ASAYİŞ - 03 Kasım 2024 Pazar 10:32

İzmir polisinden akıl almaz taktik: Zehir evini bacadan tüten kokudan buldular

A
A
A

İzmir’in Bornova ilçesinde, uyuşturucu imalatı yapılan evden çıkan zehir kokusu sokağı sarınca, akıl almaz bir taktik uygulayan polisi ekipleri, sokakta 2 saat boyunca çatı çatı gezip tek tek bacaları kontrol ederek zehir evini tespit ettiler. 2 katlı evi zehir imalathanesine çeviren şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Olay, geçtiğimiz günlerde Bornova ilçesi İnönü Mahallesi’nde meydana geldi. Sokakta ağır bir koku olduğu yönündeki ihbarı değerlendiren Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, kokunun uyuşturucu madde kaynaklı olduğunu belirledi.

Çatı çatı gezip zehir evini bacadan tespit ettiler

Uyanık polis ekipleri, kokunun geldiği evi tespit etmek için sokakta bulunan tüm binaların çatısına çıktı ve 2 saat boyunca tek tek bacaları kontrol etti. Yapılan çalışmalar sonucunda zehir evine ait olan bacayı çıkan kokudan tespit eden ekipler, ikamete operasyon düzenledi.

Kilolarca esrar maddesi ele geçirildi

Adrese operasyon düzenleyen ekipler; 2 katlı evin 4 odasında sera sistemiyle uyuşturucu madde yetiştirdiğin tespit ettiler. Işıklandırma, havalandırma gibi malzemelerin bulunduğu odalarda her biri yaklaşık 2 metre boyunca 100 kök Hint keneviri, 12 kilogram esrar, 8 kilogram toplanmaya hazır esrar maddesi, 1 ruhsatsız tabanca ve 1 hassas terazi ele geçirildi.

