ÇEVRE - 23 Ekim 2024 Çarşamba 09:15

İzmir’de sahipsiz köpeklerin sayımı başladı

A
A
A
İzmir’de sahipsiz köpeklerin sayımı başladı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Sahipsiz Köpek Popülasyonu Yönetimi İzmir Eylem Planı’nın en önemli ayağı olan hayvan sayımına başladı. Görevli ekipler kent genelinde tespit ettikleri hayvanları fotoğraflayarak, bulundukları bölgenin koordinatlarını sisteme yüklüyor. Bu çalışmaların ardından kentteki köpek sayısı ve dağılım haritasına ilişkin sağlıklı veriler elde edilecek.


İzmir Büyükşehir Belediyesi, Sahipsiz Köpek Popülasyonu Yönetimi İzmir Eylem Planı kapsamında, köpek sayımına başladı. İlçe belediyelerinin de destek verdiği projede, sayım ekipleri sokaklarda tespit ettikleri her hayvanı, kayıt altına alıyor. Köpeklerin kısır olup olmadığı, cinsiyeti, varsa tasma ve küpesi ile yaşları not ediliyor. Fotoğraflanan hayvanların bulunduğu alanın koordinatları veri tabanına giriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Halk Sağlığı Dairesi Başkanlığı, Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı ile Kent Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğü koordinesinde yürütülen çalışmanın sonunda, mahallelerdeki köpeklerin dağılım haritası çıkarılacak. Sahipsiz hayvanların yoğunlaştığı bölgeler netleştirilecek. Büyükşehir Sahipsiz Köpek Popülasyonu Yönetimi İzmir Eylem Planı kapsamına sahada kedilerin de sayımını yapıyor. Böylelikle kentte mahalle bazında kedi sayısı ile ilgili veri elde edilecek.



İlk önce 11 merkez ilçede çalışma yapılacak


Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Sürdürülebilirlik ve Kent Stratejileri Şube Müdürlüğü’nde Biyolog olarak görev yapan Ömer Döndüren, ilk etapta 11 metropol ilçede sahipsiz hayvan sayımını yapacaklarını belirtti. Türkiye’de ilk kez İzmir’de böyle bir çalışmanın yapıldığını aktaran Ömer Döndüren, “Bizim için en önemli verilerden biri sokaktaki köpeklerin yüzde kaçı kısır? Çünkü biz bunu bilmiyoruz. İzmir’de yılda kaç kedi, köpek kısırlaştırılıyor? Bunu biliyoruz. İlçe belediyelerinde ve Büyükşehir’de bunların verileri var. Ama sokaktaki durumu bilmiyoruz. O nedenle bu güzel bir veri olacak” dedi.



Popülasyon kontrol altında tutulacak


Bu sayımı daha sonraki yıllarda yine tekrarlayacaklarını ifade eden Biyolog Ömer Döndüren, hedeflerini şu sözlerle açıkladı: “Böylece popülasyonun nereye gittiğini, nasıl değiştiğini, azalma veya artış eğilimlerini belirleyeceğiz. Bizim niyetimiz sokaktaki köpekleri bir şekilde uyutmak ya da farklı çözümler değil. Kısırlaştırmayı arttırarak, sayıları takip ederek, popülasyonu kontrol altına almak istiyoruz. Daha önce hiç sayım yapılmamış. Elde edeceğimiz veriler ile gelecekteki politikalarımız şekillenecek.”



Eylem planında neler var?


Hazırlanan eylem planı kapsamında; paydaşlarla ilişkilerin ve iş birliklerinin geliştirilmesi, durum tespiti ve kapasite artırımı sağlanacak. Sahipsiz köpek popülasyonunun yönetilmesine yönelik çalışmalar hazırlanacak. Taktiksel şehircilik çözüm atölyesi yapılacak. Tüm kayıtların doğru ve güncel tutulması için dijital altyapı iyileştirilecek. Bakımevi kapasite ve nitelik artışı sağlanacak. Sahiplendirme çalışmalarına özel önem verilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin personel ile altyapısının iyileştirilmesi sağlanacak. Belirlenen metodoloji uyarınca saha araştırmaları yürütülecek. Köpek popülasyonunun insan sağlığı ve diğer hayvanların sağlığına yönelik olarak taşıdığı risklerin azaltılması için çalışmalar hayata geçirilecek.



