GÜNDEM - 21 Ekim 2024 Pazartesi 10:44

Büyükşehir gençlerin barınma sorununa çare oldu

A
A
A
Büyükşehir gençlerin barınma sorununa çare oldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehre ilk defa gelen üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarını Karşıyaka ve Buca’daki iki sosyal tesisinde karşılamaya başladı. Geçen yılın ücreti olan 2 bin lira karşılığında misafirhanelerin tüm imkânlarından yararlanan öğrenciler, yenilenen odalarına yerleşti. Ekonomik krizin etkilerine karşı uygun fiyatla güvenilir bir ortamda konakladıklarını belirten üniversite öğrencileri, barınma sorununa çözüm sunan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.


Ekonomik krizin en çok etkilediği kesimler arasında yer alan üniversiteli gençlere, İzmir Büyükşehir Belediyesi kucak açtı. Karşıyaka ve Buca ilçelerindeki sosyal tesisler, İzmir’e ilk kez gelen üniversite öğrencileri için yeni öğretim dönemine hazırlandı. Tadilatı yapılan tesislerde odalarına yerleşen öğrenciler, barınma sorunu ve ekonomik krize dikkat çekerek aylık 2 bin TL ücret verdikleri tesislerin hijyenik ve güvenilir bir ortam sunduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın kararıyla, sosyal tesislerde kalan öğrenciler 2024 yılında da geçen yılın fiyatları olan 2 bin TL karşılığında konaklayacak. Karşıyaka’da bulunan İZELMAN AŞ Örnekköy Sosyal Tesisleri Misafirhanesi 72 kişilik kapasitesi ile eğitimi için İzmir’de yaşamaya başlayan kız öğrencileri ağırlıyor. İZELMAN AŞ Buca Sosyal Tesisleri Misafirhanesi ise 108 kişilik kapasitesi ile erkek öğrencileri ağırlıyor.



“Üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz”


Tesisler hakkında bilgi veren İZELMAN AŞ Genel Müdür Yardımcısı Merve Doğan Gürsel, “İZELMAN AŞ tarafından işletilen Buca ve Karşıyaka Örnekköy tesislerimizde şehir dışından üniversiteyi kazanan öğrencilerimizi misafir ediyoruz. Öğrencilerimizi enflasyona ezdirmemek ve barınma sorunuyla karşı karşıya bırakmamak içinbaşkanımızın talimatıyla bu yıl da geçen yılın fiyatı olan 2 bin TL ile hizmet veriyoruz. Buca’daki tesisimizi yenileyerek hizmete aldık. Dinlenme ve kütüphane alanımız baştan aşağıya yenilendi. Her iki tesisimizde de sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek servimiz mevcut. Barınma konusu, ülkemizde her yıl giderek artan bir krize dönüşüyor. Özellikle ekonomik krizle birlikte barınma sorunu büyüyor. Barınma ihtiyacı sosyal bir hak ve biz de İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu alanda üzerimizde düşeni yapmaya çalışıyoruz. İmkânlarımız doğrultusunda öğrencilerimizin güvenli, sağlıklı ve hijyenik bir ortamda misafir edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü öğrenciler barınma hakkına sahip olmazsa eğitimleri yarıda kesiliyor ve maalesef eğitimden yoksun kalarak kentlerine geri dönmek zorunda kalıyor. Bu yüzden bizim için özellikle ilgilenilmesi gereken dezavantajlı grup, öğrencilerimizdir. Biz de onlara yönelik bu tür çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” dedi.



Öğrencilerle kaynaşma toplantısı


İZELMAN AŞ Örnekköy Sosyal Tesisleri Misafirhanesi’ndeki tanışma toplantısında İzmir Büyükşehir Belediyesi görevlileri, öğrencilere kitap ve kişisel bakım ürünleri hediye etti. Bu toplantı ile öğrenciler hem birbirleriyle tanışma fırsatı buldu hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sunduğu olanaklar hakkında bilgi sahibi oldu. Toplantıya katılan öğrenciler, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gençlere sunulan imkânlardan ve tesislerin genel durumundan memnun olduklarını ifade etti.



