SAĞLIK - 05 Kasım 2024 Salı 10:53

Yenidoğan operasyonunda sevk edilen üçüzlerden güzel haber, son bebek de taburcu oldu

A
A
A

Türkiye’yi sarsan ‘Yenidoğan Çetesi Operasyonu’ sonrası kapatılan hastaneden üçüz bebeklerinden birini teslim alan iki bebeği ise Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilen Koyuncu ailesi, önce Asel’in ardından da Defne bebeğin taburcu edilmesiyle büyük mutluluk yaşadı. 24 yaşındaki anne Hatice Nur Koyuncu, “Medilife Hastanesi’nde doğum yapmıştım, süreç çok iyiydi, ta ki o haber gelene kadar, bebeklerimin yatacağı hastane hiç aklıma gelmemişti. Önce herhangi bir şey olmadığı söylendi sonra ‘Acil hastaneye gelmeniz gerekiyor’ dendi. Gittiğimizde polisler vardı, Kuzey’i o gece taburcu aldık. Hamileliğimde Asel’in yaşayamayabileceğini dediler, ilk onu taburcu aldık şuan Defne’yi alıyoruz, çok farklı bir duygu” dedi.

Yenidoğan çetesi operasyonu tüm Türkiye’yi sarsarken olayda adı geçen hastaneler kapatılarak tedavisi devam eden hastalar kamu hastanelerine sevk edilmişti. O hastanelerde tedavi gören isimlerden biri de Büyükçekmece’de yaşayan 24 yaşındaki Hatice Nur Koyuncu, üçüz bebeklerini geçtiğimiz haftalarda Beylikdüzü’ndeki Medilife Hastanesi’nde dünyaya getirdi. 2’si kız biri erkek olan bebeklerin 33’üncü haftalarında erken doğumla hayata gözlerini açması sonrası üçüzler yenidoğan yoğun bakıma alındı. Bir süre sonra ise Yenidoğan Çetesi Operasyonu’nu duyan anne Koyuncu, hemen hastaneyle iletişime geçti. Edinilen bilgiye göre hemşirenin herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediği anne, akşam ise üçüzlerinin başka bir hastaneye sevk edileceği yönünde arandı. Aile hemen hastaneye koşarken, Sağlık Bakanlığı ekipleri ve polislerle karşılaştı. Aile, durumunun iyi olduğu belirtilen oğulları Kuzey’in eve gidebileceğini öğrendi. Büyük korku yaşayan Koyuncu ailesi, oğullarını evlerine götürmek üzere teslim alırken, kızları Asel ve Defne ise Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yenidoğan yoğum bakımına sevk edildi. Üçüzlerden ikisinin tedavisine burada devam edilirken, durumu zamanla iyiye giden Asel taburcu edildi. Defne bebeğin tedavisi sürerken aile de üçüzlerin evde bir arada olacağı günü iple çekti. Bu süreçte tedavisi tamamlanan Defne bebek için de kontrollerine devam etmek üzere taburculuk kararı alındı, aile ise büyük sevinç yaşadı. 24 yaşındaki Hatice Nur Koyuncu yaşadıkları süreci anlatırken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Karan da Defne ve Asel kardeşlerin sağlık durumuna ilişkin bilgi verdi.

“Bebeklerimin yatacağı hastane aklıma hiç gelmemişti”

Yenidoğan Çetesi Operasyonu’nu öğrendikten sonra doğum yaptığı hastaneyle iletişime geçtiğini anlatan 24 yaşındaki anne Hatice Nur Koyuncu, “Medilife Hastanesi’nde doğum yapmıştım, süreç çok iyiydi, ta ki o haber bize gelene kadar. Televizyondan haberleri gördüm, sosyal medyadan takip ediyordum ama bebeklerimin yatacağı hastane benim aklıma hiç gelmemişti. Cumartesi günüydü; ben sabah Kuzey’i, oğlumu emzirmeye girmiştim, bir de öğlen 14.00’da gittim, zaten oradaki başhemşireyle sürekli görüşüyorduk. Herhangi bir sıkıntı olmadığını, o hastanede öyle bir şeyin olmadığını, listede ismi geçen hemşirenin 2 sene orada çalışıp çıktığı söylenildi. Bizim hastanemizde herhangi bir şey olmadığı söylenildi, biz de gittiğimizde bebeklerin durumu gayet iyiydi, ben istediğim zaman görebiliyordum, emzirmeye gidiyorum, süt götürüyordum. Cumartesi akşam 21.00’a doğru hastanenin hemşiresi beni aradı, ‘Acil hastaneye gelin, bebeklerinizi sevk edeceğiz’ dedi. Gittiğimizde hastane kapanmıştı, polisler vardı, hastanede bir tek bizim bebeklerimiz kalmış. Kuzey’i o gece taburcu aldık, eve getirdik. Buradaki hastanede boşluk olduğu söylendi, bebeklerim kuvözle, ambulansla bu hastaneye getirildi. Geçenlerde Asel’i taburcu almıştım, şimdi de Defne’yi taburcu alıyorum, herhangi bir sıkıntım yok. Hemşire arkadaşlar, hastane olsun, bize çok yardımcı oldular, bebeklere çok iyi baktılar. Evde hamilelik testi yaptım, hastaneye gittiğimde bana ‘Üçüz’ dediler, hatta Asel’in çok küçük olduğunu, ‘Tutunamayabilir, düşebilir, yaşayamayabilir’ dediler ama çok şükür o da tutundu. İlk onu taburcu aldık, şu an Defne’yi alıyoruz çok farklı bir duygu. Benim tarafımda da eşimin tarafında da ikiz var, üçüz de bize oldu. Biz her şeyi üç alıyoruz, bir almıyoruz” dedi.