Sayım nasıl yapılıyor?


Sayım işlemi, WSPA tarafından önerilen sayım yöntemi kullanılarak örnekleme yoluyla ve mahallelerin renklendirilmesi metodolojisi ile belirlenen 130 mahalle üzerinden yapılıyor. Her bir sayım ekibi günde 2 mahalleyi sayıyor. Sayım ekipleri, sahadan istenilen özellikte verileri toplayabilecek yeterli düzeyde donanıma sahip kişiler ve meslek grupları arasından seçiliyor. Ekipler, mahallelerin mümkün olduğunca farklı alanlarını kapsayacak şekilde sayımları yürüyerek yapıyor. Sayımlar için en uygun saat gün doğumu ile saat 10.00 arası olduğundan bu zaman dilimine uyuluyor ve mevsimsel olarak yüksek sıcaklıkların köpek aktivitesini düşürmesi nedeniyle, yaz ayları dışındaki dönemler tercih ediliyor.



İzmir’de sahipsiz köpeklerin sayımı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Engelli torununa göz kulak olmak için gittiği okulu baştan inşa etti Eskişehir’de lisede okuyan 15 yaşındaki zihinsel engelli torununu yalnız bırakmak istemeyen 80 yaşındaki dede, hem onu gözetlemek hem de eğitime katkıda bulunmak amacıyla okulda gönüllü görevli oldu. Otizm ile dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) bulunan Burak Tangül (15), Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 10’uncu sınıfa gidiyor. Tangül, karma sistem ile eğitim görürken demiryolundan emekli olan dedesi Mehmet Coşkunlar, torununun gittiği lisede okul aile birliği başkanlığı yapıyor. Torununu bir an olsun yalnız bırakmak istemeyen 80 yaşındaki dede, ayrıca hiçbir ücret almadan okula gönüllü olarak hizmet sağlayıp arızaları ve eksikleri kendi çabalarıyla gideriyor. Gün içerisinde sıkça torununun yanına giderek onu kontrol de eden hayırsever dede, bulunduğu okulda yaklaşık 800 öğrencinin daha sevgisini ve saygısını topluyor. "Ben buraya bir torunumu getirdim ama şu an 800 torunum var" Dede Mehmet Coşkunlar, "Okul aile birliği başkanıyım. Okulun içini geziyorum ve nerelerde bir arıza varsa veya bana söylerlerse ilgileniyorum. Çeşme bozulduysa tamir ediyorum. Eğer tamir edilecek bir durumu yoksa gidip yenisini alıyorum, getiriyorum. Ondan sonra okul aile birliğinden bana parasını veriyorlar. Ben buraya bir torunumu getirdim ama şu an 800 torunum var, hatta bine yakın" dedi. "Eski masaları toparlıyorum, biraz sağlam olanları daha da sağlamlaştırıyorum" Coşkunlar, "Mesela üst kattaki camların hepsine emniyet kilidi taktım lambalar ve prizler bozuluyor, onları tamir ediyorum. Alt katta sandalye ve masalar var. Ben aşağıdaki eski masaları toparlıyorum, biraz sağlam olanları daha da sağlamlaştırıyorum. Bilişim odasının 80 sandalyesi var, bütün derileri yırtılmış. Deri alıp geldim, bunların bütün derilerini yeniden taktım, sağlamlaştırdım ve masrafını hocam bana iade etti" şeklinde konuştu. "Ben buraya ücret için gelmiyorum, devlet okulunun hayrı için geliyorum" Hem torunumu kontrol ettiğini hem de kendi başıma yapılacak bir şeyler varsa onları yaptığını ifade eden Coşkunlar, şöyle devam etti: "Boş durmayı sevmem. Usta olduğum için ne olursa olsun her türlü tamirat işi yaparım. Ben buraya ücret için gelmiyorum, devlet okulunun hayrı için geliyorum. Emekliyim, maaşım var. Buradan niye para alayım? Çalışmayı seviyorum. Geçmişte 3 ameliyat geçirdim. Buradaki çocukların hepsini seviyorum. Hepsi de beni sayarlar ve bana selam vermeden, kolay gelsin demeden kimse geçmez. Eğer ki bir şey taşıyorsam da hemen yardıma koşarlar."
