EĞİTİM - 29 Mart 2025 Cumartesi 10:30

Ekolojik okul

A
A
A
Ekolojik okul

İzmir’de ortaokul öğrencileri, ‘okulda çiftlik var’ projesi kapsamında, depolanan yağmur suyunu kullanarak serada meyve ve sebze üretimi yapıyor. Elde edilen ürünler hem satılıyor hem de okulda beslenen hayvanlar için kullanılıyor. Proje ile sürdürülebilir üretime katkı sağlanması amaçlanıyor.


İzmir’in Bornova ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin ilk ‘Sünger Okulu’ unvanına sahip olan Mediha Mahmutbey Ortaokulu, yağmur suyu hasadı ile seracılık yaparak sürdürülebilir üretime katkı sağlıyor. İlk olarak 2019 yılında, öğretmen ve öğrenciler ile birlikte hayata geçirilen ‘okulda çiftlik var’ projesi kapsamında, okul içerisinde bulunan serada ‘çatı tipi yağmur suyu hasadı’ uygulaması yapılıyor. Okulun çatı alanlarına düşen sular, yağmur gideri aracılığıyla depoda birikiyor. Depodaki sular daha sonra damlama sistemi aracılığıyla seraya ulaştırılıyor.



Birbirinden çeşit meyve ve sebze, miniklerin ellerinde üretiliyor


Öğrenciler, okul bahçesinde oluşturulan serada ise marul, çilek, roka, maydanoz, soğan ve biber gibi tarımsal ürünlerin üretimini yapıyor. Elde edilen ürünlerin bir kısmı satılıyor, bir kısmı okuldaki öğretmen ve öğrencilere dağıtılıyor, bir kısmı da bahçedeki tavşan ile tavukların beslenmesi için kullanılıyor.



"Doğaya karşı sevgi beslemeye başladılar"


Projeye dair bilgiler aktaran Fen Bilimleri Öğretmeni Evrim Karaca, "Projeye ilk su tasarrufu ile başladık. Çatı tipi yağmur suyu hasadı ile yağmur sularını depomuzda topladık. Çocuklar da serada ekim yapmaya başladı. Çocuklar, meyve ve sebzelerin üretim sürecinden sofraya gelene kadar tüm aşamaya tanıklık etti. Bütün sorumlulukları onlar aldı. Bu projede öğrencilerin akademik başarıları çok iyileşti. Davranışları güzelleşti. Çocuklar birlikte takım çalışması yaptı, sorumluluk aldı. Doğaya karşı inanılmaz bir sevgi beslemeye başladılar" diye konuştu.



"Şebeke suyunu kullanmıyoruz"


İlk olarak tere ekerek üretime başladıklarını ifade eden Karaca, "Zaman içerisinde soğan, marul gibi çeşitli meyve ve sebzeleri de ektik. Her sene çocuklardan gelen istekler doğrultusunda üretim yapıyoruz. Ne ekeceğimizi onlar belirliyor. Sulama yaparken şebeke suyunu kullanmıyoruz. Yağmur yağdığında depomuzda su doluyor. Yağmurun olmadığı zamanlarda da kuyu suyla sulama yapıyoruz. Bu sayede sürdürülebilir bir şekilde üretim yapıyoruz" ifadelerine yer verdi.



"Toprakla ilk defa bu kadar yakından ilgilendik"


Serada birçok ürünü yetiştirdiklerinden bahseden 6’ncı sınıf öğrencisi Eminenur Yantut, "Onları büyütürken çok eğlendik ve ürünler büyürken bizim içimizdeki sevgi de büyüdü. Toprakla ilk defa bu kadar yakından ilgilendik. Toprakla uğraşmayı çok seviyorum" şeklinde konuştu.



"Doğayla aile gibi oluyoruz"


Bir diğer öğrenci İpek Kar da ürettikleri ürünleri evde de yediklerini ve kendi ürettiği ürünleri yemenin daha lezzetli olduğunu vurguladı. Kar ayrıca bu proje sayesinde sorumluluk bilinci kazandıklarını ve doğayla aile gibi olduklarını hissettiğini belirtti.


Topladıkları sebzelerle tavşanları besleyen ve projenin ‘Tavşan Sorumlusu’ seçilen Poyraz Erdoğan ise "Tavşanlar bana alıştı. Onları beslemeyi seviyorum. Kümeslerini temizliyorum" sözlerini ekledi.



Ekolojik okul

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Tehditlerle, parmak sallamalarla, sokak ve boykot çağrılarıyla eğip, bükülemez" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Tehditlerle, parmak sallamalarla, sokak ve boykot çağrılarıyla eğip, bükülemez" dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Gençlerimizi kendi siyasi emelleri uğruna sokaklara çağırıp iç karışıklık çıkarmaya çalışanlar; halkımız arasında kin ve düşmanlık tohumlarını ekmeye uğraşanlar, "işkence yapılıyor" diyerek ülkemize iftira atanlar, şimdi de ’boykot çağrısı’ yapıyorlar. Ana muhalefetin fütursuz çağrılarını büyük bir keyifle izleyenlerin başında siyonist İsrail’in gelmesi, nasıl bir tezahürdür. Türkiye kendi ayaklarının üzerinde durdukça, dünya siyasetinde dik ve güçlü bir duruş sergiledikçe, bölgesinde olup bitene seyirci kalmadıkça, hem milletimizin hem de mazlumların hakkını korudukça, birileri yine aynı oyunları sahneye koymaya başladı" ifadelerine yer verdi. Bakan Yerlikaya paylaşımında şu ifadelere de yer verdi, "Şimdi de ‘boykot’ diyorlar. Peki kim, kimi boykot edecek? Milletimiz; kendi esnafını, çiftçisini, yerli ve milli ürünlerini, üreticilerini, öz sanayisini boykot edecek, öyle mi? ’Demokratik hak’’ kalkanı gölgesinde istenen bu mu? Unutulmasın ki, bu çağrı ekonomik bağımsızlığımıza yönelik bir sabotajdır. Bu boykot çağrısı, binlerce insanın ekmeğiyle oynamak demektir. Bu çağrı milli ekonomimize suikasttır! Kendi insanımızın ekmeğini küçültmektir. Ekonomimize bir darbe girişimidir. Oysa biz boykotla değil, üretimle büyürüz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Tehditlerle, parmak sallamalarla, sokak ve boykot çağrılarıyla eğip, bükülemez. Parti içi kavgalarınıza ülkemizi alet etmeyin. İşçilerimizin, üreticilerimizin, çiftçilerimizin gücü; gençlerimizin enerjisiyle, 7’den 77’ye, alın terimizi akıtmaya, bir ve beraber olarak büyük ve güçlü Türkiye hedefine doğru yürümeye devam edeceğiz."