GENEL - 01 Mayıs 2012 Salı 15:57

İZMİR`DE 1 MAYIS KUTLAMASI OLAYSIZ SONA ERDİ

A
A
A
İZMİR`DE 1 MAYIS KUTLAMASI OLAYSIZ SONA ERDİ

Yurt genelinde kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı`nın İzmir`deki merkezi Gündoğdu Meydanı`nda on binler bir araya geldi. Kutlamalar İzmir`de türküler ve halaylar eşliğinde gerçekleşirken kutlamada enternasyonal dayanışma mesajı verildi.
Milletvekilleri, çeşitli sendika üyeleri, siyasi parti temsilcileri, taraftarlar ve vatandaşların oluşturduğu kalabalık gruplar sabah saat 11.00 itibari ile Konak, Basmane, Alsancak Gar ve Cumhuriyet Meydanı`ndan kutlama alanının merkezi olan Gündoğdu Meydanı`na doğru yürüyüşe geçti. Yaklaşık 5 bin polisin görev yaptığı alanlarda vatandaşlar kontrol noktasında tek tek aranarak geçti. Her kuşaktan katılımı ağırlayan kutlama saat 13.00 itibari ile çeşitli müzik grupların verdiği mini konserlerle başladı.
Saat 14.00 itibari ile İstanbul ve Ankara ile ortaklaşa olarak 1 dakikalık `Faşizme karşı omuz omuza` sloganı atıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi`ne yönelik düzenlenen operasyonların da protesto edildiği kutlamada 1 Mayıs Tertip Komitesi adına ortak basın bildirimi ile Billur Tuz işçilerinden Mehtap Tekin hitap etti. İktidar politikalarının eleştirildiği açıklamada Tekin, sendikalaştıkları için işten atılan ve 275 gündür mücadelelerini sürdüren Savranoğlu işçilerini ve 121 gündür sendikalaşma çabası veren Billur Tuz işçilerinin yaşadıkları zorlukları hatırlattı. Örgütsüz, güvencesiz ve korumasız çalışma koşullarının
mevcut olduğunu belirten Tekin, "Bir yandan kıdem tazminatının kademeli olarak kaldırılması, Özel İstihdam Büroları`nın kölelik büroları heline getirilmesi, bölgesel asgari üzret uygulaması ile asgari ücretin düşürülmesi, taşeronluğun esnekliğin güvencesiz ve kuralsız çalışmanın `Ulusal İstihdam Stratejisi`adı altında yaygınlaştırılması hesapları yapılırke, diğer yandan grev yasaklarında ısrar eden, işçi sınıfının önüne konulan barajları koruyan yasakçı bir sendikalar yasası bize dayatılmaktadır" dedi.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik yapılmasına dair kanunun işçi sınıfına antidemokratik bir çalışma koşulu sunacağını öne süren Tekin açıklamasını şu ifadeler ile sürdürdü: "Antidemokratik çalışma ve yaşam koşulları, toplumda 4+4+4 diye anılan `İlöğretim ve Eğitim Kanunu` ile ğitim sisteminde dayatmacı, baskıcı düzenlemeler planlanması iktidarın uyguladığı baskıcı politikalrın en büyük örneğidir".
Kalabalık daha sonra çeşitli gruplar tarafından verilen konserle halay çekerek türkülere eşlik etti. kalabalık olaysız şekilde dağıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türk Telekom Ventures yenilikçi sağlık girişimleri ile hayata dokunuyor Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi Türk Telekom Ventures ve TT Ventures PİLOT girişim hızlandırma programı, sürdürülebilir, erişilebilir ve yenilikçi sağlık modelleri geliştiren girişimleri destekliyor. Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük edenlerden Türk Telekom, 10 yılı aşkın süredir hızlandırma programı PİLOT ile yenilikçi girişimlerin büyümelerinde öncü rol oynarken, girişim sermayesi şirketi Türk Telekom Ventures ve TT Ventures GSYF ile geleceğin teknolojilerine odaklanan girişimlere yatırım yapıyor; küresel iş birlikleri ile girişimlerin küresel pazarda büyümesine destek oluyor. Girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi hedefleyen şirket, bugüne kadar sağlıktan eğitime, üretken yapay zekâ çözümlerinden görüntü işleme ve büyük veri çözümlerine kadar pek çok alandaki girişime önemli katkılar sağladı. “Sağlıkta teknoloji ile insan odaklı bir dijital dönüşüm hedefliyoruz” Türk Telekom Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan, “Türkiye’nin en fazla yatırım yapan teknoloji şirketlerinden şirket olarak, birçok sektörün dijitalleşmesine öncülük ederken, özellikle girişim ekosistemini güçlendirecek girişimlere odaklanıyoruz. Girişimlere sunduğumuz hızlandırma programları ve yatırım fırsatları ile