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde “Yeşil Dönüşüm ve İnovatif Yaklaşımlar” paneli düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen panelde yeşil dönüşüm konusu ve orman ürünleri endüstrisindeki inovatif yaklaşımlar ele alındı. Kastamonu Üniversitesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü iş birliğinde Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda “Yeşil Dönüşüm ve İnovatif Yaklaşımlar Ekseninde Orman Ürünleri Endüstrisi Paneli” düzenlendi. Panel öncesinde, orman ürünleri endüstrisi ve yeşil dönüşüm temalı bir sergi açıldı. Sergide, sürdürülebilir ve çevre dostu ürünlerin yanı sıra inovatif malzemeler ve teknolojiler tanıtıldı. Katılımcılar, panelden önce sergiyi gezerek yeşil dönüşüm sürecinde kullanılan yenilikçi ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edindi. Panelde, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademik camiadan temsilciler yer aldı. Etkinlikte, orman ürünleri endüstrisinin yeşil dönüşüm sürecine adaptasyonu, inovasyonun sektöre katkıları ve sektörün geleceği konuşuldu. Panelin açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, yeşil dönüşümün sürdürülebilirlik kavramını bir zorunluluk haline getirdiğini ve orman ürünleri endüstrisi için bu dönüşümün hayati önem taşıdığını vurguladı. Ayrıca, Kastamonu Üniversitesi’nin ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaştığını, akademik bilgi ve ar-ge çalışmalarını destekleyerek kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışmayı bir sorumluluk olarak gördüklerini belirten Rektör Topal, panelin yeşil dönüşüme katkı sağlayacak yeni fikirlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayacağını ümit ettiğini ifade etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Temsilcisi Büşra Pınarbaşı ise yeşil dönüşüm sürecinin sektör için büyük fırsatlar sunduğunu ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için inovatif yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini dile getirdi. Özellikle kaynak verimliliğinin artırılması ve çevre dostu iş modellerinin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Pınarbaşı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu süreçte sektörü destekleyici projelere odaklandığını belirtti. Türkiye Orman Ürünleri İhracatçıları Sanayicileri Derneği Başkanı Göksel Korkmaz da, yeşil dönüşüm sürecinin ihracat sektörüne etkilerinden bahsederek, orman ürünleri endüstrisinin çevre dostu uygulamalara daha fazla yönelmesi gerektiğini söyledi. Korkmaz, inovatif yaklaşımların ihracatta rekabet gücünü artıracağını ve sektöre yeni fırsatlar getireceğini vurguladı. Ulusal Ahşap Birliği Başkanı Mehmet Celalettin Akça ise ahşap ürünlerinin sürdürülebilirliğin merkezinde olduğunu ve doğal kaynakların verimli kullanılması gerektiğini ifade etti. Ahşap endüstrisinin geleceğe yönelik stratejilerinde yeşil dönüşümün öncelikli bir yer alacağını söyleyen Akça, ahşap sektörünün bu dönüşümde kilit bir rol oynayacağını belirtti. Mobilya Dernekleri Federasyonu Temsilcisi Hacer Yücel de mobilya sektöründe yeşil dönüşümün önemine değinerek, sektörün inovatif yaklaşımlarla birlikte çevre dostu uygulamalara daha fazla yönelmesi gerektiğini belirtti. Yücel, mobilya üretiminde sürdürülebilir malzemelerin kullanılmasının çevreye olumlu katkı sağlayacağını ve sektörün rekabet gücünü artıracağını vurguladı. Orman ürünleri endüstrisinde yeşil dönüşüm ve inovasyon süreçlerinin detaylı bir şekilde ele alındığı panelde katılımcılar, sektörün geleceği hakkında fikir alışverişinde bulundu. Konuşmaların ardından soru-cevap oturumu gerçekleştirildi ve bu bölümde sektöre yönelik önemli fikirler ve çözüm önerileri katılımcılara ve sektör temsilcilerine sunuldu.
