GÜNDEM - 27 Kasım 2024 Çarşamba 12:31

Başkan Tugay: “Körfez sorunuyla başa çıkacağız”

A
A
A
Başkan Tugay: “Körfez sorunuyla başa çıkacağız”

İzmir Körfezi’nde oluşan kirliliğin önüne geçebilmek amacıyla, ‘Körfez’in Geleceği İzmir’in Geleceği’ sloganıyla başlatılan İzmir Körfez Çalıştayı’nın açılış toplantısı yapıldı. İzmir’in birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye’ye örnek olacağını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “İzmir, sorunlarına sahip çıkan ve bilim insanı bakış açısıyla, yönetmeyi ve sorunu çözmesiyle örnek olacaktır. Hiçbir zaman da iyiyi arayışımız sonlanmayacak. Biz bu sorunla başa çıkacağız” dedi.


İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından, İZPA, İZSU ve İZDENİZ işbirliği ile hayata geçirilen İzmir Körfez Çalıştayı’nın açılış töreni gerçekleştirildi. ‘Körfez’in Geleceği İzmir’in Geleceği’ sloganıyla, İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapılan toplantıda, ekolojinin, deniz ulaşımının ve bunların kent yaşamına entegrasonu ile sağlıklı körfeze ulaşma yolunda yapılan çalışmalar ele alındı.



“Bize lazım olan dil bilim dilidir”


Çalışmanın, şimdiye kadar körfez için yapılan en iyi çalışma olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bu çalışma başlangıç. Biz, kendi kurumumuzun kapasitesi ile değerlendirmek istedik. Bağlı bulunduğumuz merkezi hükümetin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının olaya çözüm sağlamaya yönelik bakmasını ve yardımcı olmasını bekledik. Bu sorunu siyaset yapma aracına dönüştürdüler. İzmir konusu siyasete malzeme olması gereken bir konu değil. Bugün yapılan bilimsel duyarlılık ile sorunu nedenleri ve ile mevcut haliyle ve gelecekte bize neler getirir düşüncesi ile değerlendirme konusudur. Bunları yabancı konukların huzurunda ifade ederken zorluk çekiyorum ama bize lazım olan dil bilim dilidir. Asla çirkin, iftiralarla dolu, suçlayıcı dil değildir. Çok uzaklardan gelen konuklara rağmen çok yakınımızda olan davet ettiğimiz ancak gelmesi engellenen bilim insanları da var. Başından itibaren sunumları dinledikten sonra benim için tablo daha netleşti. Bazı şeylerin değerlendirilmesinde bir süreklilik içinde olduğumuzu anladım. Bu çalıştaydan sonuç çıkaracaksak, ‘bir kriz yaşadık bununla ilgili çözüm üretince geçecek ve tekrar etmeyecek’ diye düşünmemek lazım. Dünyada birçok şehirden örnekler verildi. Dünyada birçok yerde görülebilen bir sorun olduğunu bilmek lazım” açıklamalarına yer verdi.



“İzmir Türkiye’ye örnek olacak”


Körfezdeki sorunun nedenlerinin belki tam olarak net olmadığını ifade eden Tugay, şöyle konuştu: “Denizin ekosisteminin bozulmasıyla bağlantıları olduğu açık. Arka planda denizin içeriği ile ilgili değişim mutlaka var. Ama aynı zamanda iklim değişikliğinin de etkisi var. Bir konuşmacı ‘toz fırtınalarının da denize taşınıp alg patlamalarını etkileyebilir’ dedi. Bundan hemen önce yaşanan orman yangınındaki küller ve atıkların da alg patlamalarını tetiklediğini düşünüyorum. Büyük bir orman yangınıydı ve körfezin yanındaydı. Hepimizin soluk alıp vermesini etkiyecek düzeydeydi körfezi de etkilemiş olabilir. Körfezin kirliliğini azaltmak kirliliğin oluşmasını engellemek ve süreci takip etmek için çalışma yapıyoruz ancak sürekli bir izleme sistemi kurmamız gerekiyor. Şu an için alg patlaması, balık ölümü ve koku problemi yok. Şuan hepimizin derdi gelecekte yaşarmayız diye düşünmek. Bu çalıştaydan çıkan veriler ile yol haritası çizeceğiz ve gelecekte deniz ekosistemindeki sorunu doğru yönetmek için elimizden geleni yapacağız. Özellikle bu konu ile ilgili duyarlılığı olan bilgi olan, birikimi olan tüm hocalarımız hiçbir olumsuz etki olmadan bu tuhaf siyasi baskılardan kendilerini sıyırarak bize yardımcı olmaları için davet ediyorum. Burada en önemli dayanağımız ve gücümüz aslında bilgi sahibi olan bilim insanlarımız yapacağız. İzmirlilere şunu demek isterim ki ‘lütfen sürekli moral bozan, suçlamaya çalışan’ insanlara kulaklarınızı kapayın. Körfezi temiz tutarak, bize yardımcı olun. Biz İZBB olarak üzerimize düşeni yapacağız ancak halkımızın desteği bize güç verecektir. İzmir birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye’ye örnek olacak. Çevre sorunlarına sahip çıkan ve bilim insanı bakış açısı ile yönetmeyi ve sorunu çözmesiyle örnek olacaktır. Çin, Amerika, Norveç’te de olsa bu bilgiye ulaşacağız. Hiçbir zaman da iyiyi arayışımız sonlanmayacak. Biz bu sorunla başa çıkacağız.”