“Gençler ile bağımızı koparmıyoruz”


Kız öğrenciler ile bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı’na bağlı Gençlik Çalışmaları Şube Müdürü Pınar Akbaş, “Gençlik Çalışmaları Şube Müdürlüğü olarak kentteki gençlere yönelik birtakım projeler yürütüyoruz. Gençlere, projelerimize dâhil olmaları yönünde teşvikte bulunuyoruz. Kenti tanımaları için kent gezileri yapıyoruz. Kendilerini geliştirmeleri için eğitim programlarımıza, atölyelerimize katılmalarını sağlıyoruz. Gençler ile bağımızı koparmıyoruz. Özetle, gençlere barınma imkânı sağlayıp onları sosyal tesise yerleştirmekle kalmıyoruz. Belediyemizin sunduğu bütün hizmetlere erişimi de kolaylaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.



“Çok huzurlu hissediyorum”


Tanışma toplantısına katılan Demokrasi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü öğrencisi Derin Nehir Oral, “İstanbul’dan üniversite okumak için İzmir’e geldim. Yurt bulma konusunda çok endişeliydim ama İzmir Büyükşehir Belediyesi içimizi rahatlattı. Açıkta kalmış ve yurt bulamamıştık. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Genç İzmir sitesinden başvuru yaptık ve hemen arandık. Çok sevindik ve çok mutlu olduk. Çok güvenli bir yerdeyiz. Okula çok rahat ulaşım sağlıyoruz. Çok sıcak ve çok konforlu bir ortamdayım. Üniversitede sosyalleşmenin ve kendimizi geliştirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi bize birçok olanak sunuyor. Bence burada en önemlisi sosyal projelere katılmak. Kendimi çok huzurlu hissediyorum” yorumunda bulundu.



“Özel yurtlar 25 bin lira”


Karşıyaka’da bulunan sosyal tesislerdeki odasına yerleşen Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi Ece Elçelik de “Kampüsüm Aliağa’da. Aliağa’da kız öğrenciler için yurt yoktu. Bir misafirhane vardı ancak o da kapatılmıştı. Birkaç özel yurda baktım ama onlar da 25 bin lira civarıydı. O kadar bütçem yoktu. Yurt konusunda çok sıkıntı yaşadım. Sonra Genç İzmir üzerinden başvuru linki karşıma çıktı ve başvuru yaptım. Başvurum onaylanınca odama yerleştim. Normalde Manisa’da oturuyorum. Buraya yerleşmeseydim okula Manisa’dan geliş gidiş yapacaktım. Yol da 2,5 saat sürecekti. Şimdi ise Karşıyaka’dan çok rahat bir şekilde okula gidiyorum. Burası güvenilir, yemekleri güzel. Huzurlu, sessiz ve sakin bir yer. Bu tesislerde kalmak için sabah ve akşam yemekleri dahil ayda 2 bin TL ücret veriyoruz. Çamaşır ve kurutma makinelerimiz var, ütü odamız var. Bütün imkânlardan ücretsiz yararlanabiliyoruz” diye konuştu.



“Özel yurda gitme imkânım yok”


Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Müziği Bölümü öğrencisi Gözde Bolat ise şunları söyledi: “Konservatuvar öğrencisi olduğumdan dolayı yurt başvurularımız başlamamıştı ve barınma arayışım vardı. Buraya Adana’dan geldim. Devlet ve özel yurtlara baktım ama özel yurtların fiyatı yüksekti. Sonra Genç İzmir’in linkini gördüm ve başvuru yaptım. Dönüş sağlandı ve odaya yerleştim. 20 bin liradan daha az ücreti olan özel yurt yok ama burası 2 bin lira ve iki öğün yemek de dahil. Başvurum onaylanınca sevindim. Burası güzel. Çalışma alanlarımız, odalarımız, yemekhanemiz var. Babam emekli olduğu için beni özel yurda kaydetme imkânı yoktu. Bize böyle bir imkân sağlandığı için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz.”