“Annelere rica ediyorum; lütfen takiplerine dikkat etsinler”

Hastanelerine sevk edilen 2 kardeşin durumuyla ilgili veren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Karan, özellikle erken doğan bebeklerde birçok problemle karşılaşabildiklerini ifade etti. Karan, “2 tane bebek geldi, aslında üçüzler, 2 tanesine biz baktık, bir tanesini yoğun bakımımızda biraz daha fazla misafir ettik. Üçüz ve erken doğdukları için, erken doğan çocukların türlü türlü problemleri oluyor. Akciğerleri gelişmemiş oluyor bu sebepten dolayı solunum sıkıntıları, kalplerinde sıkıntı yaşıyorlar. Çok çabuk enfeksiyon kapabilirler, hassastırlar. Bu problemlere de uygun bir şekilde yaklaşmamız için ülkemizde yenidoğan yoğun bakımlarımıza bu bebekleri yatırıyoruz. Tabi ki bu çocuklar sıkı kontrol gerektiriyor, kilo takibine gelecek özellikle ilk 1 ayda daha sıkı bir kilo takibi yapacağız. Belki haftalık gelmesini isteyeceğiz, çocuk polikliniğimizde 40 güne kadar randevusuz bir şekilde yenidoğanlarımıza bakıyoruz, annelerin randevu almalarına gerek olmuyor. Sarılığımızı ölçen cihazla mutlaka bakıyoruz, beslenme durumlarına, emzirmeyle ilgili problemlerimiz varsa da emzirme danışmanımız var. Doktor, hemşire, ekiple bebeklerimizin hep başındayız, 24 saat. Yenidoğan yoğun bakım ve doğumlarla ilgilenen bir hastaneyiz, acil servisimize de çocuklar geliyor. Her bebek doğduktan sonra muayene ediyoruz, gerekirse yatılıyor, takip ediliyor. Kadın doğum takibi gerçekten çok önemli, bütün annelere tavsiye ediyorum ve rica ediyorum; lütfen takiplerini olsunlar. Yenidoğan yoğun bakımımız ne kadar güzel olsa da biz ne kadar iyi de baksak da buraya gelmelerini istemeyiz, direkt anneleriyle evlerine gitmelerini isteriz” şeklinde konuştu.

“Bin 600 gramla aldık, şu an 2 kilo 400 gram”

