EĞİTİM - 12 Ekim 2023 Perşembe 10:28

YTÜ akademik yıl açılışı TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’ın ilk dersiyle başladı

A
A
A
YTÜ akademik yıl açılışı TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal’ın ilk dersiyle başladı

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2023-2024 eğitim öğretim yılına TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın verdiği ‘Acil Çözüm Gerektiren Güçlüklere Karşı Yenilikçi Bilim ve Teknoloji Yaklaşımı’ dersi ile “merhaba” dedi.


Yıldız Teknik Üniversitesi, 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı Akademik Açılış Töreni düzenlendi. YTÜ Davutpaşa Kampüsü Konferans Salonu’nda düzenlenen törene TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da katılım sağladı. Tam kadro yönetim üyelerinin ve akademisyenlerin yer aldığı törende YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz akademisyenlere seslendi. Yılmaz, “Yıldız Teknik Üniversitesi’nde akademisyen olmak çok zordur. Türkiye’nin en yüksek akademik yükseltme kriterlere sahibiz. Bunu başardığınız için sizleri kutluyorum, tebrik ediyorum” dedi.


“AR-GE’de son 3 yılda 6,56’lardan 8,2 oranına geldik”


AR-GE kavramını farklı tanımladıklarını ve son yıllarda bu konudaki başarılarını arttırdıklarını aktaran Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “AR-GE’yi eski ve modası geçmiş bir kavram olarak tarif ediyoruz. Üniversitemizde AR-GE dediğiniz zaman, araştırma, inovasyon, teknoloji ve ticarileştirme vardır. Ticarileştirmeye ulaşmayan herhangi bir AR-GE çalışması bizi çok mutlu etmiyor. AR-GE değil aslında AYİD demek lazım. AR-GE yapıyorsanız doktora öğrencilerine ihtiyacınız var. Doktora öğrenci sayılarımız gereğinden fazla artmaya başladı. Ama rakamlara bakın, son 3 yılda 6,56’lardan 8,2 oranına geldik. Orta vadede bunu yüzde 10’lara çıkarmamız gerekiyor. Lider AR-GE üniversitesi olacaksak bu oranı 15- 20’lere çıkarmamız lazım” dedi.


“Temiz enerjide, enerjide, hidrojen teknolojilerle Türkiye’nin en iyisiyiz”


TÜBİTAK 1001 programını da önemsediklerini söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, “Başkanıma da huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten önemli bir fondur. Bazen PYT’leri beğenmiyorsunuz, bütçeler düşük geliyor. TÜBİTAK 1001 hala bizim için çok prestijli bir proje. Bunun üzerinde çok ciddi duruyor, buradan ciddi açılımlar yapılıyor. Proje kültürünü kazandığımız zaman başka fonları da ülkemize çekme şansımız var. 2022’yi 27 bin ile kapattık. İnşallah 2023’te bu sayı daha fazla olacak. Ben bu 27’yi 30’a çıkaracağımıza inanıyorum. Yıldız Teknik Üniversitesi; temiz enerjide, enerjide, hidrojen teknolojilerle Türkiye’nin en iyisidir” diye konuştu.


“Kampüsümüzü dünyanın en sürdürülebilir 50’nci kampüsü yapacağız”


Sürdürülebilirlik konusunda kampüs içinde de çalışmalar yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz şunları söyledi:


“Yıldız Teknik Üniversitesi sürdürülebilir bir kampüs. Sıfır atık belgelerini bütün kampüsler aldı ama biz kalite yönetiminde, Çevre Yönetim Sistemi 14001’e de sahibiz. Daha önemlisi artık biz kurumları sürdürülebilirlik açısından sertifikalandırıyoruz. Green Stars bizim ürettiğimiz sertifika. Şu ana kadar 10 büyük şirketi sertifikalandırdık. Onlara yol haritası çiziyoruz ve bayrak veriyoruz. Bizim bayraklarımızı dalgalandırmaktan çok mutlular. Ona sahip olmak için çok ciddi ödeme yapıyorlar. GreenMetric’teki yükselişimiz bu sene 95’inci sırada. Ama hedefimiz, Davutpaşa Kampüsünü dünyanın en sürdürülebilir 50’nci kampüsü yapmak. Yine sürdürülebilirlikle ilgili THE’nın bir indeksi var. Burada da 200- 300 bandında yer alıyoruz. Ama bazı alanlarda çok çok iyiyiz. Erişilebilir ve temiz enerjide dünyada 12, sanayi, yenilikçilik ve altyapıda dünyada 71, yoksulluğa son, kaliteli eğitim, temiz su ve senitasyonda da 100-200 bandındayız. Bunlar sürdürülebilirlikle ilgili bizim göstergelerimiz. 2023’teki yerimiz ise dünyanın en saygın 2 sıralama kuruluşunda yer almak” diyerek sözlerini sonlandırdı.


Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Hasan Mandal’ın “Acil Çözüm Gerektiren Güçlüklere Karşı Yenilikçi Bilim ve Teknoloji Yaklaşımı” başlıklı açış dersinden sonra tören toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.