SAĞLIK - 09 Mayıs 2022 Pazartesi 10:36

Yeme bozukluklarına dikkat

A
A
A
Yeme bozukluklarına dikkat

Ciddi bir sağlık sorunu olan yeme bozukluğu, yaşamın fiziksel, psikolojik ve sosyal yönlerini etkileyebiliyor.

Ciddi bir sağlık sorunu olan yeme bozukluğu, yaşamın fiziksel, psikolojik ve sosyal yönlerini etkileyebiliyor. Yemek bozuklukları, tedavi edilmezlerse ölümcül olabiliyorlar.


İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Raziye Dut, yeme bozukluklarının genellikle ergenlik veya genç yetişkinlik döneminde geliştiğini belirterek, "Anoreksiya ve bulimia kadınlarda daha sık görülür ancak her yaşta ortaya çıkabilir veya herhangi bir cinsiyeti etkileyebilir" dedi.


Doç. Dr. Dut, yeme bozukluklarının en yaygın türleri arasında bulimia nervoza, anoreksiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu, kaçıngan kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu, pika (besin olarak kabul edilmeyen gıdaların yenmesi, kağıt, peçete..vb) ve çiğneme bozukluğu dahil olmak üzere diğer belirtilen yeme ve beslenme bozuklukları yer aldığını belirterek, "Yeme bozukluklarının belirtileri yeme bozukluğunun türüne göre değişiklik gösterebilir. Her kişi semptomları farklı deneyimleyebilir, ancak yeme bozukluklarının duygusal, fiziksel belirtileri hakkında dikkatli olunmalıdır. Yeme bozukluğu düşündüren davranış belirtileri, vücut ağırlığı, kalori, yiyecek, karbonhidratlar, yağ gramları, diyet ile meşgul olma, bazı yiyecekleri yemeyi reddetme, öğün atlamak veya düzenli öğünlerde küçük porsiyonlar yemek, geçici diyetler veya yiyeceklerle ilgili herhangi bir yeni meşguliyet veya uygulama, arkadaşlardan ve aktivitelerden çekilme, vücut şekli ve boyutu ile aşırı endişe, aşırı ruh hali değişimleri, sık diyettir" dedi.


Dut, yeme bozukluğunun fiziksel belirtilerini de, fark edilebilir kilo dalgalanmaları, adet düzensizlikleri, konsantrasyon bozukluğu, halsizlik/bayılma, sindirim sistemi problemleri, uyku bozuklukları, aşırı fiziksel aktivite, cilt kuruluğu olarak sıraladı.


