EKONOMİ - 31 Ekim 2024 Perşembe 14:34

Aliağa Limanları hızlı büyümesini sürdürüyor

A
A
A
Aliağa Limanları hızlı büyümesini sürdürüyor

Türkiye’nin en önemli sanayi ve lojistik merkezlerinden biri olan Aliağa, stratejik öneme sahip petrokimya, enerji ve demir çelik sanayisinin yanı sıra son 15 yılda limancılık açısından son derece önemli yatırımlara ev sahipliği yaparak bu alanda Türkiye’nin en hızlı büyüyen bölgesi oldu.


Geçtiğimiz yıl ülkemiz liman bölgeleri içinde birinci sıraya yükselerek en fazla yük elleçlemesini yapar konuma ulaşan Aliağa limanları, 2024 yılında da en fazla yük elleçlemesini yapan liman konumunu korurken, konteyner alanında beşinci sıradan üçüncü sıraya yükselerek gelişim ivmesini sürdürmeye devam etti.



3. çeyrekte 26,6 milyar dolar dış ticaret hacmi gerçekleşti


Ege İhracatçılar Birliklerinden (EİB) elde edilen verilere göre geçtiğimiz yılın 3. çeyreğinde Aliağa limanlarından gerçekleşen ihracat, 15 milyar 758 milyon dolar iken 2024’ün 3. çeyreğinde yüzde 1,1 artış göstererek 15 milyar 932 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) elde edilen verilere göre ithalat ise geçtiğimiz yılın 3. çeyreğinde 11 milyar 112 milyon dolar iken bu yılın 3. çeyreğinde yüzde 3,11 azalış yaşayarak 10 milyar 766 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece yılın ilk 9 ayı itibariyle Aliağa limanlarından gerçekleşen toplam dış ticaret hacmi 26 milyar 698 milyon dolar oldu.



En fazla ihracat ‘kimyevi maddeler’de


2024’ün 3. çeyreğinde Aliağa limanlarından en fazla ihracat yapılan fasıl 5 milyar 144 milyon dolarla ‘kimyevi maddeler ve mamulleri’ oldu. Kimyevi maddeler ve mamulleri’ni 1 milyar 920 milyon dolarla ‘elektrik-elektronik’ ürünleri ve 1 milyar 764 milyon dolar ile ‘çelik’ ürünleri takip etti.



Aliağa yük elleçlemede zirveyi bırakmadı


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan elde edilen verilere göre, Aliağa limanlarında 2024’ün 3. çeyreğinde gerçekleşen toplam yük elleçlemesi bir önceki döneme yüzde 6,3 artışla 64 milyon 37 bin ton olarak gerçekleşerek yük elleçlemesinde zirveyi bırakmadı. Aliağa limanları konteyner elleçlemesi bakımında geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre dikkat çekici bir oranla yüzde 35,5 artarak 1 milyon 594 bin TEU olup, Tekirdağ’ı geçerek Ambarlı ve Kocaeli’nin ardından 3. sırada yer aldı. Aynı dönemde limanlara gelen gemi sayısı yüzde 4,51 azalışla 4565 olarak gerçekleşirken bu alanda Kocaeli’nin ardından 2. sıradaki konumunu korudu.