girişimcilik ve inovasyon kültürünün gelişmesine katkı sağlıyoruz. Gelişen teknolojilerin yaşamın her noktasında olduğu gibi sağlık alanında da önemli fark oluşturduğunu biliyoruz. Yaptığımız işlerin merkezine insanı ve sunabileceğimiz değeri koyarak sağlık sektörü de dahil olmak üzere pek çok alanda dijitalleşmeye katkı sunuyoruz. Bu kapsamda dijital patoloji alanında hizmet sunan yerli yazılım şirketi Virasoft ve yapay zeka destekli sesli sağlık asistanı Albert Health önemli yatırımlarımız arasında bulunuyor. TT Ventures PİLOT mezunlarından Aivisiontech sporda ve çalışma hayatında sağlık için yapay zekâ çözümleri geliştirirken, Hevi AI yapay zekâ destekli sistemleriyle kritik sağlık problemlerine yönelik teşhis süreçlerini hızlandırıyor. Yatırımcısı olduğumuz TT Ventures PİLOT mezunu aile teknolojileri alanında faaliyet gösteren Kidolog, 7/24 online uzman desteği ile bugüne kadar 35’ten fazla ülkede, ailelere hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Bu yenilikçi girişimlerle insan yaşamını iyileştirmeyi amaçlayan dijital çözümlerin yaygınlaşmasına ve girişimlerin dünyaya açılmasına öncülük etmeyi sürdüreceğiz” dedi. Aivisiontech: Sporda ve çalışma hayatında sağlık için yapay zekâ çözümleri Spor ve sağlık alanlarında inovatif yapay zekâ çözümleri geliştiren teknoloji şirketi Aivisiontech, geliştirdiği ai4sports platformu ile sporcuların antrenman öncesi ve sonrası termal görüntülerini analiz ederek kas yorgunluğu ve sakatlık riskini 15 saniye içinde değerlendiren bir sistem sunuyor. Spor takımlarına yönelik sunulan çözümlerle takımların teknik ekiplerine yapay zekâ tabanlı destek veriliyor. Kamu hastanelerine yönelik geliştirilen uygun fiyatlı çözümlerle de hasta değerlendirme süreçleri kolaylaştırılıyor. Hevi AI: Sağlık hizmetlerini dönüştüren yapay zekâ çözümleri TT Ventures PİLOT programından 2020 yılında mezun olan Hevi AI, sağlık sektörüne yapay zekâ tabanlı çözümler sunuyor. Hevi AI’ın ürün portföyü, kritik sağlık problemlerine yönelik teşhis süreçlerini hızlandıran ve teşhis doğruluğunu artıran yapay zekâ destekli çözümler ile küresel pazarlarda kolay uyarlama imkanı sağlıyor. Azerbaycan, Ukrayna ve Bulgaristan’da hizmet veren Hevi AI 2025 yılı itibarıyla Katar pazarına giriş yapmayı hedefliyor. Ürünlerini kamu sağlığı alanında erişilebilir hale getirerek Türkiye’de sağlık sektörünün dijitalleşmesine katkı sağlıyor. Virasoft: Kanser teşhisinde yapay zeka destekli çözümler Yapay zekâ destekli karar destek algoritmaları, iş akışı çözümleri ve telepatoloji platformlarıyla kanser teşhisi ve tedavisini iyileştirmeye odaklanan Virasoft, yılda 400 bin vaka ile 20’den fazla kurumda patologların iş akışını ve karar alma süreçlerini destekliyor. New York’taki merkez ofisi ve İstanbul’daki Ar-Ge ekibiyle küresel genişleme yolunda adımlar atan Virasoft, Singapur, Malezya, Gürcistan, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerde de demo süreçlerini sürdürmektedir. Kidolog: Ebeveynler için teknoloji destekli danışmanlık Ebeveynlere ihtiyaç duyabilecekleri birçok alanda multidisipliner bir yaklaşımla online destek sağlayan bir aile teknolojisi şirketi olan Kidolog, 10 farklı kategoride, doğrulanmış ve alanında profesyonel uzmanlardan 7/24 online destek sunuyor. Sağlık Bakanlığı onaylı sistemleri; e-Devlet, e-Nabız ve e-Reçete entegrasyonlarıyla güvenilirlik sağlayan Kidolog, bugüne kadar 35’ten fazla ülkede ailelere hizmet ihracatı gerçekleştirdi. Albert Health: Yapay zekâ destekli sesli sağlık asistanı Kronik hastalara tedavilerini yönetmede yardımcı olan sesli bir sağlık asistanı olarak Albert Health, Türkiye’nin ’ilk’ sesli sağlık asistanı olarak tanımlanıyor. Düzenli kullanılan ilaçlar için hatırlatmalar yapıp tansiyon, şeker ve nabız değerlerini kaydediyor. Bu sayede sağlık ölçümleri kayıt altında tutuluyor ve sağlık takibi yapmak kolaylaşıyor. Her yaştan insanın kullanabileceği arayüze sahip olan sistemde hastaların tüm sağlık ölçümlerini sesli komut sistemiyle de kaydederek doktoruyla ya da yakınlarıyla paylaşıyor.
