EKONOMİ - 08 Temmuz 2024 Pazartesi 10:50

Çeşmeli üretici, enginarı 12 ay boyunca tüketiciye ulaştırıyor

A
A
A
Çeşmeli üretici, enginarı 12 ay boyunca tüketiciye ulaştırıyor

Çeşmeli üretici Ersin Güvercin, yararları saymakla bitmeyen enginarı sadece konserve olarak değil, enginar sirkesi, enginar suyu ve enginar unu olarak 12 ay boyunca tüketiciye sunuyor.


Çeşmeli üretici Ersin Güvercin, Ildır Mahallesi’ndeki tarlasında, doğal yöntemlerle yetiştirdiği organik enginarları mevsiminde toplayıp, ayıklayarak, çanak enginar haline dönüştürmesinin ardından, özel kazanlarda, buharda, 150 derecede sterilizasyonunu gerçekleştirerek, konserve haline getiriyor. En çok tüketilen çana enginarın yanında kalp enginar ve taze yapraklı şekilde de konservesini yaptıklarını anlatan Güvercin, taze yapraklı enginar konservesinin daha çok restoranlar tarafından tercih edildiğini, zeytinyağlı ya da ızgara olarak müşterilerine sunduklarını belirtti. Güvercin, enginar konservelerinin kapağı açılmadan 3 yıl raf ömrü olduğunu da söyledi.



Enginar unu


Enginarın ununu da yaptıklarını anlatan Güvercin, enginar çanağını fırında kuruttuklarını ve ardından da öğüterek toz haline getirdiklerini anlattı. Güvercin, enginar ununun salatalar da, et terbiyesinde, yoğurdun üzerine serpilerek öğün arası yiyeceği, sabah kahvaltısında ekmeği zeytinyağına batırdıktan sonra enginar ununa batırarak tüketilebileceğini belirtti.



Enginar suyu


Sakız enginarının besin değerlerinin en yüksek olduğu zamanda, çanak, tüy, sap ve iç yapraklarını bakır damıtma kazanına koyduklarını anlatan Ersin Güvercin, rezistansı yanmaması için bir miktar su koyduklarını, çıkan buharın bakır borulardan geçtikten sonra soğutulduğunu ve damlalar halinde enginar suyunun elde edildiğini söyledi. Enginar suyunun, enginar sebzesinden elde edilen içerisinde birçok vitamin ve mineral barındırdığını, vücutta özellikle karaciğerdeki yağın dışarı atılmasına yardımcı olan bir besin kaynağı olduğunu vurgulayan Güvercin, bağırsak düzeninin sağlanmasına, kolesterolü düşürmeye, karaciğeri korumaya ve hazımsızlık sorunlarına yardımcı olduğunu ifade etti. Güvercin, enginar suyunun sabah aç karnına, yarım fincan kadar tüketilmesi gerektiğini de söyledi.



Enginar sirkesi


Enginarın sirkesini de yaptıklarını anlatan Güvercin, sirke haline dönüşümün 12 ayda tamamlanabildiğini, enginarın yapraklarından, çanağından, tüylerinden elde ettiklerini belirtti. Enginarın yüksek lif oranıyla sindirim sistemine çok faydalı olduğunu vurgulayan Güvercin, enginar sirkesinin de sindirim sistemine ve bağırsak hareketlerine iyi geldiğini ifade etti. Enginar sirkesinin, kalp sağlığına, yüksek tansiyonu azaltmaya, karaciğerin zararlı maddelerden arınmasına, karaciğerin yenilenmesine katkı sağladığını da belirtti. Enginar sirkesinin salatalarda sos olarak kullanılabileceğini söyleyen Güvercin, ayrıca bir bardak suya az miktarda enginar sirkesi konularak içilebileceğini de ifade etti.


Üretici Ersin Güvercin, enginarın dışında şevketi bostanın köklerinin yanında Akkız adını verdikleri yapraklarının da konservesini yaptıklarını anlattı, Güvercin, ayrıca turp filizi ve arap saçı gibi bitkilerin de konservesini yaptıklarını, 12 ay boyunca tüketicilere ulaştırdıklarını söyledi.