Aliağa limanları yalnızca bölgenin değil, ülkenin dış ticaret merkezi


Aliağa limanlarının 2024 yılı 3. çeyrek dış ticaret ve yük verilerini değerlendiren Aliağa Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk, Aliağa limanlarının yalnızca bölgenin değil, ülkenin dış ticaret merkezi olma rolünde başarısını artırdığını ifade ederek, "Ege Bölgesi’nin toplam ihracatının yüzde 58’i, Türkiye’nin ihracatının ise yüzde 8,5’i Aliağa limanlarından gerçekleşiyor. Ege Bölgesi’nin toplam ithalatının yüzde 51’i, Türkiye’nin ithalatının ise yüzde 4,2’si Aliağa’dan gerçekleşiyor. Ege Bölgesi’nin toplam dış ticaretinin yüzde 55’i, Türkiye’nin dış ticaretinin de yüzde 6’sı yine Aliağa’dan gerçekleşiyor. Aliağa olarak 7 yıldır dış ticaret fazlası vermeye devam ediyoruz. Bölgemizde ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 152 olarak gerçekleşti. İleriye dönük projeksiyonlar Aliağa bölgesinin limancılıkta 2050 yılına kadar Türkiye ve dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğine işaret ediyor. Aliağa üretim, ticaret ve ihracatın en aktif olduğu çevre iller başta olmak üzere tüm Batı Anadolu ve İç Anadolu illerinde bulunan sanayicilerin dünya ile bağlantı kurduğu bir hub haline geldi. Otoritelerin de ön gördüğü gibi Aliağa’nın Türkiye ekonomisine sanayi, üretim, istihdam ve ihracata olarak katkısı her yıl hızla artıyor, artmaya da devam edecek” dedi.



Aliağa’daki potansiyel yatırımcıların dikkatini bölgeye çekmiş durumda


Aliağa’nın mevcut ekonomik ve jeostratejik potansiyeli ile istihdamın, üretimin ve ticaretin merkezi konumunda ilerlediğini belirten Başkan Ertürk, “Aliağa, ülkenin demir çelik ihtiyacının yüzde 25’ini tek başına karşılıyor. Yine ülkemizin işlenmiş petrol ürünleri ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’u Aliağa’daki rafinerilerden karşılanıyor. Aliağa enerji alanında da büyük bir güç konumunda. Konvansiyonel enerji üretiminde güçlü olduğu kadar, yenilenebilir enerji üretiminde de gerek rüzgar gerekse de güneş santralleri ile önemli bir üretim kapasitesine sahip. Aynı zamanda limanlar bölgesinde lojistik hareketlerin bir parçası olan hububat depolaması ve antrepo hizmetleri noktasında bölgedeki lojistik süreçlere destek sağlayan işletmeler bölge ticaretinde büyük önem taşıyor. Bölgenin limancılık, hammadde ve üretim kapasitesi açısından taşıdığı potansiyel yatırımcıların da dikkatini bölgeye çekmiş durumda. Tüm bu gelişmeler neticesinde yatırımların da rotası Aliağa ve çevre bölgesine odaklandı” diye konuştu.



Bölge sorunları UAB Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nda Konuşuldu


Aliağa’nın sanayi ve ticaret anlamında hızla artan potansiyelinin yanı sıra hızlı büyümenin getirdiği birtakım sorunları olduğunu da vurgulayan Ertürk, “Aliağa artan yatırımlarla hızlı bir şekilde büyüyor. Hızlı büyümenin akabinde bölgemizde çeşitli alanlarda bazı sıkıntılarımız da bulunuyor. Aliağa limanlarının ve sanayi bölgesinin gelişiminde ulaşım altyapısının liman fonksiyonlarına ve fabrikalardaki üretim kapasitesine uygun hale getirilmesi kritik öneme sahip. Demiryolu ve karayolu altyapısının güçlendirilmesi, lojistik altyapısının ve hizmet tesislerinin geliştirilmesi ile depolama imkanlarının artırılması bölgenin planlı gelişimi için olmazsa olmaz. Bu noktada bölgemizdeki beklentilerin karşılanması adına güzel gelişmelerde yaşanıyor. Bölgemizdeki gelişimi sürdürülebilir hale getirebilmek için gelişime giden yoldaki sorunların kurumlar arası birliktelik içerisinde iyi irdelenmesi ve bu sorunlara birlikte çözümler üretilmesi amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayın Enver İskurt başkanlığında “Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu” toplantısını gerçekleştirdik. Bölgemizle ilgili derlediğimiz sorunları toplantıda aktardık ve sorunların çözümü noktasında sayın kurul üyelerimizden beklentilerimizi dile getirdik. İcra Kurulu olarak toplantının hemen ardından ilettiğimiz sorun ve talepler ile ilgili çalışmalarda bulunulmak üzere, Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nun Alt Komitesince yürütülmesi kararı alındı” dedi.



