SPOR - 20 Ekim 2024 Pazar 11:05

Altay, düşme hattına geriledi

A
A
A
Altay, düşme hattına geriledi

Altay, İzmir’de oynadığı maçta Karaköprü Belediyespor’a 2-1 mağlup olarak düşme hattına geriledi.


TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altay, 8. hafta mücadelesinde Karaköprü Belediyespor ile karşı karşıya geldi. Alsancak Mustafa Denizli Stadyumu’ndaki çim bakımı sebebiyle İzmir Atatürk Stadyumu’nda oynanan müsabakayı siyah-beyazlılar, 2-1 kaybetti. 5 puanda kalan Altay, birebir rakibi olan Sincan Belediyesi Ankaraspor ile Karaköprü Belediyespor’un averajla altında kalarak düşme hattına geriledi. İzmir ekibi, üst üste 3 maçtır kaybederken, maç kazanamama serisi de 6’ya çıktı. Son galibiyetini ligin ikinci haftasında alan Altay, o günden bugüne kadar oynadığı 6 müsabakada 5 mağlubiyet 1 beraberlik aldı.



Yönetime istifa çağrısı


Tarihinin en karanlık günlerini yaşayan ve toplam borcu 800 milyon TL’yi aşan Altay’da, şirketleşme için yatırımcı bulamayınca ve mali sıkıntıları da aşamayınca sportif başarısızlık devam ediyor. Yaz dönemi boyunca borçlar nedeniyle doğal gazın kesik olduğu kulüp tesislerinde sorunun yeni çözüldüğü ifade edilirken, elektrik faturaları da gecikmeli olarak ödendi. Tesislerde yemek çıkmaması nedeniyle oyuncular, uzun süre dışarıdan besin değeri düşük yemekler tüketmek zorunda kaldı. Kulüpte yaşanan sıkıntılara çözüm bulamayan Başkan Süleyman Özkaral, takımın da son haftalardaki düşüşü devam edince siyah-beyazlı taraftarlar tarafından yoğun bir şekilde istifaya davet edildi. Başkan Özkaral’ın bu protestolar sonrasında nasıl bir yol izleyeceği ise merakla bekleniyor.



Altay, düşme hattına geriledi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ Tıp Fakültesi Gönüllü öğrencilerinden prostat ve meme kanseri farkındalık etkinliği Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Gönüllü Öğrenciler Birliği, prostat ve meme kanseri farkındalığını artırmak amacıyla bir etkinlik düzenledi. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin poliklinik girişinde stant kurularak vatandaşlara bilgilendirme broşürleri dağıtıldı. Kanserde erken teşhisin önemine vurgu yapmak amacıyla düzenlenen etkinliğe hastane yönetim ekibi de destek vererek standı ziyaret etti. Etkinlikte, prostat kanserinin erkekler arasında en sık görülen ikinci kanser türü olduğu ve her yıl dünya genelinde yaklaşık 1,4 milyon yeni vaka tespit edildiği belirtildi. Erken tanının önemine dikkat çekilerek, dijital rektal muayene ve PSA ölçümleri, prostat kanserinin erken teşhisinde kritik öneme sahip olduğu, 50 yaş üstü erkekler, ailesinde prostat kanseri öyküsü olan 45 yaş üstü bireyler ve BRCA-2 gen mutasyonuna sahip 40 yaş üstü erkeklerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi gerektiği vurgulandı. Kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanseri hakkında da bilgilendirme yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre meme kanseri, dünya genelinde tüm yeni kanser vakalarının yüzde 11,7’sini oluşturarak ilk sırada yer alıyor. Etkinlikte, meme kanserinde erken teşhisin hayat kurtarıcı olduğunun altı çizildi. Kendi kendine meme muayenesi, sağlık personelince yapılan kontroller ve 40 yaş üstünde 2 yılda bir mamografi çektirilmesinin erken teşhis için kritik olduğu vurgulandı. Meme kanseri tedavisinde cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi yöntemlerle yüzde 90’a varan hayatta kalma oranlarına ulaşılabildiği ifade edildi. Etkinlik, kanser farkındalığı oluşturmanın yanı sıra toplumda erken teşhise yönelik bilinci artırmayı hedefledi. Tıp Fakültesi Gönüllü Öğrenciler Birliği, toplum sağlığı için farkındalık çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.
İzmir Öğrencilerden şiddete karşı manifesto Yaşar Üniversitesi’nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hafta boyunca öğrencilerle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (YÜKAM) düzenlediği etkinliklerden biri olan “Erkekler, Erkeklik ve Şiddet” başlıklı seminere Celal Bayar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Göç konuşmacı olarak katıldı. Erkeklik ve güç kullanımıyla ortaya çıkan şiddetin ve eşitsiz ilişkilerin tüm toplumu olumsuz etkilediğini vurgulayan Doç. Dr. Göç “Eşitlik tüm topluma gerekli” diyerek kadın erkek eşitliğine duyulan ihtiyacın altını çizdi. “Seniz 10 dakikan bir kadının ömrü!” Lise ve üniversite öğrencilerine seslenen YÜKAM Müdürü Prof. Dr. Huriye Toker ve Avukat Destina Berfin Sever, gündelik yaşamın içinden örneklerle eşitliğe giden yolun küçük davranış değişiklikleri ile mümkün olabileceğini anlattı. Birleşmiş Milletler desteği ile Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrenci Topluluğu Platform Up ve Danışmanı Öğretim Görevlisi Meltem Kolday tarafından başlatılan ve YÜKAM’ın 2017 yılından bu yana aktif olarak katıldığı Turuncu Zirve Manifesto Yazım Atölyesi Selçuk Yaşar Kampüsü’nde gerçekleşti. Farklı liselerden gelen 60 kişilik öğrenci, Yaşar Üniversitesi öğrencileri eşliğinde manifesto yazım atölyesinde gruplara ayrıldı. Öğrenciler, Birleşmiş Milletler’in desteklediği ve bu yıl 12-13 Aralık’ta düzenlenecek olan ‘Turuncu Zirve’de dile getirmek üzere kadına yönelik şiddet ve eşitsizliğe dikkat çeken sloganlar belirledi. Bu çalışmalar arasından seçilen 10 slogan ile bir manifesto oluşturuldu. Atölye sonrasında ortaya çıkan manifestodaki bazı sloganlar ise şöyle oldu: “Mesleğimi cinsiyetim değil, ben seçerim! Hayaller eşit haklar neden değil? Mavi ya da pembe değiliz, biz rengarengiz! Her kadın bir hikaye, her hikaye bir hayat! Şiddete karşı ışığı yak, sessizliği kır! Senin 10 dakikan bir kadının ömrü! Eşitlik terazisi cinsiyetle tartılmaz! Prenses kurtarılmayı bekleyen değil, kendi hikayesini yazandır! Ne erkek işi ne kadın işi, herkes yapmalı ev işi! Eğitimde eşitlik istek değil, haktır! Eşitlik yoksa alfabenin harfleri bile eksik! O saatte gözünün onda ne işi var? Şiddetin iyi hali olmaz! Takım elbiselerde indirim yok! Turuncu sadece bir renk değil, şiddete karşı direniştir!”