diye konuştu.



Maviliklerde buluşmak için


“İzmir Deniz Ulaşımının Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi” konu başlığında moderatör olan Prof. Dr. Okan Tuna; Kent içi Deniz Ulaşımında Teknolojik İnovasyon, Ulaşım Planlaması ve Entegrasyonu, Yolcu Memnuniyeti ve Erişilebilirlik, Risk Yönetimi, Emniyet ve Güvenlik, Deniz Ulaştırma Hizmetlerinin Çeşitlendirilmesi, Deniz Ulaşımında Acil Durum ve Afet Yönetimi konularında masalarda fikir alışverişinde bulunulduğunu söyledi. Prof. Dr. Okan Tuna, “6 farklı masada arkadaşlarımız tarafından birçok proje sunuldu. Çok önemli fikirler ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi” konu başlığı moderatörü ODTÜ İnşaat Mühendisi Dr. Ayşen Ergin ise, “İzmir’in kıyı alanlarında İzmir Körfezi’nde bütünleşik havza alanları üzerine çalışmalarımızı yaptık. Deniz varsa bizler varız. İzmir Körfezi’ni yaşatmak tekrar maviliklerde buluşmak için emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.



Neler görüşüldü?


Açılışın ardından yaklaşık 9 saat süren Körfezin Geleceği İzmir’in Geleceği çalıştayında “Körfez Ekolojisinin Korunması ve Sürdürülebilirliği”, “İzmir Deniz Ulaşımının Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi” ve “Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi” konuları hakkında uzmanlar fikir alışverişinde bulundu. “İzmir Deniz Ulaşımının Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi” konu başlığı altında ‘Kent içi Deniz Ulaşımında Teknolojik İnovasyon’, ‘Ulaşım Planlaması ve Entegrasyonu’, ‘Yolcu Memnuniyeti ve Erişilebilirlik’, ‘Risk Yönetimi, Emniyet ve Güvenlik’, ‘Deniz Ulaştırma Hizmetlerinin Çeşitlendirilmesi,’ ‘Deniz Ulaşımında Acil Durum ve Afet Yönetimi’ tartışıldı.