Bölgedeki sorunlar yerinde görülecek


ALTO Başkanı Ömer Ertürk, Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nun Alt Komitesi ile gerçekleştirilen toplantıda yaşanan sorunların yerinde görülmesi amacıyla komisyonda bulunan bakanlık ve diğer kurum yetkililerinin de katılımıyla Aliağa limanlar ve sanayi bölgesinde saha ziyareti gerçekleştirme kararı alındığını ifade ederek, “Aliağa’nın, bölgemizin ve ülkemizin en önemli sanayi ve lojistik merkezlerinden biri konumunda olduğu herkes tarafından biliniyor. Önümüzdeki süreçte de bünyesinde barındırdığı sektörlerde gücünü daha da artırarak ülkemizde ve dünyada hak ettiği yere ulaşacaktır. Hızlı büyümenin akabinde bölgemizde çeşitli alanlarda sıkıntılarımız da bulunuyor. Özellikle limanlar ve sanayi bölgemizdeki ulaşım altyapısının liman fonksiyonlarına ve fabrikalardaki üretim kapasitesine tam anlamıyla cevap verememesinden dolayı yatırımcılar zaman, emek ve maliyet açısından oldukça zorlanıyorlar. Bugüne kadar palyatif çözümler ve bütüncül olmayan parçacıl çözümlerle süreç ilerledi. Söz konusu sorunların parçacıl çözümlerle sonuçlanmayacağı aşikar ve ülke kaynaklarının etkin kullanımı açısından da efektif değil. Bu konu ile ilgili uzun zamandır yapılan görüşmeler sonucunda çok güzel bir sürece girdiğimiz için oldukça mutluyum. Çünkü bu toplantılar sonucunda bütüncül çözüme ulaşacağımıza ve ülkemize büyük katkı sağlayacağımıza inancım tam. Yaşanılan sorunların yerinde görülmesi ve hızlı aksiyon alınması açısından bu ziyareti çok önemsiyoruz. Ülkemiz ve bölgemiz adına verecekleri katkılar için tüm devlet yetkililerimize teşekkür ederim” diye konuştu.