“Sadece 2 bin lira veriyoruz”


Demokrasi Üniversitesi İngilizce Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü öğrencisi Recep Emir Beşikçioğlu da üniversite öğrencilerinin barına sorunuyla ilgili “Ben Çorum’dan geliyorum. Okulum Kemalpaşa Ulucak’ta ve o bölge İzmir merkeze bağlı olarak görünmüyor. Dolayısıyla sistem başvuruyu kabul etmediği için Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarında kalamadım. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı kurumlarla görüşme yaptığımda bana İnciraltı’ndaki yurt önerildi ama okuluma uzak olduğu için orada da kalamadım. Bir süre arkadaşım evinde, Kemalpaşa’daki bir misafirhanede kaldım. Bakanlığa bağlı kurumlarla üç kez görüştüm ama bir süre daha idare etmem söylendi. Nerede kalabilirim diye araştırma yaptığımda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal tesislerinin olduğunu öğrendim ve başvuru yaptım. Başvurum onaylanınca yerleştim. Ev kiraları 25 bin lira, özel yurtlar da 15-20 bin lira. Babam memur ve burada eve çıkmak çok zor. Burası fiyat olarak çok uygun ve iki öğün yemek de var. Depozito vermiyoruz. Sadece 2 bin lira veriyoruz. Çamaşırhanemiz var, her katta etüt odaları var. Kütüphanemizde ders çalışıp kitap okuyabiliyoruz. Gayet güzel bir ortam. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” sözlerine yer verdi.



