ÇEVRE - 10 Mart 2025 Pazartesi 11:49

Kordon hem güvenli hem daha yeşil

A
A
A
Kordon hem güvenli hem daha yeşil

İzmir Kordon’da su taşkınlarını önlemek amacıyla başlatılan "Acil Eylem Paketi" düzenlemesinde sona gelindi. Sahil boyunca geçici fırtına duvarı oluşturulurken, Kordon’a 6 bin metrekarelik yeni yeşil alan kazandırıldı. Peyzaj ve sosyal alan düzenlemeleri ise devam ediyor.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Kordon’da deniz taşkınlarını önlemek ve İzmirlilerin kıyı şeridini daha konforlu kullanımını sağlamak için başlattığı "Acil Eylem Paketi" çalışmalarında sona gelindi. Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar olan bin 700 metrelik sahil şeridinde kıyıya paralel geçici fırtına duvarının yapımı tamamlanırken, kıyı boyunca yapılan peyzaj düzenlemeleriyle Kordon daha yeşil bir görünüme kavuştu. Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen peyzaj düzenlemesinde, su taşkınlarına ve iklim krizinin etkilerine dayanıklı bitkiler tercih edilerek Kordon’da yıl boyunca yeşil dokunun korunması hedeflendi. Alanda peyzaj düzenlemelerinin devam ettiği, kent mobilyaları, oturma ve yeni aktivite alanları ile seyir teraslarının montajının ardından çalışmaların tamamlanacağı bildirildi.



Çim serimi devam ediyor


İzmir Büyükşehir Belediyesi peyzaj düzenlemelerinde deniz semizi, zakkum, defne, Arap yasemini, akkavak, ılgın ve palmiye bitkilerini kullandı. Bitkilerin sulanması için alana sulama tesisatı kuruldu. Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Güney Alanlar Şube Müdürlüğü Şefi Umut Gök, çalışmalar kapsamında Kordon’a 6 bin metrekare yeni yeşil alan kazandırıldığını söyledi. Gök, 10 bin 440 metrekarelik bir peyzaj alanına 43 bin çalı bitkisi ile 185 adet ağaç diktiklerini aktararak, 8 bin 100 metrekarelik alanda çim seriminin devam ettiğini bildirdi. Seçilen bitkilerin tuzlu suya dayanıklı bitkiler olduğunu aktaran Gök, "Geçmiş dönemlerde yaşadığımız taşkınlarda tüm peyzaj alanlarımız, yeşil alanlarımız tahrip olmuştu. Bu tahribatı önlemek adına daha çok tuzlu suya dayanıklı bitkileri tercih ettik" dedi.



Kent mobilyaları ve oyun alanlarıyla daha etkin kullanım


Bu projeyle deniz taşkını riskini önlerken vatandaşlara daha konforlu, daha geniş yeşil alanlar ve daha ferah bir sahil sunduklarını ifade eden Gök, "Projenin yüzde 95’i tamamlanmış durumda. Sahil kısmında çeşitli yerlerde aktivite alanları oluşturuyoruz. Vatandaşlarımız, sahilde daha fazla vakit geçirebilecek. Şu an alanda gölgeliklerimiz mevcut. Kordon’un çeşitli yerlerine oturma alanları, kent mobilyaları eklenecek" dedi.



Cumhuriyet Meydanı’nda dalga tehdidinin önüne geçildi


İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı toplam bin 700 metrelik sahil şeridinde kıyıya paralel geçici fırtına duvarı ve sel kapılarının yapımını tamamladı. Düzenlemeyle, Kordon’da olası bir afetin etkisi azaltılmış oldu. Körfez’deki dalgaların en çok etki oluşturduğu Cumhuriyet Meydanı’ndaki düzenleme sayesinde can güvenliği de sağlanmış oldu. Alanda yapımı tamamlanan set dalgaların meydanda oluşturduğu tehdidin önüne geçti.



Engelli erişimine uygun daha konforlu yürüyüş yolu


Fen İşleri Dairesi ekipleri, fırtına duvarının yanı sıra Kordon’un sahil şeridindeki yürüyüş yolunu da tamamen yeniledi. Daha önceki formunda, kırık ve açık aralıklı taşlardan oluşan yürüyüş yolu, özellikle engellilerin, yaşlıların ve bebek arabalarının da erişimine uygun düz bir zemine kavuşturuldu. Yürüyüş yolu düzenlemeleriyle eş zamanlı olarak alanın aydınlatma sistemi de baştan sona elden geçirildi.