Aliağa Limanları hızlı büyümesini sürdürüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursaspor stadının ismi değişti Bursaspor futbol takımının maçlarını oynadığı stadyumun yeni ismi, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu oldu. Bursaspor Kulübü’nün futbol maçlarını oynadığı stadyumun isim sponsoru değişti. Yapılan anlaşma sonucu stadyumun yeni ismi, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu olarak belirlendi. Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri’nde düzenlenen toplantıya, Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Matlı Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı ve basın mensupları katıldı. Stadyum isminin 1,5 yıllığına 40 milyon TL bedelle Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu olarak değiştiğini söyleyen Enes Çelik, "Bursaspor bugün 29 bin 370 kombine bilet satışıyla profesyonel liglerde en fazla kombine bilet satan ilk 3 kulüpten biri olurken, ilk saha seyirci doluluk oranında ise lider konumdadır. Verdiğim röportajlarda şehir inandığı zaman hangi ligde olduğunuzun bir önemi yok demiştim. Şimdi kentte oluşan birlik ve beraberlikle bunun karşılığını da tüm camia olarak almaya başladık. Bursa’ya ve Türkiye için önemli olan firma, kurum ve iş insanlarımızı yanımızda görmek bizlere bugünün yanı sıra gelecek adına da güven veriyor. Bursaspor’un yeniden eski günlerine kavuşması yönünde attığımız adımlar çerçevesinde bugün yine çok önemli bir anlaşma imza atacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" şeklinde konuştu. Matlı Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı ise anlaşmayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "85 milyondan fazla kişiyi besleyen bir şirketin bir başka örneği daha olmayan altyapısını oluşturuyoruz. Kültürümüze, geleneklerimize ve bu eşsiz topraklarda var olan değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bursa, bu ülkenin göz bebeği bir şehirdir. Şehrimizi daha da ileriye taşımak ve gelecek nesillerin daha sağlıklı bireyler olarak yetişmesini sağlamak amacıyla var gücümüzle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bursaspor Kulübü’nün zengin geçmişi, dünü bugünü ve gelecekte elde edeceği başarılara ortak olmak bizim için büyük bir mutluluk kaynağı. Spor kulübümüzü hep beraber başarılı günlerine döndürmek için var gücümüz ile çalışacağız. Bu iş birliğinin yalnızca kulübe değil, Bursa’nın spor ekosistemine de önemli katkılar sunmasını hedefliyoruz" dedi.
İstanbul İstanbul Adliyesi’ndeki terör saldırısına ilişkin örgütün sözde gençlik sorumlusu hakim karşısında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki polis noktasına düzenlenen silahlı terör saldırısına ilişkin DHKP-C terör örgütünün sözde gençlik sorumlusu olduğu iddia edilen sanık hakim karşısına çıktı. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısındaki polis kontrol noktasına 6 Şubat’ta DHKP-C silahlı terör örgütü tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş, saldırıyı gerçekleştiren teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç etkisiz hale getirilirken olay sonrası 1 vatandaş hayatını kaybetmiş ve 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Saldırıya ilişkin tespit edilen 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde, örgütün sözde gençlik sorumlusu olduğu iddia edilen Ulaş İnci’nin ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Ulaş İnci ve avukatı hazır bulundu. ‘’Hakkımdaki iddialardan uzaktan yakından ilgim, alakam yoktur’’ Duruşmada savunma yapan Ulaş İnci, olay günü nişanlısı ile öğlen iki sularında gözaltına alındığını belirterek, "6 Şubat 2024 tarihinde öğlen iki sularında nişanlım ve arkadaşımla beraber Çağlayan’da yaşanan silahlı saldırıyla ilgili gözaltına alındım. Savcılıkta sorulan soruları yanıtladım. Benimle beraber 10 kişi daha tutukluydu. Üyelik şüphesi ve Anayasal düzeni ortadan kaldırma şüphesiyle suçlanıyorum. Pek çok haktan yoksun bırakıldım. Tutukluluğumun ilk altı ayında psikolojik şiddet maruz kaldım. Tutukluluğumun altıncı ayında hakkımda hazırlanan iddianameyi basından öğrendim. Hakkımdaki iddialardan uzaktan yakından