“Sürekli olarak çözüm arayışı içerisindeyiz”


İzmir Körfezi’nde kriz başladığından beri genel olarak İzmir’de bu sorunun nasıl çözüleceğine dair sürekli bir çözüm arayışında olduklarını belirten İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konunun çözüme kavuşması için her zaman sahada görev yapıyor. Bizler İZSU Genel Müdürlüğü olarak 24 Ağustos’ta kötü bir tabloyla güne uyandık. Bugün yaşadığımız olaylarda alg görüntüleri aslında Ekim 2023 yılında ortaya çıktı. Bizler 67 noktada TUBİTAK değerler alıyoruz ve Körfez’de izleme yapıyoruz. 2000 yılından bu yana İzmir Körfezi’nde değerler inceleniyor. Körfez suyunun kalitesiyle ilgili farklı bir tartışma var. Burada bazı değerler iyi miydi değil miydi? Tartışmaları sürüyor. Burada değerlere bakarak körfez hakkında karar vermemek gerekiyor. İzmir Körfezi’ndeki tüm kirletici kaynaklar Gediz Nehri, Kentsel Arıtma Tesisleri, Dereler, Gemiler, Limanlar Tersaneler Sanayi kuruluşları. Bu alanların denetimi ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait” cümlelerini aktardı.



“Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ni 15 Nisan’da işletmeye alacağız”


Sözlerini sürdüren Erdoğan, “Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde hali hazırda bir arıtma tesisinin revizyon çalışması var. Şu an yüzde 95’i tamamlandı. Yılbaşında ise tamamlanacak. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Fazı ise 15 Aralık’ta tamamlanacak. 15 Nisan’da işletmeye alacağız. İzmir’de arıtma tesislerimizi sağlıklı bir şeklide çalıştırmaya devam ediyoruz. Yağmur suyu ayrıştırma projelerimiz var. Özellikle Alsancak ve Bayraklı bölgelerindeki yeni kent merkezinde yaşanan nüfus artışıyla doğru orantılı gerçekleştireceğimiz Lot1, Lot 2, Lot3 projelerimizde kanal at yapısı ve yağmur suyunu ayrıştıracağız. 4 milyar liralık yatırımla gerçekleştireceğimiz projemiz tamamlandığında İzmir Körfezi’ne doğrudan katkı sağlayacak. Öz kaynaklarımızla Bayraklı Sevgi Yolu, Çay Mahallesi, pazar yeri yağmur suyu ayrıştırma projesi devam etmekte. Alsancak Yağmur Suyu Ayrıştırma projelerimizin 6 Aralık’ta ihale süreci bitecek. Buca Yağmursuyu ve Bornova Yağmursuyu Ayrıştırma Projeleri devam ediyor. İzmir Körfezi’nin temizliğini etkileyen ve vatandaşımızın yaşam kalitesini artıracak Çiğli Balatçık Yağmur Suyu Ayrıştırma Projesi’ne de önümüzdeki ay ihaleye çıkacağız. İZSU Genel Müdürlüğü, Mavişehir Peynircioğlu ve Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde ön tarama izni bekliyoruz. Her iki noktada 700 bin metreküple tarama yapacağız. 2025 yılı sonuna kadar İki buçuk milyon metreküp toplam taramam yapacağız. Merkezde 34 deremiz İzmir Körfezi’ne dökülüyor. Tamamı İZSU tarafından temizleniyor. 150 bin tonluk temizleme yapıyoruz” ifadelerine yer verdi.