Kayseri Erciyes Koleji, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’ndan Ulusal Kalite Hareketi beratı aldı Erciyes Eğitim Kurumları, eğitim-öğretimde kalitenin çıtasını yükseltmeye devam ediyor. Eğitimde mükemmellik hedefi doğrultusunda önemli çalışmalar yapan kurum, bu çalışmalarıyla takdir topluyor. Kalite yolcuğunda önemli bir adım daha atarak, EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) modelini esas alan Ulusal Kalite Hareketi Beratı ile onurlandırıldı. Erciyes Koleji Genel Müdürü Erdem Örnek, bu değerli beratı Vali Gökçem Çiçek’ten aldı. Erciyes Koleji, Türkiye’nin önde gelen kalite platformlarından Kalite Derneği (KALDER) üyesi de oldu. Uluslararası ve ulusal platformlarda kalitesini tescilleyen Erciyes Koleji, eğitim ve öğretime yenilikler getirmeye devam ediyor. Erciyes Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Başyazıcıoğlu, kalite ve mükemmellik vizyonundan taviz vermeden gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirmek için çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Erciyes Koleji’nin, Türk eğitim hayatının en önemli kurumlarından birisi olmaya devam edeceğini vurgulayan Başyazıcıoğlu, “EFQM temelli Ulusal Kalite Hareketi, okulumuzun kalite yönetimi ilkelerine bağlılığını ve sürekli iyileştirme felsefesini benimsediğini tescilliyor. Bu değerli yolculuğa adım atmak sadece akademik başarılarla değil, aynı zamanda yönetim süreçlerinde ve eğitim hizmetlerinde sürdürülebilir gelişimi sağlama konusundaki kararlılığımızın da bir göstergesi” diye konuştu.
Kayseri Büyükşehir’in toplu taşımadaki ilk RES Projesi’nde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş.’nin Türkiye’nin toplu taşıma sektöründeki ilk rüzgâr enerji santrali (RES) olma özelliğindeki projesinde, çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. İnşa edilecek olan üç adet rüzgâr türbininden ilkinin temel imalatı tamamlandı. Türbin kule ve kanatlarının Kasım ayında Kayseri’ye ulaşmasının ardından, projenin yıl sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. “Hedefimiz: projeyi yıl sonuna tamamlamak olacak” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, projenin planlandığı şekilde ilerlediğini ve türbin parçalarının Kasım ayının başı itibarıyla peyderpey Kayseri’ye doğru sevk edilmeye başlanacağını duyurdu. Büyükkılıç, “Projemizi bitirmek için 2024 yılı sonu gibi iddialı ama gerçekleştirebileceğimizi düşündüğümüz bir hedef koyduk. Bunun için tüm ekip arkadaşlarımızla gece-gündüz canla başla çalışıyoruz” dedi. “Gelecek nesillere sürdürülebilir bir toplu ulaşım için çalışıyoruz” Projenin karbon ayak izini azaltmada önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Toplu taşıma sisteminde çevreci çözümler sunacak bu proje, gelecek nesillere sürdürülebilir bir toplu ulaşım sağlayacak” diye konuştu. Büyükkılıç, “Kayseri Ulaşım A.Ş.