GÜNDEM - 30 Ekim 2024 Çarşamba 10:46

Düşük kira gerekçesiyle İzmirli sanayiciye şeytanın aklına gelmeyecek Ali Cengiz oyunu

A
A
A

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde, 4 bin metrekarelik atölyesinde 21 kişiye istihdam sağlayan sanayici Süleyman Yıldız’ın enflasyonla kirası düşük kaldı, iş yeri sahibinin şeytanın aklına gelmeyecek oyunlarına maruz kaldı. Hiçbir borcu yokken; elektriğinin kesildiğini, tehdit edildiğini, göstermelik satış yapıldığını ifade eden sanayici Yıldız, “Başıma gelmeyen kalmadı. Kafalarına göre kirayı yükseltmek istiyorlar; ’yükselteyim diyorum’ fahiş kiraya vermek için çıkarmak istiyorlar. Benim mal sahibimin 100’ün üzerinde fabrikası var aynı yerde. 150-160 milyonluk iş yeri, kendi içindeki şirkete beni çıkarmak için 13 milyona satıldı. Dava açtım, sonuna kadar hakkımı arıyorum” dedi.

Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) içerisinde, 4 bin metrekarelik alan üzerinde kumlama ve boya atölyesi bulunan iş adamı Süleyman Yıldız’ın başı, iş yeri sahibiyle dertte. 2018 yılından bu tarafa kiracı olan ve 5 yıllık sözleşme yapan Yıldız’ın kirası, enflasyonun yükselmesiyle beraber düşük kaldı. Yanında 21 kişi çalışan ve şuan 70 bin TL atölyeye kira ödeyen sanayici, “atölyeyi boşaltın” telefonuyla neye uğradığını şaşırttı. Kirayı yükseltmek istediğini söyleyen sanayicinin bu talebi, daha fahiş kiraya verileceği iddiasıyla kabul edilmedi.

"150-160 milyonluk iş yeri 13 milyona başkasına ’satıldı’ gösterildi"

Sanayici Yıldız’ın iddialarına göre ise 4 bin metrekarelik dev atölye, firma sahibinin farklı bir şirketine kendisini çıkarmak için “arsa” vasfıyla “satıldı” olarak gösterildi. Yıldız, kendisini çıkarmak için 150-160 milyon TL değerindeki iş yerinin 13 milyon TL’ye “satıldı” olarak gösterildiğini öne sürerek, satıştan sonra kendisine noter aracılığıyla “ihtarname” çekildiğini, tahliye edilene kadar ise ayda 380 bin TL kira istendiğini söyledi.

Düşük kira gerekçesiyle İzmirli sanayiciye şeytanın aklına gelmeyecek Ali Cengiz oyunu

Elektrikleri kesildi, yolu kapandı

Konuyu yargıya taşıyan sanayicinin daha sonra ise başına gelmeyen kalmadı. Tehdit telefonları alan Yıldız’ın atölyesindeki elektrikler ise hiçbir borcu olmamasına rağmen KOSBİ tarafından 40 gün süreyle kesildi. Bu sürede mücadeleyi bırakmayan Süleyman Yıldız, işçileri de mağdur etmeyerek; maaşlarını, sigortalarını ödedi. Daha sonra mahkeme Yıldız’ı haklı buldu ve elektrikleri açıldı.

Süleyman Yıldız, atölye girişindeki yolunda KOSBİ yönetimi tarafından kapatıldığını öne sürerek, iş yerinde çalışamaz duruma geldiğini, hem iş yeri sahibine hem de KOSBİ yönetimine karşı dava açtığını söyledi.

Düşük kira gerekçesiyle İzmirli sanayiciye şeytanın aklına gelmeyecek Ali Cengiz oyunu

"Elektriklerim kesildi, yolum kapandı, dolgu yaptım, yolumu açtım"

Sanayici Yıldız, “25 yıllık sanayiciyim ve 2018 yılından bu tarafa bu atölyede kumlama ve boya üzerine çalışıyoruz. Bugüne kadar hiç kirayı aksatmadan ödedik. İş yeri sahibiyle hiçbir problemimiz yoktu. Beni bir gün aradı ve ‘benim yerimi boşalt, boşaltmazsan seni vururum’ diyerek çok çirkin, küfürler etti. Ben savcılığa suç duyurusunda bulundum. O günden sonra durum daha kötüleşti. Aradan 1-2 ay geçmeden KOSBİ’den geldiler. ‘Kiracılık kayıt belgen yok’ diyerek benim elektriğimi kestiler; çünkü mal sahibiyle eski KOSBİ başkanı arkadaştı. Bunu mal sahibinden istedim; ama vermedi. 40 gün, kış aylarında elektriksiz kaldık. Bütün işçilerimin maaşını, sigortasını ödedim; yemesini, içmesini, yatmasını, sıcakta kalmasını sağladım. Mahkemeye başvurmam sonucu haklı bulundum ve elektriğim açıldı. En son yolumu kapattılar ve iş yerime giremedim. Dışarıdan dolgu yaptım, yolumu açtım” dedi.

Düşük kira gerekçesiyle İzmirli sanayiciye şeytanın aklına gelmeyecek Ali Cengiz oyunu

"Mal sahibimin bu sanayide yaklaşık 100’ün üzerinde fabrikaları var"

“Kirayı yükseltmek istiyorum; fakat ciddi fahiş kiralar isteniyor” diyen Süleyman Yıldız, “Kiramı ödüyorum, aidatımı ödüyorum, hiçbir borcum yok. En son daha yüksek kiraya vermek için baktı yol bulamadı, kendi içindeki fatura şirketine 13 milyon liraya satış yaptı. Şuan burasını almaya kalkarsanız 150-160 milyon TL’ye alamazsınız. Kendi içindeki şirket. Devletten bu şekilde de vergi kaçırıyorlar. Benim mal sahibimin bu sanayide yaklaşık 100’ün üzerinde fabrikaları var. Kafalarına göre kira yazıp burada sanayicinin tamamen düzenini bozuyorlar; yani sanayiciyi ciddi bir şekilde mağdur ediliyor. Şu an buranın normal kirası olması gereken 200-250 bin lira. Ben şu an eski sözleşmem devam ettiği için yaklaşık 70 bin civarı kiram. Yükseltmek istiyorum, bende biliyorum düşük kaldı; ama direk tehditlere başladılar ‘çıkın’ diye” ifadelerine yer verdi.

Sanayici Yıldız, şöyle devam etti: “Benim mağduriyetimin görülmesini istiyorum. Kirayı kafalarına göre artırılmasının görülmesini istiyorum. Şu an mahkememiz devam ediyor, hakkımız sonuna kadar arayacağım. Ben çıkacağım, kafalarına göre kiraya verecekler.”

Düşük kira gerekçesiyle İzmirli sanayiciye şeytanın aklına gelmeyecek Ali Cengiz oyunu

Hakan Gözalan - Mustafa İç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.