“9 milyarlık kredi onayı alınmış ancak bakanlıktan onay bekliyoruz”


Sirkülasyon ve Navigasyon Kanalı Projesi’ni 2006 yılında Ulaştırma Bakanlığı’yla yapma konusunun karara bağlandığını ancak şuanda projenin yeniden incelenmeye başladığını söyleyen İZSU Genel Müdürü Erdoğan, şöyle devam etti:


“Sirkülasyon ve navigasyon kanalı projemiz var. 50 milyon metreküplük malzemenin belli alanlarda çıkarılması gerekiyor. Akış hızının 3 metre saniyelere düştüğü ifade ediliyor. Bununla birlikte yüzde 45’lik bir hızlanma hedefleniyor. 2016’da ÇED onayı aldı ancak hayata geçmiyor. Doğal yaşama adasına buradan çıkan malzemenin basılması gerekiyor ancak bununla ilgili sürecin tekrar incelenmesi istendi bakanlık tarafından. Bu uluslararası krediler ile yapabileceğimiz bir iş. Gerekli izinler tamamlanırsa hızla bunu hayata geçirmek istiyoruz. Çiğli Arıtma Tesisi’ni bitirmek istiyoruz ancak kredimiz hazır ama henüz ön onayı gelmedi. Toplamda 5 milyar 200 milyon TL kredi onayımız var. Kentteki diğer kredileri de eklersek 9 milyarlık kredi onayı alınmış ancak bakanlıktan onay bekliyoruz.”



“Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız”


Bilim insanlarının sonuç alıcı tartışmalar yürüteceğini ve uygulanabilir, gerçekçi çözümler üreteceğini anlatan İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “Can alıcı ihtiyacımız da budur. Çözüme, meşakkatli bir yolun ardından ulaşılacaktır. Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Körfez ekolojisi, biyoçeşitliliği sorunlu bir konudur ve vakit geçirilmeden ele alınıp harekete geçirilmelidir. Körfezin durumu ne bugün tek bir sebeple açıklanabilir ne de çözümden sadece yerel yönetimler sorumludur. Kirlilik çok yönlüdür ve yılların birikimi sonucu ortaya çıkmıştır. Gediz Havzası’ndan başlayarak organize sanayi siteleri, tarımsal üretim, tersane ve limanlar, kentsel kirlilik, arıtma kapasitesi, körfez etrafındaki nüfusun hızla artması, körfezin sığ olması gibi etkenler söz konusudur. Çabalarımızın odak noktasında kordon metaforu yer almaktadır. Uzun olacağı bilinen çalışmalar kapsamında akademinin ve kentin tüm paydaşlarıyla uzmanların alanları çerçevesinde ortaklaşmaya, paydaşları sürecin öznesi haline getirmeye gayret edeceğiz” diye konuştu.



“Körfezi dirençli hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz”


İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğu ise şunları kaydetti:


“Hem körfez temizliği hem de körfezi dirençli hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekosistem hakkını tarif etme zamanı geldi. Objesi insan olmayan, kendi varlığı olan bu hakkı hayata geçirebilmek için çabalamamız gerekiyor. Sağlıklı çevre belgesini hazırlıyoruz. Bu belge, sadece körfez ve körfez temizliğinden ibaret olacak. İzmir’in çevre sorunlarına ve kirliliğe yönelik alacağımız bütün tedbirleri, bu kapsamda yansıtacağımız geniş çerçeve olacak. Bu çerçeve içinden de İzmir’in körfezi ve diğer çevre problemleri için oluşturabileceğimiz yol hartalarını hazırlıyoruz. İkinci ufuk 2054 ufku. Bu ufuk içinde de İzmir’in kentinin planlamasını, körfezi ve körfez etrafındaki yapılaşmayı rahatlatacak şekilde yeniden ele almamız gerekiyor. Bu bakış açısı sadece karadan başlamıyor. Denizden başlamamız gerekiyor. Deniz alanlarını planlamamız gerekiyor. Ajandamızın içine denizel alan planlaması, kıyı alanlarını yeniden ele alınması gibi meseleler girecek. Hem kıyı alanlarında körfezi hem de havzaları birlikte düşündüğümüz bir yeni plan anlayışı içinde hareket edeceğiz.”