Taburcu edilen Defne bebeğin durumuna yönelik konuşan Uzm. Dr. Karan, “Şu anda 2 kilo 400 gram, biz bin 600 gramla aldık. Kesinlikle mama kullanmak vs. istemiyoruz sadece anne sütü kullanmak istiyoruz, o şekilde bebeklerimizi sıkı bir takiple büyütüyoruz, kilo almalarını istiyoruz. Kilo çok önemli, enerji depoları dolacak, büyüyecek. Ben onlara bebek arkadaşım diyorum, Asel daha önce gitti, sadece farkımız bu arkadaşımın kalbi biraz hızlı atıyor. Hızlı attığı için de kendisini biraz daha fazla takip etmek istedik. Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ekokardiyografi için konsültasyon amaçlı kuvözlü ambulansla gönderildi. Eko sonucunu aldık, korkacağımız, acil, ciddi, bizi endişelendiren bir şey tespit edemediler. Ama ileri inceleme için randevu verdiler, taburcu olduktan sonra bebeğimiz de ileri incelemelerini yaptıracak. Hepsi bizim bebeğimiz, yenidoğan yoğun bakım üniteleri gerçekten çok önemli yerlerdir. Zamanında, uygun müdahale ve özellikle de hijyen şartlarına azami düzeyde dikkat eden yenidoğan yoğun bakım gerçekten her ülke için çok çok önemlidir ve bütün bebeklerimizi biraz daha yaşama bağlamak, hayatlarını kurtarmak, ileride herhangi bir engelle; fiziksel veya zihinsel engelle kalmamaları için baştan doğru tedavilerini yapmak gerçekten çok önemli. Bütün halkımıza buradan bir mesaj verebilirsem; haberler ve durumlardan dolayı yenidoğan yoğun bakımlarımızdan korkmayın. Bebekleri hayat bağlamak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Hasibe Karadağ - Enes Gümüş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Avukatlar CMK ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesine yükseltilmesini istedi Samsun’da avukatlar CMK ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesine yükseltilmesini isteyerek adliye önünde basın açıklamasında bulundu. CMK ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesine yükseltilmesini isteyen avukatlar Samsun Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Genç Avukatlar Meclisi Başkanı Av. Berk Onaran yaptığı açıklamada, "Bugün burada, adaletin temelini oluşturan bir hak olan savunma hakkının, mevcut durumu ve geleceği hakkında konuşmak üzere toplandık. Samsun Barosu Genç Avukatlar Meclisi olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında sağlanan hukuki yardımların yetersizliğini ve bu durumun oluşturduğu derin sorunları dile getirmek için buradayız. Bu sorunlar sadece genç avukatların değil, kıdem gözetilmeksizin tüm avukatların sorunlarıdır. Adalet, sadece bir kelime değil, herkesin eşit şartlarda savunulması gerektiği anlamına gelen bir yaşam biçimidir. Ancak, bugün geldiğimiz noktada, CMK ile görevlendirilen avukatların aldığı ücretlerin, ne yazık ki bu adalet anlayışına uygun olmadığını söylemek zorundayız. Mevcut ücret tarifesi, avukatlarımızın özverili çalışmalarını ve mesleki yeterliliklerini göz ardı etmekte, birçoğunun maddi açıdan zor durumda kalmasına neden olmaktadır. Bu durum, sadece avukatların değil, tüm toplumun geleceğini tehdit eden bir mesele haline gelmiştir. Sadece bir meslek grubunun sorunlarıyla sınırlı kalmamalıyız. Bu sorunlar, bireylerin adil yargılanma haklarına doğrudan etki eden unsurlardır. CMK ile görevlendirilen avukatların alacakları ücretler, bu hizmetin kalitesini ve dolayısıyla adaletin sağlanmasını doğrudan etkilemektedir" dedi. Av. Berk Onaran, "Eğer avukatlar, emeklerinin karşılığını yeterince alamıyorsa, bu, savunma hakkının ihlalidir. İçinde bulunduğumuz durumu daha da acı bir şekilde ifade etmek gerekirse: Savunma hakkı, yalnızca lüks bir hizmet değil, temel bir insan hakkıdır. Ancak bu hak, avukatlarımızın yetersiz ücretler sebebiyle tam anlamıyla kullanılamaz hale gelmektedir. Adaletin terazisi, adil ücretlendirme ile dengelenmelidir. Aksi takdirde, bu terazi bir gün dengesizliğe, adaletsizliğe ve sonucunda da güvensizliğe yol açacaktır" diye konuştu. Samsun Barosu Başkanı Av. Pınar Gürsel Yıldıran da basın açıklamasına katılarak avukatlara destek verdi.