ilgim, alakam yoktur" dedi. "Pınar Birkoç ile bir nişan merasiminde bir araya gelip, toplu fotoğraf çekilmiştik’’ Savunmasına devam eden sanık İnci, "Pınar Birkoç ile bir nişan merasiminde bir araya gelip, toplu fotoğraf çekilmiştik. Bu nişanda çok kısa kaldım ve Pınar Birkoç’u orada fark etmedim. Herhangi bir örgütsel tavır sergilemiyorum. Bu durumla nitelendirilmeyi protesto ediyorum. Hakkımda iddiada bulunan tanıkları tanımıyorum ve tüm beyanları yalan. Tahliyemi talep ediyorum’’ ifadelerini kullandı. "Bir gençlik yapılanmasından bahsedildi, gençlik yapılanmasında olmamı söyledi’’ Ardından mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanan gizli tanık da, "Ulaş ile 2017 yılında İstanbul’a yeni geldiğim dönem tanıştık. Örgütün gençlik çalışmalarında yer alıyordu. Daha sonra operasyonlarla Ulaş’la ikimizi gözaltına aldılar. Sonra ben kendisini görmedim. Tahliye olduğumda ise tekrar görüştük ve o görüşmede bir gençlik yapılanmasından bahsedildi. Para alışverişleriyle ilgili bize bilgiler veriyorlardı. Biz, kafe gibi bir yerde buluştuk. Bana örgütün çalışmalara başlayacağını ve gençlik yapılanmasında olmamı söyledi. 2022 Nisan ayına kadar görev aldım. 2022 Nisan’da örgütten ayrıldım’’ şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan sanık avukatı, müvekkilinin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek tahliyesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Ulaş İnci’nin tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Sinop Sinop Şehir Stadyumu yüzde 99 hazır Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla yapılan 33 milyon TL yatırım bedelli, 10 bin seyirci kapasiteli ve deniz manzaralı Sinop Şehir Stadyumu, yüzde 99 oranında tamamlandı. Sinop Şehir Stadyumu hakkında bilgiler veren Sinop Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Kalyon, “Bakanlığımız tarafından 2018 yılında burası ihale edildi. Süreç sonunda bitirilmediği için bakanlık müteahhitle sözleşmeyi iptal etti. Geri kalan işleri biz Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak biz ihale ettik. Deniz tarafındaki geoteknik iş tamamlandı. Şu anda da içerideki eksik kalan işleri tamamlıyoruz. Haftaya inşallah geçici kabul yapılıp stadımızı Sinop futboluna sunmak için hazırız diye düşünüyorum" dedi. Birkaç teknik iş kaldığını söyleyen Kalyon, "Onları da tamamlayınca hazır olacağız. Takımımız da çok güzel gidiyor. İnşallah burası takıma hayırlı gelecek. Takımımıza ve seyircilerimize yakışır bir futbol sahası olarak burayı onlara sunacağız. Biz kalan projenin eksik alanlarını tamamlıyoruz. Yani, yapılmayan işlerin ihalesini yapıyoruz. Normal ve rutin yapılması gerekenleri yapıyoruz. Ek bir şey yapmadık. Gecikmesi müteahhitle olan sözleşme feshedildiği için ve tekrar geride kalan işlerle ilgili ihale süreci olduğu için süre aldı. Onları da şükürler olsun bitirdik. 10 bin kapasiteli ve Süper Lig’in maç yapabileceği bir ortam burası. Zeminimiz de çok güzel. Futbola hazır bir şekilde bütün ulusal maçlar yapılabilecek bir şekilde yapıldı stadımız. Aynı zamanda da tartan pistimiz var. Tartan pistimiz halkımıza 6 aydan beri zaten açık. Sabah 06.00’dan gece 22.00’ye kadar açık. Gerekiyorsa daha devam ediyorsa ne zamana kadar boşalıyorsa burası halkımızın yürümesine ve spor yapmasına açık bir şekilde hizmetteyiz. Maçlar ve antrenmanlar hariç tartan biz her zaman vatandaşlarımızın emrindedir” diye konuştu.
İstanbul Küçükçekmece’de ölümlü metrobüs kazasına ilişkin soruşturma tamamlandı İstanbul Küçükçekmece’de 29 Ağustos’ta iki metrobüsün çarpışması sonucu 1 kişinin hayatın kaybettiği, çok sayıda kişinin yaralandığı kazaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede 5 tutuklu sanığın ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Küçükçekmece’de 29 Ağustos tarihinde bir metrobüsün karşı yönden gelen metrobüse çarpması sonucu 1 kişinin hayatın kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı kazaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 1 kişi maktul, 32 kişi müşteki, 5 kişi ise şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede, 29 Ağustos 2024 tarihinde Sefaköy metrobüs durağı yakınlarında