Törene, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti Deniz Ekolojisi ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı Uzmanı Dr. Isac Yongquan Yuan , Norveç Ocean Therm Baş Teknoloji Yöneticisi, ABD HBS Hydro BioSience Satış Temsilcisi Peter Trigiani ve Arup Avustralya Genel Müdür Yardımcısı ve Entegre Su Kaynakları Lideri Dr. Andrews Watkinson ve ilçe belediye başkanları katıldı.



Başkan Tugay: “Körfez sorunuyla başa çıkacağız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Karda mahsur kalanların yardımına belediye ekipleri koştu Mersin’in yüksek kesimlerine karın yağmasıyla birlikte sahaya inen Büyükşehir Belediyesi karla mücadele ekipleri, mahsur kalan vatandaşları ve hayvanlarını kurtarıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde gerçekleştirilen yol açma, arama ve kurtarma çalışmaları gece gündüz sürüyor. Kar dolayısıyla hayvanları ile mahsur kalan vatandaşlar Büyükşehir Belediyesinin karla mücadele ekiplerine ulaştı. Yağışlar, özellikle yüksek kesimlerde yaşayan Yörükleri ve hayvanlarını otlatmaya çıkan çobanları zor durumda bıraktı. Mut’ta 14 çoban ve binlerce hayvan kurtarıldı Mut’ta 4 gün önce başlayan yoğun kar yağışı yolları kapadı. Yolları açmak için anında çalışmalara başlayan belediyenin karla mücadele ekipleri, Dağpazarı, Elmapınarı, Demirkapı, Kavaközü, Çivi, Ballı, Güme mahallelerinin yanı sıra Kozlar ve Söğütözü yaylalarında 2 greyder, 1 kanal kazıcı, 1 loder ve 1 kar küreme-tuzlama aracıyla aralıksız olarak yol açma ve tuzlama çalışmaları yaptı. Gelen ihbarlar üzerine de çalışmalar yapan ekipler, Kavaközü, Çivi, Güme, Ballı ve Söğütözü yaylalarında, dağlarda mahsur kalan 14 çobanın bulunduğu yolları da açılarak çobanları ve yaklaşık 2 bin 500 hayvanın hayatını kurtardı. Ekipler, bölgeye yem de götürerek hayvanların beslenmesini sağladı. Erdemli’de maden işçileri kurtarıldı Erdemli ilçesinde de kar dolayısıyla herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması adına sahaya inen 20 kişilik karla mücadele ekibi, çalışmalarını 3 greyder, 2 kepçe, 2 adet 4x4 arazi aracı, 2 servis aracı ile gerçekleştirdi. Erdemli’nin kritik bölgelerinde hazır şekilde bekleyen ekipler, 2 bölgede kar ve tipi nedeni ile arama ve kurtarma çalışması yaptı. Evdilek Mahallesi Eğriçayır mevkiinde 24 kilometre kar temizliği yapan ekipler, 4 maden işçisini kurtardı. Toros mahallesi Kemer mevkiinde ise 8 kişilik avcı grup da kurtarıldı. Bölgesinde çalışma yapılan muhtarlar ve kurtarılan vatandaşlar, kendilerini donmaktan kurtaran Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti. Yolculara sıcak çorba ikram edildi Öte yandan Mut-Karaman arasındaki Sertavul Geçidinin yoğur kar yağışı nedeniyle trafiğe kapanmasından dolayı Mut Otogarında bekletilen 10 otobüs içerisinde bulunan vatandaşlar, 24 saati geçkin bir süre Mersin Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından misafir edildi. Yolcular için çadır kuran ekipler, sıcak çorba ikramında bulundular.