Olayla ilgili gözaltına alınan zehir taciri R.S., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Mustafa İç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Madde bağımlısı genç kriz geçirince anneannesine dehşeti yaşattı Adana’da 76 yaşındaki anneannesiyle yaşayan madde bağımlısı genç, sinir krizine girip önce evi dağıttı, sonra da motosikletini yakarak yaşlı kadına dehşeti yaşattı. Torunu tarafından tehdit edildiğini öne süren anneanne, “Seni gelip öldüreceğim diyerek evi terk etti. Çok korkuyorum” dedi. Edinilen bilgiye göre, 26 yaşındaki Mustafa Eren A., anne ve babası ayrıldığı için 40 günlükken anneannesi Necmiye Acarlar’ın yanına bırakıldı. Yaşlı kadın, torunu 15 yaşına gelinceye kadar ona adeta gözü gibi baktı. Mustafa Eren A., 15 yaşına geldiğinde evden kaçtı. İddiaya göre 1 ay sonra geri eve dönen Mustafa Eren A., uyuşturucu madde batağına düştü. Torununu uyuşturucudan kurtarmaya çalışan anneanne, bir türlü torununu bağmlılıktan kurtaramadı. Aradan geçen yıllar içerisinde Mustafa Eren A., her geçen gün daha da madde batağına saplandı ve anneannesiyle kavga edip, evden para çalmaya başladı. Geçen ağustos ayında Mustafa Eren A., anneannesine "Ben artık maddeyi bırakacağım. Bana motosiklet al, kuryeliğe başlayacağım" dedi. Bunun üzerine Necmiye Acarlar, bankadan kredi çekerek 90 bin TL’ye torununa motosiklet aldı. Ancak 3 gün işe giden Mustafa Eren, ardından işi bıraktı. 15 gün önce anneannesinin Mersin’in Tarsus ilçesinde kaldığı yayla evine giden Mustafa Eren A., para nedeniyle Necmiye Acarlar ile tartıştı. Önce yayla evini dağıtan Mustafa Eren A., daha sonra anneannesinin kendisine aldığı motosiklete benzin döküp yaktı. Komşuların ihbarı üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Ekipler anneanne ve torunu karakola götürürken, Necmiye Acarlar torunundan şikayetçi oldu. Genç ifadesinin ardından serbest bırakıldı. “Arkadaş ortamı torunumu maddeye alıştırdı” Torunundan korkup Adana’daki evine dönen Necmiye Acarlar, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaşadıklarını anlattı. Acarlar, torununa bebekliğinden bu yana kendisinin baktığını anlatarak, “Ben ona evlatlarıma göstermediğim ilgiyi gösterdim. Ancak arkadaş ortamı torunumu maddeye alıştırdı. İşe başlayacağım deyince sevindim, motosiklet aldım. Benim bir emekli maaşım var ve halen o motosikletin taksit parasını ödüyorum. 15 gün önce geldi, tartıştık ve evi dağıtıp motosikleti yaktı. Karakola gittik, ifade verip çıktı. Beni tehdit etti” diye konuştu. “Keşke ona bakmasaydım” Torununun kendisini çok üzdüğünü belirten Acarlar, “Benim artık böyle bir torunum yok. Onu reddediyorum. Keşke ona bakmasaymışım, beni çok üzdü. Beni öldüreceğini söylüyor. Şu anda nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Ben tek başıma yaşıyorum. Biran önce yakalanmasını istiyorum. Yaptıkları cezasız kalmasın, çok korkuyorum” dedi.
Denizli Milletvekili Ün; “Çocukların geleceğini siyasi çekişmelerinize kurban etmeyin” Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, devam eden ‘kreş’ tartışmalarına karşı uyarılarda bulunarak; “Çocukların geleceğini siyasi çekişmelerinize kurban etmeyin. Bu tartışmanın mağduru çalışmak zorunda olan annelerdir” dedi. Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, AK Parti ve CHP arasında devam eden ‘Kreş’ tartışmaları üzerine meclis kürsüsünden konuşma yaptı. İktidarın iki konuda hayata geçireceği politikaları Gelecek Partisi olarak desteklediklerini belirten Sema Silkin Ün, “Bunlardan biri nüfusun azalma tehlikesine karşı, doğal nüfus artışını teşvik eden politikalarıdır. Diğeri ise kadınların işgücüne katılma oranının artmasını teşvik eden politikalarıdır. Bu iki teşviki de kesiştiren en önemli politika kreş hizmetidir. İki gündür kreş konusunda bir kavgadır gidiyor. Kreş mi, anaokulu mu? Kreş açmaya kim yetkili? Anaokulu açmaya kim yetkili? Anayasa mahkemesinden iptal ettiren CHP değil mi? Yasağa rağmen yerel seçim öncesinde her mahalleye kreş vaat eden AK Parti değil mi? Diye uzayıp giden bir tartışma. Bu kavgadan ne siyaset ne belediyeler mağdur olur, bu kavgadan resmi kurumlar yetersiz olduğu, özel kurumlar pahalı olduğu için çaresizliğe düşen çalışan muhtaç çocuklu anneler mağdur olur. Çocukların geleceğini siyasi çekişmelerinize kurban etmeyin. Annelerin umudunu ideolojik kavgalarınızla söndürdüğünüzün, çocukların geleceğini siyasi çekişmelerinize kurban ettiğinizin farkına varın. Devlete düşen yasaklamak değil teşvik etmektir denetlemektir’’ dedi “Size kasteden bürokratlarınız var demektir” AK Parti’nin sürekli kastetmediklerinizi açıklamak zorunda kaldığını hatırlatan Milletvekili Sema Silkin Ün, “Sürekli kastetmediklerinizi açıklamak zorunda yorsanız size kasteden iş bilmez, işgüzar bürokratlarınız var demektir. Kreş tartışmaların arasında okul öncesi eğitimin hala zorunlu olmaması gerçeğimiz kaynayıp gitti. Bu tartışmalar arasında tabi 3-5 yaş grubundaki çocuklarımızın, erken çocukluk eğitimine katılım oranlarında OECD ülkelerinin çok gerisinde olma sorunumuz kaynayıp gitti. Gelin tüm kreş türlerini; diyanet, belediyeler, özel kurumlar dahil kayıt olma yaşını 60 ayla sınırlayın okul öncesi eğitimi zorunlu hale dönüştürün. 17 Mayıs 2024 tarihli Tasarruf Tedbirleri Genelgesinde hem kamunun hem belediyelerin kreş yapmasını, 3 yıllığına yasaklayan bir madde vardı. Birçok toplantıda Aile bakanımıza kreş yapımının tasarruf tedbirleri kapsamından çıkarılmasına aracılık etmesini söyledim. Daha sonra, aslında genelgedeki o ifadenin kurumların kendi kreşlerini ifade ettiği, halka açık kreşleri kastetmediği söylenerek konu yine muallakta bırakıldı. Daha o tartışma bitmeden yeni bir kreş tartışmasının içinde bulduk kendimizi. Milli Eğitim Bakanlığı ilk cümlesine ‘kreş’ sözcüğü ile başladığı genelgeye açıklık sağlayarak genelgenin konusu ‘kreş’ değil ‘anaokulu’ dur, o da bizim alanımızdır dedi. Bu belirsizliği, bu kafa karışıklığını, meseleyi daha fazla çığrından çıkarmadan, etkisi kadınların hayatını vurmadan şeffaf şekilde düzenlemek zorundasınız” diye konuştu.