EKONOMİ - 15 Nisan 2025 Salı 10:34

EGİAD, M&A gündemiyle genç girişimcileri küresel oyunculuğa hazırlıyor

A
A
A
EGİAD, M&A gündemiyle genç girişimcileri küresel oyunculuğa hazırlıyor

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Nafiz Kerim Kotan’ın konuşmacı olduğu "M&A’de Yabancı Yatırımcıların Beklentileri: Gerçekler, Yanılgılar ve Fırsatlar" başlıklı seminer düzenledi. Açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, "M&A, yalnızca finansal büyüklük değil, aynı zamanda kültürel ve vizyoner bir dönüşüm başlatır. Bu süreçler, şirketlerin sadece büyümelerini değil, aynı zamanda doğru strateji ve vizyonla güçlenmelerini sağlar" dedi.


Üyelerinin yüzde 60’ı dış ticaret ve yabancı yatırımcılarla iş birliği içinde olan EGİAD, firmaların küresel pazarda büyüme ve rekabet gücünü artırmada önemli rol oynayan birleşme, devralma ve ortaklık (M&A) süreçlerini, genç iş dünyasının gündemine taşıdı.


Türkiye’nin önde gelen yatırım bankacılarından Nafiz Kerim Kotan’ın konuşmacı olduğu "M&A’de Yabancı Yatırımcıların Beklentileri: Gerçekler, Yanılgılar ve Fırsatlar" başlıklı seminerde, 2025-2026 dönemine yönelik ekonomik öngörüler, yabancı yatırımcı beklentileri ve M&A stratejilerinin sunduğu fırsatlar ele alındı. M&A süreçlerinin yalnızca finansal rakamlarla ölçülmediğini belirten EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, "kurumsal yapı, yönetim kalitesi, vizyoner liderlik ve kültürel uyum gibi unsurların yatırım kararlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çekerek: "Yanlış bir algı da şu şekildedir. Yatırımcı sadece rakamlara bakar algısı. Gerçek şu ki; kurumsal yapı ve liderlik gibi unsurlar, yatırımcı kararlarını en az finansal veriler kadar etkiler" ifadelerini kullandı.



Özhelvacı: "Dünyada dengeler değişiyor"


Şirketlerin artık sadece büyümek değil, dönüşerek güçlenmek zorunda olduklarının vurgusunu yapan Özhelvacı, " Günümüzün küreselleşen, çetin rekabet şartlarında organik büyüme çoğu zaman yeterli değildir. Stratejik ortaklıklar ve satın almalar, firmalarımıza yeni pazarlara hızlı erişim, teknolojiye adapte olma ve rekabet avantajı kazanma imkânı sunuyor. Dünyada dengeler değişiyor. ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirdi. Firmalar, üretim ve ihracat üslerini çeşitlendirmek istiyor. Bu tabloda Türkiye, alternatif bir üretim merkezi, stratejik bir partner olarak öne çıkıyor. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmek için doğru konumlanmalı, uluslararası standartlara uygun hareket etmeli ve etkin bir iletişim dili kurmalıyız" sözlerini ekledi.



Kotan: "Türkiye’de şirket almak isteyenler yavaş yavaş başladı"


ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni gümrük vergileri kararı sonrasında dünyadaki gelişmelerden bahseden Nafiz Kerim Kotan, "Trump vergileriyle Türkiye açısında pozitif olarak bakıldığının farkındayız. Çin ve diğer ülkelere uygulanan yüksek vergilere nedeniyle Türkiye’ye ‘malı nasıl getirip ihraç ederim’ diye bakanlar var. Türkiye’de şirket almak isteyenler yavaş yavaş başladı. Türkiye’de dolarizasyon riski görmüyorum. Turizmde olumsuzluk bir şeyle karşılaşmazsak kurların çok rahat tutulacağını düşünüyorum. Faizler yüksek tutulacak kur tutulacak. Bir iki yılda dünyada şirket ortakları nereye gider. Yabancı yatırımcı ilgisi öldürecek şeyler değil. Bizler gibi yabancılarda olup bitenleri farkında. Türkiye’de son 10 yıldır yaşanmayan bir şey kalmadı. Yabancılar da bunun farkında. Yabancılar bir iki sene için bakmıyor 20 yıl için bakıyor. Yabancının algısında temel bir değişikliğe yol açmayacak" sözlerini kaydetti.



"İstikrarlı politika setine olan inanç var"


Türkiye’nin sunduğu makro ekonomik hikaye ile yatırımcıların gördüğü arasında büyük fark var olduğuna değinen Kotan sözlerini şu şekilde noktaladı:


"Makro ekonomik tarafta bir iyileşme var ancak yabancı yatırım açısından hikayenin 3 noktası eksik. Bir jeopolitik risk alması. Bizim fırsat olarak gördüğümüzü onlar risk olarak görüyor. Güven zamanlaması. Yapısal dönüşüm konusunda biz fiyatlamanın hemen olmasını istiyoruz. 2024 yılında bu değişiklikler başladı. İstikrarlı politika setine olan inanç var. Türkiye fiyat istikrarımız öncelik diyor. Yabancılar rezerv yönetiminde eksiklik olunca bunu sorguluyorlar. Türkiye’nin 1.5 yıldır makro ekonomik hikayesi var. Ama bugün sürdürülebilirlik ve güvenirliğini de görmek istiyor. Önümüzdeki bir yıl içinde iki anlatının örtüşmeye başladığını göreceğiz"



EGİAD, M&A gündemiyle genç girişimcileri küresel oyunculuğa hazırlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.