Beylikdüzü istikametine seyir halindeki 34 TR 6183 plakalı metrobüsü kullanan Düzgün Murat Çetin’in yol yapım çalışması nedeniye geçici olarak trafik akışının sağlanması amacıyla E-5 karayolu üzerinde dubalarla işaretli olarak verilen bypass yol girişini kaçırdığı aktarıldı. Çetin’in metrobüs trafiğine kapalı yolda seyrine devam ederken park halinde bulunan ve sürücü koltuğunda İETT Metrobüs Daire Başkanlığı Metrobüs Filo Yönetim Merkezi saha amiri Şafak Yıldız ve ön yolcu koltuğunda Zafer Ömür’ün bulunduğu 34 DFL 305 plakalı aracı gördüğü belirtildi. Çetin’in aracı görmesi üzerine panikleyerek çarpmamak için manevra yaptığı sırada Söğütlüçeşme istikametine seyretmekte olan Emrah Yıldırım idaresindeki 34 TN 2764 plakalı metrobüse çarptığı ifade edilen iddianamedede, kazada Ferhat Uçar’ın hayatını kaybetti, birçok vatandaşın yaralandığı aktarıldı. Olaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda asli kusurlu bulunan sürücü Düzgün Murat Çetin’in yola gereken dikkati ve özeni göstermediği, hızlı, dikkatsiz ve kontrolsüz seyrettiği, yolun sol şeridinde yapılan çalışmadan dolayı yapılan işaretleme ve kapatılan şeridi görmeyerek dubalarla yönlendirilen yolu son anda fark edip ani olarak sağa manevra yaptığı ve Emrah Yıldırım yönetimindeki metrobüse çarparak ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesine sebep olduğu belirtildi. Sürücü Emrah Yıldırım’ın ise kendi yön ve şeridinde kurallara uygun olarak seyri esnasında karşı yönden gelen ve şeridine ani ve hatalı olarak manevra yaparak, aracının sağ yan kısımlarına çarpmasına karşı alabileceği herhangi bir tedbiri olmadığından kusurlu görülmediği açıklandı. Metrobüs yolu yapım çalışmasını yürüten inşaat firmasının şantiye şefi Muhammet Sertaç Kazıcı ve proje müdürü Niyazi Baştürk’ün İBB Başkanlığı’nın bakım ve sorumluluğu altındaki yolda çalışma yaparken gerekli ve yeterli tedbirler ile işaretlemeleri yapması, işaretleme ve işaretleme başlangıcına ışıklı ikaz cihazı koyması gerekirken bu hususlara yeterince uymadığı, gerekli ve yeterli trafik işaretlemelerini yapmadığı anlaşıldığından tali kusurlu oldukları belirtildi. Şafak Yıldız’ın İBB’de saha amiri olarak görevli olduğu esnada kaza mahallindeki göreve başlamadan önce alınan tedbirleri ve işaretlemeleri kontrol edip, eksik olan hususlar varsa gerekli güvenlik önlemleri alarak görevine başlaması gerekirken, bu hususlara yeterince uymadığı, kapalı olan şeride işaretleme ve bariyer ile gerekli güvenlik tedbirlerini almadan tedbirsiz olarak, rekortman (baypas) koluna çok yakın mesafede durakladığı, güvenli mesafede durmadığı, sorumlu olduğu bölgede gerekli denetimleri yerine getirmede ihmalinin olduğu belirtilerek tali kusurlu olduğu ifade edildi. İBB’de denetim amiri olarak çalışan Hüseyin Pazarlı ise bilirkişi raporunda bakım sorumluluğu altındaki yolda çalışma yaptırdığı şirketin çalışması esnasında trafik güvenliğiyle ilgili gerekli ve yeterli tedbirleri alıp almadığını kontrol etmesi, eksiklerin giderilmesini sağlaması gerekirken, bu hususlara uymada gereken dikkat ve özeni göstermediği, gerekli denetimlerini yerine getirmede ihmali olduğu anlaşıldığından tali kusurlu bulundu. İBB Avrupa Yakası Yol Bakım ve Onarım Müdürü Murat Er, Müdür Yardımcısı Burak Alp ve Ahmet Yıldırım’ın yüklenici firmanın yol yapımı sırasında trafik güvenliğiyle ilgili gerekli yeterli tedbirleri alıp almadığını kontrol ve denetlemesinde ihmallerinin olması sebebiyle üst derece tali kusurlu oldukları belirtildi. İddianamede 3 şüphelinin memur olmaları nedeniyle haklarındaki ayrı bir soruşturmanın devam ettiği kaydedildi. İddianamede Ferhat Uçar’ın otopsi raporuna da yer verildi. Raporda, maktulün iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği anlatıldı. Metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) denetim amiri olarak görevli olan Hüseyin Pazarlı, İETT Metrobüs Daire Başkanlığı Metrobüs Filo Yönetim Merkezi saha amiri Şafak Yıldız, metrobüs yolunda çalışma yapan inşaat firmasının şantiye şefi Muhammet Sertaç Kazıcı ve proje müdürü Niyazi Baştürk’ün ayrı ayrı ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.