Bursa ‘Bursa’nın Değerleri’ söyleşisinin konuğu Ahmet Erdönmez oldu Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği ‘Bursa’nın Değerleri’ söyleşisine konuk olan Ahmet Erdönmez, koleksiyonerliğe olan ilgisinin nasıl başladığını ve konuyla ilgili çalışmalarından bahsetti. Yeni bir müze ve kültür merkezi kurma çabasının olduğunu açıklayan Erdönmez, 4 ay içinde bu projesinin hizmete gireceğini aktardı. Nilüfer Belediyesi, kentin farklı alanlarının gelişmesine katkı sağlayan isimleri ‘Bursa’nın Değerleri’ söyleşisinde ağırlamaya devam ediyor. Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlenen programın son konuğu ise Bursa Müzeler Derneği Başkanlığı ve Avrupa Müze Akademisi Türkiye Temsilciliği yapmış, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın kurucusu ve yöneticisi Ahmet Erdönmez oldu. Programın moderatörlüğünü Gazeteci Hacı Tonak yaptı. Ahmet Erdönmez’in çok yönlü birisi olduğunu belirten Tonak, Erdönmez’in sanayici kimliğinin yanı sıra kent kültürüne de önemli katkılar sunduğunu hatırlatarak, koleksiyoner kimliğinin nasıl oluştuğunu sordu. Konya’da doğduğunu ilerleyen yıllarda Bursa’ya taşındıklarını anlatan Ahmet Erdönmez, Selçuklu başkentinde doğup, Osmanlı başkentinde yetişmesinin tarihe merakını oluşturduğunu söyledi. Üniversite yıllarının İstanbul’da geçtiğini belirten Erdönmez, burada da çok fazla hurdacı ve plakçı gezdiğini dile getirdi. Tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık ile tanıştıklarında kendisine “Evladım önce bir kütüphane yap, oku. Ondan sonra kendini geliştir” sözlerinin gelişimini şekillendirdiğini ifade eden Erdönmez, ilerleyen yıllarda kent kültürü ile ilgili objeleri toplamaya başladığını anlattı. Bursa Kent Müzesi’nin kurulması için çalıştığını aktaran Erdönmez, müzeciliğin gelişmesinde buranın önemli katkılar sunduğunu belirterek, “Tarihi Kentler Birliği’ne üye olan 400 şehir, belediye buradan örnek alarak bu işlere başladı. Onun için Bursa bu konuda başarılıdır. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Yeni bir projesinin de olduğunu açıklayan Erdönmez, 3 bin 500 metrekare alanda müze ve kültür merkezi kurmak için uğraştığını dile getirdi. 4 ay içinde buranın hizmete girmesini planladığını belirten Erdönmez, amacının topluma değerler sunmak ve bu değerleri unutturmamak olarak özetledi. Tasarladığı kültür merkezinde farklı bölümlerin yer alacağını anlatan Erdönmez, Toprak Sanayi Müzesi’nde toplantı salonu, geçici sergi salonu ve kütüphanenin yer alacağını kaydetti. Müzede farklı kültürel bölümlerin de bulunacağını ekleyen Erdönmez, “En güzel yere özel koleksiyonlardan oluşacak ‘Atatürk Köşesi’ kuracağız” dedi. Söyleşinin son bölümünde katılımcıların sorularını da yanıtlayan Erdönmez ve Tonak’a, katkılarından dolayı Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin teşekkür etti.
Rize Kendileri karın tadını çıkarttılar ama girdikleri işletmenin tadını kaçırdılar Rize’nin Ayder Yaylası’na karın tadını çıkarmak için gelen 3 bayan yaylada bulunan bir işletmenin kapalı olmasına rağmen oluşturduğu çadır alanına izinsiz girerek çöplerini bırakıp gittiler. Ayder Yaylası’nda kar kalınlığı 1 metreye ulaştı. Hal böyle olunca karın tadını çıkarmak isteyen vatandaşlar da Ayder Yaylası’na gelerek vakit geçirmeye başladı. İnsanlar keyifle vakit geçirirken çevreye karşı olan saygısızlıkları ise Ayder Yaylası esnafını mağdur etti. Gece saat 00.20 sıralarında güvenlik kamerası bildirimi ile uyanan Doğukan Topal isimli işletmeci, kameraya baktığında 3 şahsın işletmesine ait çadır alana girmeye çalıştığını fark etti. Önce kapattığı çitin açıldığını, sonrasında da çadırın fermuarının açılarak içeriye girildiğini fark eden işletmeci hemen Jandarma ekiplerine haber veridi. Bölgeye doğru harekete geçen jandarma gelene kadar 3 şahıs girdikleri alandan çıktı. Şahısların çıkarken kameraya bakarak kendi aralarında gülüştüğünü gördü. Sabahın ilk saatlerinde işletmesine gelen Doğukan Topal gördükleri karşısında şoke oldu. Çadıra