Dut, şunları kaydetti: "Genetik, sağlıksız diyet teknikleri veya özellikle kızlarda hormonal değişiklikler dâhil olmak üzere ergenlerde yeme bozukluklarının nedenlerine çeşitli faktörler katkıda bulunabilir. Psikolojik etkiler de yeme bozukluğunun gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Reklam ve medya, bir kişinin vücudunun “nasıl” görünmesi gerektiği konusunda karışık mesajlar iletir. Yeme bozuklukları ayrıca diğer akıl hastalıklarının yanı sıra depresyon ve anksiyete ile de bağlantılıdır. Aslında, yeme bozukluğu olan kişilerin yaklaşık yüzde 50’si aynı zamanda duygu-durum bozukluklarından da muzdariptir. Ergenlik çağındaki çocuğunuzda yeme bozukluklarının belirtilerini veya nedenlerini fark ederseniz, ergenler için kapsamlı yeme bozukluğu tedavisi sunan bir kliniğe başvurun".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç: "Regaib Kandili, bizlere manevi bir yenilenme fırsatı sunmaktadır" Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç; üç ayların başlangıcını müjdeleyen Regaib Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajda birlik, beraberlik, dayanışma ve kardeşlik vurgusu yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Regaib Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımlayarak, mübarek gecenin manevi iklimine dikkat çekti. Başkan Büyükkılıç, rahmet, bereket ve mağfiret ayları olan üç ayların başlangıcında idrak edilen Regaib Kandili’ne ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Regaib Kandili’nin duaların kabul olduğu, gönüllerin arındığı müstesna zamanlardan biri olduğunu belirten Büyükkılıç, "Bu gece vesilesiyle milletimizin ve tüm İslam âleminin Regaib Kandili’ni tebrik ediyorum. Yüce Allah’tan bu gecenin tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini niyaz ediyorum" dedi. Kayseri’nin farklı medeniyetlerin buluştuğu kadim bir şehir olduğuna vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, böylesi anlamlı gecelerin toplumsal dayanışmayı güçlendirdiğini ifade ederek, "Birlik ve beraberliğimizi pekiştiren bu gecede yardımlaşma, paylaşma ve kardeşlik duygularımızı daha da artırmalıyız. Daha huzurlu bir Kayseri ve daha güçlü bir Türkiye için dualarımızı eksik etmeyelim" ifadelerini kullandı. Regaib Kandili’nin aynı zamanda Ramazan ayının müjdecisi olduğunu hatırlatan Başkan Büyükkılıç, "Üç ayların başlangıcında yer alan Regaib Kandili, bizlere manevi bir yenilenme fırsatı sunmaktadır. Bu mübarek zamanları dua, tövbe ve ibadetlerle en güzel şekilde değerlendirmeyi Rabbim hepimize nasip eylesin" şeklinde konuştu. Başkan Büyükkılıç, mesajının sonunda tüm Kayserililerin ve İslam âleminin Regaib Kandili’ni tebrik ederek, "Bu gecenin gönüllerimize huzur, evlerimize bereket, hayatlarımıza umut getirmesini diliyorum. Regaib Kandili’miz mübarek olsun" temennisinde bulundu.
Amasya Türkiye’nin en eski kadastro davası 75 yıl sonra sonuçlandı Amasya’da 1951 yılında açılan dava aradan geçen 75 yıl sonra sonuçlandı. Bir arazinin tapu tescili için açılan dava, davacılardan vefat edenlerin olması ve yapılan itirazlar üzerine yıllardır devam ediyordu. Türkiye’nin devam eden en eski tarihli davası olarak kayıtlara geçen dava, ‘Davacı’ filmini akıllara getirdi. ‘Sıfır Kadastro Dosyası’ hedefi doğrultusunda çözüldü 1951 yılında açılan ve açılmadan öncesine de uzanan 3 parselli toplam 126 dönümlük arazinin tapu tescili davası, aradan geçen 75 yılın ardından halen devam ediyordu. Amasya Kadastro Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın ‘Sıfır Kadastro Dosyası’ hedefi doğrultusunda yıllardır sonuç alınamayan davayı çözüme kavuşturdu. Davacı filmi gerçek oldu Amasya’nın Suluova ilçesine bağlı Salucu köyündeki bir arazi üzerinde hak iddia edilmesi nedeniyle açıldığı günden bu yana vefat edenler ve yapılan itirazlardan dolayı sürekli olarak uzayan davada en son 348 taraflı bulunuyordu. Aradan geçen süre zarfında hakim, avukat ve tarafların değiştiği, vefat edenlerin de bir hayli çok olduğu dava akıllara ise başrolde Kemal Sunal’ın olup çok sayıda usta oyuncunun da kadroda yer aldığı 1986 yılında yayınlanan ‘Davacı’ filmini getirdi. Davalı taraflardan Mustafa Küçük (50) çocukluk yıllarında izledikleri ‘Davacı’ filmine o yıllarda güldüklerini, şimdi ise aynı durumda kendilerinin bulunduğunu belirtti. 1980 yılında vefat eden İstiklal Savaşı gazisi dedesi Hasan Arıkan’ın 1945 yılında parasını ödeyip tapusunu aldığı araziye itiraz üzerine 1951 yılında görülmeye başlayan davanın bu yıla kadar sürdüğünü hatırlatan Mustafa Küçük, "Kazandığımız bu dava Türkiye’nin en eski kadastro davasıymış. Bizde yeni öğrendik. Kemal Sunal’ın ‘Davacı’ filmi gerçek oldu" dedi. Kadastro davalarının en uzun süren dava türü olduğunu anlatan Avukat Filiz Alakuş ise, "Yıllar önce açılmış davalarda vefat durumunda yeni mirasçılar ve yeni hak iddia edenler davaya dahil olurlar. Bu dava 75 yıllık bir dava. Kadastro davalarının en eskisi olduğu bize söylendi" diye konuştu.