’Körfezin Geleceği Çalıştayı’: 200 uzmandan 9 saatlik beyin fırtınası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vali Pehlivan, yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Silifke ilçesi Gazi Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu, öğrencilerle bir araya geldi. Gençlik ve Spor Bakanlığı yatırım programı kapsamında, Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca ihalesi yürütülen Silifke Gençlik Merkezi inşaat çalışmaları tamamlandı. Resmi açılışı henüz yapılmamış olmakla birlikte gençlerin faydalanmaya başladığı gençlik merkezinde incelemelerde bulunan Vali Pehlivan, yürütülen çalışmalar, faaliyetler ve eğitim programları hakkında bilgiler aldı. Merkezdeki gençlerle buluşan Vali Pehlivan, onlarla masa tenisi oynadı, sohbet etti, duygu, düşünce ve tavsiyelerini paylaşarak görüş, öneri ve taleplerini dinledi. Vali Pehlivan, gençlik merkezinde eğitim verilen masa tenisi, gitar, keman, ahşap boyama, diksiyon, resim ve zekâ oyunları, voleybol, karate, halkoyunları, Türkçe, Türk işaret dili ve stres yönetimi, değerler eğitimi gibi pek çok programdan faydalanan gençlerin memnuniyetine tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Pehlivan, ‘‘Silifke ilçemizde ikamet eden bütün gençlerimizi bu güzel gençlik merkezimize ve merkez bünyesinde sunulan imkânlardan faydalanmaya davet ediyorum. Gençlik merkezimizin ilçemize, sevgili gençlerimize, hayırlı uğurlu olmasını diliyor; bu yatırımın hayata geçmesi konusundaki desteklerinden dolayı başta Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere, emeği geçen kurumlarımıza, birimlerimize teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Vali Pehlivan’a, Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Gençlik ve Spor İl Müdürü Göksun Öz ve Gençlik Merkezi Müdürü Havva Güven eşlik etti.
Kayseri Pankreas kanserinde erken tanı önemli Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, pankreas kanseri tanılarının genelde ileri evrelerde karşılarına çıktığını söyleyerek, “Pankreas kanseri yerleşim yeri itibarıyla erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor” dedi. Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi. “Erken dönemde çok fazla belirti vermiyor” Dr. Büyükçelik, pankreas kanserinin erken dönemde çok fazla belirti vermediğini söyleyerek, “Organın yerleşim yeri itibarıyla da maalesef erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor pankreas kanseri. Bulgular çoğunlukla hastalığın ilerlemiş olduğu dönemlerde karşımıza çıkıyor. Bu bulgulara bakacak olursak ağrı, isteksizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, hastalık biraz daha ilerleyip özellikle komşuluk yoluyla bulunduğu safra yollarına baskı yaparsa sarılık kliniğiyle karşımıza gelebiliyor. Kilo kaybı da bu pankreas kanserli hastalarda önemli parametrelerden bir tanesidir. Ailede diyabet öyküsü olmayan bireylerde, yeni gelişen diyabette hastalığın habercisi olabilir. Pankreas kanseri teşhisi koyulurken çoğunlukla biz öncelikle karın ultrasonografisini kullanıyoruz. Karın ultrasonografisindeki anormalliklere göre ileri tetkik olarak MR, tomografi, PET-BT tekniklerini kullanıyoruz. Bunlar hastalık ne kadar büyük, çevre dokularla ne kadar ilişki içerisinde, etrafındaki damarlara ne kadar yapışık ki bunlar bizim ileride vereceğimiz tedavi kararlarımızı etkiliyor. Pankreas kanserinde tek küratif tedavi seçeneği cerrahidir. Ancak cerrahi hastalığın tabiatından dolayı ve geç tanı konulmasından dolayı çok az bir hasta kısmına uygulayabiliyoruz. Genellikle hastalarımız ileri evrede karşımıza geliyor ve ileri evredeki hastalarda da çoğunlukla uyguladığımız tedaviler kemoterapi, radyoterapi ve son dönemlerde yaptığımız gen analizleriyle hedeflenebilir bir molekül bulabilirsek onlara yönelik tedaviler ya da çok az bir hasta grubunda fayda sağladığımız immünoterapileri kullanabiliyoruz. Metastatik hastalarda kürden bahsetmemiz çok zor ama bu hastalarda yapacağımız tedavilerle hem yaşam kalitelerini yukarı çekmeye çalışıyoruz hem de yaşam sürelerini uzatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Obezite ciddi bir risk” Risk faktörlerine dikkat ederek hareketin yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Büyükçelik, “Pankreas kanserinin sebeplerine bakacak olursak, net sebepleri belli olmamakla beraber maalesef toplumumuzda yaygın olarak tüketilen tütün ve tütün ürünleri de pankreas kanserinde etkendir. Yanına alkolü de eklersek biraz daha arttırıyor. Günümüzün önemli bir toplum sağlık sorunu olan obezite yani fazla kilo da maalesef pankreas kanseri gelişimi için bir risk faktörüdür. Ailevi yatkınlığın olması yani ailede de pankreas kanserinin olmuş olması da pankreas kanseri gelişimi için risk faktörüdür. Dediğimiz gibi erken tanıya götürecek tarama yöntemleri yok ama ailevi bir eğilimi var olan hastalarda biraz daha erken dönemlerde yoğun tetkik ve inceleme yaparak bu hasta grubunu erken dönemde yakalayıp ameliyat ederek küre doğru götürme şansı olabiliyor. Bu kanserden korunmanın belli başlı yolu kansere neden olan faktörleri ortadan kaldırmaktır. Sigara ve alkol tüketimine dikkat etmek lazım. Obeziteye dikkat etmek ve hareketi yaşamın bir parçası haline getirmek lazım” dedi.
Kocaeli Berberi öldürüp beşikte saklanırken yakalanmıştı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kocaeli’nin Derince ilçesinde berberi tabanca ile 5 kez sırtından ateş ederek öldüren ve arkadaşının evinde beşikte saklanırken yakalanan sanık, son kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" diyen sanık, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sırrıpaşa Mahallesi’nde 5 Nisan 2023’te meydana gelen olayda, berber Rüstem Duman (45), aralarında tartışma çıkan Levent Ç. tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürülmüş, cinayetin ardından Levent Ç., arkadaşı Fatih G’nin evine giderek beşikte saklanmıştı. Polis ekipleri tarafından beşiğin içinde yakalanan Levent Ç. ile saklanmasına yardım eden Fatih G. gözaltına alınmıştı. Levent Ç. tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, Fatih G. ise serbest bırakılmıştı. "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Salonda tutuklu sanık Levent Ç., taraf avukatları ve Rüstem Duman’ın yakınları hazır bulundu, tutuksuz sanık Fatih G. ise duruşmaya katılmadı. Söz hakkı verilen sanık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, "Mübarek Ramazan ayında başımıza böyle bir şey gelmesi çok üzücü. Rüstem Duman nasıl bir madde etkisinde ise beni takıntı haline getirmişti. Olay günü ekmek almaya gitmiştim, dönüşte böyle bir olay yaşandı. Maktulün bana ağzına alınmayacak küfürler etmesi, kesici alet araması beni çok tedirgin etmişti. Canımın derdine düştüm. Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım. Benim de hayatım mahvoldu. Ben de ailemi içeri girerek kaybettim. Pişmanım. Korkutmak amacıyla yere ateş etmiştim" dedi. Müebbet hapis Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Levent Ç.’yi Rüstem Duman’ı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz sanık Fatih G.’ye ise "suçluyu kayırma" suçundan 1 yıl hapis cezası verildi.