Çeşmeli üretici, enginarı 12 ay boyunca tüketiciye ulaştırıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Doğadaki hayvanlar için koruma çalışmaları devam ediyor TREDAŞ, Dünya Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle doğadaki dostlarımızın korunmasının önemine vurgu yaparak, sunulan elektrik hizmetinin yanında, doğa ve çevreyi korumaya yönelik çalışmalarını da sürdürüyor. Enerji hatlarından kaynaklanan tehlikelerin önüne geçmek amacıyla uzun süredir yürütülen projelerin yanı sıra, bu yıl nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan şah kartallarının korunmasına özel destek sağlanıyor. Aynı zamanda, hurda armatür başlıklarını sokak hayvanlarına yönelik mama ve su kabına dönüştüren sosyal sorumluluk projeleri devam ediyor. Trakya Bölgesi’nin elektrik dağıtım hizmetlerinden sorumlu olan ve Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde 1,3 milyondan fazla aboneye elektrik dağıtım hizmeti sunan Trakya Elektrik Dağıtım AŞ (TREDAŞ), çevre dostu çözümler geliştirmeye ve hayvanların korunmasına katkıda bulunmaya kararlılıkla devam ediyor. TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, “Sadece Dünya Hayvanları Koruma Günü gibi farkındalık günlerinde değil, her zaman doğal yaşamın korunmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirmeye özen gösteriyoruz” dedi. Şah kartalları ve diğer türler için güvenli bir çevre sağlanıyor TREDAŞ’ın doğa dostu projeleri hız kesmeden devam ederken, bu yıl şah kartallarını da içine alan yeni bir koruma projesi hayata geçirildi. 2021-2024 yılları arasında yapılan yatırımlarla kuşlar için güvenli enerji hatları oluşturulurken, kuşkonmaz montajı, iletken ve izolatör izolasyonları gibi pek çok önlem alındı. Bilgili, “Şu ana kadar 800’ün üzerinde leylek yuvası inşa ettik. Bu yuvaların devamlılığının sağlanması için bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Saha çalışmalarımızı gerçekleştirirken, kuşların neslinin devamı için kuşların üreme dönemlerinde herhangi bir çalışma yapmamaya özen gösteriyoruz. 2016 yılından bu yana ’Kuş Koruma Planı’ ile göçmen kuşların yanı sıra nesli tükenme tehlikesi altında bulunan türlerin korunmasına da destek oluyoruz, Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) ile iş birliği yaparak nesli tükenmekte olan şah kartalları için izolasyon çalışmalarına başladık” diyerek sözlerine devam etti. Hurda armatürler patili dostlar için mama kaplarına dönüşüyor TREDAŞ’ın sokak hayvanları için başlattığı "Enerjimiz Küçük Dostlarımız İçin" projesi de büyümeye devam ediyor. Şirketin kullanım ömrünü tamamlamış armatürleri geri dönüştürerek hayvanlara mama ve su kabı olarak kazandırdığı proje, çalışanların aktif katılımıyla büyüyor. Bilgili, "Trakya’nın farklı bölgelerinde 400’ü aşkın mama ve su kabı yerleştirdik. Çevreye duyarlı yaklaşımımızla, bu projeleri daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz" diye belirtti.
İstanbul Lavanta: Sağlık ve güzelliğin doğal ilacı Lavanta; aromaterapi, kozmetik, geleneksel tıp ve gıda endüstrisi gibi birçok alanda kullanılan bir bitki olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Aysun Bay, lavantanın sağlık ve güzellik üzerindeki faydaları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Bay, lavantanın kimyasal yapısına vurgu yaparak, "Lavanta, linalool ve linalil asetat gibi uçucu yağ bileşenleri sayesinde güçlü antioksidan, anti-enflamatuar ve antimikrobiyal özellikler taşımaktadır. Bu bileşenler, lavantanın fiziksel ve ruhsal sağlığa katkısında önemli rol oynamaktadır" dedi. Lavantanın sağlık üzerindeki etkileri Lavanta, stres, anksiyete ve uyku problemleri üzerindeki olumlu etkileriyle biliniyor. Prof. Dr. Bay, lavantanın rahatlatıcı etkisini şu şekilde ifade etti: "Rahatlatıcı ve sakinleştirici Etki: Lavanta yağı veya lavanta çayı, stresin azaltılması ve uyku kalitesinin artırılması için kullanılabilir. Baş ağrısı ve migren: Lavanta yağı, baş ağrısını hafifletmek için şakaklara uygulanabilir. Cilt sağlığı: Anti-enflamatuar özellikleri sayesinde lavanta yağı, cilt tahrişlerini ve akneleri tedavi edebilir; yara izlerinin görünümünü azaltabilir. Sindirim sistemi: Lavanta çayı, sindirimi kolaylaştırarak hazımsızlık ve mide bulantısını hafifletebilir. Bağışıklık sistemi: Lavanta, antioksidan özellikleri ile bağışıklık sistemini destekler. Ağrı kesici özelliği: Kas ve eklem ağrılarını hafifletici etkileri bulunur." Efsaneler ve gelenekler Lavanta hakkında birçok efsane de bulunuyor. Hazreti Meryem’in Hazreti İsa’nın bebeklik döneminde lavanta çiçeklerinin üzerine kıyafetleri sermesi ile bu bitkinin hoş kokulu hale geldiği söyleniyor. Antik Roma’da yılanlardan korunmak için kullanıldığı, Orta Çağ’da ise kötü ruhları uzak tuttuğuna inanıldığı ifade ediliyor. Ayrıca, Yunan mitolojisinde aşk tanrıçası Afrodit’in lavantayı güzellik iksirlerinde kullandığı ve bu nedenle cazibenin sembolü haline geldiği biliniyor. Prof. Dr. Aysun Bay, "Doğru şekilde kullanıldığında lavanta, sağlığın korunmasına katkı sağlayabilecek güçlü bir doğal çözümdür" diyerek lavantanın bilinçli ve uzman kontrolünde kullanılmasının önemini vurguladı. Lavanta genellikle güvenli bir bitki olsa da, bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabileceği ve lavanta yağı içeren ürünlerin doğrudan ağız yoluyla tüketilmesinin önerilmediği belirtildi. Uzmanlar, kullanmadan önce danışmanın faydalı olabileceğini ifade ediyor.