Kordon hem güvenli hem daha yeşil

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Emniyet 4 saat 15 dakika ifade veren İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. Yaklaşık 4.5 saat süren sorguda İmamoğlu, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye’sine (İBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 90 şüpheli İstanbul Emniyeti’nde ifade verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde en son ifade veren Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. Yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında 2 ayrı suçlamadan gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Emniyeti Vatan Yerleşkesindeki Mali Suçlarlar Mücadele Şube polislerine verdiği ifade ortaya çıktı. 121 sayfa ifade veren İmamoğlu’nun ifade işlemi 4 saat 15 dakika sürdü. Soruşturma kapsamında ifade veren İmamoğlu’nun, emniyette kendisine yönetilen hemen hemen tüm sorulara "Soruyu muhatap almıyorum, tüm isnatları şiddetle reddediyorum" şeklinde cevap verdiği öğrenildi. İfadede kendisine yöneltilen 3 ayrı gizli tanığın sorularına ve MASAK’ın ihale düzenleme ve alımı ile Kültür A.Ş’nin faaliyetlerine yönelik tuttuğu raporuna ilişkin de İmamoğlu’nun, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" dediği öğrenildi. İki ayrı soruşturmada gözaltına alınan İmamoğlu’nun, terör dosyasından henüz ifade vermediği öğrenildi.
Zonguldak Türk-İş Başkanı Atalay, madencilerle yerin 600 metre altında oruç açtı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin 600 metre altında madencilerle birlikte iftar yaptı. Türk-İş Başkanı Atalay, her yıl madencilerle iftar yapmaya özen gösterdiklerini belirterek, enerji işçileri, çöp toplayıcılar ve karayolu işçileriyle de yılbaşlarında birlikte olduklarını ifade etti. Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı bölgelerinde yapılan özelleştirmeleri eleştiren Atalay, bu bölgelerde yaşayan 180 bin kişinin yaşam alanlarının yok edilmemesi gerektiğini belirtti. Atalay, Doruk Madencilik’te çalışan bin 70 işçinin Aralık ayından beri maaş alamadığını vurgulayarak, "Bu arkadaşlarımız 4 aydır maaşlarını almıyor. Ramazan bitiyor, bayrama giriyoruz ama hala çözüm yok. Özelleştirme, bu ülkeye hiçbir zaman hayır getirmedi" dedi. "Ramazan’ın bugün 21. günü. Zonguldak, Armutçuk’tayız. Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu bölgede bu akşam yerin 600 metre altında arkadaşlarımızla iftar açtık. Uzun yıllardır aşağı yukarı her sene madencilerle beraber Ramazan’ın zaman zaman bir akşamı, iki akşamı beraber iftar yapıyoruz. Her yılbaşı gecesi 13 senedir enerji işçisinin yanında, çöp toplayan kardeşlerimizin yanında, karayolcuların yanında yılbaşı geceleri de beraber olma gayret sarf ediyoruz" dedi. "Vergi düzenlemesi şart" diyen Atalay, şöyle devam etti: "2 ay bizim ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi, en azından bu sene 1200’e yakın burada işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenden ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili bu savunma sanayinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjiye de var, madende de var. Yani bu sendikalar ne yapar? Sendikalar bu meseleyi ülke gündemine taşır. Bu meselelerle ilgili panel yapar, seminer yapar. 20 Ekim’de Ankara’da 150 bin üzerinde arkadaşımızla beraber miting yaptık. Dilimizin döndüğünü anlatmaya gayret ettik. Haklı talebimize hala bir cevap veremediler. Onun için bir an evvel bu bölgede yer üstündeki çalışan arkadaşlarımızın ücretle ilgili sıkıntı var. Şu anda bu emekli maaşı düşecek diye aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren bir arkadaşımızı alıp gel bu topu tüfeğe yap dediğin zaman yapamazsın, yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda, şu anda bazı yerlerde kar temizlemesi var. Bizim arkadaşlarımız o yolun nerede ağaç var, nerede viraj var, nerede uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretlilerden buraya bir işçi aldığın zaman buraya öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder ama biz bunları kime anlatıyoruz? Ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. İşçinin haklı makul talebine kulak versinler." "Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız" Gündemdeki konuların işçilerin sorunlarını gölgede bıraktığını ifade eden Atalay, İstanbul’daki gözaltılara değindi. Atalay, "Bizim yaşadığımız bu ülke öyle bir zor coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor. Gündem değiştiği zaman bu işçinin, emeklinin, dar ve sabit gelinin problemleri öteleniyor. Gündem ne şimdi? 2-3 gündür gündem İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili. Biz ilkesel olarak Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğradığı zaman gene hukuktan çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum. Yani karar vermeden insanları suçlamanın bir anlamı yok. Ama kırmayı dökmeyi de Türk-İş hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içerisinde oldu. Kim koyacaksa kırmadan, dökmeden, şiddet dilini koymadan tepki koysun" ifadelerine yer verdi. "Biz işçinin, emeklinin arka bahçesiyiz" Türk-İş olarak her zaman işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Atalay, taşeron işçilerin kadro beklediğini, kadro beklentilerinin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Onun için Türk-İş dökmeden kırmadan alanlarda, mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesiyiz. Biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın arka bahçesiyiz. İşçinin arka bahçesiyiz. Emeklinin arka bahçesiyiz, memurun arka bahçesiyiz. Onun için nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz" şeklinde konuştu.