Büyükşehir gençlerin barınma sorununa çare oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli Büyükşehirin düzenlediği Kitap Fuarına Denizlililer akın etti Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin 7’ncisi düzenlediği Denizli Kitap Fuarı’na vatandaşlar akın etti. Türkiye’nin ünlü yazarların katıldığı fuarda imza almak isteyen kitapseverler uzun kuyruklar oluşturdu. Denizlililer hafta sonu Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 7’ncisini düzenlediği Denizli Kitap Fuarı’na akın etti. Fuarın onur konuğu Ahmet Ümit’ten Ayşe Kulin’e Ataol Behramoğlu’ndan Celal Şengör’e Türkiye’nin en ünlü yazarları imza günü ve söyleşilerle vatandaşlarla buluştu. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi (EGS) Fuar Alanı, hafta sonu fuarın onur konuğu Ahmet Ümit ile İpek Ongun, Defne Ongun Müminoğlu, Banu Tozluyurt, Enver Aysever, Ercan Kesal, Sema Soykan, Emin Çapa, Yusuf Halaçoğlu, İhsan Eliaçık, Dr. Timur B. Davletov, Ataol Behramoğlu, Banu Avar, Celal Şengör, Selim Erdoğan, Timur Soykan, İpek Özbey, Merdan Yanardağ, Prof. Dr. Güney Çeğin ve daha birçok yazarı ağırladı. Denizli merkez ve çevre illerden hafta sonu fuara akın eden vatandaşlar yazarlarla buluşup imza günü ve söyleşilere katıldı. Hayranı oldukları yazarlarla fotoğraf çektirip imza almak isteyen kitapseverler uzun kuyruklar oluşturdu. “Cumhuriyet şehri Denizli” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da fuara katılan vatandaşlar ve yazarları yalnız bırakmadı. Vatandaşlarla birlikte fuarı gezerek bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Çavuşoğlu, yazarlarla da bir araya geldi. Fuarın çok güzel ve yoğun geçtiğini belirten Başkan Çavuşoğlu, tüm hemşehrilerini 27 Ekim’e kadar sürecek fuara davet etti. Özellikle gelecek nesillerin kitapla buluştuğunu görmekten büyük bir mutluluk duyduğunu belirten Başkan Çavuşoğlu, ayrıca tüm Denizlilileri “Cumhuriyet şehri Denizli” mottosuyla 9 gün sürecek Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına davet etti. Yazarlardan fuara tam not Onur konuğu Ahmet Ümit, fuara çok büyük bir ilgi olduğunu belirterek, büyük bir salonda Başkomiser Nevzat romanının söyleşisini gerçekleştirdiklerini anlattı. İmza standında da muhteşem bir okur topluluğunun kendisini beklediğini aktaran Ümit, “Denizli her zaman okuyan bir il olmuştur. Her zaman geliyorum ama bu sefer daha mutlu bir şekilde geldik Denizli’ye. Okurlarımız da sağ olsunlar bizi yine yalnız bırakmadılar. Bugüne kadarki en büyük kalabalıkla karşılaştım” dedi. “Beşli Çete” adlı kitabının imza gününe katılan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise, okuma alışkanlığının kazandırılmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Edebiyatla çocuklarımızı ve gençlerimizi tanıştırmak ancak böyle organizasyonlarla oluyor. Bu ülkeyi akıl, bilim, kitap, şiir ve sanat kurtaracaktır. Ülkemizde kadınlar ve çocuklar öldürülüyor. Bu cinayetleri ancak sevgiyi, bilimi, aklı çocuklarımıza aşılayarak önleyebiliriz. O yüzden buradayım. Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi. “Denizli aydın bir yer” Yazar Celal Şengör yoğun kalabalığı görünce hayret ettiğini anlatarak, “Demek ki Denizli’de kitaba ilgi çok. Bu beni hakikaten çok memnun etti. Denizli aydın bir yer” dedi. Denizli’nin Müftü Ahmet Hulusi Efendi önderliğinde ilk Milli Mücadele ateşini yaktığını anlatan Şengör, “Bunlar da Ahmet Hulusi Efendi ve arkadaşlarının torunları. Bu beni hakikaten çok mutlu etti” ifadelerini kullandı. Kitap fuarlarının olmasının, kitap çeşitliliğini göstermesi açısından çok önemli olduğuna vurgu yapan Şengör, şunları kaydetti: “Buraya belli bir konuya ilgi duyarak gelen kişi daha birçok konuyu görür. Dolaysıyla bu hakikaten çok mühim ve ben çok memnun oldum. Denizli gibi küçücük bir yerde bu muazzam kalabalığı görmek insanı ümitlendiriyor” dedi. “Okur ve yazar