giren 3 kadının içeride çekirdek yediğini, kabuklarını yerlere attığını, tükettikleri besinlerin çöplerini ulu orta o alana bıraktıklarını görünce tepki gösterdi. "İşletmeme izinsiz girmelerine değil ortalığı pis bırakıp gitmelerine üzüldüm" Gelen vatandaşların işletmeden içeriye izinsiz girmesine değil, giderken pis bırakmasına üzüldüğünü ifade eden Topal “Gece saatlerinde burada kalmıyoruz. Ardeşen ilçesinde kalıyorum. Saat 00.20 civarında telefonuma bir bildirim geldi. Güvenlik kameralarından baktığımda, üç hanımefendinin kapıyı açıp içeri girdiklerini ve fermuarı açarak mekâna girmeye çalıştıklarını gördüm. Bu durumu hemen jandarmaya haber verdim çünkü o saatte ne olacağını bilemediğim için endişelendim. Hanımefendiler içeride bir süre kaldıktan sonra çıktı. Ertesi sabah dükkâna geldiğimde içerinin dağılmış olduğunu, yerlerin kirli olduğunu ve her yerde çekirdek kabukları bulunduğunu gördüm. Ben, genellikle iş yerinde ihtiyaç olması durumunda odun bırakıyorum ki, ani bir sıkıntı olursa ya da yol kapanırsa, içeride mahsur kalanlara yardımcı olabilirim. Sobalar yakılır, ısınırlar diye düşünüyorum. Ancak bir işletmeye girildiğinde, en azından içeri temiz bir şekilde girilip, çıktıktan sonra da düzgün bırakılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. İçeriye girenlerin en azından bir not bırakıp teşekkür edebilecekken çöp bırakıp gittiklerinin altını çizen Topal “Sosyal medyada sıkça görüyoruz. İnsanlar bir mekâna girip, bir su alıp not bırakıyorlar. ‘Hakkınızı helal edin, paramızı bıraktık’ diye. Biz para beklemiyoruz ama en azından bir not bırakılmasını, ‘İşletmenizi kullandık, kusura bakmayın, çok soğuktu, mahsur kaldık’ gibi bir açıklama yapılmasını beklerdim. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yok. Ancak bir mekâna girip ihtiyacın olsa da, çıkarken orayı kirli bırakmak bence etik değil. İçeri giren misafirlerimize de söylüyorum, Ayder Yaylası hepimizin yaylası. Hep birlikte daha fazla özen göstermeliyiz” diye konuştu.
Kocaeli Bu da ‘Dijital Vatan’ Kocaeli’de düzenlenen Dijital Vatan: Altyapısı, Zekası ve Güvenliği Çalıştayı’nda konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Keskin, “Daha önceden Mavi Vatan’a kulaklarımız aşina. Artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki her türlü tehdit ve tehlikeye açığız. Bu anlamda Dijital Vatan konusunun da altyapısı, zekası ve güvenliği önemli” dedi. GOSB TEKNOPARK tarafından Çayırova’da bulunan bir otelde ‘Dijital Vatan: Altyapısı, Zekası ve Güvenliği Çalıştayı’ düzenlendi. Toplumdaki ortak problemlere çözüm üretilmesi hedeflenen çalıştayda, alanında uzman katılımcılar yer aldı. Dijital Vatan konseptinin önemine değinen Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Keskin, çalıştaydan çıkacak sonuçların önemli bir rehber niteliği taşıyacağına değindi. GOSB TEKNOPARK Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Çemberci ise daha önce düzenledikleri çalıştaydaki raporların, politika yapıcılarının açıklamalarında ve resmi beyanlarında yer aldığının altını çizerek çalıştayın önemine değindi. “Çok etkin katılımcılarımız var, alanının uzmanları burada” Çalıştay ile ilgili bilgi veren GOSB TEKNOPARK Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Çemberci, “Bugün burada 7’nci çalıştayımızı gerçekleştiriyoruz. Alanının önemli problemlerini konuştuğumuz bir çalıştay yapıyoruz. Buradaki temel amacımız; teknopark firmalarıyla, sanayi firmalarının, üniversitelerin, üniversite