Sinop KUZKA’nın destek sağladığı Sinop’un un helvası, en yenilikçi yöresel ürün seçildi Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın Ar-Ge ve ürün geliştirme desteği verdiği Sinop’un yöresel ürünlerinden un helvası, en yenilikçi yöresel ürün seçildi. Yöresel Gıda Ürünlerinin İmalatı ve Ulusal Pazara Taşınması çalışmaları çerçevesinde Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) Ar-Ge ve ürün geliştirme destekleri ile geliştirilerek inovatif bir ürüne dönüştürülen Sinop’un yöresel ürünlerinden un helvası, 2024 Gıda Plus Ödül Töreni’nde “En Yenilikçi Yöresel Ürün” kategorisinde finalist olma başarısı elde etti. Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırmaları Merkezi (GIFT) tarafından düzenlenen 3. Gıda İnovasyon Zirvesi ve Gıda Plus Ödül Töreni geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleştirildi. Kamu, özel sektör, akademi ve diğer alanlarda yer alan sektör paydaşlarının bir araya geldiği zirvenin bu yılki teması “İnovasyon ile Artı Değer Katmak” oldu. GIFT tarafından düzenlenen Gıda Plus Ödül Töreni çerçevesinde 35 farklı kategorideki “En Yenilikçi” ürünler, jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucunda ödüllendirildi. Zirvede KUZKA’nın Ar-Ge ve Ürün Geliştirme desteklerinden yararlanan kadın girişimci Esra Çakır’ın geliştirdiği Sinop’un yöresel ürünlerinden olan “Pratik Un Helvası”, 2024 Gıda Plus Ödülleri’nde “En Yenilikçi Yöresel Ürün” kategorisinde finale kalarak başarılı oldu. Kadın girişimci Esra Çakır’a ait “Sinop Mantısı” geçtiğimiz yıl “Carrefour” ve “Filiz” markalarına ait ürünler ile birlikte 2023 Gıda Plus Ödülleri’nde “En Yenilikçi Yöresel Ürün” kategorisinde finale kalmıştı. Bu yıl düzenlenen 2024 Gıda Plus Ödülleri’nde ise Çakır’ın “Pratik Un Helvası”, “Coffy - Geleneksel Lezzetler Serisi” ve “Fersan - Turşuluk Sirkeli Salamura” ile birlikte “En Yenilikçi Yöresel Ürün” kategorisinde finale kalma başarısı elde etti. Yöresel ürünler ulusal pazara taşınıyor “Sinop Mantısı” ve “Pratik Un Helvası” ürünleri ile 2023 ve 2024 yıllarında GIFT tarafından düzenlenen Gıda Plus Ödüllerinde “En Yenilikçi Yöresel Ürün” kategorisinde art arda finalist olma başarısı gösteren kadın girişimci Esra Çakır, ulusal zincir market yetkililerinin de dikkatini çekti. Zirvede zincir marketlerin üst düzey temsilcileriyle gerçekleştirilen görüşmelerde, ürünlerin ulusal pazara taşınması amacıyla Çakır’a ait yöresel ürünlerin tanıtımı yapıldı.
Zonguldak Doğuştan görme engelli genç; engelli insanlara umut oldu Zonguldak’ta iki koyun ile çobanlık yapmaya başlayan 25 yaşındaki görme engelli Selim Demirci, hayatını adeta koyunlarına adadı. Demirci, azmiyle engelli vatandaşlara da örnek oldu. Alaplı ilçesine bağlı Gümeli bledesinde dünyaya gelen 25 yaşındaki Selim Demirci, görme engeli sebebiyle 8 yılını İstanbul’da geçirdiğini söyledi. Veysel Vardal Görme Engelliler İlköğretim Okulu’ndan mezun olan Demirci, Türkan Sabancı Ortaokulu’nu tamamladı. İstanbul’daki eğitim hayatı sonrası ilçeye dönen Demirci, burada da Alaplı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde lise eğitimini tamamladı. Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu ifade eden Demirci, çobanlık yapmaya karar verdi. Bir koyun ile mesleğe başlayan Demirci, hayırsever bir vatandaşın hediyesi ile iki koyuna çobanlık yapmaya devam ediyor. Çobanlık mesleğine merakı sayesinde başladığını ifade eden Selim Demirci, azmiyle de engelli vatandaşlara örnek oldu. "Koyunlarım beni tanıyor" Koyunlar ile ilgilenmenin, uğraşmanın kendisi için güzel bir uğraşı olduğunu belirten Demirci, "Hayvanlar ne kadar uzağa giderse gitsin, çağırınca gelir. Fakat şöyle bir durum var. Karınları doyunca geliyorlar. Yine de gelirler. Ünlü bir çobanımız vardı. ’Bunlar beni tanıyorlar’ diyordu. Ben onun gibi olmasam da koyunlarım beni tanıyor. Beni biliyorlar. Bazen ben olmayınca babamlar koyunlarımı otlatmaya götürür. Ama genellikle beni daha çok benimsiyorlar. Alandan uzaklaşayım, kendileri rahat bir şekilde gelip beni bulurlar" dedi. "Kendimi adeta hayvanlarıma adadım" Yakınlarının tarlalarına giderek, yamaçlara inerek hayvanlarını otlattığını söyleyen Demirci, "Bu iş engel değildir. Bir işi sevdiğiniz zaman yapabilirsiniz. Gerçekten böyle. Ben iki koyuna da bakabilirim. Üç ve daha fazlasına da bakabilirim, otlatabilirim. Yamaçlara gidip gelebiliyorum. Ailem bana ’gitme’ diyor. Sağolsunlar beni düşünüyorlar. Ben de ’hayvanlarım iyi olsun. Güzel gelişsinler. Karınları doysun’ diye gidiyorum. Zor olmuyor. Bir işi gerçekten severek yaparsanız. Hakikaten o iş size kolay geliyor. Herkesin kendine ait özelliği vardır. Ben de bu işi seviyorum. Doğuştan görme engelliyim. Kendimi bunlara adadım desem yeridir" şeklinde konuştu. İkinci koyunu kendisine hediye eden hayırsevere de teşekkür eden Demirci, "Koyunu bana hediye eden değerli büyüğüm Muharrem ağabey. Onun da kendine ait koyunları var. Bana sağolsun o koyun hediye etti" şeklinde konuştu.