buluşursa okur-yazar oluruz” Yazar Mustafa Balbay, Denizli’nin kitapla barışıklığının kendisi için her zaman çok güzel bir kavuşma olduğunu belirterek, “Okur ve yazar buluşursa okur-yazar oluruz. Okur ve yazar buluşmazsa okur-yazarlık yarım kalır” dedi. Fuarı devam ettiren Denizli Büyükşehir Belediyesini kutlayan Balbay, fuarda olduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Yazar Ayşe Kulin çok güzel bir fuarla karşılaştığını belirterek, Denizli’yi çok sevdiğini anlattı. Uzun yıllar önce Vali Recep Yazıcıoğlu döneminde kente geldiğini kaydeden Kulin, “Denizli çok sevdiğim bir şehir. Burada olmak çok güzel, bana büyük bir mutluluk veriyor” diye konuştu. Yazar Ercan Kesal, benzersiz bir kalabalıkla karşılaştığını işaret ederek, “Denizlililer fuarı ne kadar hasretle beklemişler. Burada olmak çok güzel” ifadelerini kullandı. “Tüm belediyelere örnek olmalı” Usta şair Ataol Behramoğlu da, böylesine büyük bir kabalalık ve coşku beklemediğini, bunun çok hoşuna gittiğini kaydetti. Kitapçılığın çeşitli nedenlerle giderek zayıfladığını anlatan Behramoğlu, “İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler dışında büyük kitap evleri kalmadı. Bu kitap fuarları onların yerini tutuyor. Gerçekten burası bir bayram yeri, bir kitap şöleni gibi. Demokrat ve çağdaş belediyelerimizin bu konuda hizmetleri çok önemli. Bütün belediyelere de örnek olmalı diye düşünüyorum” dedi. Timur Soykan, Denizli’de sürpriz bir enerji olduğunu vurgulayarak, daha büyük şehirlerde gittiği kitap fuarlarında bu kadar yoğun ilgi ile çok az karşılaştığını söyledi. Denizli’nin kitaba karşı çok duyarlı bir il olduğunu belirten Soykan, “Denizli’nin bu konuda çok güzel bir geleneği var. Artık daha aydın bir zihniyet tarafından yönetildiği için Denizli biliyoruz ki daha aydın ve daha güzel olacak” diye konuştu. “Kitap var oldukça toplumlar yaşar” Yazar İhsan Eliaçık, daha önce de Denizli’de fuara geldiğini ancak bu gelişinde organizasyonun çok daha kalabalık olduğunu belirtti. İyi bir organizasyon olduğunu işaret eden Eliaçık, “Biz yazarlar, düşünce adamları için kitap fuarları ormanda nefes almak gibidir. Çok memnun oldum. Belediye Başkanına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Timur Davletov da Denizli’ye ikinci gelişi olduğunu ifade ederek, “Bu sefer daha çok etkilendim. Çok sevindiricidir ki bugün burası kaynıyor. Çok kalabalık. Bu zaten umut verici bir şey. Eğer bir toplumun kitaba ilgisi büyükse geleceğe ilişkin de umutları var demektir. Kitap var oldukça toplumlar yaşar diye düşünüyorum. Emeği geçen herkse teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Konya Başkan Öztürk’ten Türkiye’de genç işsizliğine radikal çözüm: Saatlik çalışma modeli gündemde Türkiye’nin genç nüfusundaki işsizlik krizi, çözüm bekleyen en acil sorunlardan biri haline gelirken, NEET (Ne Eğitimde Ne de İstihdamda Olan Gençler) kategorisindeki gençler hem ekonomik hem de sosyal yapının sürdürülebilirliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi KOSAM’ın bu kritik soruna sunduğu yenilikçi çözüm, saatlik çalışma modeli ile gençlere ve işverenlere umut vaat ediyor. KOSAM, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışılır hale gelen “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Bulunan Gençler” konusunu ele aldığı “Testi Kırılmadan NEET’lere Ne Yapılmalı? Saatlik Çalışma Çözüm mü?” raporunu kamuoyu ile paylaştı. Raporun ardından Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, kısaca NEET olarak tanımlanan 15-24 yaş arasındaki işsiz ve eğitimde aktif olmayan genç sayısının endişe verici seviyelere ulaştığını belirterek, KOSAM’ın hazırladığı raporun, yerel ve ulusal düzeyde ciddi farkındalık oluşturmayı amaçladığını söyledi. Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, KOSAM tarafından hazırlanan “Testi Kırılmadan NEET’lere Ne Yapılmalı? Saatlik Çalışma Çözüm Mü?” raporu ile ilgili şu ifadelere yer verdi: “Gelişmekte olan ülkelerde, NEET kategorisindeki genç sayısı giderek artmakta, bu durum, küresel ekonomik sorunlar arasında önemli yer tutmaktadır. İlgili sorunlara çözüm bulunması, ülkelerin refahı açısından kritik önem taşımaktadır. KOSAM; ne eğitim öğretimde ne de istihdamda olmayan gençlerle ilgili yapılmış olan uluslararası çalışmalar ve uygulamaları inceleyerek, küresel ve ulusal çapta değerlendirmelerle NEET sorununa dair çeşitli çözüm önerilerini paylaştı. Raporumuzda, Türkiye ve dünya genelindeki NEET kapsamına giren gençlere dair veriler ele alındı. Ülkemizin, ilgili politikaları kendi şartlarına göre uyarlaması, daha fazla çaba göstermesi, düzenlemelerin NEET gençlerinin farklı ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanması ve veri odaklı desteklenmesi gerektiğinin üzerinde durulmaktadır.” Esnek çalışma, yeni fırsatlar Türkiye’de NEET gençlerinin artışı ele alınarak saatlik çalışma modeli önerisi getirdiklerini ifade eden Başkan Öztürk, “Bu esnek çalışma biçimi, gençlerin işgücüne entegrasyonunu hızlandırırken, işverenlere de esneklik sunmaktadır. Ayrıca, NEET gençlerin, sertifikalı mesleki eğitimler ile desteklenmeleri gerekmektedir. Esnek çalışma modellerinin tercih edilmesi dikkate alındığında, akort veya parça başı ücret bazlı çalışma gibi alternatif çözümler de ciddi önem taşımaktadır. Gençler, her konuda kısa zamanlı odaklanma çağında yaşadıkları için uzun süreli işlerden ziyade saatlik veya parça bazlı işlere yönelmektedir. Aslında bu durum, NEET gençler için yeni fırsatlar sunmaktadır. Raporumuz, saatlik/parça bazlı çalışma modelini önceleyen, gençlerin işgücü dinamikleri ve yaşam tarzlarının değişimiyle birlikte esnek çalışma modellerine olan talebi de incelemektedir. Bu modelin etkinliği için, bağımsız çalışan haklarını düzenleyen bir yasal çerçeve, uygun sigorta sistemleri ve şeffaf vergilendirme gerekmektedir. Sonuçta ne eğitim öğretimde ne de istihdamda olmayan gençler için, kapsamlı planlama ve yasal düzenlemeler içeren saatlik çalışma modeli, farklı ve yenilikçi bir çözüm olarak öne çıkmaktadır” şeklinde konuştu. İş hayatı ve eğitim arasında köprü İş ve akademi dünyasını ilgilendiren çözüm önerilerinin yer aldığı raporda öne çıkan başlıklar şöyle: “Değişen işgücü dinamiklerine uygun olarak esnek çalışma modellerinin teşvik edilmesi ve bağımsız çalışanların haklarını koruyan yasal çerçeveler oluşturulmasını içeren saatlik/parça bazlı çalışma modeli. Her şehrin ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş NEET entegrasyon programları oluşturulmasına, gençlerin eğitim ve işgücüne katılımlarını artırmak için yerel çözümler aranmasına yönelik şehir bazlı NEET programları. İşletmelerle okullar arasındaki iş birliğinin artırılmasını, staj programları ve mentorluk programları gibi uygulamalarla gençlerin iş hayatına hazırlanmalarını destekleyecek iş hayatı ve eğitim entegrasyonu. Dijital okur-yazarlık eğitimleri ve farklı bilgi beceri paketleri içeren dijital eğitim programları.”
Gaziantep Doç. Dr. Mesut Gül, “Meme kanserinde erken tanı, hayatınızı kurtarabilir” Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, erken tanının önemi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Her yıl Ekim ayında düzenlenen “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” dünya çapında yaklaşık 2 milyon kadını etkileyen hastalığın erken taranmasını ve önlenmesini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ekim ayında, tüm dünyada gerçekleştirilen farkındalık ve bilinçlendirme etkinliklerinde "Pembe Kurdele" teması kullanılmaktadır. Meme kanseri, erkeklerde de görülebilmesine rağmen, genellikle 50 yaş üzeri kadınlarda daha yaygın olarak rastlanan bir kanser türüdür. Ancak, son yıllarda daha genç yaştaki kadınları da etkileyebildiği