öğrencilerinin, toplumun bütün katmanlarının bir araya gelerek ortak problemlere çözüm üretmesi ve bunun sözde kalmaması raporla tarihi bir belge niteliği taşıması ve literatürdeki yerini alması. ‘Dijital Vatan’ konsepti bizim uzun süredir üzerinde düşündüğümüz bir konseptti aslında. EvaICT’nin bize destek vermesi ile birlikte böyle bir çalıştay ortaya çıkarmış olduk. Burada Türkiye çapında ve uluslararası alanda çok etkin katılımcılarımız var, alanının uzmanları burada. Ve bu uzmanların bize problemlerin çözümüyle ilgili vereceği önerilerin bu problemlerin çözümüyle ilgili geliştirecekleri fikirlerin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bu çalıştayların diğer çalıştaylardan en önemli farkı bir akademik disiplin çerçevesinde yapılıyor olması. Akademik danışmanlarımız, konsept danışmanlarımız aynı zamanda bilimsel literatürü de dikkate alarak buradaki katılımcılarımızın ifadelerini bir bilimsel süzgeçten geçirerek kendi geliştirdikleri metotlarla ortaya çok eşsiz ve etkin raporlar çıkartıyorlar. Bu raporların Türkiye’deki politika yapıcıların, açıklamalarında ve resmi beyanlarında yer alıyor olması, çalıştay sonuç kısımlarının dikkate alınıyor olması ve politika yapıcıların bu konu hakkında irade beyan etmeleri bizi oldukça mutlu ediyor” dedi. “Dijital vatanın güven altına alınmasını irdeleyen bir çalıştay” EvaICT Bilgi ve İletişim Teknolojileri CEO’su Cihan Kaymaz, “Türkiye’nin dört bir tarafını fiber optik kablolarla bir iletişim kurmasıyla başlayan ve tüm yapıların altyapılarının bir bütün halinde çalışmasına biz ‘Dijital Vatan’ diyoruz. Dijital vatanın etkili bir şekilde çalışması, bunun üzerinde gelişen zekanın optimum noktaya çıkması ve buradaki zekamızın da korunması, güven altına alınmasını da aslında irdeleyen bir çalıştay gerçekleştirmekteyiz. Katılımcılara 10’a yakın sorulacak soru ile onların pratik hayatlarındaki yaşadıkları deneyimler, zorluklar, problemler ya da avantajları diğer sektörlerle paylaşmalarını sağlayıp, çıkan verilerin de Yıldız Teknik Üniversitesi’nin akademisyen hocaları vasıtasıyla bir akademik terminolojiyi oturtup siyaset yapıcıları ya da karar mercilerinin iradeleriyle bir varlık olarak sunmayı hedefliyoruz. Bu sayede de farkındalığını artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Dijital dönüşüm ve teknolojiler çok önemli” Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Keskin ise, “Bugün çok önemli bir çalıştay gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar Gebze Organize Sanayi Bölgesi TEKNOPARK Genel Müdürümüz Murat Çemberci öncülüğünde birçok çalıştay gerçekleştirdik. Bu çalıştaylar üniversite sanayi iş birliği, üniversite iş dünyası işbirliğini gerçekleştirme ve sağlama noktasında çok önemli katkı sağlıyor. Dijital dönüşüm, dijital teknolojiler zaten çok önemli. Ama bugün dijital vatan konseptiyle bir çalıştayı gerçekleştiriyoruz ve burada da önemli katılımcılar, sektör temsilcileri var. Onlar, bilgi birikimlerini burada paylaşacaklar. Biz onları çok önemli bir sonuç raporu haline getirerek, kamuoyunda herkesin paylaşacağı bir hale dönüştüreceğiz. Hem sektör temsilcileri için iş dünyası için hem de kamu politika yapıcıları için çok önemli bir rehber niteliği taşıyacak bu raporlar. Daha önceden Mavi Vatan’a kulaklarımız aşina. Artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki her türlü tehdit ve tehlikeye açığız. Bu anlamda Dijital Vatan konusunun da altyapısı, zekası ve güvenliği önemli” şeklinde konuştu.