‘nin rüzgâr enerji santrali, ülkemizin sadece ulaşım sektörüne değil, aynı zamanda temiz enerjiye geçiş hedeflerine de önemli bir katkı sunacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımı, şehrimizin çevre dostu politikalarını daha da güçlü ve ayağı yere basan hedefler haline getirecek. Kayseri’nin, bu projeyle birlikte diğer şehirlerdeki toplu taşıma sistemlerine çevreci çözüm konusunda örnek oluşu da ayrı bir gurur kaynağı olacak” şeklinde konuştu. Proje ilerleme çalışmaları hakkında bilgiler veren Kayseri Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Canbulut ise “İncesu Fırınönü mevkiindeki bu projenin şimdiye kadar, yol ve platform açma hafriyat çalışmaları ile türbin ankraj, inşaat çeliği döşemeleri işi tamamlandı. Türbinlerden ilkinin temel beton imalatı da bitti. Diğer türbinlerin de yapı ruhsatı izinleri alındı ve çok kısa sürede temel betonları tamamlanacak” dedi. Proje sahasında platform ve yol çalışmaları için 500 bin metreküpü aşan boyutta hafriyat çalışması yapıldığına vurgu yapan Canbulut, “Her bir türbin temeli için 95 ton inşaat çeliği ve 650 metreküp beton kullanıldı” şeklinde bilgiler verdi. Canbulut, yeni nesil, yüksek teknolojiye sahip rüzgâr türbinleri hakkında şunları söyledi: “3 adet türbin ile 21 megawatt (MW) gücünde olacak bu projede, türbinlerin her biri 113 metre kule yüksekliğine ve 81,5 metre kanat uzunluğuna sahip olacak. Bu devasa yapılar, Kayseri’nin toplu taşıma sistemine çevreci çözümler sunacak.”
Kayseri Talas Belediyesi’nin topraksız tarım ürünü safran çiçek açtı Tarım ve hayvancılığa verdiği desteklerle dikkat çeken Talas Belediyesi yine bir ilke imza atarak topraksız tarım uygulamasıyla safran yetiştirmeye başladı. Kısa sürede çiçek açan safran bitkisi güzelliğiyle dikkat çekti. Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın tarafından ilçede tarım ve hayvancılığa verilen desteklere her geçen gün yenisi eklenmeye devam ediyor. Mobil koyun banyoluğundan kompost gübreye, fasulye, nohut ve Macar fiği tohum desteğinden taş toplama makinesi, anıza direk ekim makinesine kadar gibi birçok alanda çiftçiye katkı sağlayan Talas Belediyesinde topraksız tarım uygulamaları da devam ediyor. Reşadiye ek hizmet binasında 3 ay önce deneme üretimi başlayan topraksız tarım uygulaması kapsamında safran bitkileri çiçek açmaya başladı. Su tankı içerisinde bitkinin ihtiyacı olan besin maddeleri ilave edilip suyun pH değeri bitkiye uygun hale getirilerek gerçekleştirilen üretimde 2 safran çiçeklendi. Safranın büyük katma değeri Sağlık açısından bağışıklık sistemini destekleyen, sindirim sistemini iyileştiren ve kalp sağlığı gibi birçok faydası bulunan safran bitkisi aynı zamanda ekonomik yönden de büyük bir katma değere sahip. Kilogramı 600 bin TL’ye satılan bu bitki ile ilçedeki üreticilere örnek olması amaçlanıyor. Uygun şartlar sağlandığında kapalı ortamlarda iklimden etkilenmeden yılın 365 günü üretim yapabilme imkanı sağlayan sistemle, aşırı gübreleme ve bilinçsiz şekilde bakteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasallara bağlı olarak toprağın verimsizleşmesi önlenmiş oluyor. Topraksız ve dikey tarıma örnek Bu örnek uygulamayla Talas Belediyesi, nüfusun hızla arttığı ve gıda arzının büyük önem taşıdığı günümüz tarım dünyasında kapalı ortamla topraksız ve dikey tarım faaliyetlerine katkı sağlamış oluyor. Daha önce de aynı alanda salatalık yetiştirilerek çiftçiler için örnek uygulamaya imza atılmıştı.