Bursa Lenfödem’e İlker Çelikcan FTR’de çözüm var Türkiye’nin fizik tedavi alanında en köklü sağlık tesislerinden biri olan İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, halk arasında “Fil hastalığı” olarak da bilinen lenfödem hastalığına karşı sunduğu tedavi hizmet ile Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalara şifa dağıtıyor. Genellikle cerrahi girişimler, kemoterapi veya radyoterapi sonrasında görülen lenfödem, uzuvların anormal derecede şişmesi, yüzük ya da bileziğin sıkması, ciltte gerginlik ve parlaklık gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkıyor. Hastaların durumu geç fark etmesi, tedavinin zorlaşmasına ve daha uzun sürmesine sebep olurken, özellikli tedavi gerektiren bu hastalığa İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde uluslararası kabul gören tedavi yöntemleri ile çözüm bulunuyor. Hastanede verilen hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulunan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Fatma Özkurt Zengin, lenfatik sistemin vücudun dolaşım sisteminin bir parçası olduğunu dile getirdi. Hücreler arasındaki sıvıyı normal dolaşıma aktararak vücudu bir bakıma temizlemek amaçlı bir sistem olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Zengin, “Lenfödem oluşmasında bu sistemin herhangi bir yönünde bloke olması, çalışmaması anlamındadır. Halk arasında çok fazla bilinen bir durum değildir” dedi. İhmal etmeyin Lenfödemin birincil ve ikincil durumları olduğunun bilgisini veren Uzm. Dr. Zengin, “Birincil formu daha çok genetik olarak ilerler, çocukluktan hatta anne karnından olan formlardır. Çok fazla rastlanmaz, sekonder olanlarsa cerrahi işlemler, radyoterapi sonrası özellikle meme çevresinde meme kanseri sonrası lenflerin alınmasından sonra ortaya çıkar. Meme kanserlerinde yüzde 25 oranında ve biraz ihmale uğramış durumdadır. Kişilerin bu hastalığı biraz ilerledikten sonra fark edip doktora başvurmaları ne yazık ki sorun olan bir durumdur. İhmal edilmeden başvurularda bulunulması önemlidir” şeklinde konuştu. Hastanın ilk müracaatında başka bir rahatsızlığının bulunmamasına dikkat ettiklerini belirten Uzm. Dr. Zengin, “Tedavisini yazıp fizyoterapiste yönlendiriyoruz. Fizyoterapist de kontrollü bir şekilde kaç seans uygulama olacağına karar veriyoruz. Sonra tekrar kontrole çağırıyoruz. Hastanemizde 2 yıldır bu konuda tedavi yürütülüyor. Toplamda 5 fizyoterapistimiz ekstradan eğitim aldı” diye konuştu. Halk arasında bilinmiyor Lenfödem hastalarına gerekli fizik tedavi çalışmalarını gerçekleştiren Fizyoterapist Salih Üste ise, hekimden teşhis alan hastaların değerlendirmesini ve çevre ölçümü yaptıklarını vurguladı. Daha sonra “Lenf masajı” olarak bilinen lenfödem manuel lenfatik drenaj uygulamasını yaptıklarına dikkat çeken Üste, “Kısa gerim bandajı dediğimiz çok tabakalı bandajlama yapıyoruz. Hasta bu bandajlarla 24 saat geçirip tekrar bize geliyor. Bu şekilde 15-30 seans boyunca hastanın durumuna göre tedavi uzayıp kısalabiliyor. Uygulama sonunda hekimle birlikte hastanın basi giysisine geçmesine karar veriyoruz. Hasta basisine geçer ve gündüz takıp gece çıkarır. Hastanın ev ortamında da bu tedaviye devam etmesi gerekiyor. Biz de bunu basitçe anlatıp hastanın evde de yapmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Hastane bünyesinde iki yıldır lenfödem tedavisi hizmeti verdiklerinin altını çizen Üste, “Özellikle kanser sonrası radyoterapi, kemoterapi sonrası kolları ve bacaklarında ya da vücudun çeşitli yerlerinde şişmeler sonucu gelen hastalarımız oluyor. Bu tedavi uzun süredir uygulanıyor ancak halk arasında çok bilinmediği için 10 yıldır tedavisini olamayıp ya da tamamen vazgeçip umudunu kaybeden hastalarımız geliyor. Şehir dışından gelen hastalarımız da oluyor” dedi. 15 yıl sonra gelen şifa İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde lenfödem tedavisi alan 58 yaşındaki Güler Adıyaman ise 15 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrası ayaklarında şişlik oluşmaya başladığını söyledi. Tedavi için birçok hastaneyi gezdiğini ve çözüm bulamadığını belirten Adıyaman, “Oğlum burada tedavi olduğunu öğrenmiş. Herkes şifa istiyorsa buyursun buraya gelsin. Şifasını bulsun. Pazartesi başladım ben tedaviye 5 günde ayaklarımın şişkinlikleri inmeye başladı” ifadelerini kullandı.