EĞİTİM - 17 Nisan 2025 Perşembe 11:55

EÜ Yabancı Diller Yüksekokulu’na yeni hizmet binası

A
A
A
EÜ Yabancı Diller Yüksekokulu’na yeni hizmet binası

Modern altyapısı ve son teknolojiyle donatılmış sınıflarıyla Ege Üniversitesi öğrencilerinin hizmetine sunulan Yabancı Diller Yüksekokulu yeni binasının açılışı, üniversite yönetimi ve senato üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış töreninin ardından, Yabancı Diller Yüksekokulu yeni binası, haftalık olağan senato toplantısına ev sahipliği yaptı.


Açılış töreni kapsamında bir konuşma gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, "2023 yılı itibariyle taşınma süreci tamamlanan ve 2023-2024 akademik yılından bu yana eğitim faaliyetlerine ev sahipliği yapan bu yeni yapı, yalnızca fiziksel bir mekân değil; aynı zamanda Üniversitemizin modern eğitim anlayışının, akademik mükemmeliyet vizyonunun ve öğrenci odaklı yaklaşımının da bir tezahürüdür. Yabancı Diller Yüksekokulumuz, ikisi yabancı uyruklu olmak üzere toplam 112 kişilik nitelikli ve deneyimli öğretim elemanı kadrosuyla her yıl yaklaşık 2 bin 800 öğrencimizi ağırlamakta; onları yükseköğretim yolculuklarına güçlü bir dil altyapısıyla hazırlamaktadır. Üniversitemize yeni katılan öğrencilerimize özel olarak hazırlanan oryantasyon programı, onların kurumsal kimliğimize uyum sağlamalarını desteklemektedir" dedi.


Yeni binanın fiziksel özelliklerinden bahseden Prof. Dr. Budak, "5 katlı olarak inşa edilen bu modern binamızda, 91 adet akıllı tahta donanımlı derslik, 25 öğretim görevlisi ofisi, 250 kişilik büyük bir konferans salonu ve 50 kişilik iki küçük toplantı salonu bulunmaktadır. Ayrıca öğrencilerimizin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacak kütüphane ve etkinlik alanları ile çağdaş bir eğitim ortamı oluşturulmuştur. Yüksekokulumuz, 2024 yılında YÖK tarafından düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında ‘Eğitimde Erişim’ ve "Mekânda Erişim" kategorilerinde Bayrak Ödülü ile ‘Engelsiz Program Nişanı’na layık görülmüştür. Bu gurur verici başarı, kapsayıcı ve erişilebilir bir üniversite olma vizyonumuzun bir yansımasıdır" dedi.



"Nitelikli yabancı dil eğitimi sunuyoruz"


Yabancı Diller Yüksekokulunda nitelikli bir eğitim sunulduğunun altını çizen Prof. Dr. Budak, "Yüksekokulumuzda, yüzde 30 ve yüzde 100 İngilizce ile yüzde 100 Almanca dilinde yürütülen programların yanı sıra isteğe bağlı hazırlık eğitimi alan öğrencilerimiz de bu modern mekânda yabancı dil öğrenme imkânına sahiptir. Aynı zamanda üniversitemizdeki tüm akademik birimlerin zorunlu yabancı dil dersleri de bu çatı altında yürütülmektedir. 21.yüzyıl becerileriyle donanmış, dört temel dil yetkinliğini kazanmış, analitik düşünme ve kültürlerarası iletişim kurma becerisine sahip bireyler yetiştirmek en temel önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Aynı zamanda üniversitemizin uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda, Erasmus ve Orhun programlarının yanı sıra başta Azerbaycan ve Özbekistan olmak üzere pek çok ülkedeki üniversitelerle gerçekleştirilen ikili iş birliği anlaşmaları kapsamında çok sayıda akademik ziyaret yapılmış; yüksekokulumuz yabancı dil eğitimi alanında uluslararası paydaşlarımızla önemli temaslarda bulunmuştur. Bu vesile ile sözlerime son verirken yeni binamızın Yüksekokulumuza, üniversitemize ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.


Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın konuşmasının ardından gerçekleştirilen kurdele kesme töreni ile yeni binanın açılışı gerçekleştirildi.



EÜ Yabancı Diller Yüksekokulu’na yeni hizmet binası

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."