gözlemlenmiştir. Erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çeken Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, “Meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz şekilde büyüyerek tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Genellikle süt kanalları ve süt bezlerinden başlar. Meme kanserinin iki ana türü vardır. İnvaziv (Yayılım Gösteren) Karsinom. Bu türde kanserli hücreler meme dokusunu aşarak çevre dokulara yayılma potansiyeline sahiptir. Meme kanserlerinin çoğu invaziv karsinomdur ve yayılma gösterir. Yayılma özelliği gösteren kanserler arasında, meme kanallarını oluşturan hücrelerden kaynaklanan duktal karsinom, en sık rastlanan türdür. Bu kategori altında beş farklı alt tür bulunmaktadır. Noninvaziv (Yayılma Göstermeyen) Karsinom. Bu türde, kanser hücreleri memedeki süt kanallarında veya lobüllerde kalır ve yayılma göstermez. Noninvaziv karsinom kategorisi altında ise iki farklı alt tür bulunmaktadır” dedi. “Fiziksel aktivite eksikliği, meme kanseri riskini artırabilir” Meme kanseri risk faktörleri ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Mesut Gül, “Hareketsiz yaşam. Fiziksel aktivite eksikliği, meme kanseri riskini artırabilir. Fazla kilolu ya da obez olmak. Aşırı kilo, meme kanseri gelişimine zemin hazırlayabilir. Sigara kullanmak. Sigara içmek, kanser riskini yükselten önemli bir faktördür. Hiç doğum yapmamış olmak. Çocuk sahibi olmamak, meme kanseri riskini artırabilir. Geç yaşta (35 yaş ve üzeri) anne olmak. 35 yaş sonrası doğum yapmanın, meme kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Hiç emzirmemiş olmak. Emzirmenin, meme kanseri riskini düşürücü etkisi vardır. Menopoz sonrası hormon tedavisi kullanmak (HRT). Menopoz sonrası uzun süreli hormon tedavisi kullanmak risk oluşturabilir. Alkol kullanmak. Alkol tüketimi de meme kanseri riskini artıran faktörlerdendir” ifadelerini kullandı. “Meme kanseri, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 100 kat daha fazla görülmektedir” Değiştirilemeyen risk faktörlerine değinen Doç. Dr. Gül, “Meme kanseri, kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 100 kat daha fazla görülmektedir. Yaş ilerledikçe, meme kanseri riski artar. BRCA1 ve BRCA2 genlerine sahip olmak, meme kanseri riskini artıran önemli bir faktördür. Ailede meme kanseri öyküsü. Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri bulunması, riskin iki kat artmasına yol açar. Ancak, meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 85’inin, ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan kadınlarda görüldüğünü unutmamak önemlidir. Bir memede kanser olması. Bir memede kanser teşhisi konmuş olması, diğer memede veya aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini artırır. İyi huylu meme kitleleri. Fibroadenom gibi bazı iyi huylu oluşumlar, ilerleyen dönemde meme kanseri riskini artırabilir. Erken adet görmek. 12 yaş öncesi adet görmeye başlamak, meme kanseri riskini yükseltebilir. Geç menopoza girmek. 55 yaş ve sonrasında menopoza girmek, risk faktörlerinden biridir. Radyoterapi geçmişi. Göğüs kafesi bölgesine alınan radyoterapi, uzun vadede meme kanseri riskini artırabilir” şeklinde konuştu. Medical Point Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, erken tanının önemi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler vererek, “Meme kanseri, erken evrelerinde genellikle belirti vermez. Bu nedenle düzenli kontroller ve tarama programları son derece önemlidir. Kadınların kendi kendine meme muayenesini (KKMM) öğrenmeleri ve düzenli olarak yapmaları, erken tanı için kritik bir adımdır. Erken dönemde meme kanserine tanı konması, tedavi başarısını artırır ve sağ kalım süresini uzatır. Bu nedenle, 40-69 yaş aralığındaki tüm kadınlara 2 yılda bir mamografi çektirmeleri önerilmektedir. Risk faktörü yüksek olanlar için ise bu tarama, yılda bir kez yapılabilir” diye konuştu